09 Eylül 2011, 06:31 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Kalem Kağıda Aşık Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. KALEM KAĞIDA AŞIK Yazmak... kimine göre içini boşaltmak, kimine göre bir isyanı kağıda dökmek, kimine göre de kalemi kağıtla öpüştürmektir. Tanımı her ne olursa olsun, bilinen bir şey var ki; insanın imgelem dünyasını kağıtla tanıştırmasıdır. Daha doğrusu beyaz berraklığa aşık olmasıdır. Saman kağıdının kokusunda geçmişi aramak, kaybettikleri için gözyaşı dökmek fakat ağlayamamaktır. Kısacası hayatı kağıtta yaşamaktır yazmak. İnsanın aklında çakan bir düşünce şimşeğinin, olgunlaşıp yıldırımlar halinde kağıda nüksetmesi, oradan da kitap olarak kitlelere nüfuz etmesi diye özetleyebiliriz yazma sevdasının gelişim evrelerini.Sanırım bu sevdayı hayatımıza soktukları için, artık adları sadece tarihin tozlu sayfalarında yer alan Sümerlere büyük bir teşekkür borçluyuz. Konunun en başından beri bu aşkı anlattık. Fakat artık bu aşkın iki kahramanını da tanıştırmanın vaktinin geldiğini düşünüyorum. Esasoğlan kalem ve esaskız kağıt. Bu iki sevgili çok çetin yollardan geçerek gelmişlerdir bugünlere. Aşklarının meyvesi olan yazı, baştan taşlara işlenmiştir, tapınak duvarlarına hatta kemiklere bile. Ama yılmamıştır bu iki sevgili. Tarihsel süreç içerisinde insan geliştikçe ve çevresini değiştirdikçe günümüzdeki son şekillerini almışlardır ve simaları hala değişmeye devam etmektedir. Gerçi günümüz dünyasında çoğu insan kalemle yazı yazmayı unutmuş durumda ama olsun. Belirttiğim gibi, bu iki aşık hiç vazgeçmemişlerdir birbirlerinden. Bu iki sevdalının sayesinde oluşmuştur felsefe, bilimler, o büyük Babil Kütüphanesi ve bu ikili sayesinde yayılmıştır milyonları arkasından sürükleyen fikirler. Bugünün işçileri, örgütlü bir mücadele içinde tek bir vücut gibi kırılmadan duruyorsa bunu, bilimsel sosyalizmin kurucusu Karl MARX'a ve yoldaşlarına borçludur. Peki MARX bu geldiği noktada fikirlerinin oluşumunu ve yayılmasını kime borçludur dersiniz? Evet doğru tahmin, kalem ve kağıda. Bu ikili olmasaydı olur muydu o koskoca Babil Kütüphanesi? Olur muydu kitaplar? Olur muydu felsefe? Etrafındakileri muhabbetine hayran bırakan bir mahalle delisinden ne farkı kalırdı Diyojen'in kağıt kalem olmasa? Ne farkı kalırdı koltuğunda kurumuş bir üniversite hocasından Nietzsche'nin? Ya da ne mantığı olurdu o soneleri yazmasının Shakespeare'nin? Fakat bir ''eski'' meraklısı ve ısrarla teknolojinin olumlu yanlarından çok olumsuz yanlarını gören bir pesimist olarak, durumun hiç de iç açıcı olmadığını söylemek zorundayım. Artık insanlar mektup göndermiyor örneğin, hasret kokan kartpostallar gelmiyor hiçbirimizin posta kutusuna bayramlarda. Hasretle gözlerimizden öpmüyor artık ninelerimiz mektuplarda. İnsanlar yaşadıkları stresli ve yoğun hayatlarında kısa ve teferruatsız olana daha çok sarılır oldular. Aramak yerine sesli harflerden yoksun, anlamlı bir cümle dahi kurulmayan soğuk ve kuru 'sms'leri tercih ediyorlar. Sabahları yaşanan o sıcak 'günaydın' fasıllarından eser yok şimdi. Eğer sadece bakmayıp, gören bir gözünüz varsa, sokağa çıktığınızda insanların birbirlerinin yüzüne bakmadan yürüyüp gittiklerini görürsünüz. Hangimizin birgün cep telefonunu evde unutmak aklına gelip de, içini eşsiz bir korku kaplamıyor? Kurulum itibariyle olumsuzluk zeminine inşa edilmiş bir yazı oldu. Biliyorum. Olabilir. İnanın umrumda değil. İçimden geçenleri olduğu gibi yazdım. Benim derdim teknolojiyle değil, teknolojiyi tembelliğine alet edip değerlerin içini boşaltan zihniyetle. Evet internetten alış- veriş yapmak, sipariş verip, kargo hizmeti almak kötü mü? Elbette değil ama yukarıdaki cümlede de dediğim gibi, tembelliğe alet etmemek lazım teknolojiyi. Ben sadece küçüklüğümde o sıcak ve hasret kokan kartpostalları özlüyorum. İlkokul öğretmenimin zorla da olsa yazdırdığı mektuba gelen cevap mektubunu merakla beklemeyi özledim. Saman kağıdı kitapların kokusunun işveli bir kadın gibi insanları cezbedişini görmeyi özledim. Herşeyi tuşlarla yaptığımız şu devirde parmaklarımızın yine kalemle buluşmasını ve kalemin kağıtla öpüşmesini özledim, çok mu? Alıntı | |
|
09 Eylül 2011, 17:40 | #2 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Kalem Kağıda Aşık Şahsen Kitap Okuma Adına Olsun, Gazete, Dergi V.s. Bunları Teknoloji Ürünlerden Ziyade Yazarında Açıkladığı Gibi O Sayfaların Kokusunu Hissederek Okumak, Bakmak Zevkinden Kendimi Mahrum Bırakamam Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Tembellik Açısından Da Katılıyorum Yazar'a Bilgisayar Ve Telefonlar Bir Çok İnsanı Büyük Etki Altına Aldı Bilinçli Kullanıcılar Malesef Azınlıkta.. |
|
Etiketler |
aşik, aşık, kağida, kağıda, kalem |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
İbrahim Tatlıses mal varlığını kalem kalem açıkladı | Zeytin | Magazin Haberleri | 1 | 02 Ağustos 2023 16:03 |
Çocuklara Kalem Tutturma Yöntemi Nasıl Öğretilir? Kalem Tutma Yaşı Nedir ? | Tanem | Eğitim | 0 | 13 Ocak 2023 20:03 |
Kara Kalem Portre Çalışmasına, Tükenmez Kalem Açılımı | Cemalizim | Kültür ve Sanat | 0 | 08 Nisan 2012 11:01 |
Kara Kalem Portre Çalışmasına, Tükenmez Kalem Açılımı (Özel) | Cemalizim | Kültür ve Sanat | 0 | 07 Nisan 2012 21:07 |
Kalem Kağıda Küstüyse. | Wick | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 27 Ekim 2010 03:09 |