29 Ağustos 2012, 12:28 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Gordion (Yassıhöyük) Frigya Krallığı’nın başkenti Gordion ; Ankara-Eskişehir karayolunun yakınında, Sakarya (Sangarios) ve Porsuk nehirlerinin birbirlerine yaklaştıkları yerde, Polatlı’nın 18 km. kuzeybatısındadır (Ankara’dan 90km.) Yapılan arkeolojik kazılar sonucu buradan çıkan ve çeşitli yayınlarda tanıtılan buluntular, bu yerleşimin tarihini Erken Bronz Çağına (M.Ö. 3000) kadar götürür. Gordion, M.Ö. 7. yüzyılın başlarında Kimmerler tarafından tahrip edilmesine rağmen, en parlak dönemlerini M.Ö. 750-700 tarihleri arasında yaşamıştır. Birçok buluntular ve yerleşimdeki tümülüsler 6. yüzyılın sonuna kadar devam eden bu işgali göz önüne serer. Yine de Gordion, Büyük İskender’in burayı yeniden onarıp bağımsızlığının kendilerine geri verilmesine kadar (M.Ö. 6. yüzyılın yarısından itibaren) Persler tarafından yönetilmiştir. Kral Gordios tarafından bağlanan meşhur düğüm, Büyük İskender tarafından M.Ö. 333 yılında kışı geçirdiği Gordion’da kesilmiştir. Gordion’da Helenistik dönem Büyük İskender’in burayı fethinden sonra (M.Ö. 300-100) başlamıştır. Sonra Roma Dönemi (M.Ö.1.– M.S.4. Yüzyıl), daha sonra Selçuklu (M.S.11.-13. Yüzyıl) dönemi başlamıştır. Bütün bu olaylar Gordion’da 4000 yıl gibi kısa bir sürede olmuştur. Gordion’daki kalıntılar: | |
|
29 Ağustos 2012, 12:28 | #2 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Gordion (Yassıhöyük) Kent Höyüğü: 350x500 metre ölçüsündeki yassı bir höyük durumundaki Frig kenti, Sakarya ırmağının hemen doğusunda yer almaktadır. Arkeologlar, anıtsal bir kapı ile birlikte kral ailesine ait bir çok yapı, evlere ve kent duvarlarına ilişkin kalıntılar ortaya çıkarmışlardır. Bunların tümü Frig krallığının en parlak dönemine (MÖ 725-667) tarihlenmektedir. Kent Kapısı: MÖ.VIII.yüzyılın sonunda yapılmıştır. Yumuşak kireç taşından 9 metre yükseklikteki kısmı günümüze kadar korunmuş anıtsal bir yapıdır. Kente asıl giriş 9 metre genişliğinde ve 23 metre uzunluğunda üstü açık bir koridorla sağlanıyordu. Kapının iki yanında yer alan kulelerin kente açılan birer kapısı vardır. Tamamı kazılan kuzey avlu depo olarak kullanılıyordu. Güney avlusu ise Pers kapısının büyük güney duvarının korunması amacıyla kazılmadan bırakılmıştır. |
|
29 Ağustos 2012, 12:28 | #3 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Gordion (Yassıhöyük) Kent Merkezi: Höyüğün orta kısmı saraylara ayrılmıştır. Ker---ten bir duvar, dört yapıyı içeren sarayın birinci avlusunu kent kapısından ayırmaktadır. Daha kalın bir duvar iç avluyu kuzey, batı ve güney yönlerinden çevirmektedir.Büyük olasılıkla bu duvarlar saray yapılarının doğu yönünce de uzanmakta ve böylelikle onları dışarıdan tümüyle ayırmaktadır. Saraylar: Birinci avludaki iki yapı birer megarondur. Megaron 2, geometrik desenli bir mozaik ile döşenmiştir. Bu mozaik, bilinen en eski çakıltaşı mozaik örneğidir ve bugün bir kısmı Gordion Müzesi’nde sergilenmektedir. Megaron 3 ise, günümüze kadar Gordion’da çıkarılmış en önemli yapıdır. İç avluda yer alan yapı Frig akropolünün en büyük binasıdır. Yapı, iki sıra ahşap direkle bir orta ve iki yan nefe ayrılmıştır. Arkeologlara göre orta bölüm tek katlı ve yüksek bir salondu. Yan kısımlar ise iki katlı ahşap galeriler şeklindeydi. Megaron 3, MÖ.VIII. yüzyılın ikinci yarısında inşa edilmiş en eski yapılardan biri olmalıdır. Terasın batı kesiminde her biri 11x14 metre ölçülerinde yan yana sıralanmış 8 adet megaron yer alır.Bunların hepsinde de ortada bir ocak ve yanlarda direklerle desteklenen ahşap galeriler bulunmaktadır. Büyük olasılıkla bunlar sarayın günlük işlerinin görüldüğü yapılardır. Megaron 3’ün yanına yapılan bir merdivenle yeni oluşturulan terasa geçiş sağlanmıştır. |
