22 Ekim 2011, 19:23 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Şehitlik Hatıra Defteri Duygularınızı Yazın.. Merhaba Sevgili IRCForumLari.Net Ailesi Bu Başlık Altına Vatan Uğruna Canını Seve Seve Veren Şehitlerimiz iÇin En İçten Duygu ve Anlam DOlu Mesajlarınızı Yazabilirsiniz.. Saygılar... Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak. O benim milletimin yıldızıdır parlayacak! O benimdir, o benim milletimindir ancak! Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal! Kahraman ırkıma bir gül... ne bu şiddet, bu celâl? Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal. Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklal. Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım; Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım! Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım. Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım. Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar. Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var. Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar, 'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar? Arkadaş, yurduma alçakları uğratma sakın; Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın. Doğacaktır sana va'dettiği günler Hakk'ın, Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın. Bastığın yerleri 'toprak' diyerek geçme, tanı! Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. Sen şehid oğlusun, incitme, yazıktır, atanı. Verme, dünyâları alsan da bu cennet vatanı. Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda? Şühedâ fışkıracak toprağı sıksan, şühedâ! Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ, Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ. Rûhumun senden İlahî, şudur ancak emeli: Değmesin ma' bedimin göğsüne nâ-mahrem eli! Bu ezanlar-ki şehâdetleri dinin temeli- Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli. O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım. Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım; Fışkırır rûh-ı mücerred gibi yerden na'şım; O zaman yükselerek arşa değer belki başım! Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl! Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl. Ebediyyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl; Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet, Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklâl! | |
|
23 Ekim 2011, 14:06 | #2 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Şehitlik Hatıra Defteri Duygularınızı Yazın.. Seksendört yılında Siirt ilinde İlk pusuyu kurdular Eruh yolunda Mehmedim’in türküsü alem dilinde Asın bu katili nefes almasın, Şehidimin kanı yerde kalmasın!.. Okullar camiler yanmış yıkılmış Üç günlük bebeğe kurşun sıkılmış Analar hep yasta boynu bükülmüş Asın bu katili nefes almasın, Şehidimin kanı yerde kalmasın!.. Yakılan köyleri anlatır biri Dili dolaşıyor benzi sapsarı Gidenler bir daha dönmüyor geri Asın bu katili nefes almasın, Şehidimin kanı yerde kalmasın!.. Suriye Bekaa dolaşıp durdun Çoluğu çocuğu ölüme sürdün Birinci dersini Kenya’da gördün Asın bu katili nefes almasın, Şehidimin kanı yerde kalmasın!.. Gözün aydın olsun yurda hoş geldin Onbeş yıl bekledik niye geç kaldın Sürdüğün saltanat bitmezmi bildin Asın bu katili nefes almasın, Şehidimin kanı yerde kalmasın!.. Fırsat verilirse hizmet edecek Çoban olup dağda davar güdecek Bir yolunu bulsa Şam’a gidecek Asın bu katili nefes almasın, Şehidimin kanı yerde kalmasın!.. Bu rezil yüzünden ne canlar yandı Otuzbin can gitti ocaklar söndü Annem de Türk dedi Kıble’ye döndü Asın bu katili nefes almasın, Şehidimin kanı yerde kalmasın!.. Suriye İran Irak destek olmasın Avrupa bu işe köstek olmasın Gerek yok gözlemci filan gelmesin Asın bu katili nefes almasın, Şehidimin kanı yerde kalmasın!.. Pişmanlık yasası çıksın ne demek Bunun Türkçesi katile af demek Abesle iştigal resmen halt yemek Asın bu katili nefes almasın, Şehidimin kanı yerde kalmasın!.. Yetim yavruların yükselen sesi Hakim bey savcı bey dinleyin bizi Kırılsın o kalem yazmasın yazı Asın bu katili nefes almasın, Şehidimin kanı yerde kalmasın!.. Ağlayan sızlayan analar gördüm Düşündüm taşındım kararı verdim İlmeği yağladım urganı gerdim Asın bu katili nefes almasın, Şehidimin kanı yerde kalmasın!.. Şehit Hüseyin’in oğlu büyümüş Mahkemede