Çevrimdışı

Olaylı kurultay sürecinden bu yana kamuoyunun ilgisini kaybetmeye başlayan Cumhuriyet Halk Partisi, yıllara yayılan siyasi geleneğini bozmadı ve dün Gürsel Tekin’in sürpriz istifasıyla bir kez daha Türkiye gündemine ‘parti içi kavga’ ile oturmuş oldu.
Kılıçdaroğlu’nun partideki son dönem kurmayları ile yıldızı bir türlü barışmayan Gürsel Tekin’in, dün istifasını CHP liderinin masasına koyarak genel merkezden ayrıldığı öğrenildi.
Tekin’in istifasını ilk başta kabul etmeyen Kılıçdaroğlu’nun, daha sonra başlayan Merkez Yürütme Kurulu toplantısı sırasında üst üste gelen ‘Bihlun Tamaylıgil istifa etti’, ‘Sezgin Tanrıkulu da istifa etti’ gibi haberlerden rahatsız olarak istifayı gündeme aldığı öğrenildi.
Kılıçdaroğlu’na yakın kaynaklar, CHP liderinin istifanın ardından medyaya yayılan haberlere tepki olarak çevresine ‘Siyasette Gürsel Bey’le bu zamana kadar büyük dayanışmamız oldu. Böyle bir tabloyu hak ettiğimi düşünmüyorum’ dediğini söyledi.
Bu arada çevresine ‘Önemli bir karar arifesindeyim’ diyen Tekin’in ise CHP içinde nasıl bir siyasi yol izleyeceğine, kamuoyunun tepkisi ve önümüzdeki haftaki İstanbul il kongresi sonrasında karar vermesi bekleniyor. CHP kulislerinde, Tekin’in kendisini genel merkezden geri çekmesine karşın, önümüzdeki süreçte İstanbul belediye başkanlığı dahil bir dizi göreve talip olabileceği beklentisi var.

Bir süredir eleştiriyordu

Aslında CHP’de seçimden bu yana süregelen bu kavga, Yeni CHP’nin ‘ne olduğu’ değil ‘ne yapması’ konusunda. Önder Sav ve ekibinin elenmesiyle birlikte CHP içindeki tartışma ideolojik olmaktan ziyade kadrolar ve taktikler üzerine odaklandı. Mevcut CHP yönetim kadroları, partinin dinle barışması, özgürlükçü olması, ‘ötekileştiren’ bir laiklik anlayışı yerine farklı sosyal kesimleri kucaklaması ve sosyal-demokrat olması gerektiği konusunda temelde hemfikir. Ama nasıl ve kimlerle?
Gürsel Tekin bir süredir ‘CHP’de işlerin iyi gitmediği’ ve ‘Yeterince muhalefet yapılmadığı’ konusundaki görüşlerini, yakın çevresi ve kendisine yakın milletvekilleri ile paylaşmaktaydı. Özellikle de Kılıçdaroğlu’nun kurmaylarından Erdoğan Toprak, Nihat Matkap gibi isimlerle arasının açık olduğu bilinen Tekin, bir süre önce CHP lideriyle yaptığı özel görüşmede de bu isimlerin il ve ilçe kongrelerine müdahale ettiğinden şikayet etti. Tekin özellikle de İstanbul’daki kongre süreci öncesinde mevcut İstanbul il başkanı Oğuz Kaan Salıcı’nın genel merkez ve Erdoğan Toprak tarafından desteklenmesine karşı çıkmış, MYK’nın etkin çalışmadığından da yakınarak genel başkandan Haziran’daki büyük kurultayda parti yönetim mekanizmasında köklü bir değişim talep etmişti.

Ak Parti ile aşık atmak!

Kılıçdaroğlu’nun ise bu itirazlar karşısında Gürsel Tekin’i Erdoğan Toprak’la bir araya getirme teklifinde bulunduğu, ancak Haziran’da genel merkezi nasıl şekillendireceği konusunda kararını açıklamadığı biliniyor. Bu arada dün sadece genel merkez değil medya koridorlarında da bir mücadele yaşandı. Tekin’e yakın isimler istifayı haklı bulurken, CHP genel merkezindeki Gürsel Tekin karşıtı cephe, İstanbul il başkanlığı döneminde parlayan siyasetçinin genel seçimlerde istenen performansı göstermediği ve medyadan sorumlu genel başkan yardımcısı olmasına karşın partinin medyadaki varlığının azaldığını iddia etti.
CHP içindeki bir diğer görüş ayrılığı ise, daha geniş halk kitlelerine hitap etmeye çalışan partinin ‘din’ unsuruna ne kadar ağırlık vermesi konusunda. Son dönemde Kılıçdaroğlu’nun din referanslı çıkışları, partiyi %30’lar civarındaki sol-laik oyların ötesinde farklı seçmen kitlelerine de yakınlaştırmayı amaçlıyor. Ancak Tekin ve çevresi, CHP’nin bu alanda ‘AK Parti ile aşık atamayacağını,’ bu yüzden ana muhalefet partisinin sosyal aktivizm üzerine odaklanması gerektiğini düşünüyor. Genel Merkez ise, CHP’nin ‘din’ ve mezhep konusunda AK Parti cephesinden gelen saldırılardan yara aldığını, buna karşı panzehirin de gerektiğinde dini vurgulardan kaçınmadan muhalefet etmek olduğunu söylüyor.
CHP’de bu kavga, bugünden yarına bitmeyecek gibi....

Aslı Aydıntaşbaş