|
01 Eylül 2013, 20:31 | #4 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Gordion (Yassıhöyük) Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. GORDİON MÜZESİ 1963 yılında Ankara'nın Polatlı ilçesine bağlı Yassıhöyük olarak tanınan 500 nüfusa sahip küçük bir köyün yanında kuruldu. Bugün Gordion Müzesi'nde kronolojik bir sergileme sunulmakta, her dönem karakteristik örneklerle temsil edilmektedir. Üç vitrinde Eski Tunç Devri eserleri, bunu takiben Kral Midas ile son bulan Erken Frig Dönemine ait eserler yer almaktadır. Bu eserler içinde Erken Demir Çağına ait el yapımı çanak-çömlekler, Erken Frig Çağına ait Demir aletler, tekstil üretim aletleri sergilenmektedir. Yeni sergi solonunda Panoramik vitrin içinde M.Ö. 700 yıllarına tarihlenen tahrip katına ait tipik bir yapı sergilenmektedir. Yeni salonun geri kalan kısmında M.Ö. 6 - M.S. 4. yüzyıla ait ithal edilmiş Yunan seramiği, Hellenistik Çağ ve Roma Dönemine ait malzemeler sergilenmektedir. Son bölümde ise ziyaretçiler Gordion'da ele geçen mühür ve sikke örneklerini izleme imkânı bulmaktadırlar. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. MÜZENİN GELİŞİMİ Son yıllarda Gordion Müzesi'nin ziyaretçi sayısındaki büyük artış, burada yeni düzenlemeler yapılmasını gündeme getirmiştir. Bu çalışmalar içinde 180 m2'lik yeni depo binası, 150m2'lik ek teşhir salonu, 30 m2'lik laboratuvar ve 35 m2'lik görüntü ile bilgilendirme salonu, 5000 m2'lik yeni açık hava teşhir alanı yapıların belli başlıları arasında sayılabilir. Yeni kazılan alan Friglerin mobilya yapımında kullandıkları sedir, kokulu ardıç, şimşir, sarıçam, ceviz ve porsuk fidanları ile ağaçlandırılmıştır. Bu yeni alana nakledilen Roma mozaiği ve Galat Mezarı yapılan işlerin bir bölümü olarak sayılabilir. MÜZE TEŞHİR SALONLARI ESKİ TUNÇ ÇAĞI Yaklaşık olarak M.Ö. 3000'li yıllara (3000-2000) rastlayan Eski Tunç Çağı, Gordion'da yerleşimin bilinen ilk safhasıdır. Anadolu ve Yakın Doğu'da, aletler ve diğer araç gereçlerin yapımında kullanılan tuncun (bronz) üretiminde, en son teknolojik adımların atılması bu döneme rastlar. Daha eski bir dönem olan Neolitik (Yeni Taş Çağı) Dönemde ana malzeme taş kullanılmış ancak Gordion ve çevresinde bu döneme ait buluntulara rastlanılmamıştır. Gordion'a yakın bir başka höyük olan Polatlı höyüğü'nde de Gordion'dakilere benzer buluntular ele geçmiş, böylece Tunç Çağı'nın Gordion çevresindeki diğer mevkiilerde de kendini gösterdiği anlaşılmıştır. Sergide bulunan elyapımı seramik kaplar, özellikle gaga ağızlı testiler, Orta Anadolu Eski Tunç Çağı'nın tipik örnekleridir. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Yaklaşık olarak M.