bir bak yiğit ne imiş Biz kararı verdik yok artık dönüş Asın bu katili nefes almasın, Şehidimin kanı yerde kalmasın!.. Yerin yurdun belli rahat olsunlar Adresin İmralı böyle bilsinler Dağdaki itlerin gelip alsınlar Asın bu katili nefes almasın, Şehidimin kanı yerde kalmasın!.. Avukatlar gelip gelip gitsinler İmralı havası alıp gitsinler Savunmana delil bulup gitsinler Asın bu katili nefes almasın, Şehidimin kanı yerde kalmasın!.. Yetmiş avukata ne gerek vardı Dangalos ------- gelse yeterdi Üçü bir arada olup biterdi Asın bu melunu nefes almasın, Şehidimin kanı yerde kalmasın!.. Şehidin geride oğlu kızı var Yanmış yüreklerde dinmez sızı var Bir bilsen kellende kimin gözü var Asın bu katili nefes almasın, Şehidimin kanı yerde kalmasın!.. Şehitlikte açık görüş olmuyor Feribotla bacı kardeş gelmiyor Olanları aklım fikrim almıyor Asın bu katili nefes almasın, Şehidimin kanı yerde kalmasın!.. Cümle şehitlerin adı sorulsun Kıssadan hisse hesap görülsün Fazla uzatmayın kalem kırılsın Asın bu katili nefes almasın, Şehidimin kanı yerde kalmasın!.. |
|
24 Ekim 2011, 10:36 | #3 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Şehitlik Hatıra Defteri Duygularınızı Yazın.. Sana evlat acısı yaşattığım için beni affet anne! Biliyorum bana kızmıyorsun. Ama içinde yanan ateşle “ağıt” yakıyorsun anne. Ana yüreği bu. Biliyorum yüreğinde kocaman bir kor yanacak bundan sonra. Bayramların bayram olmayacak bensiz. Mezarımın başında geçireceksin tüm bayramlarını. Mezar taşımı temizleyeceksin gözyaşlarınla. Düşman işgaline uğramasın bu topraklar anne. Dayan annem dayan! Ben seni şehitlerin arasında bekleyeceğim. O koca yüreğinde ateş yaktığım için beni affet baba! “Vatan sağ olsun!” derken sesin titreyecek biliyorum baba. Bayrağımıza bakarken “Vatan sağ olsun!” diyeceksin tekrar tekrar… Çocukluğumda bana anlattığın Çanakkale şehitlerine senden selam götüreceğim baba. Beni affet taze gonca gülüm, hayat arkadaşım! Seni genç yaşta dul bıraktığım için. Ben şehit oldum, sen şehit eşi. Dünya hayatında yokluğumun acısını yaşayacaksın belki… Tabutumun başında ağlarken “Doyamadım sana yiğidim!” diyerek gözyaşlarını damlattın tabutuma. Ben sana doydum mu sanıyorsun? Ya senin namusuna leke getirecek alçaklar ülkemi işgal etseydi! işte o zaman ben gerçekten ölmüş olurdum. Sizi “yetim” bıraktığım için beni affedin evlatlarım! O küçük ellerinizi tutup yanaklarınıza bir öpücük daha kondurmak için neler vermezdim. Kokunuz burnumda tüterken şehitlik nasip oldu. Size doyamadım. Sen beni öldü sanma oğlum. “şehitlere ölü demeyin!” diyen Allah, bize ölmeden önce yerimizi gösterdi. Orayı görsen sende bir an önce şehit olmak istersin. Seni orda bekleyeceğim oğlum! inşallah sende şehit olursun! Kolay mı bırakıp gittim sizi sanıyorsunuz. Hepiniz gözümün önünden geçtiniz. “Ben sizi nasıl bırakıp giderim?” diye düşünürken, Hz. Peygamberi gördüm anne. Ellerini açmış beni bekliyordu anne. Ruhumu teslim ederken gideceğim yer gösterildi bana. O ne güzellik! Cennete uçtuğumu anladım. Bakmayın siz cesedimin kan revan içinde kaldığına. Hiç acı çekmedim ben. Dünyada şehitlerden başka hiç kimsenin yaşayamayacağı kadar rahat bir ölüm yolculuğu yaptım. Milletime söyleyin, beni Fatihasız bırakmasın! Mektubu okuduktan sonra, babasının ellerinden öper gibi, mektubu öpüp alnına koyarsa öğrencim, ben onun gözlerinin içine nasıl bakarım? Babasının son mektubunu okurken bile dimdik duran öğrencimin alnından öperken, gözyaşlarımı tutabilir miyim? |
|
25 Ekim 2011, 11:20 | #4 |
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Şehitlik Hatıra Defteri Duygularınızı Yazın.. Yazdim yazdim sildim. bir gurbetci ne demeli. Ulkemizde olan aci haberlere yuregimiz yaniyor, icimiz sizliyor. Aklima hep Cannakkale savasi geliyor. Ve bura Avustralya.. dusman ulkesi. Ve cok uzuluyorum. Bir dusman ulkesinde yasamak, Vatandan uzakta olmak, biz gurbetciler icin gercekten zor. Siz bu ulke icin canini verdiniz.. Biz o ulkede bulunamiyoruz. Fakat, burada bir dusman ulkesinde.. Bir Turk olmamanin, birlik ve beraberlik icinde, nasil birsey oldugunun bunlara gosteriyoruz. Basimiz dik, kulturumuzu orfumuzu adetimiz en guzel sekilde yasatmaya calisiyoruz. Cunki Biz Turkuz. Bu ulke bolunmiyecek. Bu bayrak inmeyecek. Dunyanin her kosesindeyiz. Biz Turkler yenilmeyecegiz. Ne mutlu Turkum Diyene.
