03 Aralık 2014, 00:01 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | *Gönülden Süzülenler/8 – İsmail SARIGENE Dualarımda suç üstü yakalanmış iken çocukluğum,* Sal beni cam kenarı özlemlere..* Ve dudaklarındaki suskunluğunla öldürmeye devam et beni.* Devşir beni bensizlikle..* Ve durma sakın..* Ellerimle yeşerttiğim düşlere basmaya devam et..* Bakma gözlerimin içindeki gözlerine.* Yakma içimde söndürdüğüm bisiklet sevdası çocukluğumun buzdan renklerini…* Ve söyleme / Komşumuzun bahçesinden çaldığım erikleri..* Sakın dillendirme, senin için işlediğim faili meçhul cinayetlerimi..* Ve saçlarını örmek için gökyüzünden çaldığım gökkuşağı için sakın beni ihbar etme* ** Hangi cürüm işledin ki yasadışılığını iz’an ediyorsun sonsuzluğa.* Hangi recm verildi ki de özgürlüğünün ayak ucunda gözlerinin tutukluluğuna methiyeler ediyorsun.* Suçlu isen ayağa kalk ey aşk..* Ya da suçsuz isen yürü ölüme.* Ancak ölüm sevdana ödüldür.* Hayat geride kalmıştır sana ancak* Cennetin en yeşil bağlarında beyaz renkli masallar bağışlayabilirim..* Nehirlerin tersine akışını sana yordum be sevgili.* Acıdan mutluluk doğuran kadın.* Taşı sıktı mı umudu bağrına alan yâr.* Yaralarından bana da bir yer aç ta yaralarına yârenlik edelim.* Sus payı verilmiş ya da hayat koşuşturmasına bir es arası vermiş dudaklarıma bir cümle genişliği ver sevdalı omuzlarından.* K’ayıp çocukluğumun orta dalga yayını yapan radyodan yayılan sese inat sen susuzluğuma adın miktarı ses ol.* Damarlarından akan hayattan bir damla ışık hüzmesini bana reva gör.* ** Eskiden çok eskidendi.* Teneffüs aralarında zangır zangır bağıran simitçiye inat annemizin iki dilim ekmeğin üzerine sürdüğü yağ ile zeytini yan yana götürdüğümüz zamanlardı.* Yalın, süssüz ve tertemiz.* Metal dünyaya kafa tutan tahta arabaların mahalle aralarında cirit attığı,* Anadolu’nun bir küçük kasabasında televizyonlarda gördüğümüz kayak yapanlara inat biz annemizin çamaşırlarını yıkadığı leğenleri gizli gizli kaçırıp karlı bir tepeden aşağıya leğenlerle inmek.* Ve koca ve süslü vitrinli büyük mağazalardan satın alınmamış oyuncaklarımıza inat biz dizlerimi büküp bir yuvarlağa cam bilyeleri doldurmak.* Ellerimize doldurmayan silahlara inat tahta sapanlarla taşlara yüklenmek.* Iskalasak ta gülümseyebilmek her şeye inat.* Yokluğun yoksulluğuna düşmeden varlığımızın şükrüne durmak..* O şükrü gülümseyerek eda etmek..* Bir Elif miktarı gülümsemek velhasıl.* ** Tıknaz ve yeknesak bir cümlenin ortasına bir bağdaş kurdum.* Seni anlatmaya cüret eden bir dudağının yakasına yapıştı elim.* Sorgusuz sualsiz bir ölüm peydahladım belirtili belirtisiz öznelerine.* Yama yapılmış yaralarına tuzu bandırıp bandırıp içirdim.* Bir öksürük parçaladı içini.* Bendeki sevdayı anlatmayan masalın katline soyundum,* bir alfabeyi alnı ortasından vurdum.* Katilim ben, evet seni anlatamayan bir harfin katline boyandım.* Yaşasın sevda, yaşasın aşk..* ** Çocukluk düşlerimizin üzeri hep açık kaldığındandır yaralarımızın pansumanı kabul etmeyişi. Dikiş ve yama izi belli olmasın diye tek bir gözyaşı dökülmezdi göz saçaklarımızdan.* Bir mavi bilye peşinde koşarken dizleri ve paçaları kirlense de bedenimin,* yüreğimin nişanıydı yüzümün toprakla karışık kokusu* ** Çocukluk düşlerimizin üzeri hep açık kaldığındandır yaralarımızın pansumanı kabul etmeyişi. Dikiş ve yama izi belli olmasın diye tek bir gözyaşı dökülmezdi göz saçaklarımızdan.* Bir mavi bilye peşinde koşarken dizleri ve paçaları kirlense de bedenimin, yüreğimin nişanıydı yüzümün toprakla karışık kokusu* ** Yaralarımı yar ile kapatmaya çalıştıkça yastık altı yalnızlıklarımdan ifşa edildi öyküsüzlüğüm. El ense edildi düşsüzlüğü düşmüş sürgünlüğüm.* Ve dudaklarıma dikilmiş ani ve penceresiz mavi bir ölüm.* ** Yapay ve plastik oyuncuklarım yoktu benim.* Karda akşam ezanı okuna kadar Tepeparktan aşağıya kaymak defalarca onlarca.* Bıkmadan usanmadan.* İçi geçmiş çaydanlıklarda demlemek hayatı,belediye otobüsü beklerken üşüyen ellerimle sımsıkı tutmak çay kupasını.* Bir gazeteye sarılmış ekmeğinin sıcaklığını koruyabilmekti çocukluğumun en büyük ödevi.* İsmail SARIGENE
__________________ Yürürken başımın yerde olması sizi rahatsız etmesin.Benim tek derdim; yere düşen edebinize takılmamak.. | |
|
Etiketler |
gönülden, sarigene, süzülenler or 8, İsmail, – |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Umuda Gülümseyen Heceler – İsmail SARIGENE | Vesaire | Şairler ve Şiirleri | 1 | 02 Aralık 2014 23:59 |
Unuttum Seni – İsmail SARIGENE | Vesaire | Şairler ve Şiirleri | 0 | 22 Kasım 2014 17:00 |
Benim Adım Aşk’tı Soyadım Sen… (İsmail SARIGENE) | Sevda | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 20 Ağustos 2011 19:52 |
İmkansızlığını Sevdim.. (İsmail SARIGENE) | Sevda | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 2 | 05 Temmuz 2011 02:53 |
Yaralarını Yâr Edindim Ey Yâr.. (İsmail SARIGENE) | Sevda | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 04 Temmuz 2011 04:49 |