Ö. 3000'li yıllara (3000-2000) rastlayan Eski Tunç Çağı, Gordion'da yerleşimin bilinen ilk safhasıdır. Anadolu ve Yakın Doğu'da, aletler ve diğer araç gereçlerin yapımında kullanılan tuncun (bronz) üretiminde, en son teknolojik adımların atılması bu döneme rastlar. Daha eski bir dönem olan Neolitik (Yeni Taş Çağı) Dönemde ana malzeme taş kullanılmış ancak Gordion ve çevresinde bu döneme ait buluntulara rastlanılmamıştır. Gordion'a yakın bir başka höyük olan Polatlı höyüğü'nde de Gordion'dakilere benzer buluntular ele geçmiş, böylece Tunç Çağı'nın Gordion çevresindeki diğer mevkiilerde de kendini gösterdiği anlaşılmıştır. Sergide bulunan elyapımı seramik kaplar, özellikle gaga ağızlı testiler, Orta Anadolu Eski Tunç Çağı'nın tipik örnekleridir. POLATLI HÖYÜK KAZILARI Gordion-Yassihöyük merkez bölgesindeki Polatlı Höyük kazısı Seton Lloyd ve Nuri Gökçe tarafından 1949 yılında bir kazı sezonunda tamamlanmıştır. 21. Boya bezekli kap, P.T. Tespit edilen toplam 31 yerleşim katı M.Ö. 3000-1200'e tarihlendirilmektedir. (Erken, Orta ve Geç Tunç Dönemleri). Polatlı Höyük'ten çıkan ve Eski Tunç Çağma ait olan (M.Ö. 3. binyil) kapların büyük çoğunluğu Gordion eserleriyle mükemmel bir benzerlik gösterir. Bu örneklerden en ilgi çekici olanı arkeologlar tarafından DEPAS olarak adlandırılan uzun gövdeli, çift kulplu kadehler biçiminde olup, Kuzey-Batı Anadolu'daki Troya'dan Kuzey Suriye'ye kadar geniş bir alanda görülmektedir. ORTA TUNÇ ÇAĞI Anadolu'da Orta Tunç Çağı, Eski Assur Ticaret Kolonileri ve Eski Hitit Krallığı (M.Ö. 2000'li yılların ilk yansı) zamanı olup bu iki dönem sırasıyla Kayseri yakınlarındaki Kültepe-Kaneş ve Boğazköy-Hattuşa (Çorum ili) kazılan ile en iyi şekilde bilinmektedir. Gordion Müzesinde teşhir edilen bu döneme ait eserlerin çoğu, müzenin güneydoğusunda uzanan bir mezarlıkta bulunmuştur. Gömüler iri küplerin içine konulmuştur. Ana yerleşim höyüğünden çıkarılan hiyeroglif yazılı kil bir mühür baskısı (bulla), burada yaşayan insanların Eski Hitit hakimiyet bölgesiyle ilişki içinde olduklarım göstermektedir. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. GEÇ TUNÇ ÇAĞI Geç Tunç Çağı (M.ö. 1500-1100), başkenti Boğazköy-Hattuşa olan Hitit İmparatorluğu'nun Dönemidir. Bu dönemde, Gordion'un nasıl bir öneme sahip olduğu belirsizdir. Sergilenen çanak çömlekler çarkta yapılmış ve toplu üretilmiş olup diğer Hitit merkezlerindekiler gibidir ve bu nedenle, yerel ekonominin, Hitit hakimiyet bölgesi ile bağlantılı olduğunu ortaya koyar. Bu tür bağlantıların öne sürülmesinin bir nedeni de, Gordion buluntuları arasındaki üzerinde Hitit hiyeroglif yazıtlı mühür baskısı bulunan çömlek kulbudur. Frig Dönemi(Demir Çağı) Gordion'da Frig Dönemi M.Ö.1000 yıllarında başlar ve muhtemelen M. ö. 4. yy sonlarına kadar sürer. Hititceden oldukça farklı bir Hint-Avrupa dili kullanmış olan Frigler'in Anadolu'ya, Güneydoğu Avrupa'dan göç ettikleri sanılmaktadır.Bunu destekleyen bir unsur da, dillerinin Yunanca ve belki de Trakyalılar'ın kullandığı dil ile benzerlikler göstermesidir. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Erken Demir Çağı'nda Elyapımı Çanak Çömlekler Gordion'da Tunç Çağı sonrası ilk katmanlarda ele geçmiş ve bazıları cilalı olan, bir çeşit elyapımı çömleklerin, Avrupa'dan gelen bu yeni yerleşimcilerin en erken kanıtları olması kuvvetle muhtemeldir. Çanak çömlekler, Güneydoğu Avrupa'nınkilerle genel benzerlikler taşımaktadır. Ana yerleşim höyügündeki kazılar, M.Ö. 8.yy sonlarına doğru, Erken Frig Dönemine ait geniş bir mimari devreler zincirin! açığa çıkarmıştır. 