12 Ocak 2012, 15:34 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Çocukluğun soğuk geceleri* Tezer Özlü. Ev: Bu bölümde kahramanımızın bütün eser boyunca devam eden bunalımlı halinin başlangıcına neden olarak yaşadığı rahatsız aile ortamı ve gördüğü aile baskısı, otoriter babasının disiplinli tavırları gösterilmiştir. İstanbul’un Saraçhane semtinde olan bu ev biraz köhne olmakla beraber yüksek yaşam standartlarına da zaten sahip değildir. Üç oda olan bu evde kahramanımız annesi, babası, babaannesi, abisi ve kuzeni ile yaşamaktadır. Fakat yaşamından hiç memnun değildir, çünkü kendine ait bir odası bile yoktur ve ayrıca ailesinden gördüğü baskı onu iyice bunalıma sokmuştur. Bu bunalımlı haller kahramanımızın kişilik bozuklukları içinde yaşamasın neden olmuştur. Kahramanımızın bu evde en çok vakit geçirdiği insan diğer kız kardeşi Süm’dür. Fakat bu vakit geçirmeler, çarpık cinsel ilişkilerin de başlangıcını oluşturmuştur. Daha sonra bu çarpık cinsel ilişkiler diğer kuzenleriyle de devam etmiştir. Evde bulunan diğer bir kişi de babaannesi Bunni’dir. Bunni sofu bir kadındır ve ölünceye kadar da oğluyla kalmıştır. Torunlarını dini yönden yetiştirmeye çalışmakta ama başarılı olamamaktadır Bu bölümde en rahat karakter kahramanımızın ağabeyidir. Kendisine ait bir odası ve birçok kitabı vardır. Ayrıca okumuş bir insandır ve tek hayali de Paris’e gitmektir.Kendilerine yeni ev yaptıran babası ise gayet kuralcı bir insandır. Emekli bir öğretmen olan baba bir asker düşkünüdür. Kahramanımız ise babasının bu devletçi tutumunu sürekli eleştirmektedir. Evin kendisine uygun olmayan ortamından sıkılan kahramanımız sürekli bir dış dünya özlemiyle yaşamaktadır. Hatta bu özlem onu intihara kadar sürüklemiştir.Daha çok ev ortamının anlatıldığı bu bölümde belirgin bir olay ya da durum bulunmamaktadır. Okul Ve Okul Yolu: Bu bölümde kahramanımızın çocukluk ve genç kızlık evresinden bazı bölümler anlatılmıştır. Yazar daha çok kahramanımız aracılığıyla bazı mekanları bizlere tanıtmaktadır. Öncelikle kahramanımız bize okula gittiği yolu anlatır. Öğrenim gördüğü okul İstanbul’un Kuledibi semtinde, Bankalar caddesinin sonunda kalan bir Hristiyan din okuludur. Fakat küçüklüğünden beri dini yönleri zayıf olan kahramanımız okuduğu okuldan memnun olmamakla birlikte, okulda ders veren rahibe hocalarını da sevmemekte ve onlarla sürekli kendi içinde alay eder. Okuldaki en yakın arkadaşı Günk’tür. Günk kahramanımızın sapkın kişiliğine rağmen gayet aklı başında, derslerinde başarılı bir kızdır, çoğu zaman kahramanımızı da yola getirmeye çalışan Günk bunda tüm uğraşlarına rağmen başarılı olamaz. Aslında Günk kahramanımıza göre bir burjuva aile çocuğudur. Burjuvalardan nefret eden kahramanımız Günk de bir burjuva olmasına rağmen onunla çok iyi anlaşır. Çünkü Günk gayet alçak gönüllü (bilgi yelpazesi.net) bir arkadaştır. Öyle ki kahramanımız Günk’ü evine bile getirip ailesiyle tanıştırabilmiştir. Günk ailesiyle tanıştırdığı ilk arkadaşıdır. Fakat daha sonra Günk burs kazanarak Avrupa’ya okumaya gider. Böylelikle kahramanımız en yakın arkadaşını da kaybetmiş olur. Günk Avrupa’ya gittikten sonra kendisini tamamen çıkmazda bulan kahramanımız kardeşi Süm ile birlikte çok merak ettiği İstanbul’un gece hayatı ile tanışır. Süm ile birlikte barlara içmeye giderler. Zaten ahlaki yönden çöküş evresi de bu zamanlardan sonra başlar. Tanıştığı her erkekle ilişkiye girmek ister. Çünkü daha önceki cinsel deneyimlerini kız kardeşi veya kuzenleri ile gerçekleştiren kahramanımız, hem cinsi dışında karşı cinsle de bunu yaşamak ister. Nihayetinde bunu da fazlasıyla yapar. Bütün bu gece alemlerinin birinde Hayalet Oğuz’la tanışır. Hayalet Oğuz tam bir ayyaştır, gece aleminin bütün yanlarını bilmektedir. Kahramanımıza