“Başarmak ve zirveye ulaşmak” düsturu İslam’ın en mükemmel sıfatlarından biridir “Zora dağlar dayanmaz” diyerek ayatı, musibetleri, engelleri aşmak ve mağlubiyeti asla düşünmeden hedefe doğru koşmak başarının kurallarından sadece biridir Başarılı olmak isteyen insan öncelikle hedefinin hayalini kurar, ya makam mevki sahibi olmak veya çok kazanıp mal-mülk yığmak için hayallerini o yörünge içerisinde yüzdürür sonra da o günün gelmesini heyecanla bekler Veyahut kalbini gönlünü ve yüreğini Allah’a teslim eder, O’nun rızasını ve ebedi yurdunu kazanmak için hayaller kurar ve elindeki bütün tohumları ötelerin bağrına diker ve sabırla semeresini toplayacağı günü bekler Her ikisi de başarıya giden yollara sımsıkı sarıl ve “Dayan” diyen iradesinden başka her şeyi göz ardı eder, ne sevdiği dostların sözleri ne de düşmanlarının sözleri asla onu incitmez Gayret, sebat, takip, sabır ve her zaman müspet düşüncelerle yoluna devam eder Engelleri normal karşılar ve gözünde büyütmez Mağlubiyeti düşünmez, devamlı otokontrol seviyesini ölçer Sabırla istikbalini bekler ve başarılarının bir gün kendisine kucak açacağını ümitle bekler Çünkü gayet iyi bilir ki, Allah (cc) yapılan işleri, amelleri ve ibadetleri asla karşılıksız bırakmazZaten ayet-i kerimede: “İnsana ancak çalıştığının karşılığı verilir “(Necm, 39) buyrulmuyor mu? Yine başka bir ayette “Bugünün işini yarına bırakma” (Kehf, 23) buyrularak işin ciddiyetine ve önemine dikkat çekilmektedir