9. yy yaşanırken Gordion, anıtsal binalarla dolu, etrafı surlarla çevrili bir kale haline gelmiştir ki bu olay, belki de Frig Devleti veya Krallığı'nın başlangıcım göstermektedir.Frig Kralı Gordios muhtemelen adını bölgeye "Gordion" olarak vermiştir. Gordion, "Gordios'un tahtı" anlamına gelen "Gordieion'un kısaltılmış hali olabilir. Kabartmalı Ortostatlar Kuzey Suriye'deki Kargamış ve Zincirli kazı bölgelerinden de en iyi şekilde bilinen, kabartma desenlerle oyulmuş bir dizi dik taş ortostatlar, büyük olasılıkla Frig Kalesi'nin bu ilk aşamalarına aittir. Bir veya daha çok anıtsal binalar için temel teşkil eden bu ortostatlar, mimari kullanımları ve yontma tarzlarıyla kuzey Suriye, Neo-Hitit dünyası ve Orta Anadolu'nun doğu kısmı (Tabal) ile yakın ilişkileri göstermektedir. Muhtemelen bir giriş kapısında duran arslan belki de şeytani ruhları savuşturmak için tasarlanmıştır. KRAL MİDAS'IN ERKEN FRİG KALESİ M.Ö. 8.yy'a ait Assur metinlerinde adından söz edilmesi itibariyle Frig kralı Midas'ın, aynı zamanda tarihe mal olmuş önemli bir kişilik olduğu anlaşılmaktadır. Bu tarihlerde, Gordion Kalesi üstte yer alan planda gösterilen yere kadar genişlemiştir. Bir duvar ile ayrılan iki büyük avlu "Saray bölgesini" oluşturmaktadır. Avlular, bugün megaron olarak adlandırılan geniş merkezi bir hol veya bir antre ya da bir taraçadan oluşan bir yapı çeşidi ile çevrelenmiştir. Megaron l ker*** ve ahşap kullanılarak inşaa edilmiştir. Megaron 2 taştan inşaa edilmiş olsa de benzer bir ahşap iskelete sahiptir. Binanın, çoğunlukla geometrik desenli, çakıltaşı mozaik bir zemini vardır; bu zemin, kendi çeşitleri arasında bilinen en eski çakıltaşı mozaik örneğidir. Asıl mozaik kalıntıları müze dışında sergilenmektedir. Megaron 2'nin taş duvarları, figürlü ve soyut pek çok oyma desenler taşımaktadır. Desenlerin arasında, çift meyilli tavanları ve boynuz şekilli tavan başlarım (akroterleri) gösteren bina cepheleri vardır. Megaron 2'nin yakınında bulunan, gösterimdeki orijinal akroter, binanın tacı olarak kullanılmış olmalıdır. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Bu akroter, Ankara'daki ve Afyon-Eskişehir arası Dağlık Frigya arazisindeki bina cephelerinin resmedilişiyle ve kimi zaman Kybele olarak da bilinen Frig tanrıçası Matar (Ana) ile ilgili anıtlar vasıtasıyla bilinen bir çeşittir. Megaronların en büyüğü, Megaron 3, balkonları ve çatıyı desteklemesi için zemininde karışık bir ahşap kiriş sistemine sahiptir. Bina, fildişi süslemeli ahşap mobilyalar dahil olmak üzere, oldukça güzel ve lüks eşyalar içermektedir. Muhtemelen de, saray bölgesinin merkez binası olarak hizmet vermiştir. Saray bölgesinin güney-batısında yer alan CC ve çok odalı Teras binaları temel olarak yiyeceklerin hazırlanışı, dokuma imalatı ve merkezi saray ekonomisiyle bağlantılı olması muhtemel faaliyetler için kullanılmıştır. Bu binaların temel özellikleri bilinmektedir çünkü M.Ö. 700'lerde yaşanan büyük bir yangın Frig kalesini yıkmış ancak binaların içinde bulunan malzemelere zarar vermemiştir. Yıkım, muhtemelen Frigya'nın Kimmerler tarafından istilası ile bağlantılıdır; Kral Midas da, bu olayla bağlantılı olarak ölmüş olabilir. Bu olay her ne kadar Frigler için bir felaket olsa da, bu yıkım katmanı arkeologlar için ana buluntulardan biridir. Çünkü bizlere bir anda, tarihte yaşanmış olan Frig hayatinin ve Frig materyal kültürünün zengin bir fotoğrafını verir. ERKEN FRİG ÇÖMLEKÇİLİĞİ Yeme, içme, saklama ve diğer amaçlı seramik kaplar çok miktarlarda ve oldukça geniş çeşitlilikte kullanılmıştır; birçoğu, renklendirilmekten eritmeye kadar ateşin izlerini taşır. Gövdeye yapışık emziği süzgeçli kaplar özellikle karakteristik nitelikler taşıyan çeşitlerdir; bunlar büyük olasılıkla bira veya diğer içeceklerle bağlantılı olarak kullanılmışlardır. Her ne kadar, erken kaledeki çanak çömlekler tek renk (monocrom) olsa da, ele geçen boyalı-bezekli kaplar çoğunlukla çok çeşitli geometrik desenlerle, incelikle ve özenle süslenmiştir. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Erken Frig Demir Uygulamaları "Demir Çağı" ifadesi aletlerin ve diğer uygulamaların yapımında demirin bronz yerine tercih edilen madde haline gelmesini belirtmektedir. Frig kalesinin yanmış binalarının, bronz aletlerin azlığına karşın nitelik ve nicelik bakımdan bol miktarda demir malzemeye sahip olması, Gordion'un tamamı ile Demir Çağı'na tarihlenmesinin kanıtıdır. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Erken Frig Dokuma Üretimi Daha sonraki zamanlarda, Frigler dokuma üretimlerinden dolayı Yunanlılar ve Romalılar tarafından iyi biliniyorlardı. İşte bu yüzden, Teras ve CC binalarında geniş kapsamlı dokuma imalatım görmek özellikle ilginçtir. Kil milin dönüşleri ipliğin yünden yapılışının açık kanıtıdır. Sıra halinde düşmüş olarak bulunan pişmemiş kilden dokuma tezgahı ağırlıkları, dokuma tezgahlarının binanın içerisinde nerede durduklarım gösterir. Ayrıca, tezgahları işletmek için kemik mekikler ve dikiş için demir iğneler mevcuttur. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Diğer Erken Frig Buluntuları Yanmış kalede, diğer maddelerden yapılmış buluntular, bazen istisnai parçalar olsa da, sayıca azdır. Örneğin, küçük bronz hayvan figürleri, bronz kazanlar, Megaron 3'te bulunan fildişi bir sandalye kolu ve işlemeli mobilyalar için diğer fildişi parçalar, bu buluntular arasında sayılabilir. Ayrıca burada uygulanmış olan cam boncuk kuyumculuğu da, Gordion'a büyük olasılıkla Suriye-Levanten bölgesi (bugünkü Suriye, Lübnan, israil bölgesi) veya Mezopotamya'dan ithal olarak gelmiştir. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Frig Yazıtları Erken Frig Döneminin sonlarında, Frigler belli bir okuryazarlık düzeyine gelmişlerdir. Kazı bölgesinde bulunmuş olan Frigçe yazıtlar, M. ö. 4. yy'a devam etmektedir. Frig alfabesi Eskiçağ Yunan alfabesinden uyarlanmış görünmektedir; bu yüzden her ne kadar dilin kendisi çok az anlaşılsa da çoğu karakterler Yunan ses değerlerini koruduğundan Frig yazısı okunabilmektedir. Frigçe Hint-Avrupa dil grubuna dahil olduğundan, Yunanca ve İngilizce gibi daha iyi bilinen dillerle benzerlikler taşımaktadır. Örneğin; bir çift ayak izini gösteren taş yazıtın üzerindeki -podas- kelimesi Yunanca'da da -podas- (ayak) anlamına gelmektedir. Gordion'da bulunmuş olan çok sayıda Frig yazıtının büyük bölümü kısa olup fırınlanmış seramik kaplara kazınmıştır. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. |
|
Etiketler |
gordion, yassıhöyük |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Aydın Gordion Teiklos Antik Kenti | AftieL | Ege Bölgesi | 0 | 26 Ağustos 2014 17:13 |
Zorluğun Sembolü Gordion Düğümü | Luthien | Felsefe | 2 | 07 Ağustos 2014 18:26 |
Gordion Birası | Afrodit | Tarih | 0 | 01 Eylül 2013 20:34 |
Gordion'da kiracıdan dolar ayaklanması | aLya | Haber Arşivi | 0 | 25 Ekim 2011 13:17 |
Gordion Düğümü | Hesna | Tarih | 0 | 03 Mart 2010 16:14 |