15 Mart 2014, 00:27 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | To Be Fiili To be İngilizce'de ya ek fiil veya yardımcı fiil olarak kullanılır. Ek fiil olarak to be : ...im, ...sin, ...dir. I am a teacher. (Ben bir Öğretmenim.) (im : ek fiil) Yardımcı fiil olarak : I am sitting now. (Şimdi ben oturuyorum) (am : yardımcı fiil.) Herhangi bir fiil (go-write-come... gibi) öznelere göre çekilirken kök fiil değişmez. Örnek : to work : çalışmak I work They work You work He works ... gibi Halbuki to be ister ek fiil olarak, ister yardımcı fiil olarak kullanılsın çekimleri diğer fiiller gibi değildir, özneye göre değişir. Ek fiil olarak örnek : I am a doctor. : Ben bir doktorum. You are a doctor. : Sen bir doktorsun. He is a doctor. : O bir doktordur. Yardımcı fiil olarak örnek: I'am sitting : Ben oturuyorum. You are sitting : Sen oturuyorsun. He is sitting : O oturuyor. present past p. participle TO BE am was been is are were present past p. participle olumlu I am a doctor You are a doctor He is a doctor I was a doctor You were a doctor He was a doctor I have been a doctor You have been a doctor He has been a doctor olumsuz I am not a doctor You are not a doctor He is not a doctor I was not a doctor You were not a doctor He is not a doctor I have not a doctor You have not a doctor He has not a doctor soru Am I a doctor? Are you a doctor? Is he a doctor? was I a doctor? Were you a doctor? Is he a doctor? Have I been a doctor? Have you been a doctor? Has he been a doctor? Not : Bir cümlede to be den önce başka bir yardımcı fiil varsa soru ve olumsuz şekli diğer yardımcı fiille yapılır, to be ile yapılamaz. Örnek : I have been a doctor. I haven't been a doctor. Have I been a doctor? Mastar şekli (to be : ...imek) I want to be there in time. (Zamanında orada olmak istiyorum.) She enjoys to be with you. (O sizinle birlikte olmaktan zevk alıyor.) He prefers to be out. (Dışarda - sokakta - olmayı tercih eder.) They want to be polite. (Kibar olmak istiyorlar.) To be ile cümleler. To be durum, hal, azlık, çokluk, zaman, yer, mesafe, fiyat, meslek anlatan cümlelerde kullanılır. I am a student. (Ben bir öğrenciyim.) Paul is happier than his sister. (Paul kız kardeşinden daha mutlu.) You are right. (Siz haklısınız.) The weather is very nice today. (Bugün hava çok güzel.) —Are you happy? (Mutlu musunuz?) —No, I am not, are you? (Hayır, değilim, ya siz?) —Am I too short? (Çok kısa boylu muyum?) —No, you aren't. (Hayır, değilsiniz.) They are from Italy, they aren't from Spain. (Onlar İtalya'lı - İtalya'dan - İspanyol değil.) am-are-is in past (geçmiş) şekli olan was-were örnekleri için The Simple Past Tense konusuna bakınız. To be fiili There ile kullanılırsa There is, There are (var, mevcut) anlamım taşır. Tekil cümleler : There is somebody in the next room. (Bitişik odada birisi var.) There is a good film on TV tonight. (Bu gece televizyonda güzel bir film var.) There is a car by the station. (İstasyonun yanında bir araba var.) There is some tea in the tea - pot. (Demlikte biraz çay var.) There isn't any sugar in the cupboard. (Dolapta hiç şeker yok.) There isn't a good film on at the cinema this week. (Bu hafta sinemada iyibirfilm yok.) Çoğul cümleler : There are a few passengers at the station. (İstasyonda birkaç yolcu var.) There are a lot of apples on the tree. (Ağaçta çok elma var.) There are some people in the office. (Büroda birkaç kişi var.) There are two men waiting for you in the visiting room. (Ziyaretçi odasında sizi bekleyen iki adam var.) There aren't any boy students in this school. (Bu okulda hiç erkek öğrenci yok.) There aren't any flights today. (Bugün hiç uçuş - sefer - yok.) There aren't any letters in the mail - box. (Posta kutusunda