IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet odaları

Etiketlenen Kullanıcılar

1Beğeni(ler)
  • 1 Post By SpinoZi

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 31 Ocak 2024, 23:19   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Antalya Korkuteli Tarihi Geçmişi




Korkuteli'nin eski adı kaynaklarda İsinda olarak belirtilmektedir. Pisidya bölgesinde yer alan İsinda şehrinin, bugünkü Korkuteli ilçesinin 8 km güneydoğusundaki Yazır köyü sınırları dahilinde olduğu kabul edilmektedir. Tekeoğulları ve Osmanlının ilk döneminde Korkuteli'nin adı, Roma dönemindeki İsinda ifadesinden değiştirilerek, "İstanoz" şeklinde söylenmiştir. Türklerin bu tanımlamayı 1915'e kadar sürdürdükleri, aynı tarihte alınan bir kararla, Şehzade Korkut'un anısını yaşatabilmek için "Korkuteli" şekliyle yeniden düzenledikleri görülmektedir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Halkının büyük bir kısmı İyon kökenli olan İsinda şehrinin ilk sakinlerinin antik dönemden itibaren bölgede iskan ettiklerini düşünmek mümkündür. M.Ö. 189 yılında Manlius komutasındaki Roma birliği, Ege sahillerinden hareketle Salihli (Sardes), Denizli (Laodiceia), Horzum (Kibyra) ve İsinda'ya daha sonra da Antalya'ya kadar ulaşmıştır. M.S. 404-406 yıllarında, İsaurialıların Pisidya bölgesini ele geçirmek için yaptıkları muhasaradan İsinda da zarar görmüştür. 471-472 yıllarında, Pisidya bölgesindeki İsaurialıların egemenliği Kral Leon I tarafından bertaraf edilerek bölge, askerî bir komite ile yönetilmeye başlanmıştır. Daha sonra 7. yy. başında, Pisidya ve Frigya'nın büyük bir bölümü Ermeni komutanlar tarafından işgal edilmiştir. 647-648 yıllarında bölge Arap akınlarına maruz kalmıştır. Emevi ve Abbasi dönemlerinde de Arap akınları bölgede devam etmiştir. 11. yy.'dan itibaren Anadolu'da yoğun bir Türk varlığı hissedilmeye başlanmış ve 1076 yılında Türkler İznik'e kadar Anadolu topraklarını ele geçirmişlerdi. Bu çerçevede, Pisidya toprakları da Türklerin eline geçmiştir. Hemen akabinde, Avrupalıların Kudüs'ü bahane ederek 1096 yılında düzenledikleri Birinci Haçlı Seferi, Pisidia bölgesinin kısa bir süre de olsa, Türk egemenliğinden çıkmasına sebep olmuştur. 1118 yılında yapılan bir antlaşmayla, Pisidya bölgesi Bizans'a bırakılmıştır. Bu dönemden sonra bölgede, kısa süreli Venediklilerin hakimiyeti söz konusudur. 1120 yılında yeniden Türk hakimiyetine giren Pisidya ve Antalya toprakları, Bizans imparatoru Yuannis tarafından yeniden yönetimi altına alınmıştır. 1158 tarihinde, Elmalı yöresindeki Philetes kalesinin Türkler tarafından ele geçirilmesini, 1205 yılında da Isparta'nın fethi takip etmiş ve bu süreç 1207 yılında Antalya'nın fethiyle tamamlanmıştır.