__________________ Ey Türk Bayrağım,Vatanımın sembolu,Namusum ! Korkma yılma senin yanında bizler varız Vatanımızın sembolü. Bayragim. Bizler Osmanli Torunlariyiz. Senin yanındayiz asla yılma korkma. Sen daima dalgalanacaksın Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
|
25 Ekim 2011, 11:23 | #5 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Şehitlik Hatıra Defteri Duygularınızı Yazın.. Seyid Onbaşı muharebe cereyan etmekteydi. Bir yanda dünyanın en gelişmiş askeri vasıtalarına sahip ve sayıca çok kalabalık Batı ülkeleri, diğer tarafta vatanlarını müdafaa için cepheye koşup; düşmanın topuna, tüfeğine iman dolu göğsünü siper eden Mehmedcik... Anadolunun cihangir ruhlu yiğitleri, şanlı fakat talihsiz devletlerinin elde kalan kısmını müdafaa için cansiperane vuruşmakta. Düşman zırhlılarının yağdırdığı güllelere, yaylım ateşe karşılık vermekte, düşmana adım attırmamaktadır. Her hususu gözönünde bulundurduklarını zanneden ve hesaplarına göre en geç üç günde Çanakkale'yi aşacaklarını hesap eden düşmanlar yanıldıklarını acı bir şekilde görecek ve zelil bir halde kaçacaklardır Çanakkale önlerinden. Onlar kaçarken, geride Mehmetçiklerin kanları, canlan pahasına kazanıp evlatlarına ithaf ettikleri şanlı bir hatıra kalacaktır. Çanakkale harbinde tarihlere şanla geçen kahramanlık tabloları çizilmiştir. İşte böyle tablolan çizenlerden birisi de Koca Seyyit'tir. 1889'da Balıkesir'e bağlı Havran ilçesinin Çamlık köyünde dünyaya gelen Seyit, çocukluğundan itibaren gürbüz yapısı ve pehlivanlığıyla dikkatleri çekmiştir. Bu vasfından dolayıdır ki asker ocağında kendisine pehlivanlığına izafeten "Koca" lakabı verilmiş ve "Koca Seyyid" diye tanınmıştır. 1909'da vatani vazifesine yapmak üzere askere giden Koca Seyit üç senelik asker iken 1912'de Balkan harbi patlak vermiş, Seyit de birliğiyle birlikte savaşa katılmıştır. 1913'te Balkan savaşının sona ermiş olmasına rağmen Seyit terhis edilmemiştir. 1914'te Birinci dünya savaşı patlak verince Seyit de Çanakkale'de topçu eri olarak vazife almıştı. Çanakkale Boğazı'nın Rumeli yakasında, Kilitbahir denilen mevkide 28 lik Mecidiye bataryasında Şeyit'le birlikte kırk kişi vazifeliydi. 17 Mart 1915'te Çanakkale'deki bütün birliklerde yoğun bir faaliyet görülmekteydi. Ertesi gün, düşmanın büyük bir hücuma geçeceği haber alınmıştı. Seyit Onbaşının bataryasında da hazırlıklar tamamlanmış ve düşmanın taarruzu beklenmeye başlanmıştı. 18 Mart 1918'de ilk önce Fransız daha sonra İngiliz zırhlıları Çanakkale boğazında görülmüşlerdi. Kıyılan yoğun top ateşine tutan düşman zırhlıları aynı şiddette karşı ateşle karşılaşınca duraklamışlar, fakat ateşlerini kesmemişlerdi. Anadolu ve Rumeli kıyılarından ateş ve dumanlar göklere yükselmekteydi, düşman ateşi aralıksız devam ediyordu. İngilizlerin en büyük savaş gemilerinden Queen Elizabeth ve Ocean zırhlıları Koca Seyit'in bataryasının bulunduğu Kilitbahir önlerine gelmiş, kıyıyı top ateşine tutmuştu. Ateş çemberi genişleye genişleye Koca Seyit'in bataryasına ulaşmıştı. Bataryanın sağına soluna mermiler peşpeşe düşmeye başlamıştı. Durumun kritik oluşunu gören batarya komutanı "sığınağa!" emrini vermişti. Fakat batarya