gece hayatı ile ilgili her şeyi Hayalet öğretir. Kahramanımız içinde bulunduğu özgürlük buhranları ile boğuşmaktadır. Ona göre arkadaşlık kavaramı çok farklıdır. Arkadaş gerektiği zaman tüm dertlere derman olmalı veya gerektiği zaman da cinsel tatminler için de kullanılabilmelidir. Zaten Hayaletle olan arkadaşlık ilişkisi de bu doğrultuda ilerler. Kahramanımız bir gece eğlencesinde tanıştığı Willy ile aniden evlenmeye karar verir. Ama bunu niye yaptığının farkında olmadan. Leo Ferre’nin Konseri: Bu bölümde kahramanımız evlendiği Willy ile birlikte Almanya’ya gider. Burada (şehir ismi verilmiyor) kalmaya başlayan kahramanımız bunalımlarından bir türlü kurtulamaz. Çünkü o evlenme işini aslında isteyerek yapmamıştır. O tek bir kişiye bağlı kalmak istememektedir. Eşi Willy’i de sevmediğini anlamıştır. Zaten bir Paris aşığı olan Willy yine bir zaman Paris’e gider. Bu kahramanımız için tam bir mutluluktur. Çünkü o kendini Willy olmadan daha mutlu hissetmektedir. Artık evinde özgürdür, her istediğini yapabilmektedir. Hatta bir gece evine başka bir erke bile alır. İşte tam bu sırada eve Willy gelir ve hayal kırıklığına uğrar, çünkü eşi evde ondan başka biriyle beraberdir. Kahramanımız zaten çok sevmediği eşinin onu o halde görmesiyle çektiği acıdan adeta zevk almaktadır. Willy’e boşanmak istediğini söyler ve boşanırlar. Evlenmek istememektedir bir daha. Çünkü yaptığı ilk deneyimle anlar ki evlenmek onun özgür ruhuna göre değildir. Artık özgürdür. Hayatında sadece degdiği insanlar bulunmaktadır. Fakat bir Leo Ferre konseri gecesi Pirko’yla tanışır ve bir anda hayatına giren bu erkekle evlenirler. Hiç aklında yokken yaptığı bu işten bir daha pişman olur ve genç kızlık dönemlerindeki bunalımları tekrardan nükseder ve bir psikiyatri kliniğine yatırılır. Bu klinik onun hayatında bir azap noktası olur. Çünkü sürekli onu elektro şoka tutarlar ve bundan nefret eder. Klinikte kendisine kötü muameleler yapılır. Hasta bakıcılar tarafından dövülür, hemşireler tarafından tacize uğrarvs. Klinikten taburcu olduğunda Süm tarafından Sorgun’a götürülür. Yanlarında abisi de vardır. Fakat kahramanımız bütün aykırılıklarına burada da devam eder. Tanıştığı erkeklerle birlikte olur, yeni evlendiği kocasını aldatırvs. Yeniden kliniğe götürülmekten yalvararak kurtulur. Artık daha sakin bir hayat sürmeye karar verir ama nafile… Yeniden Akdeniz: Bu bölümde kahramanımız bir nevi inzivaya çekilir Sorgun’da. Artık bıkmıştır kliniklerden ve özellikle de elektro şoktan. Eski arkadaşlarının çoğu buradadır ve o arkadaşlarına bakarak onlara imrenir. Çünkü hiç birinin hayatı onun gibi düzensiz değildir. Sadece o birçok kez evlenip boşanmıştır aralarında ve de en çok o yıpranmıştır. Çok sevdiği arkadaşlarının bir çoğu 12 Mart döneminin siyasi suçlularıdır. Yakın bir arkadaşının intihar etmesi onu derinden sarsar. Ama o bütün bunlara rağmen yeniden aykırı yaşamına devam eder ve nihayet aradığı erkeği bulduğunu düşünür. Ona sarılarak yattığı gecelerde çocukluğunu geçirdiği o köhne evde yaşadığı ÇOCUKLUĞUN SOĞUK GECELERİ ni hatırlar. Yeniden ölümü hatırlar… Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. | |
|
Etiketler |
soĞuk, özlü |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Yaşanmamış Çocukluğun Öyküsü | yeSa | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 1 | 31 Ocak 2020 18:03 |
Yaşanmamış Çocukluğun Öyküsü | vioLeta | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 06 Ekim 2019 06:17 |
Tezer Özlü-Yaşamın Ucuna Yolculuk | N999 | Kültür ve Sanat | 0 | 25 Şubat 2012 21:16 |
Çocukluğun Taşrası | Rodrigo | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 20 Ağustos 2010 23:01 |
Çocukluğun Lezzeti: Çilek! | Dilara | Diyet ve Sağlıklı Beslenme | 0 | 01 Mayıs 2010 16:14 |