13 Aralık 2011, 20:19 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Erdal Eren.. Sevgi ve rahmetle anıyoruz Erdal EREN. Bir çocuk var biliyor musunuz? Mor ve Ötesi’nin şu parçasında geçer; “bir darbe / geldi başıma / bir darbe / erdal'ı gördüm / darağacında” Ve Sezen Aksu son bakış parçasında onu anlatır: “Acı yüzler kurşun gibi izler / Son bakıştaki o gözler kaldı aklımızda” Grup Yorum’un Büyü adlı parçasında söylenir: “Büyüyüp de 17’ine geldiğinde baban sana idamlar alacak” diye. Yine Grup Günola söylemiştir: “küçücük gözleri incecik elleri kocaman yüreğiyle: Erdal'ım” Veya Ali Ekber Eren anlatır türküsünde: “Ankara adı kara / bu yara başka yara / on yedi yaşındaydı / kıyılır mı Erdal'a” Bir çocuk var biliyor musunuz? Bundan 33 yıl önce 17 yaşındaydı. Türkiye’de o yıllarda var olan kitle muhalefetinin önünü kesmek isteyen egemenlerin gözünü ölesiye korkuttu. Bir çocuktu, Erdal Eren; 17 yaşında, günlerce ağır işkencelere direnip sonunda da idam edilen. Ve ipi geçirdiklerinde narin boynuna, içi titremeden ölmesini bilen… Erdal’a bütün zor anlarında direnme gücü veren ise, ölüme bir nefes kala sesi bütün duvarları da aşacak denli ismini haykırdığı mücadelesiydi.. Erdal Eren’in en önemli özelliği de bu sayılabilir: O kahramanlık için yapmamıştır hiçbir şeyi. Bir alçakgönüllülük örneğidir Erdal’ın ölüme korkusuzca gitmesi. Bayrağını Denizlerden devralmıştı ve tarihsel sorumluluğunun bilincini taşıyordu Erdal. Ve hayatın her alanında zaten sürekli mücadele ediyordu. Çevresinde gördüğü tüm çelişkiler onu sosyalizmi benimsetmeye yöneltmişti. Erdal Eren, sosyalizmi kurmanın ancak işçi sınıfının partisinde mücadele etmekle gerçekleşebileceğini düşünüyordu. Örgütlü mücadele… Çünkü tek başına bir hiçten başka bir şey değildir bir insan ve bütün yetenekleri, bütün bildikleri ancak diğeriyle birlikte olduğu zaman bir anlam kazanır, bir sonuca ulaşır. Bu yüzden Erdal Eren, ölümünün üzerinden geçen bunca yıla rağmen, onu Erdal Eren yapan mücadelesiyle hala yaşatılmaktadır. Erdal Eren olmak Bizlerden daha önce büyük zorluklarla ve büyük fikirlerle tanışmış olmasına karşın, Erdal da bizim gibi bir gençti; gülmesini severdi mutlaka, onu kızdıran şeyler vardı. Annesi, babası, arkadaşları, mutlu anları, yaşadığı zorluklar… Bunlar hayatının parçasıydı. Hem bizlerden biriydi, hem de o büyük tarihsel akışa katılmıştı. Bizler ne yapıyoruz bugün? Her gün okul-ev ya da iş-ev arasında gidip gelmekten başka… Hayatımızda türlü türlü zorluklar, sıkıntılar yaşarken, içimize kapanmayı tercih etmek ya da bireysel kurtuluş yolları aramak bir çözüm olabilir mi? Hele de bizimle aynı dertleri, sorunları, özlemleri ve talepleri paylaşanlar varken… Ya da başarısızlığa uğramak yıldırabilir mi bizi Erdal fotoğraflarından gözlerimizin içine bakarken? Erdal Eren olmak, her gün çarpışmaktır burjuvaziyle, bizi bugünsüz ve geleceksiz bırakanlarla. Bugün Erdal Eren olmak, hayatımızı 3 saate sığdırmamızı isteyen ÖSS’ye karşı mücadele etmektir. Bilimsel, demokratik, özerk