21 Eylül 2010, 08:10 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Nebi Ne Demektir ? Sual: Bazıları hocalarını Resul yani Peygamber olarak gösterebilmek için, “Kitap gönderilen peygambere Nebi, Kitap gönderilmeyen peygambere Resul denir” diyorlar. Peygamberlik son bulmadı mı? Bizim Peygamberimiz son Peygamber değil mi? CEVAP Müslümanlıkla ilgisi olmayan böyle iddialar, dinimizi içten yıkmak isteyen din düşmanlarının taktik ve hilelerindendir. Bunlar, Yalnız Kur’an diyerek, âyetleri kendi kafalarına göre yorumlayıp, Resulullahın açıklamalarına hiç itibar etmezler. Hadis-i şeriflerin hepsine de uydurma derler. Kitap gönderilen peygambere Resul denir. Nebi, kendinden önce gelen Resulün dinini tebliğ eden peygamberdir. Yeni din getirmeyip, önceki dine davet eden peygamberlere Nebi denir. Her resul, nebidir; fakat her nebi resul değildir. Peygamber Fars’çadır, resul veya nebi anlamında kullanılır. Kur’an-ı kerimin bir çok yerinde Peygamber efendimize Resul deniyor, bazen Nebi diye de geçiyor. Nebi denmesi Resul olmasına mani değildir. Yani bir resule nebi denmesi onun resul olmadığını göstermez. Genel kurmay başkanına bazen general, subay veya asker denmesine benzer. Emirleri tebliğ etmekte ve insanları, Allahü teâlânın dinine çağırmakta, Resul ile Nebi arasında bir ayrılık yoktur. Ankebut suresinin, (Ona [İbrahim’e İsmail’den sonra] İshak ve Yakub’u da bağışladık. Nebiliği ve kitapları [Tevrat’ı, İncil’i, Zebur’u, Kur'anı], onun soyundan gelenlere verdik) mealindeki 27. âyetinde, İbrahim aleyhisselamın soyundan gelenlere nebilik verildiği gibi kitap verilen resuller de vardır. (Beydavi, Medarik, Celaleyn) Kitap sahibi resullerden örnek verelim. Hazret-i Musa resul idi. İşte âyet-i kerime mealleri: (Musa, «Ey Firavun, elbette ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir resulüm» dedi.) [Araf 104] (Sırf bu âyet bile, onların yalanını çıkarmaya yeter. Hazret-i Musa’ya Tevrat indi, yani kitap gönderildi. Bunun için kendisine resul deniyor. Peygamber efendimize de kitap gönderildiği için bir çok âyette resul deniyor. Resul denilince nebi de içine girdiği için daha çok resul tabiri geçiyor. Kelime-i şehadette de Resul deniyor. Nebilik daha yüksek olsa idi o geçer idi. (Musa'yı mucizelerimizle Firavun ve topluluğuna gönderdik. Musa, "Ben âlemlerin Rabbinin resulüyüm" dedi.) [Zuhruf 46] (Bu âyette de, Hazret-i Musa’nın resul olduğunu açıkça bildiriyor.) Hazret-i Musa da, Peygamber efendimiz gibi, hem resul, hem de nebi idi. İşte âyet-i kerime meali: (Kitapta Musa'yı da an; elbette o, muhlis bir kul ve resul olan nebi idi.) [Meryem 51] Hazret-i İsa da, kendisine kitap gönderilen resul idi. İşte âyet-i kerime meali: (Meryem'in oğlu Mesih [İsa] ancak bir Resuldür.) [Maide 75] (“Biz, Allah'ın Resulü olan Meryem oğlu İsa'yı öldürdük" demeleri sebebiyle onları [Yahudileri] lanetledik, rahmetimizden kovduk.) [Nisa 157] Kitap sahibi resul olan Musa aleyhisselam, kardeşi Harun’un da kendisine vezir yani yardımcı olmasını istedi. İşte âyet-i kerime meali: (Ya rabbi, ailemden kardeşim Harun’u bana vezir yap, beni onunla destekle, onu görevimde ortak kıl!) [Taha 29-32] Allahü teâlâ, onun bu duasını kabul ederek buyuruyor ki: (Allah, “Ey Musa! İstediğin sana verildi” dedi.) [Taha 36] (Biz, Musa‘ya Kitab verdik, kardeşi Harun’u da ona