Öyle anlar var ki "kaburgama saplanan ağrı" der,
"boğazımdaki kıymık " der susarsın.
Bir adam geçiyor sokaktan, elindeki çantası,sırtındaki
montu,yürüyüşü..ahh saçları aynı o.
Yok yok o değil de andırıyor +1 kıymık.
Ya da kitap okursun, ruhun enteresan bir sükunet
içinde...
ama o anlatılan karakter yok mu +5 kıymık.
Odanın açık camından içeri dolan müzik sesi..bir söz
"Biri bana gelsin,o da sensin "
Buyur +5 kıymık daha.
Yürüyorsun,karşıdan bir çift geliyor..birinin diğerine
bakışı....
İçinde bi yerler acır.. + 9 kıymık.
Tvye bakıyorsun.Asla izlemeyeceğin ama o gece onun
yanında bakındığın dizi karşında. Al! +5 kıymık daha.
Veya arkadaşınla birşeyler içiyorsun,telefonu çalıyor "
"tamam 'canımın parçası,' geliyorum "
Bir şeyler hatırlıyorsun + 50 kıymık.
Ona ait sende kalan tek eşya( vermeyi unuttuğun)
kaldırdığın yerden sana göz kırpıyor..
Alıyorsun,kokla kokla yok.
Dünyanın en güzel kokusu bile uçarmış meğer + 61 kıymık!
İkindi ezanında,
Arkadaşınla her sohbet ettiğinde,
Vitrinde gördüğün deri bir cekette,
Ona hediye aldığın ( sonra vermeden kırdığın ) dükkanın
önünden geçerken,
Ahh o hastanenin orada,
Sokağın başında beklerken aldığın kitabı gördüğünde,
Birlikte yürüdüğünüz yerlere yolun düştüğünde,
Telefonunu eline her aldığında,
Saate baktığında,
O tramway durağından her geçişte,
Ve daha ve daha ve daha
...
Sen cehennem gibi hafıza ile, her defasında olduğun yere
mıhlanırken, o bütün beklemelerine rağmen,
Ona ne çok ihtiyacın olduğunu bildiği halde tek kelime
etmeyip,hiçbir şey olmamış gibi " 'anlam! 'lı anlamlı "
duruyor.
+ 10 +100 +1000 kıymık.
Kalıyorsun.
Ağlıyorsun,ağlıyorsun kimsenin umurunda olmuyorsun.
O değil de bu kadar kıymığa rağmen nasıl yaşıyorsun?
__________________ Yürürken başımın yerde olması sizi rahatsız etmesin.Benim tek derdim; yere düşen edebinize takılmamak..