24 Temmuz 2012, 22:27 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | I give My First Love to You - Little Manhattan - My Girl (Hakkında Özet - Yorum) I give My First Love to You - Little Manhattan - My Girl (Hakkında Özet - Yorum) Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Filmimizin konusu özetle şöyle: Takuma, bir kalp rahatsızlığı sebebiyle 20 yaşına varmadan ölecektir. Tek çare, organ naklidir; fakat uygun organ bulmak kolay değildir… Mayu ise, Takuma’nın doktorunun kızıdır. İki çocuk birlikte büyürler. Çocukluktan itibaren birbirlerine karşı derin duygular hissederler. Liseye başlama çağı geldiği zaman Takuma Mayu’yu kendinden uzaklaştırmak için en iyi okullardan birine başvurur. Tembel Mayu’nun bu okula girmesine imkân yok gibidir. Ama Mayu Takuma’dan ayrılmamak için canını dişine takar ve aynı okula girmeyi başarır. Hatta birinci olur! İlk gün Japonlar’da âdet olduğu üzre okul birincisi olarak konuşma yapmak için kürsüye çıktığı zaman Takuma’ya bağırır çağırır, benden o kadar kolay kurtulamazsın diye çocuğu tehdit eder! (Ha hayyt, aferin Mayu, “way to go” adamım!) Bu arada okul ikincisi olan Takashi de bu cesur kıza âşık olur! Takumi’ye “yemeyenin malını yerler” diyerek Mayu’nun peşine düşer. Sonra… sonra beklenmedik olaylar olur. İşte böyle… Şimdi, öncelikle filmin artıları: Hikâye kesinlikle çok etkileyici. Zaten nasıl olmasın; 20sine varmadan ölüm fermanı imzalanmış genç bir çocuğun ve onun büyük aşkının hikâyesi trajik olmaz olur mu Allahaşkına?? Ki bir de bu çocuğun melekler kadar güzel bir yüze sahip olan (maşallah! pü pü pü!) Okada Masaki tarafından, son derece başarılı bir biçimde canlandırıldığını düşününüz. Diğer başrol oyuncumuz Inoue Mao da her zamanki gibi son derece başarılı. (Yalnız Mao’nun tüm sevimliliğine rağmen Masaki kadar güzel olmadığını belirtmeden geçemiyciim: Aşağıdaki resme bir bakınız. Oğlan kızdan daha güzel değil mi sizce de? Aman neyse neyse, onlar birbirlerini sevmişler, bana ne ayol??) Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Filmde öyle vurucu sahneler var ki, yüreğim ağzıma gelerek izledim: Takumi ve Takashi’nin koşma yarışı yaptıkları sahne bunlardan biriydi örneğin. Ayrıca Teru’nun ölümünü öğrendikten sonra Takumi’nin hastanenin yangın merdiveninde fenalaştığı sahne de çok fenaydı, çoookk… Fakat aynı zamanda çok romantik, ya da çok sevimli olan sahneler de vardı ki, her biri yüzümde koca bir gülümseme bıraktı: Özellikle Takumi’nin doktora “seks yapabilir miyim?” dediği anda doktorun suratında oluşan ifade efsaneydi! Bilgisayar başında bana sağlam bir kahkaha attırdı Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Son olarak, filmin soundtrack’i, özellikle “sayou-nara, ari-gatou, suki dayo, suki dayo” diye feci halde dile dolanan müziği yok mu, insanı can evinden vuruyor. Yalnız filmin finaline bir itirazım var: Sırf daha etkileyici olsun diye sonunda iki elemanı da öldürmek zorunda mıydınız sayın senarist, yönetmen ve yapım-ve-yayında-emeği-geçenler? Yani, zavallı Takuma’cığa hayat veremeyecekse gül gibi Takashi’nin ölmesinin sebebi neydi?? Zavallı Mayu’nun yerlerde sürünerek Takushi’nin ailesinden kalbini dilendiği sahnenin anlamı neydi?? Mayu, o hareketiyle sevdiği adamın hayatını kurtarabilmeliydi bence. O zaman daha anlamlı olacaktı her şey; hâlâ mucizelere inancımız kalacaktı. Niye böyle yaptınız ama yaaa, böhüü! Neyse… Her şeye rağmen güzel filmdi işte… Little Manhattan Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. İşte sinemanın en şeker ilk aşk hikâyelerinden biri daha: Kahramanımız Gabe, 11 yaşında olduğu yaz tatilinde kindergarten’dan beri arkadaş olduğu Rosemary’ye karşı tuhaf şeyler hissetmeye başlıyor ve zavallıcığın ödü kopuyor! O zamana kadar kızlarla erkeklerin dünyası birbirinden tamamen ayrıdır çünkü, Gabe başına gelenlere bir anlam veremiyor… Küçük oğlan Manhattan’ın 72. ve 96. caddeleri ile sınırlı küçük dünyasında aşkı keşfederken, bir yandan da boşanmak üzere olan ailesinin sorunlarıyla boğuşuyor… Küçük bir çocuğun büyük dünyasını keşfetmek ve o saf duyguları yeniden hatırlamak isterseniz, kesinlikle es geçmemeniz gereken bir film “Little Manhattan”. Ayrıca şu alttaki afişi de ne kadar sevimli, öyle değil mi? Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] İlk aşkınızı hatırlıyor musunuz? Tuhaftır, ama ben hatırlamıyorum. Genelde herkesin sırayla birbirine aşık olduğu ilkokulda yaşanır ilk aşklar. Yakışıklı endeksinin her yaz tatili sonrası değişmesi üzerine piyasaların her yeni yıl başında altüst olduğu lisede ise aşık olmadan, en azından birilerinden hoşlanmadan mezun olmamak elde değildir. Benim ilk aşkım ya da aşık oluşum ise anaokulundaydı galiba, sadece onu hatırlıyorum. Kimdi, neydi gerçekten bilmiyorum. Adı bile unutulmuş. Hafızamın iyi olmamasından da kaynaklanıyor ancak tek anım, bir oyun sırasında el ele tutuşmamız ve benim çok mutlu olmam. Bu kadar. Herhalde aynı gün öğle uykusundan sonra oyun hamurlarına dalıp unuttum ben aşkı falan. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Naif ve masumdur ilk aşk, ilktir çünkü. İlk nefes, ilk kelime, ilk gülümseme kadar doğaldır. Her zaman için utangaçlıktır hem de. Güzeldir kısacası. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] İki çocuğun biraz New York güzellemesi katılmış aşkına film boyunca tanıklık ediyoruz. Ama bu kadar. Film sanki bölümlerden oluşmuş. Diyelim ki Gabe ve Rosemary bir yere gidiyorlar, o bölüm boyunca Gabe’in ağzından Rosemary’ye ne kadar aşık olduğunu dinliyoruz, ilk öpücük olacak mı heyecanı, Gabe’den “New York ne kadar da güzel” temalı kapanış konuşması ve Manhattan görüntüleri, sahne bitiyor. Sonra bakıyoruz yine bir araya geliyorlar, ay çok aşığım, ilk öpücük olacak mı, New York çok güzel, uzun binalar ve kapanış. Bu döngü çok güzel hikayelerle kotarılmaya çalışılmış ancak filmin sonlarına doğru böylesine güzel bir konu, mekan ve oyunculuklar varken filme yazık edildiğini düşündüm. Özellikle Gabe’in boşanma aşamasında olmalarına rağmen aynı evde yaşamak zorunda kalan anne-babası veya Rosemary’nin bakıcı ve kız kardeşi gibi önemli komedi öğelerinin çok çok daha fazla kullanılmasını beklerdim. Gabe ve Rosemary aşkının çok güzel ve naif bir aşk olması ve Gabe’in dünyanın en şapşal aşığı olması maalesef filmin süresini ve sonunu kurtarmaya yetmemiş. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Little Manhattan yaptığı inanılmaz iyi başlangıç sonrası temposunu neredeyse durdurma noktasına getiriyor. Hatta filmin en sonunda, film içinde zaten izlediğimiz sahnelerin en güzellerinden seçilmiş bir kolaj izliyoruz. Bir nevi flashback. Neden? Benim en iyi tahminim, yönetmenin en emek verilen sahneleri birden fazla kez kullanmak istemesiydi. Little Manhattan can sıkıntısında açıp izlenebilir belki. Ancak bunun dışında maalesef çerez bir film olmaktan öteye gidemiyor. Yani aslında, o hiç unutamadığımız ilk aşk o denli saf ve masum ki, bu filmi kurtarmaya gücü yetmiyor. My Girl [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] İşte izlediğim en güzel aşk filmlerinden biri… Sonunda hayatımın şokunu yaşadığım, boğazım ağrıyana kadar ağladığım bir film… Macaulay Culkin’in, Anna Chlumsky’nin yanakları sıkılıp sevilesi 11 yaşındaki hallerini; Vada’nın cenaze evindeki yaramazlıklarını, çatlak büyükannesini ve iki çocuğun en iyi arkadaşlık / ilk aşk arasında salınan duygularını unutmak mümkün mü? Sonradan ikincisi de çekilmişti bu filmin; ama ilkinin tadını vermemişti elbette. Veremezdi de. Çünkü, ilk fimin büyüsü küçük Thomas’ın şu sözlerinde saklı: “they say sometimes, when you get older, friends stop being friends. not vada and me. she’ll always be “my girl“!” Kaynak: Alıntılar | |
|
Etiketler |
girl, give, love, manhattan |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Sohbet Teması Geliştirmem Hakkında Yorum ? | Webarazzi | Wordpress Temaları | 3 | 19 Nisan 2021 10:46 |
Ed Sheeran - Give Me Love | PySSyCaT | Yabancı Şarkı Sözleri | 0 | 10 Mart 2017 14:52 |
Aaliyah - Came To Give Love | Blood | Yabancı Şarkı Sözleri | 0 | 13 Ekim 2014 19:50 |