19 Nisan 2014, 09:38 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | İngilizce Şiirler - Türkçe Tercümeli YOU TO YOUR WAY, I TO MINE SEN YOLUNA BEN YOLUMA You and me, Seninle ben, How wonderful days had we lived Ne kadar güzel günler yaşamıştık birlikte Knowing that those days wouldn’t last Bilirdik ki bugünlerin yarınları olmayacak A nice friendship during a few-weeks-holiday Birkaç haftalık tatilde dostça bir arkadaşlık During the moonlit nights, under the trees Mehtaplı gecelerde, ağaçların altında In the arms of loneliness we would chat Yalnızlığın kollarında sohbet ederdik xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx About richness, poverty, happiness, unhappiness Zenginlikten, yoksulluktan, mutluluktan, mutsuzluktan Fortune, misery for long hours Servetten, sefaletten uzun uzun konuşmuştuk Perhaps we had found its remedy Belki de çaresini bulmuştuk Now our ways are separated Şimdi burada bizim yollarımız ayrılıyor You to your way, I to mine Sen yoluna ben yoluma xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx What would happen if there were seas, high mountains? Aramızda derya, deniz, yüce dağlar olsa ne olur Since your name is carved on my heart, don’t think I’ll forget about you Unuturum sanma sakın ismin kalbimde yazılı Goodbye my sympathetic ear, goodbye my friend Güle güle dert ortağım, güle güle arkadaşım We might meet somewhere one day Belki bir gün bir yerlerde karşılaşırız seninle We would talk about the past and future Eski günleri anarız gelecekten bahsederiz Goodbye my sympathetic ear, goodbye my friend. Güle güle dert ortağım, güle güle arkadaşım. YEARS HAVE PASSED SINCE SPLITTING UP AYRILALI YILLAR OLDU Years have passed since splitting up, who knows where you are? Ayrılalı yıllar oldu, şimdi sen kimbilir nerelerdesin? I could do anything to see you and hear your voice Seni görebilmek için, sesini duyabilmek için neler vermezdim Your jetblack eyes, your wavy hair are unforgettable Simsiyah gözlerini, dalga dalga saçlarını unutmak mümkün değil Never think you’ve been forgotten, you’re always on my mind without being forgotten. Unutuldum sanma, her zaman aklımdasın unutulmuş değilsin. xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx x Your memory had stayed somewhere deep in my heart Kalbimin bir köşesinde hatıran kalmış The oppressive years had pulled you away from me O zalim yıllar seni benden çekip almış Noone has said “I love you” except you Bana senden başkası seviyorum demedi Noone has known our love except us Aşkımızı bizden başka kimse bilmedi I am left alone and our love has become a song Sensiz kaldım aşkımız bir şarkı oldu I have been thinking of you with this song. Yıllardır ben bu şarkıyla seni anarım. LİTTLE CHİLD KÜÇÜK ÇOCUK With pearls in his eyes and pain in his heart Gözlerinde inci, yüreğinde sancı The little child is crying being lost in darkness Karanlıkta kaybolmuş ağlıyor küçük çocuk You mightn’t have a house or parents Belki evin yokmuş senin, anan-baban yokmuş senin You mightn’t have anybody, you might have been scorned Kimselerin yokmuş senin, belki seni hor görmüşler Whatever happens and happens Ne olursa olsun, olsun, ne olursa olsun The time and the days will pass Zaman akıp gidecek, günler gelip geçecek One day might come and you might be consoled little child. Belki bir gün gelecek teselliyi bulacaksın küçük çocuk. X X X With pearls in his eyes and pain in his heart Gözlerinde inci, yüreğinde sancı The little child is crying being lost in darkness Karanlıkta kaybolmuş ağlıyor küçük çocuk You’d had various troubles making you get lost Türlü türlü derdin varmış, dertler seni senden çalmış Strangers had taken the little money you deserve Hakkın olan üç kuruşu o yabancı eller almış Whatever happens and happens Ne olursa olsun, olsun, ne