Yanar kandilleri ilk geceden
aralanır ipek perdeleri
ürperişi başlar beklemelerin
Bimen Şen söyler taş plakta
açışır vazoda kırmızı güller
gülşene döner buhurlu oda
İpek bir mendille siler
yaylı tamburun aynasını
yıldızları şakır kara gözlerinin
salkım kiraz kıskanır dudaklarını
sevinir döşemeler o yürüdükçe
deniz kokusu yayılır etrafa
Gözlerinin yorgun pınarından
damlalar düşer titreyen ellerine
sesiyle irkilir sonsuz karanlığın
boş odalara savrulur düşlerinden
ölü aşklar mahsunu yalnız bir kadın
vardığını düşünür derin ummana
Anılar limanına rastgele yanaşan
palamarsız gemiler dolaşır sulanda
girdaplara açılır ömrünün son mevsimi
bir gülüş, bir ses dünyalara bedeldir ya
şaha kalkmaz artık dalgalarının
gül mevsimini aranır boşu boşuna
ıssız yollarda yalnız bir yolcu
Yanar kandilleri ilk geceden
aralanır ipek perdeleri
ürperişi başlar beklemelerin
gri yağmurlara açar pencerelerini
kayan yıldızlarla söyleşir
yalnızlığın sarmalı örer beliklerini
döner kendi içine, kendi içinde
küstüm çiçeklerini sular bir kadın