IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  digitalpanel

Etiketlenen Kullanıcılar

1Beğeni(ler)
  • 1 Post By Liaaa

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 21 Mart 2012, 01:48   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Tedavi Paradoksu Ve Ruhsal Rahmete Asit Muamelesi Çekmek






Tedavi anlayışının altında düşman ve yok etme anlayışı yatar. Bu anlayışı tarihsel süreç içindeki yaygın düşman algısı ve savaşlar belirlemiş olabilir diye düşünüyorum. Pekala yanlış düşünüyor da olabilirim! Kişisel düşüncemin bilimsel veri olmadığının farkındayım! Aynı farkındalıkla ve gerçeğe ulaşmada doğru kadar yanlışın da büyük rolü bulunduğu gerçeğinden hareketle aşağıdaki tespitleri yapmayı, düşünen ve bilgi üreten beyinlerin istifadesine sunmayı görev telakki ediyorum.

TEDAVİ İÇİNDE SAKLI PARADOKSLAR

Tedavilerde kişileri hastalığından kurtararak iyileştirmek esastır. Tedavi özünde bir savaştır; çünkü bitirme, giderme, yok etme, kurtarma mantığına dayanır.

"Görünen çözüm tek çözüm değildir" sözüyle anlatılan hakikate bağlı olarak bu yöntem sorunların çözümündeki tek yaklaşım şekli değildir. İyileşmeyi kurtulmak, hastalığı da düşman olarak ele alacak olursak sözgelimi bir düşmandan sadece onu yok ederek değil; anlaşarak da, saklanarak da, kaçarak da kurtulmak mümkündür.

Tedavi aynı zamanda kişilerin sorunları üzerindeki rolünü hafife alan, inisiyatifini azaltan, onları pasif ve edilgen kılan, böylece kişilerin çözüm için çok gerekli olan katkısını zaafa uğratan bir tekniktir. Aynı zamanda tedavi hastadan çaldığı bu rolü tedavi ediciye yükleyen, böylece tedavi düzenleyicilerin mutlak otoritesini pekiştiren, sonra da bunun yol açtığı bir dizi komplikasyona açık hale gelen bir yaklaşım biçimidir.

Diğer yandan (ve kanaatimce en önemlisi) her tedavi içinde iyileşmeye karşı doğal bir direnç de barındırır. Her tedavi girişimi doğası gereği bu direnci öncelikle harekete geçirir, sonra da sunduğu imkanlarla kişileri iyileştirmeye çalışır. Kişiler sorunlarına hastalık adı konması neticesinde hızla ve yoğun bir biçimde tedavi almaları gerektiğini düşünmeye başlarlar. Böylece beyinlerini yaşamın genelinden soyutlamış, tamamen hastalıkları ve iyileşip iyileşemeyecekleri meselesi üzerine kilitlemiş olurlar. Çünkü mutlaka iyileşmeleri gerektiği, iyileşemedikleri takdirde yaşamlarının etkileneceği düşüncesine kapılırlar. Bu düşünsel esaret aynı zamanda psikolojik bir varlık olan insan için en az hastalığın bizatihi kendisi kadar tehlikelidir.

HEP DÜŞÜNMÜŞÜMDÜR

Kanser teşhisi alan pek çok kişi tanımışımdır, çoğu ilk altı ay içinde ölmüştür. Hatta halk arasında bu yönde, yani ilk altı ay ile ölüm arasındaki ilişkiye dair yaygın bir kanaat de vardır.

Sahi bu kişiler kanser olduklarını öğrenmemiş olsalardı da altı ay içinde ölecekler miydi?

Yoksa bunu öğrendikleri için mi bu süreç altı ay olmuştur?

“Kanserde moral çok önemli olabilir, lakin ben sana kanser olduğunu açık açık, adeta “dolapta kola var, alsana” dercesine bir üslupla söyleyeyim ama sen yine de moralli olmaya çalış” şeklindeki yaygın mantık ve anlayış kişileri kanser hücresinin hızla çoğalmasından çok daha önce ölüme götüren bir rol üstlenmiş olamaz mı?

Moral kanser hastasını bile iyileştirebilen bir güç ise -ki öyledir-, en önemlisi de ani bir “kansersin” yüklenmesi ile kısa sürede çöken / çöktürülen bir moral kişiyi altı ay içinde kanser hücresinden çok daha önce ölüme götürüyor olamaz mı?

Suça çöken moral de iştirak ediyor, kabahat sadece kanser hücrelerinin başına patlıyor olamaz mı gerçekten?

ŞİMDİ DE SIRA RUHSAL HASTALIKLAR VE DOĞASINDA

Ruhsal sorunlar (bence kanser de esasında diğer tüm bedensel hastalıklar gibi büyük ölçüde ruhsal bir hastalıktır) bedensel hastalıklara benzemez. Mesela kesinlikle öldürmez. (Depresyonu için intihar eden var denilebilir. Ona bakılırsa depresyona girmeden intihar eden de vardır).

Belki süründürür denilebilir. Aslında süründürmez de! Kişiler bu sorunları; algılama şekilleri ve akabinde içine düştükleri yaklaşım hatalarıyla kendilerini süründürür bir hale getirirler.

Bedensel hastalıklar gökten asit yağmasına benzer. Haliyle en doğru çözüm bu asit yağmurunu dindirmektir. Bunun adı tıbbi tedavidir. Söz konusu bedensel hastalıklar ise bu yaklaşım büyük ölçüde makul görülebilir.

