13 Mayıs 2014, 18:37 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Mehmet Ali LAGA Biyografisi Eserleri Mehmet Ali LAGA (1878- 1947) Laga, çağdaş Türk sanatının yeterince üzerinde durulmamış isimlerinden birisidir. Osmanlının çalkantılı son yıllarında bir yandan asker kimliğiyle cephede bulunmuş, esir düşmüş; öte yandan sanatçı kimliğiyle karakalem, çini mürekkebi, suluboya ve yağlıboya gibi farklı tekniklerde yetkin eserler ortaya koymuş bir ressamın daha ciddi bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir. Mehmet Ali Laga, 1878 yılında, o dönemde Osmanlı imparatorluğu sınırları içerisinde bulunan Trablusgarp’ta, Zafirizade adlı Arap kökenli soylu ve zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Küçük yaşta İstanbul’a gönderilmiş, ilk öğrenimini Kuleli’nin özel sınıfında yaptıktan sonra, orta ve liseye denk gelen öğrenimini de aynı okulda tamamlamıştır. Ressam Pertev Boyar’a yazdığı bir mektubunda küçüklüğünden beri resme olan ilgisine değindikten sonra, okul yıllarını şu şekilde anlatmıştır: “Vakta ki, orta kısma geçtim. Oranın programında resim dersi mevcut olduğundan kıymetli hocamız, merhum Zekai Paşa’nın küçük biraderi Hasan Rıza bey idi. Beni resme karşı pek ziyade düşkün görünce, diğer arkadaşlarımdan daha fazla benimle meşgul olurdu.” Bu okuldan sonra Harbiye’ye geçmiştir. Burada da resim dersleri vardır ve Hoca Ali Rıza kendisiyle yakından ilgilenmiştir. Hasan Rıza ve Hoca Ali Rıza gibi iki önemli ressam ve eğitici kişiliğin öğrencisi olmak onun açısından büyük bir şanstır. Harbiye’de okurken kendi kuşağının bir diğer büyük ressamı Sami Yetik ile tanışması, ömür boyu sürecek bir dostluğun da başlangıcıdır. Laga, 1898’de Harbiye’den mülazım (teğmen) rütbesiyle mezun olduktan sonra ilk görev yeri olarak doğduğu Trablusgarp’a gönderilmiş ve burada 1907 yılına kadar kalmıştır. Kolağası (yüzbaşı) rütbesinde iken İstanbul’a gelmiş olan sanatçı, önce Hassa Ordusu Genelkurmayı’nda görev almıştır. Ancak kısa bir süre sonra, 1908’de Meşrutiyet’in ilan edilmesiyle Kuleli Askeri Lisesi resim öğretmenliğine getirilmiştir. Aynı sıralarda, gerek kendisi gibi askeri okul çıkışlı gerekse Sanayi-i Nefise Mektebi Alisi’nden mezun genç sanatçılar, meşrutiyetin beraberinde getirdiği özgürlük havasının da etkisiyle yeni bir sanat ortamı yaratmak amacıyla 1909’da Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’ni kurmuşlardır. Laga da bu cemiyetin içerisinde yer almış, ancak Sami Yetik, Nazmi Ziya, Namık İsmail, İbrahim Çallı, Hikmet Onat, Ruhi Arel gibi arkadaşları meşrutiyeti izleyen ilk birkaç yıl içerisinde çeşitli olanaklarla yurtdışına gitme olanağı bulmuşken o, aynı şansa sahip olamamıştır. Balkan Savaşları’nın başlaması üzerine Avrupa’dan dönen Sami Yetik’le birlikte Edirne’de görevlendirilen Laga, bu dönemi şu şekilde hatırlamaktadır: “Sami bölükte, ben ise Divanı harbe verildik. Ben şehirde bulunduğum için, Edirne’nin içinde her gün sabahtan akşama kadar resme çalışır ve Sami de bölükte olduğundan boş vakit bulursa bölüğün erlerinin krokilerini çizmekle uğraşırdı.” Aynı dönemde Kuleli’den hocası olan Hasan Rıza da Edirne’dedir ve Karaağaç’taki atölyesinde bir yandan resim çalışırken öte yandan bu şehrin sanat hayatına canlılık katan bir isim olarak dikkat çekmektedir. Hasan Rıza; Laga ve Yetik’i atölyesinde kabul etmiş, Türk resminin bu üç önemli ismi Edirne’de ortak tutkuları olan sanat etrafında birleşmişlerdir. Bu birliktelik, Edirne’nin Bulgarlar tarafından işgali sırasında Karaağaç’taki atölyesinde bulunan resimlerini düşman askerlerinin elinden kurtarmaya çalışan Hasan Rıza’nın şehit edilmesiyle sona ermiştir. Ancak bu trajik son, ortak tutkunun ölümsüzlüğünü engelleyemeyecektir: “Katli sırasında bir tablosu M. Ali Laga tarafından şasiden çıkarılıp kaput altına saklanarak korunmuştur. Bu tablo, Sami Yetik’le Laga’nın Bulgarlar tarafından esir alınıp Sofya’da kaldıkları sürece asker kaputu altında saklanmıştır Edirne’nin Bulgarlar tarafından işgalinin ardından Laga ve Yetik esir olarak Sofya’ya sevk edilmişlerdir. Ancak, esarete rağmen resim çalışmalarını sürdürmüşlerdir ve bu sırada Sofya Güzel Sanatlar Akademisi müdürü Mitov tarafından ressam olduklarının anlaşılması üzerine bu kişiyle aralarında bir sanat ilişkisi