13. yy.'dan itibaren Antalya ve çevresine çoğunlukla üç-okların teşkil ettiği, Türkmen topluluklarının yerleştirildiği görülmektedir. Hamid Bey önderliğindeki Türkmen aşireti; Eğirdir, Uluborlu, Yalvaç dolaylarını tercih etmiştir. Anadolu Selçuklularının Moğol istilası ile siyasi otoriteyi kaybetmeye başlamasına paralel olarak, aşiretler kendi bölgelerinde hakimiyeti ele geçirmeleriyle birlikte, diğer bölgelerdeki aşiretlerle mücadeleye girmişlerdir. Pisidia bölgesinin kuzeyinde bulunan Hamidoğulları aşireti, 13. yy. sonlarından itibaren önce Uluborlu, daha sonra Eğirdir'i alarak hakimiyetini ilan etmiştir. Hamidoğlu Beyliği'nin Beyi Dündar Bey, 1308-1319 tarihleri arasında, Antalya'yı fethederek kardeşi Yunus Bey'i Hamid Beyliği'ne bağlı bir kol olarak tayin etmiştir. Yunus Bey'in büyük oğlu Mahmud Bey Antalya'da hüküm sürerken, diğer oğlu Sinaneddin Calis Hızır Bey de Korkuteli'de hüküm sürmüştür. Antalya başta olmak üzere bölgenin tamamı, Türkmen aşiretleri tarafından tercih edilen bir yer olmuştur. Bu aşiretler, özellikle Korkuteli civarında yoğunluk kazanmış ve yerleştikleri köy veya kasabalara kendi isimlerini vermişlerdir. Hamidoğulları Beyliği, Mahmud oğlu Mübarizüddin Mehmed Bey döneminden sonra Teke Beyliği olarak adlandırılmaya başlanmıştır. Böylece, aslı Hamidoğlu soyuna dayanan ikinci bir beylik, kendi topraklarına göre daha batı bölgesindeki Teke ilinde teşekkül etmiş oluyordu. Teke Beyi Osman Çelebi, 1386 yılında Karamanoğlu Aladdin Ali Bey ile birlikte, I. Murad'a karşı ittifak oluşturmuşlar ancak yapılan savaşı kaybetmeleriyle, affını istemiş ve I. Murad'ın iyi niyetli yaklaşımı sayesinde hem Karamanoğlu hem de Teke Beyi bağışlanmıştır. Bunun üzerine Teke Beyi Osman, Antalya ve Korkuteli'deki hakimiyetini muhafaza edebilmiştir ancak daha sonra Hamideli sakinlerinin Karamanoğullarıyla ilgili şikayetleri üzerine Yıldırım Bayezid, ordularını toplayarak önce Teke iline sonra Hamid ve Karaman iline yürümüştür. Bu dönemden sonra bölgenin yönetimi Firuz Bey'e bırakılmıştır. 1402'deki Ankara Savaşından sonra Timur'a bağlı Şahruh komutasındaki ordu, Sivrihisar, Gölhisar güzergahından Korkuteli'ye ulaşmış, Korkuteli ve çevresi kısa süre Timur'a bağlı kalmıştır. 1402-1415 tarihleri arasında Antalya ve Alanya hariç diğer Teke ili topraklarına Karamanoğulları hakim olmuştur. Aynı tarihlerde Korkuteli'nin de Karaman egemenliğine girmiş olma ihtimali yüksektir. 1423 tarihinde, yani II. Murad'ın saltanat yıllarında, Teke Beyi Osman Bey ve Karamanoğlu Mehmed II. Bey birlikte hareket ederek, Osmanlı'nın hakim olduğu Antalya'ya saldırmış, başarı sağlayamadan geri çekilmişlerdir. Bunun üzerine, Firuz Bey oğlu Hamza'ya bağlı birlikler, Korkuteli'ye gece baskını yaparak Osman Çelebi'yi öldürmüşlerdir. Böylece, büyük bir yenilgi alan Tekeoğulları beyliği siyasi sahnedeki yerini kaybetmiştir. 1455 tarihinde Korkuteli'nde dört mahalle ismi zikredilmektedir. Bunlardan birisi gayrimüslim, üç tanesi ise Müslümanlara ait olduğu anlaşılmaktadır. II. Bayezid döneminden itibaren bölgede, II. Bayezid'in oğlu Şehzade Korkut (1502-1512) görev yapmıştır. Şehzade Korkut, kardeşleriyle yaşadığı problemlerden dolayı 1509 mayısında Mısır'a iltica etmek amacıyla gidip gelmiştir. Şah Kulu ayaklanmalarından Korkuteli ve çevresi de zarar almış, Şah Kulu taraftarları 1510 yılında, mescid ve zaviyeleri yakıp yıkmıştır. 1568 tarihli tahrirde Antalya kazasının nahiyeleri arasında Korkuteli'nin (İstanoz) ismi yer almıştır. Korkuteli'ye bağlı köy sayısının 53 olduğu görülmektedir. Evliya Çelebi, Korkuteli'yi tanımlarken şehrin batı kesimindeki kalenin varlığına dikkat çekmektedir. Evliya Çelebi'ye göre Korkuteli, Antalya'nın yazlık mekanlarındandır.


tr.wikipedia.org'dan alıntıdır.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Cevapla


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Antalya Kaş Tarihi Geçmişi SpinoZi İl ve İlçelerimizin Tarihçesi 0 31 Ocak 2024 23:15
Antalya Akseki Tarihi Geçmişi SpinoZi İl ve İlçelerimizin Tarihçesi 0 31 Ocak 2024 22:59
Antalya Muratpaşa Tarihi Geçmişi SpinoZi İl ve İlçelerimizin Tarihçesi 0 31 Ocak 2024 22:58
Antalya Konyaaltı Tarihi Geçmişi SpinoZi İl ve İlçelerimizin Tarihçesi 0 31 Ocak 2024 22:55
Antalya Döşemealtı Tarihi Geçmişi SpinoZi İl ve İlçelerimizin Tarihçesi 0 31 Ocak 2024 22:51