Çevrimdışı

Hafız Esad'ın adının tarihe diktatör ve katil olarak geçtiğini belirten Başbakan Erdoğan, "Beşar denilen bu adam, babasının yaptığı zulmü 3'e, 4'e katlamış vaziyette" dedi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'de yapılan katliamların boyutunun insan hafızasının alacağı çerçeve içerisinde olmadığına dikkat çekerek, "Esad denilen bu adam, babasının yaptığı zulmü 3-4'e katlamış vaziyette. Ama Humus'ta babası zalim, diktatör, katil olarak kayıtlara geçti. Evladı şu anda babasını aratır hale geldi" dedi. Ülke TV'de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan konuşmasında şunları kaydetti:

EVLADI BABASINI ARATIR HALE GELDİ: Suriye'deki bu süreç malum 2.5 yılı buldu ve gelişmeler gerçekten insan hafızasının alacağı çerçeve içerisinde değil. Esad denilen bu adam, babasının yaptığı zulmü 3-4'e katlamış vaziyette. Ama Humus'ta babası zalim olarak, diktatör, katil olarak kayıtlara geçti. Evladı şu anda babasını aratır hale geldi. Humus tarihte bir kayıttır. Şimdi Suriye'nin her tarafından bombalamalardan füzelere varıncaya kadar ciddi ölümler söz konusu. Humus'ta malum 40 bin insan öldürülmüştü buradaysa 100 bini aştı. Dünkü olay bize bu 100 bini unutturur mahiyette gerçekleşti. Onların resimlerini kayıtlarını görememiştik. Dün o çocukların resimlerini gördüğümüzde biz evimizde nasıl perişan olduysak, zerre kadar vicdanı olanın bu tablodan bir şeyler çıkarması lazım.

HER ŞEY ÇOK AÇIK, NET ORTADA: Suriye'de bu yavruların cansız bedenlerini gördüğümüzde gözyaşlarımızı dindirebilmek mümkün değil. Bazıları hala buna yorum getiriyor. 'Şöyle mi böyle mi'. Bu nasıl şöyle böyle. Burada ne mermi var ne kan izi var, her şey çok açık net ortada.

BM'NİN ADİL BİR ÇİZGİYE GETİRİLMESİ LAZIM: Suriye'deki katliama ilişkin BM'den herhangi net bir açıklama hala yok. Mısır'la ilgili bir kınama dahi çıkmadı. Bu BM Güvenlik Konseyi bir reforma tabidir. BM'nin adil bir çizgiye getirilmesi lazım. Diğer ülkeler ortaya gelmek suretiyle kendi Birleşmiş Milletleri'ni kurar. Böyle bir durum onları reforma götürür.

İSLAM DÜNYASINA NİFAK SOKULDU: Fitne ve nifak İslam dünyası içine sokulmuş vaziyette. Gerek Sünni gerek Şii, savunma refleksi içine girmiş. Bunu İran da yapıyor. Sünni ülkeler de yapıyor. Bu sıkıntıyı biz kendi içimizde de yaşıyoruz. Gezi olaylarında yaşadıklarımız bunun açık net ispatıdır.

SURİYE'DE 100 BİN İNSAN ÖLDÜREN DE MÜSLÜMAN: Bizi birbirine bağlayan en kavi şey İslam. Bunun o güçlü bağları karşısında bir bölünmeyi yaşamak insanı kahrediyor. Suriye'de 100 bin insanı öldüren de Müslüman.

HARCAMAMIZ 2 MİLYAR DOLARI AŞTI: Suriyelilere yaptığımız harcama 2 milyar doları aşmış vaziyette ve devam ediyoruz. Bunun hesabını Esad nasıl ödeyecek. 'Esad giderse onun yerine kim gelecek' diye soranlar bunun faturasını ödeyebilir mi?

HALKIM YUTMADI: Bizim şuandaki gücümüzü hazmedemeyenler Gezi olaylarında olduğu gibi çeşitli olayların içine giriyorlar. Hazmedemedikleri için, meydanlara çıkanlar 10 ağaçla çıktı. Benim halkım bunu yutmadı ve çok çabuk sorunu çözdü.

'SİSİ BİZE HAYRAN OLDUĞUNU SÖYLÜYORDU'
Mısır'da daha önce yaptığı bir ziyarette Sisi'yle bir görüşme yaptığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Bize hayranlığını söyleyen biriydi. Beşar Esad'la da aile dostuyduk. Ama kardeş dediğimle bile isterse kan bağı olsun hiçbir şey değişmez, biz değerler silsilesindeki ilkeler ile olaylara bakarız" dedi.

KALİTELİ BİR YÖNETİMDİ
Mursi hükümetinin Mısır'daki yolsuzlukların önüne geçecek kalitede bir yönetim olduğunu belirten Erdoğan, "Acemilikleri olabilir. Bunlar yıllarca cezaevinde yatmış insanlar" diye konuştu.

ESMA'YA YAZILAN MEKTUP AĞLATTI
İhvan liderlerinden El-Bilteci'nin Mısır'daki askeri darbenin ardından Rabia Meydanı' nda çıkan olaylarda ölen kızı Esma'ya yazdığı mektup Başbakan Erdoğan'ı göz yaşlarına boğdu. Erdoğan şunları söyledi: "Benzer şeyleri ben de yaşadım. Geceleri evlere geç geliyorduk. Bir gece kızım odamızın kapısına bir pusula asmıştı, 'bir geceni de bize ayır' demişti. Bizim ayıracak vaktimiz yoktu. Bulunduğumuz hareket içinde koşturuyorduk. Geceleri eve geldiğimde çocuklar yatmış oluyordu. Bu mektubu yazarken o ifadelerde çocukları gördüm ve bir de onun Esma'nın cenaze namazını kıldıramayışı bir de tabi şu olgunluk ve geleceğe bakıştaki, ölüm ötesi dünyayı okuyuşu beni ciddi anlamda duygulandırdı. Şahadet çok farklı bir şey. Esma hayata doymadan o şahadet makamına koştu. Babasının duruşu, inanıyorum ki dünyadaki birçok İslam dünyasındaki ülkelere inşallah ders olur. Gençlerimize ders olur, örnek olur. Baba evlat ilişkisinde bizler için örnek olur. Ben şu anda başbakan değilim. Sade bir vatandaş olarak bu ifadeleri kullanıyorum

__________________
Eğer "dokuz" CanLı oLsaydın biLe En fazLa "sekiz" kez kaçabiLirdin öLümden..
BiLki "yedi" düveLe suLtan oLsan dahi Yerin "aLtı" mekan oLacak sana
En fazLa "beş" metre kumaş götürebileceksin Kapatacaksın "dört" açsanda gözünü..
Bu dünya "üç" günLük dünya , AzraiLin yanında "iki" kat oLup yaLvarsanda nafiLe
ELbet "bir" gün öLeceksin İşte o gün herşey "sıfır"dan başLayacak..!