erleri sığınağa ulaşmadan müthiş bir gürültü kopmuş, sanki yer yerinden oynamıştı. Koca Seyit de o gürültüden sonrasını hatırlamıyordu. Düşman gemilerinden atılan bir mermi cephaneliğe isabet etmiş, cephanelik havaya uçmuştu. Bataryadaki erlerden on dördü şehit olmuş, yirmi dördü ise yaralanmıştı. Sadece Seyit ile Ali isimli arkadaşı yara almadan kurtulmuşlardı. Sağlık erlerinin müdahelesiyle kendine gelen Seyit gözlerini açınca etrafta şehit olan arkadaşlarının cesetlerim görmüş ve arkadaşlarından durumu öğrenmişti. Bataryada ikisinden başka kimse kalmamıştı. Bataryanın toplarından ikisi toprağa gömülmüş ve kullanılmaz hale gelmişti. Sadece bir tanesi kullanılabilir haldeydi. Onun da vinci kırılmıştı. Koca Seyit, bir denizde hâlâ ateş püsküren düşman zırhlısına bir yerde yatan şehitlere bir de topa bakmış ve büyük bir hırsla her biri 215 okka (276 kilo) ağırlığındaki mermilere yönelmişti. Arkadaşı Niğdeli Ali şaşırmıştı, Koca Seyit ne yapmak istiyordu. Seyit, şaşkın şaşkın kendisine bakan arkadaşına "yardım et de mermiyi yükleneyim" demiş, ardından da "Ya Allah" diyerek koca mermiyi kavramış ve Ali'nin yardımıyla sırtlamıştı. 276 kiloluk yüküyle 28'lik topun altı basamağını çıkan Koca Seyit mermiyi topun ağzına yerleştirmeyi başarmıştı. İmanın hem nur hem de kuvvet olduğunu göstermişti Koca Seyyit. Bu hakikati bütün dünyaya ilan edecekti. Şimdi bütün dikkatini vermiş önünde canavar gibi duran Ocean'ın üzerine çevirmişti topun namlusunu. Hedefi iyice tesbit edip nişanının doğru olduğuna kanaat getirdikten sonra "Ya Allah, bismillah!" diyerek topu ateşlemişti. Topun gürlemesiyle birlikte karşıdaki düşman gemisinden yoğun siyah bir duman yükselmişti. Anında yalpalamaya başlamıştı. Koca gemi isabet almıştı. Gemi personelinin sesleri kıyıdan duyuluyordu. Vurmuştu Koca Seyit, koca kefere gemisini. Ve mağrur düşmanın koca gemisi batacaktı. Düşmanlar Mecidiye bataryasının safdışı edildiğini zannetmekteydiler. Kilitbahir cephesindeki komutanlar da aynı kanaate varmışlardı. Fakat Mecidiye bataryasından ateşlenen bir top düşman gemisini batırmıştı işte. Batarya komutanı Hilmi Bey derhal Mecidiye bataryasına koşmuş ve topu Seyitle arkadaşının ateşlediğini öğrenmişti. Hemen oracıkta onbaşı rütbesini takmıştı Seyit'e. Komutanlar takdirlerini bildirmekteydi.Batarya Komutanı Hilmi Bey 'ne istersin Seyyid'' dediğinde ''Kumandanım tayınım az geliyor iki tayın isterim'' demiş, fakat ikinci yemekte ''arkadaşlarım bir tayın alırken ben iki tayın alamam'' diye hakkından feragat etmiştir. "Nasıl yaptın?" sualine ise şu cevabı veriyordu. "Cenb-ı Hakkın yardımıyla." Koca Seyit'in Ocean'ı batınşı bir anda her tarafa yayılmıştı. Mehmedcik taze moralle düşmanı şiddetli top ateşine tutmuştu. Gün batımına kadar devam eden şiddetli savaşta düşman perişan edilmişti. Düşman Çanakkale'yi geçememişti. Geçemiyecekti de... Çanakkale kahramanlarından Koca Seyit 1918'de terhis edilmişti. Köyüne dönen Seyit geçimini temin için çalışmaya başlamıştı. Fakat hain gözler cennet vatanın üzerinde olunca rahatlık yoktu. Düşmanların hücumları bitmiyordu. Daha düne kadar Osmanlı devletine bağlı olan "uşak tabiatlı" Yunanlılar 15 Mayıs 