olursa olsun The time and the days will pass Zaman akıp gidecek, günler gelip geçecek One day might come and you might be consoled little child. Belki bir gün gelecek teselliyi bulacaksın küçük çocuk. A STREET MAN BİR SOKAK ADAMI Many years ago an afternoon Bundan yıllar önce bir akşamüstü Tired of the arc on the way home Yorgun, argın eve dönerken I see him as she passed Yanından geçerken gördüm onu Drawn in a dark corner Çekilmiş bir köşeye karanlıklarda Bread in his hand, was eating bread Elinde ekmeği, ekmek yiyordu By bread additives to tears Gözyaşlarını ekmeğine katık ederek Sobbing, crying Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu I saw a poor, poor me too Bir fakir gördüm, benden de fakir I saw a poor, poor me too. Bir yoksul gördüm, benden de yoksul. XXX In a world where man's man crush İnsanın insanı ezdiği bir dünyada It was not easy for him to live Yaşamak onun için kolay değildi There was no house, no money had Ne evi vardı, ne parası vardı What were safe, what car Ne kasası vardı, ne arabası The streets of his home, loneliness, his friendly Sokaklar onun evi, yalnızlık onun dostu Years ago, it was an abandoned street children Yıllar önce terkedilmiş bir sokak çocuğuydu What has changed in the years after the man was a street. Yıllar sonra ne değişti bir sokak adamı oldu. THE OLD MAN’S TEARS YAŞLI ADAMIN GÖZYAŞLARI Once upon a time I had watched a play somewhere Yıllar önce bir yerlerde bir oyun seyretmiştim There was a curled old man in that play Bu oyunda iki büklüm yaşlı bir adam vardı Wearing ragged clothes Yırtık pırtık elbise vardı üstünde Having meaningless glance in his eyes Anlamsız bakışlar vardı gözünde Being too old, having no energy left, and being deserted, Yaşı geçmiş, işi bitmiş, terkedilmiş Left alone, having lived nothing Yalnız kalmış, yaşamamış ihtiyarın X X X His tears had neither stopped nor finished Yaşlı adamın gözyaşları durup dinmek bilmezdi He had so much trouble that hadn’t ever finished Dertler ne kadar fazla bitip tükenmek bilmezdi Breathing was his profit, living was his only ambition Nefes almak kazancıydı, yaşamak tek amacıydı Having played the greatest tragedy in the world Perdesi olmayan bu hayat sahnesinde On the life stage without curtains Dünyanın en acıklı oyununu oynadı He had passed on, do you have a clue? Göçtü gitti aramızdan, haberin var mı? END WHY FALLING IN LOVE WİTHOUT BEING LOVED? AŞIK OLUP SEVİLMEMEK NEDENDİR? If eyes see, heart likes and falls in love Göz görse, gönül sever, aşık olur The passion to meet lights fire Kavuşmak tutkusu bir ateş yakar Reality and dream get mixed into each other Hayal, gerçek birbirine karışır One moment comes and arched eyebrows are frowned. Bir an gelir hilal kaşlar çatılır. X X X He had loved a lot of beautiful ones without being loved Çok güzeller sevmiş, seveni olmaz He knows that there is no remedy for this trouble Bilir ki, bu derde çare bulunmaz The lover also bears the trouble Seven aşık dert yükünü çeker de Why falling in love without being loved? Aşık olup sevilmemek nedendir? X X X Days full of hope and expectation Umutlar, ümitlerle dolu günler Passed with happiness and grief Sevinçler, kederlerle geçti günler We had tried hard but too hard Çok ama pek çok uğraştık yine de But couldn’t answer the riddle called love. Aşk denen bilmeceyi çözemedik. Serdar Yıldırım | |
|
Etiketler |
tercümeli, tÜrkÇe, İngilizce, şiirler |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Türkçe İngilizce Çeviri Felaketleri | Julw | Komedi ve Mizah | 2 | 08 Nisan 2022 05:47 |
İngilizce -Türkçe Matematik Terimleri.. | Sevda | Ödev ve Tezler | 0 | 24 Nisan 2013 02:32 |
İngilizce~Türkçe Çeviriler | dreamy | Fıkra | 0 | 28 Mayıs 2009 17:44 |
İngilizce-Türkçe Cep Sözlük | Heidi | Cep Telefonlar | 0 | 17 Mayıs 2008 01:57 |