kurulmuştur. “Mitof bizi daima atölyesine davet eder ve yaptığı resimleri kritik ettirirdi.” Laga’nın Sofya’daki esirlik döneminin ne zaman bittiği ve yurda ne zaman dönmüş olduğuna dair kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, sanatçının 1915 yılında, Birinci Dünya Savaşı sırasında Çanakkale’de olduğu anlaşılmaktadır. Bugün Çanakkale Boğaz Komutanlığı Deniz Müzesi’nde sergilenmekte olan çoğu karakalem ve Çanakkale görünümlerinden oluşan 100’e yakın eser, sanatçının 1915- 1918 arasında bu şehirde bulunduğunun en somut kanıtlarıdır: “Savaş sırasında pekçok Türk ve yabancı sanatçı Çanakkale’ye gönderilmiş, burada edindikleri izlenimleri kendi uğraşları doğrultusunda işlemeleri istenmişti. Mehmet Ali Laga da bu amaçla Çanakkale’ye gönderilmiş olabilir. Onu bir asker ve bir ressam olarak Çanakkale Müstahkem Mevkii Komutanı Cevat Paşa karargahı Hacı Paşa çiftliğinde görevli görüyoruz.” Laga, burada hızlı, atak ve usta çizgilerle şehrin ve civarının görünümlerini, savaş sırasındaki izlenimlerini resmetmiştir. Desenlerin isimleri ve sanatçının resimlerin altlarına düşmüş olduğu notlar, buradaki çalışma koşulları ve bulunuş amacı hakkında ipuçları vermektedir. - Şiddetli bombardıman esnasında yapılmıştır, - Bozcaada’nın karşısında görülen gemiler düşmanın nakliye gemileridir. Resim esnasında bombardımana maruz kaldık, - Düşmandan topçu ateşi, lakin siper içinde kalınmıştır, - İngilizlerin Çanakkale’ye girmesinden bir gün önce gibi notların yanısıra, Alçıtepe’nin Bombardıman Edilmesi, Çanakkale- Bombardımandan Sonra Rum Mahallesi, Harpten Sonra Seddülbahir’in Harabolan Köyü ve Kalesi gibi resim isimleri tam anlamıyla bir asker ressam kimliğini ortaya koymaktadır. Ayrıca, şehrin çeşitli yerleşim, bina ve doğal görünümlerinin duyarlılıkla yansıtıldığı örnekler de dikkat çekmektedir. Bunlar arasında Gümrük Önü gibi bazı karakalem ve çini mürekkebi ile yapılmış çalışmalar su yüzeyindeki ışık yansımalarının verilişi ile izlenimci bir yaklaşımı ortaya koymaktadırlar. 9 Kasım 1918 tarihli Sevgili Çanakkale’den Ayrılış isimli desen ise üç yıla yakın bir ikametin son izlenimi olarak ayrı bir anlam taşımaktadır. Laga, 1917’de Berlin, Viyana gibi müttefik ülke başkentlerinde Türk ressamlarının eserlerinden oluşacak bir sergi hazırlamak üzere kurulan Şişli Atölyesi’nde yer almamış olmakla birlikte, sergiye Çanakkale’de ürettiği 9 adet suluboya ve karakalem çalışma ile katılmıştır. Bu tarihten sonra, bir süre Bursa Askeri Lisesi’nde resim öğretmenliği görevinde bulunmuştur. Ressam Nüzhet İslimyeli onun Bursa yılları üzerine izlenimlerini şu şekilde aktarmaktadır: “Onu Bursa’da Pınarbaşı mesire yerinde çember çevirdiği çocukluk yaşlarında tanıdım. Sonradan hocam olan bu değerli ressamımız her akşam, o sıra avcı kıyafeti dediğimiz giysiler içinde görünür, ulu çınarlardan birinin gölgesinde şövalesini kurar, kendinden geçercesine resme dalardı. Bütün çevre onu tanırdı.” Bir süre Sanayi-i Nefise Mektebi idare müdürlüğünü de üstlenmiş olan sanatçı, Cumhuriyet’in ilanının ardından 1924 yılında resim öğretmenliğinden emekliye ayrıldıktan sonra Akaretler’deki konağına çekilerek kendisini resme vermiş ve bu dönemde pekçok yağlıboya eser üretmiştir. İçinde değerlendirildiği 14 Kuşağı’nın birçok tanınmış sanatçısı gibi Paris’te bulunmamış olmasına karşın Laga, diğer arkadaşlarının da benimsemiş olduğu izlenimci anlayışın üst seviyedeki bir temsilcisi olarak dikkat çekmektedir. Onun resimleri daha çok manzara konusuna yoğunlaşmıştır.
__________________ | |
|
26 Şubat 2024, 11:53 | #2 |
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Mehmet Ali LAGA Biyografisi Eserleri [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
__________________ Eğer benim ölmem gerekiyorsa, benim hikâyemi anlatmak için yaşamalısın” sei dolorosamente bella |
|
Etiketler |
ali, biyografisi, eserleri, laga, mehmet |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Osman Hamdi Bey Biyografisi Eserleri | AftieL | Ressamlar | 1 | 28 Şubat 2024 17:35 |
Hoca Ali Rıza Biyografisi Eserleri | AftieL | Ressamlar | 1 | 28 Şubat 2024 12:15 |
Namik Ismail Biyografisi Eserleri | AftieL | Ressamlar | 1 | 28 Şubat 2024 08:03 |
Nazmi Ziya Biyografisi Eserleri | AftieL | Ressamlar | 1 | 26 Şubat 2024 14:24 |