vezir [yardımcı] yaptık.) [Furkan 35] Kitap verilen resul olan Hazret-i Musa’dır. Hazret-i Harun ise onun veziri, yani yardımcısıdır. Yardımcısı daha üstün olur mu hiç? Hazret-i Musa Resul iken, Hazret-i Harun da nebi oldu. İşte âyet-i kerime meali: (Rahmetimizden, kardeşi Harun’u bir nebi olarak ona bağışladık.) [Meryem 53] Hazret-i Harun, Musa aleyhisselamın getirdiği dini, yani Museviliği tebliğ eden bir nebi idi. (Zekeriyya mihrabda namaz kılarken melekler ona, "Allah sana, Kelimullahı [İsa’yı] doğrulayıcı, efendi, nefsine hakim ve salihlerden bir nebi olarak Yahya'yı müjdeler" diye seslendiler.) [Al-i İmran 39] (Hazret-i İsa’nın kitap gönderilen bir resul olduğu yukarıdaki âyetlerde bildirildi. Hazret-i Yahya ise, Hazret-i İsa’nın getirdiği dini, yani İseviliği tebliğ eden bir nebi idi.) Bu örneklerde de açıkça görüldüğü gibi kendisine kitap verilen peygamberlere Resul denir. Resullerin getirdiği dini tebliğ edenlere de Nebi denir. Her resul aynı zamanda nebidir. Peygamber efendimizden sonra, nebi gelmeyecektir. Bir âyet meali şöyledir: (O, Allah’ın resulü ve nebilerin sonuncusudur.) [Ahzab 40] Nebi gelmeyince, Resul hiç gelmez. Çünkü resullük makamı, nebilikten daha özel ve yüksektir. Bu âyetlerden sonra, bu konudaki hadis-i şerifleri bildirelim: (Nübüvvet ve risalet sona ermiştir. Benden sonra nebi de, resul de yoktur.) [Tirmizi] (Nebiler benimle son buldu.) [Müslim] (Resullerin ilki Âdem ve sonuncusu Muhammed’dir.) [Hakim, Taberani] (Övünmek için söylemiyorum [hakikati bildiriyorum], ben mürsellerin [Nebi ve resul olarak gönderilen peygamberlerin] efendisiyim. Hepsinin sonuncusu ve şefaat edicilerin ilkiyim.) [Darimi] (Diğer nebilere göre benim durumum şu misale benzer. Bir kimse, güzel bir ev yapar, fakat bir kerpici noksandır. Ziyarete gelen halk, evi beğenir. Yalnız "Şu boşluğa da bir ker--- konsaydı" derler. İşte ben o kerpicim. "Hatem-ün-nebiyyin" yani nebilerin sonuncusu, tamamlayıcısıyım.) [Buhari, Müslim] (Ya Ali, Musa’nın yanında Harun nasıl idiyse, sen de, benim yanımda öylesin. Ancak, benden sonra nebi gelmeyecektir.) [Buhari, Müslim,Tirmizi, İbni Mace, İmam-ı Ahmed, Taberani] Peygamber efendimiz, sadece zamanının ve Arabistan’ın değil, kıyamete kadar bütün insanların, bütün dünyanın resulüdür. Bir âyet meali şöyledir: (Biz seni bütün insanlara ancak müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik; fakat insanların çoğu bilmez.) [Sebe 28] Bir hadis-i şerif meali: (Ben bütün insanlara gönderildim.) [Müslim] (Size, âyetlerimizi okuyacak, sizi her kötülükten arıtacak, size kitabı ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek aranızdan, bir resul gönderdik.) [Bekara 151] (Bu âyet de kitabın nebiye değil, resule geldiğini göstermektedir.) Kur'an-ı kerimde, Resulullahın son nebi olduğu bildirildikten sonra, İslam binasının tamamlandığı şöyle açıklanıyor: (Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı beğendim.) [Maide 3] Allahü teâlâ, son nebi ve son resulünü gönderip dinini tamamladığına ve dinde noksan kalmadığına göre artık başka din ve başka peygamber aramak, Kur’an-ı kerimi inkâr olur. Nisa suresinin, (Kıssalarını sana bildirmediğimiz resuller de gönderdik) mealindeki 164. âyeti, resul sayısının Kur’an-ı kerimde bildirilmediğini göstermektedir. Hadis-i şerifte buyuruluyor ki: (Nebiler 124 