ŞİDDETİ FAZLA DİYE MUSON YAĞMURUNA ASİT MUAMELESİ ÇEKMEK

Ancak ruhsal sorunlar gökten yağan bahar yahut bazen -şiddeti fazla olabildiği için- muson yağmurlarıdır. En fazla ıslatır. Hem ıslanılsa bile zararı yoktur hem de ıslanıp ıslanmamak sadece yağan yağmura değil kişilere, mesela şemsiye kullanıp kullanmadıklarına bağlıdır.

O yüzden yağmur yüklü bulutlarla savaşılmaz. Sadece kişilere her yağmurun eninde sonunda dineceği hatırlatılır, yağmurun nezle veya grip türünden son derece sıradan sonuçları anlatılır. Böylece nezleye zatürre, gribe kansermiş gibi tepki vermelerinin manasızlığı öğretilir. En fazla şemsiye kullanmaları sağlanır. Yani doğayı yok etme mantığı üzerine kurulu olan tedavi yaklaşımı yerine destek hizmeti sunulur, kişilere zaten bir süreç olan bu geçici dönemde destek olunur!

Ancak asit yağıyor zannıyla (bunun altındaki esas amil kanaatimce beden sağlığı alanındakiler asit ise bizimkiler niye yağmur olsun ki mantığıdır), dolayısı ile boş yere hava ile, bulutlarla, gökyüzüyle, mevsimlerle verdikleri kimyasal savaşa kesinlikle müsaade edilmez, edilmemelidir. Ancak günümüzde yaygın olarak yapılan maalesef ki budur! Bu mantık ve bilimsel bilgi yoksunu işgüzarlığın adı da çok şıktır:

Ruhsal tedavi!

RUHSAL SORUNLAR BARDAKTAKİ ZEHİRDİR. OYSA BARDAKTAKİ ZEHİR DEĞİL, İÇİLEN ZEHİR ZARAR VERİR.

Diğer yandan ruhsal bir sorunumuzun olmasını bardakta zehir olmasına da benzetiyorum ben. Ancak bu, zehirlenmek ve ölmek demek değildir. Zehirlenmeyi (etkilenmeyi) zehrin bardakta olup olmaması değil; o bardağı alıp içmek yahut içmemek belirler. Sorunlara hatalı yaklaşmak o bardakta duran ve durduğu sürece de zararsız olan zehri kendi elimizle alıp içmek demektir.

Tabulaştırılan ve olmazsa, alınmazsa, alınsa bile uygun görüldüğü sürece sürdürülmezse (yani bir bakıma köle haline gelinmezse) adeta yaşayamazmışız türünde verilen mesajlarla bize bardaktaki zehre içmişiz gibi tepki verdiriyorlar. Kimse, “İlla ki bardağın boş olması şart değil! Bardakta zehir olsun, içmedikten sonra zararı yok. Ha boş bardak, ha içilmemiş bardak…” demiyor. Böylece bizler bardakta (bedenimizde, ruhumuzda) gördüğümüz her zehre sanki zehirlenmişiz ve acilen midemizin yıkanması gerekiyormuş gibi tepki verdiriliyoruz.

İSTER YAĞMURLA SAVAŞ İSTER ŞEMSİYE KULLAN

Ruhsal tedavi yağmura asit muamelesi çekmek, dolayısı ile bulutlarla ve iklimle savaşmaktır. Psikolojik destek ise gökten yağan her şeyin asit olmadığını kavramak, ne kadar şiddetli yağarsa yağsın yağmurun aslında rahmet olduğunu, bir süre sonra zaten dineceğini, bu süreçte en fazla şemsiye kullanılması gerektiğini öğretme faaliyetidir. Birini psikiyatrist yapar; diğerini psikolog. Tabi ki “yüce” makamdan icazet çıktığı kadar!

Tercih sizin. İster ruhsal kışınızı vaktinden önce dindirmeye çalışın, o nedenle yağmur yüklü bulutlarla, sisle, soğukla savaşın! Sonunda sadece ıslanmakla yetinmeyin, bir de üstüne kan - ter içinde kalın; nezle ile savaşırken zatürre olun mesela!

Ya da ruhun, psikolojinin, sorunların, hastalıkların felsefesini doğru kavramış, psikiyatrinin körüklediği azgın nehrin önünden odun kapmak için pusuda beklemeyen ehil ellerde psikolojik destek görün!

Lakin seçiminiz her ne olursa olsun, bunun kararını sadece ve kesinlikle siz verin!

Ruhunuzu kimsenin esaretine, hele hele daha ruhu bile kabul etmeyenlerin esaretine asla vermeyin; yaşamınız üzerindeki özgürlüğün tek sahibi siz olun!

(Not: Organik temeli olan, öneğin şizofreni vb. türdeki gerçek ruhsal hastalık durumları -ki bunlar çok nadirdir- hariçtir. Yazımda asıl kast edilen bunlar değil; daha çok depresyon, anksiyete türünden olan, organik kökeni bir türlü bulunamamış ancak buna rağmen yıllardır hastalık muamelesi gören duygu durum sorunlarıdır)

Psikolog
İzzet Güllü

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet sohbet
Cevapla

Etiketler
asit, cekmek, muamelesi, paradoksu, rahmete, ruhsal, tedavi


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Folik Asit İçeren Besinler - Folik Asit Hangi Besinlerde Bulunur PySSyCaT Vitaminler 0 25 Ocak 2015 14:38
Demokrasi paradoksu PySSyCaT Felsefe 0 11 Kasım 2014 00:14
Hipnoz ile Ruhsal Tedavi Rüzgar Ruh Sağlığı 0 17 Mayıs 2012 01:27
Tanrı Paradoksu YapraK Felsefe 0 29 Mart 2009 18:29