Çevrimdışı

- Fenerbahçe'ye karşı operasyon yaptırmak için Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz'ü görevlendirdiniz.
- İşin teknik yönünü halletmesi için de Organize Suçlar Polisi'ni devreye soktunuz. Ergenekon, Balyoz vb... davalarda uygulanan yöntemi Fenerbahçe'ye karşı devreye sokturdunuz.
- Polis; Fenerbahçe'yi karalayan kendi kurmaca belgelerini el altından iktidar medyasına sızdırdı; bunları yandaş medya ve iktidarın emrindeki patron medyası çarşaf çarşaf yayımlarken Fenerbahçe'nin masum olabileceği yönünde tek kelime etmediniz. O günlerde bu hukuksuz yayınlar için savcıları göreve çağırmadınız.
- Savcılık iddianamesi tamamen; ilgisiz telefon konuşmalarının çarpıtılması yoluyla Fenerbahçe'yi suçlamaya yönelik düzenlenmiş iken; ağzınızı açıp da bir kez bile; 'Böyle tek yanlı iddianame olur mu?' demediniz.
- Yola önce, koskoca Fenerbahçe kulübünü şikeci göstererek çıktınız. Herkesi temiz gibi gösterip sadece bu kulübü çökertmeye kalkıştınız.
- Futbol Federasyonu'nun başına güya bir Fenerbahçeliyi getirerek yıkım işini onun eliyle götürmeye çalıştınız. Fenerbahçe'nin Avrupa hakkını elinden aldınız.
- Yetmedi: Şikeden bir şey çıkmayacağını anlayınca 'Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ve arkadaşlarını çete ilan ettiniz.'
- Şike dediğiniz işi; çeteye çevirterek Fenerbahçe'yi özel yetkili mahkemenin keyfine bıraktınız.
- 'Kulüplere değil şahıslara ceza verilsin!' diyerek; Fenerbahçeli yöneticileri baştan suçlu ilan ettiniz; cezalandırılmalarını istediniz. Biliyordunuz ki kişiler ceza alınca kulüp de ceza alacak ve çökertilecek.
- Basında sadece Fenerbahçe'yi hedef alan yoğun karalama kampanyası karşısında aklınıza 'Sporda şiddeti önleme yasası'nı hatırlatmak hiç gelmedi.
- Öbür kulüplere milyonlar yolladınız; yüz milyonlarca liralık spor kompleksleri yaptınız; Fenerbahçe için parmağınızı bile oynatmadınız: Fenerbahçe her işini kendi taraftarının desteği ile götürdü; işte bu dayanışma bile suç oldu. Ve sıra geldi; takımını olağanüstü biçimde destekleyen Fenerbahçe taraftarını suçlu ilan edip yargılamaya...
- Aziz Yıldırım; bu tehlikeli gelişmeyi görüp mahkeme başkanına 'Bırakın, futbol dünyasındaki yangını söndürelim!' dediği halde; onu sanki bir caniymiş gibi içeride tuttunuz.
- Maç sırasında hiçbir olay olmadığı halde; maçtan sonra çok küçük bir taraftar grubunun taşkınlığına; stad içindeki polis bombalar yağdırarak karşılık verdi, bu şiddet karşısında zaten iyice dolmuş olan bazı taraftarlar zıvanadan çıktılar. Polis tahrikini hiç konuşmadınız.
***
Adaletin bekçisi gibi görünüp adaletsizlik ve kışkırtıcılık yapanlar; şimdi ortada sütten çıkmış ak kaşık gibi dolaşıyor; sadece Fenerbahçeliler suçlu...
Siz; milyonlarca Fenerbahçelinin durup dururken mi böyle çılgınlaştığını sanıyorsunuz?
Bu kulübe yapılan büyük haksızlığı; insafsız saldırıları; 'geçen yılın kupasını Fenerbahçe'den almak için yapılan ince ayarla çalışmaları' bilmeyen mi var?
Olayları asla onaylamıyorum; yapanları da kınıyorum ama asıl kınadığım; Fenerbahçelileri bu kadar çıldırtacak kararlar alan 'bilinen' kesim veya makamlardır.
Unutulmasın ki olayların sebebi Galatasaray'ın şampiyon olması değildir; sebep; Fenerbahçe'ye 3 Temmuz'dan beri uygulanan insafsız, vicdansız, ahlaksız, hukuksuz yıkım operasyonudur.
Eğer bu işe siyaset bulaşmasa; adalet adil davransa; TFF siyasetin ağzına bakmasa, medya; iktidara yaranmak için Fenerbahçe'ye karşı ahlaksız bir linç kampanyası yürütmese final maçı başladığı gibi biter; Galatasaray da kupasını rahatlıkla alır; giderdi.
Ama hedef; ince ayarlı çalışmalar yoluyla Fenerbahçe'yi çökertmektir.
Yetmedi mi?
Haydi; kurun idam sehpalarınızı; asın bizleri...

Rıza Zelyut
Güneş