Zamanında padişahın oğlu çözümü olmayan hastalığa yakalanmış. Doktor doktor gezmişler, bir çözüm bulamamışlar. En sonunda birisi, bir Yörük köyünde koyun otlatan çobanın yanına git. O çoban, gamsız kedersiz birisidir. O çobanın göyneğini alırsan sen bu hastalıkta kurtulursun, demiş. Araya araya bu dağdaki Yörüğü bulmuşlar. Padişahın oğlu çobana demiş ki, ben bir amansız hastalığa yakalandım. Çözümüm de sensin. Senin bu göyneğini alırsam ben bu dertten kurtulacakmışım. Bunu dediği andan itibaren bizim Yörük çoban iki elini şakaklarına alıp düşünceye dalmış. Tabii padişahın oğlu şaşırmış. Neden böyle oldu? Biz seni dertsiz, gamsız, tasasız bir kişi biliyorduk. Çoban, koskoca padişahın oğlu gelmiş benden göynek istiyor. Ama benim ona verecek bir göyneğim bile yok. Ben düşünmeyeyim, ben dert etmeyeyim de kim dert etsin demiş.