Çevrimdışı

Son günlerde televizyon programlarında, gazetelerde ve arkadaş sohbetlerinde sık sık konuştuğumuz, duyduğumuz Türkiye'de nükleer santraller kurma çalışmaların da sona yaklaşmış bulunuyoruz. Peki biz ülke olarak buna hazır mıyız? Tüm Türkiye'de geçtiğimiz günlerde elektrik keserek, iletişimi, ulaşımı engelleyenler bugün enerji üretimi eksikliğinden bahsedip nükleer santraller kurulması gerektiğini savunur oldular.

Çernobil reaktör kazasının etkileri henüz devam ederken, madenci işçi kardeşlerimiz toprak altında can verirken, her yıl binlerce işçimiz iş kazalarında hayata gözlerini yumarken, eğitimin ve öğretimin, iş sağlığı ve güvenliğinin hiç bir önemi olmayan ülkemiz de, iş verenlerin işin ehli ve profesyonel insanlar yerine torpille işe aldığı kişiler varken geleceğimizin tehlikede olduğunu bilmek gerçekten çok üzücü.

2010-2020 arasında 5 bin me*****lık üç nükleer santral kurmayı amaçlayan "Nükleer Enerji Yasası", 17 Ocak 2007'de çıkarıldı. Ancak dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, santrali kuracak şirketin yapısı, denetimi, söküm masrafı gibi alanlarda anayasaya aykırılıklar olduğu gerekçesiyle yasanın üç maddesini veto etti, bakalım şimdi ki mevcut sistem de neler olacak, kimler pastadan pay alacak kimler çıkarları için geleceğimizi tehlikeye atacak..

__________________
Hiçbir şey istediğim yok senden felek!
Ama yine de ucuz olsun ekmek
Ve pahalı olsun insan hayatı...
‘R.Hamzatov’