bin, resuller ise 313 tür.) [Hakim] Bu hadis-i şerif de, kitap getiren resullerin nebilere göre daha az olduğunu göstermektedir. Nebilerin çok olması, resullerin dinlerini yaymalarından dolayıdır. Nebiler Meleklerin secdeye mecbûr kılındığı Âdem -aleyhisselâm-; Semâvî hayranlığın esrârını taşıyan İdrîs -aleyhisselâm-; Yeryüzünü tûfânı ile küfürden temizleyen Nûh -aleyhisselâm-; İnkâr yurtlarını fırtınalar ile alt-üst eden Hûd -aleyhisselâm-; Azgınlık ve taşkınlık yuvalarını zelzelelerle kökünden sarsan Sâlih -aleyhisselâm-; Nemrûd’un ateşlerini, tevekkül ve teslîmiyeti ile gülistâna çeviren İbrâhîm -aleyhisselâm-; İhlâs, sadâkat, tevekkül ve teslîmiyeti ile sembolleşen, kıyâmete kadar hac ibâdetinde bütün mü’minlere kıssaları hatırlatılan İsmâîl -aleyhisselâm-; Neslinden Benî İsrâîl peygamberleri gelen İshâk -aleyhisselâm-; Azgınlık ve ahlâksızlıktaki taşkınlıkları ile yerin dibine geçen “Sodom-Gomore”nin mahzûn Peygamberi Lût -aleyhisselâm-; Tevhîd sancağını maşrıktan mağribe taşıyan Zülkarneyn -aleyhisselâm-; Muhabbet ve hasretle kavrulan ve sabırda âbideleşen Yâkûb -aleyhisselâm-; Bir müddet kölelik, sonra zindanda yalnızlık, gariplik, çile, ıztırap, meşakkat, riyâzât ve nefs mücâhedesini müteâkip Mısır’a ve gönüllere sultân olan ve mehtapları solduran nûru ile Yûsuf -aleyhisselâm-; Gönülleri vecde getiren hitâbeti ile kendisine “Hatîbü’l-Enbiyâ” denilen Şuayb -aleyhisselâm-; Ahmak Firavun’u Kızıldeniz’in girdaplarında yok eden, mûcizeli asâlı Mûsâ -aleyhisselâm-; Mûsâ -aleyhisselâm-’ın her zaman ve mekânda yardımcısı olan sâlih kardeşi Hârûn -aleyhisselâm-; Zikri ile dağları, taşları, vahşî hayvanları istiğrak hâline getiren Dâvûd -aleyhisselâm-; Muazzam saltanatını, kalbinin dışında taşıyabilen Süleymân -aleyhisselâm-; Yüz senelik bir ölümden sonra tekrar diriltilerek, kıyâmetteki yeniden yaratılışa misâl olan Üzeyr -aleyhisselâm-; Derin tefekkürü ile sabrın bileyi taşı olan Eyyûb -aleyhisselâm-; Büyük bir vecd hâlinde, istiğfâr, duâ ve zikrin hakîkatinde derinleşerek karanlıkları aşan Yûnus -aleyhisselâm-; Ardından «İlyâs’a selâm olsun!» hitâbı ile ilâhî iltifât ve teveccühe mazhar olan İlyâs -aleyhisselâm-; Âlemlere üstün kılınan Elyesa’ -aleyhisselâm-; İlâhî rahmete garkedilen sâlih peygamber Zülkifl -aleyhisselâm-; Hikmetli nasîhatleriyle destanlaşan, zâhirî ve bâtınî hekimlerin pîri Lokmân Hakîm -aleyhisselâm-; Testere ile ikiye bölünürken dahî “âh!” demeden, tevekkül ve teslîmiyetini muhâfaza eden mazlûm peygamber Zekeriyyâ -aleyhisselâm-; Babası gibi ölümü şehîdlikle karşılayan Yahyâ -aleyhisselâm-; Fârik vasfı nefs tezkiyesi olan, ilticâ ve tazarrûsu ile hastalara şifâ veren, ölüleri dirilten, semâvî Îsâ -aleyhisselâm-; Ve Nebiler Nebisi Hazret-i Muhammed Mustafâ -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz Konu Freedom tarafından (21 Eylül 2010 Saat 08:19 ) değiştirilmiştir. | |
|
Etiketler |
demektir, ne, nebi |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
NEBÎ | PySSyCaT | Dini Sözlük | 0 | 07 Ekim 2020 11:06 |
NAKŞ-İ KADEM-İ NEBÎ | PySSyCaT | Dini Sözlük | 0 | 15 Eylül 2020 09:22 |
Mescid-i Nebî | Seyra | Dini Sözlük | 0 | 05 Eylül 2014 12:54 |
Peygamber , Nebi , Resul ne demektir ? | Freedom | İslamiyet | 0 | 22 Aralık 2010 00:11 |
Mikail - Ey Nebi | Sır | İslamiyet | 0 | 28 Nisan 2010 21:25 |