üniversitenin yaratılması için çabalamaktır. Kürt sorununda korkusuzca dik durabilmektir bütün karşı baskılanmalara. Bizi kuşatmaya çalışan ateşten şovenizm çemberini barış! çığlıklarıyla yarıp çıkmaktır. Sendika ve sigorta haklarımız için bir araya gelmektir, Bilmek, anlamak, duymak ve birlik olmaktır. Sesimizi duyurmaktır. Ve okullarımız, atölyelerimiz ve sokaklar esasta birer siyasal alandır bizim için. Erdal olmanın yolu gençlik kitleleri içinde günlük mücadeleyi örmekten geçer; adım adım Erdal Eren olunur. Kimdir Erdal? Erdal, bizim gökçefidan yoldaşımız; her gün yaptıklarımızla elini tutmaya bir adım daha yaklaştığımız... Erdal’ın mahkemedeki son sözleri: "Sayın Yargıçlar; Türkiye’de ve dünyada görülmemiş bir yargılama usulüyle karşı karşıyayız. Bu davanın o kadar çabuk sonuçlandırılmak istenmesi, olay dahi anlaşılmadan, yukarıdan gelen emirlerle çoktan verilmiş bir kararın formalitesini yerine getirdiğinizi gösterir. Benim hakkımdaki kararın üst düzeydeki sıkıyönetim komutanları tarafından verildiği o kadar açıktır ki, normal hukuk usulleri dahi ayaklar altına alınmıştır.” Yurtsever Devrimci Gençlik Derneği (YDGD) üyesi ve ODTÜ öğrencisi Sinan Suner duvara yazılama yaparken, dönemin MHP’li bakanı Cengiz Gökçek’in koruması Süleyman Ezendemir tarafından kurşunlanmış ve iki saat karakolda ifadesi alındıktan sonra hastaneye giderken kan kaybından ölmüştür. Erdal Eren’in de aralarında bulunduğu beş yüzü aşkın genç Sinan Suner’in öldürülmesini protesto etmek için, olayın olduğu yerde bir korsan gösteri düzenler. Gösteri bitip kitle dağılırken olaya bir askeri tim müdahale eder ve yaşanan arbede de Zekeriya Önge isimli bir er ölür. Olayda gözaltına 24 kişiden Erdal Eren silahla yakalanmııştır ve bu yüzden Önge’nin öldürülmesi onun üzerine yıkılır ve tüm hukuk usulleri de hiçe sayılarak, hızlı bir biçimde (gözaltına alındıktan 46 gün sonra) üç celsede idama mahkum edilir. Bu süreç o kadar hızlı işlemiştir ki Erdal Eren’in davanın ilk celsesinde avukat tutmaya bile fırsat bulamamıştır. Erdal Eren’in henüz 17 yaşında olması, tanıkların ifadeleri, deliller ve dünya kamuoyunun da tepkisi idamı engelleyememiştir. Kenan Evren meşhur asmayalım da besleyelim mi lafını Erdal Eren için söylemiştir.. -alıntı- | |
|
13 Aralık 2011, 21:00 | #4 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Erdal Eren.. İki çocuk ölüm karşısında hep çocuk kalacaklar. Büyümeden birer tabutta ama yaşıyorlar, gülüyorlar annelerinin rüyalarında. |
|
Etiketler |
erdal, eren |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Erdal Eren hâla 17 yaşında! | Luthien | IF Ekstra | 8 | 13 Haziran 2014 02:03 |
Erdal Eren, UNUTMADIK! | Melodram | IF Ekstra | 2 | 13 Aralık 2012 17:04 |
25 Eylül 196 - {..~} Erdal Eren(ler) ÖLÜMSÜZDÜR | Hande | Genel Paylaşım | 0 | 13 Aralık 2010 12:29 |
Erdal Eren'e AKP'li belediyeden veto | Hande | Haber Arşivi | 0 | 13 Aralık 2010 12:20 |
Erdal Eren ÖLÜMSÜZDÜR! | Hande | IF Ekstra | 0 | 12 Aralık 2010 13:14 |