1919'da İzmir'i, 28 Mayıs 1919'da da Ayvalık ve Edremit'i işgal etmişti. Vatan istila altındaydı, Çanakkale'nin şanlı gazisi Seyit onbaşı durabilir miydi? Durmadı ve işgal haberini alır almaz cepheye koştu. Karış karış vatanını müdafaa eden yediden yetmişe Anadolu insanıyla omuz omuza verip vuruşuyordu. Koca Seyit, Ordunun 26 Ağustos 1922'de başlattığı büyük taarruza da iştirak etmiş ve 28 Ağustos'ta cereyan eden muharebede iki yerinden yaralanmıştı. Büyük zaferin kazanıldığını hastanede yatarken öğrenmişti Koca Seyyit. Dünyalar kendisinin olmuştu. Artık asırlardır olduğu gibi şanlı bayrağı semalarda hür olarak dalgalanacak, Ezan-ı Muhammedi vatan semalarından eksik olmayacaktı. Savaşın kazanılmasından sonra mütevazı hayatını devam ettirmişti. Koca Seyyid, fakirdi, çoluk çocuğunun geçimini sağlamak için binbir meşakkatle dağdan odun getiriyor, odun kömürü yapıp satıyordu. Koca gazinin madalyası bile yoktu. O da "müracaat et sana madalya versinler, maaş bağlasınlar" diyenlere, "Biz madalya için, maaş için dövüşmedik. 'Ya şehid olacağız ya gazi' dedik. Ücretini Cenab-ı Allah'tan bekledik ve Rabbim bize gazilik rütbesini nasib etti" demiştir. Dağdan sırtında odun taşırken yağmurlu ve soğuk havalarda üşütmüş sonunda zatürre hastalığına yakalanmıştı.Hastalığı sırasında da malesef hiçbir yardım görememişti.1939 yılının Aralık ayında vefat eden Koca Seyit geride maddî hiç bir servet bırakmamıştı. Madde bakımından belki dünyanın en fakir insanıydı, fakat, şanlı tarihe malolan şanlı hatıralar bırakmıştı. Koca Seyyid ve arkadaşlarını bu vesileyle birkez daha rahmet ve minnetle yad ediyoruz |
|
01 Kasım 2011, 16:11 | #6 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Şehitlik Hatıra Defteri Duygularınızı Yazın.. Sırf arka kapağındaki yazı sebebiyle aldığım ve okudukça yüreğime dokunan bir kitaptır ''Sarıkamış''.. * Unutulmayacağım! Beni unutmayacaklar. Faik Çavuş öfekeyle dizlerinin üstüne çöktü.Ellerini açıp haykırdı: Beni unutmayacaklar! Ne beni ne bizleri! Sarıkamış' a yürüyenleri akibetimiz ne olursa olsun untmayacaklar.Sarıkamış'a girsek de girmesek de bizi unutmayacaklar! Mezarımız olsa da olmasa da bizleri unutmayacaklar |
|
10 Haziran 2012, 05:50 | #7 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Şehitlik Hatıra Defteri Duygularınızı Yazın.. Bizim kendi duygularımızı yazmamız ne bu milletin acısını dindirir,ne de o annenin gözünden akan yaşı... Bir kaç satır da benden... Kaç şehit heba bu yolda kaçtı reşitte müheyya Taş duvarlar arkasında bekliyorlar duayla Hangi cenkte önder oldunuz haydi yallah Sizde var kalaşnikof bizde var bir ALLAH # Dehşetin bir eşiği kaldı basmadık Her akşamına haber olur şehit düşer yeter alışmadık Maalesef illet terör hayatımızda artık online İstesek de etmesek de yapıyoruz download |
|
Etiketler |
defteri, şehitlik |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Bir hatıra defteri | aSk | EylulFM Paylaşım | 2 | 14 Aralık 2021 22:53 |
Bir Delinin Hatıra Defteri | Sır | Kitap Tanıtımları | 0 | 10 Eylül 2018 05:46 |
Hatıra Defteri | AftieL | Kıssadan Hisse | 0 | 07 Eylül 2014 23:14 |
İF Hatıra Defteri | Elysian | Serbest Kürsü | 2 | 24 Haziran 2014 21:10 |