hiç mektup yok.) Simple Past, şekli There was / were... : ...vardı. There was a letter for you this morning. (Bu sabah size bir mektup vardı.) There was some important news on the radio. (Radyoda önemli birkaç haber vardı.) There were some shops open yesterday evening. (Dün akşam açık birkaç dükkân vardı.) There were eighty teachers in this school last year. (Geçen yıl bu okulda seksen öğretmen vardı.) There wasn't any trouble there. (Orada hiç sorun yoktu.) There wasn't anybody in the office on Saturday. (Cumartesi günü büroda hiç kimse yoktu.) There weren't any mistakes in your composition. (Kompozisyonunda hiç hata yoktu.) To be fiilinin emir cümlelerinde kullanılışı. Quick : çabuk Be quick : çabuk ol. careful: dikkatli please be careful : Lütfen dikkatli ol. early : erken Be early : Erken ol (davran) rude : kaba Don't be rude. (Kaba olma) noisy : gürültücü Don't be noisy : Gürültücü olma. To be fiilinin yardımcı fiillerle kullanılışı. You must be more careful. (Daha dikkatli olmalısınız) Erdem must be more polite. (Erdem daha kibar olmak zorunda.) It might be cold there. (Orası soğuk olabilir.) Ahmet might be hungry. (Ahmet aç olabilir.) It can be far. (Uzak olabilir.) Ahmet can be more careful. (Ahmet daha dikkatli olabilir.) She is going to be a teacher. (O öğretmen olacak.) I am going to be there on time. (Vaktinde orada olacağım.) To be to şeklinde kullanılışı. To be to yasak veya planlanmış bir iş anlatır. To be çekimli kullanılır. You are to change your shirt now. (Gömleğini şimdi değiştireceksin.) Mehmet is to pay right away. (Mehmet hemen ödeyecek.) They were to leave at once. (Onlar derhal ayrılacaklardı.) Nurten was to type all these letters. (Bütün bu mektupları Nurten daktilo edecekti.) To be nin dönüşlü fiillerle kullanılışı to prepare : hazırlamak (dönüşsüz) I have prepared my suitcase. (Valizimi hazırladım.) to be prepared: hazır olmak (dönüşlü) Erdem is prepared to go to the theatre. (Erdem tiyatroya gitmek üzere h£usır.) to be frightened : korkmak The baby is frightened. (Bebek korkmuş.) to be bored : sıkılmak I was bored at the party last night. (Dün akşam partide sıkıldım.) To be nin deyimlerle kullanılışı. to be fond of : düşkün olmak, meraklı olmak Erdal is fond of playing chess. (Erdal satranç oynamaya meraklı.) I am not fond of watching TV. (Televizyon seyretmeye düşkün değilim.) to be bad at : bir işte kötü olmak. Süha is bad at almost all his lessons. (Süha hemen hemen tüm derslerinden kötü.) to be over : bitmek The schools are over on the fifth of june. (Okullar beş haziranda biter - bitiyor.) To be-nin continuous tense'lerle kullanılışı. To be burada yardımcı fiil görevindedir. Ayrıntılı bilgi için continuous tense'lere bakınız. Erdem is working in Ankara now. (pres - cont.) (Erdem şimdi Ankara'da çalışıyor.) I was having lunch at 12.00 yesterday, (past, cont.) (Dün saat onikide öğle yemeği yiyordum.) She has been living here since 1980. (pr. perf. cont.) (1980'den beri burada oturuyor.) Erdal will be listening to the tapes all day. (fut. cont.) (Erdal bütün gün bandlan dinleyecek.) To be»nin passive cümlelerde kullanılışı. (Burada to be yardımcı fiil görevindedir.) Exercises are done twice in class. (Alıştırmalar sınıfta iki kez yapılır.) I was given a lot of presents. (Bana pek çok hediye verildi.) The car will be repaired. (Araba tamir edilecek.) The car has been bought. (Araba alın - dı - mış.) Alıntı | |
|
Etiketler |
fiili |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Düşmek Fiili ve Tanrısal Düş | Frozen | Aşk ve Sevgi Köşesi | 0 | 16 Şubat 2011 14:19 |
Cinayetin nedenİ fiili livata | Lucifer | Haber Arşivi | 0 | 24 Ocak 2010 18:48 |
çalmak fiili | taner_1903 | Fıkra | 0 | 26 Şubat 2007 10:59 |