Çevrimdışı

Adana’daki Pozantı Hapishanesi’ndeki skandallarla ilgili araştırma yapan CHP’li heyetin önemli isimlerinden Malatya Milletvekili Veli Ağababa, BirGün’e değerlendirmelerde bulundu.

- Pozantı’daki skandallarda İHD’ye başvuran çocuklar, gardiyanların kendilerini büyük mahkûmların kaldığı koğuşlara bırakırken oradakilere “bunlarla özel ilgilenin” dediğini ve işkencelerin bunlardan sonra yaşandığını anlatımıştı. Hal böyleyken siz yargılama ve soruşturmayı yeterli buldunuz mu?

Asla! Pozantı’da yaşanılan organize bir olaydır ve basında yer alan da sadece görülen kısmı. Bakın çocuklar, 11 Nisan’da insan hakları örgütlerine ulaşıyor, onlar 22 Temmuz’da rapor hazırlayıp başta Adalet Bakanlığı olmak üzere bir çok kuruma yolluyor. Sonra ne oluyor. Çocukların ve ailelerin en çok şikâyet ettiği cezaevinin 2. Müdürü Van Erciş’te bir hapishaneye, 1. Müdürüyse Sincan Cezaevi’ne müdür oluyor. Bu durum bile skandala göz yumulduğunun kanıtıdır.
En başta bu duruma göz yumanların yargılanması gerekir.


- Kastınız Adalet Bakanlığı çalışanları mı?

Bakanlığın bizzat kendisi. Sadece Pozantı’da değil tüm cezaevlerindeki hak ihlalleri Bakanlık’tan kuvvet alınarak yapılıyor ve hakkınca yargıya taşınmıyor. Ben Türkiye’deki neredeyse tüm hapishaneleri gezip araştırmalar yaptım. Oralarda da durum çok farklı değil.

- Peki bu durum için CHP olarak ne yapıyorsunuz?

Her fırsatta gündeme getirmeye çalışıyoruz ama maalesef kamuoyunun ilgisi de dağılmaya çok müsait. Biz yine de yılmayacağız, örneğin; Türkiye çapında bir cezaevleri raporu hazırlıyoruz ve yakında kamuoyuyla paylaşacağız ama son örneğe gelirsek, mesela ben Pozantı’dan Sincan’a nakledilen çocuklarla görüşmek için 5 kez Bakanlığa başvurdum. Ama hiçbiri kabul edilmedi.

- BDP heyeti de Pozantı’dan Sincan’a nakledilen çocukların listesini istediğinde Bakanlıktan “elimizde yok” yanıtı almıştı. Size de vize çıkmamış. Bakanlığın böyle bir hakkı var mı?

Hayır bu hukuki değil tabii ki. Ben en son Çarşamba günü talepte bulundum ve ona da olumlu yanıt alamazsam konuyu yargıya taşıyacağım. Açıkçası kabul edileceğini de sanmıyorum.


- Peki Bakanlığın Pozantı’daki skandallar patlak verdikten sonra çözüm dediği nakil uygulaması..

Bunun adı çözüm değil, çocukları tekrar cezalandırmadır. Çocukların hepsinin aileleri yoksul ve şimdi çocuklar bırak bizi ve insan hakları örgütlerini, aileleriyle bile görüşemez hale geldiler. Ruh durumlarına ilişkin kötü haberler duyuyor okuyoruz. Ayrıca Sincan Cezaevi, Pozantı’dan çok daha kötü bir yer.
Bakanlık, bu nakil ve Pozantı'yı kapatma uygulamasıyla delilleri karartıyor. Sanıkları kurtarıyor. Bu bir devlet politikası.
Örneğin, Osmaniye Cezaevi'nde 37 günlük açlık grevi var ve cezaevi müdürü insan hakları komisyonu raporlarına yansımasına rağmen yerinde duruyor. İnsanlar ölecek ama bu konu bile gündemde yer etmiyor.

- Son olarak biz, Sincan Hapishanesi'ne Pozantı nakilleri gelmeden önce hapishane yönetiminin oradaki çocuk ve genç tutuklu ve hükümlüleri, yaşı büyük mahkûmların koğuşlarına dağıttığını haberleştirdik. Yani Pozantı'daki durumun aynısı...

Bu çok vahim bir iddia. Bunu da Meclis gündemine getireceğim. Ama bu bir yana dursun; o çocukların zaten tedavi görmesi lazım. Üstelik sadece onların değil, ailelerinin de tedavi görmesi lazım. Tüm bunlar yapılmazken, skandallar devam ediyor. Buna karşı mücadelemizi sürdüreceğiz.


ŞİMDİ NE OLACAK?

Ağababa, çocuklarla görüşme talebi yine reddedilirse konuyu yargıya taşıyacağını söylemişti. Ama zaman çocuklar için o kadar hızlı akmıyor. Pozantı skandallarını ilk ortaya çıkaran T.T'nin şuan tutuklu bulunduğu cezaevinde 2 kez intihar etmeye çalıştığı öğrenildi. İnsan hakları örgütleri, çocuklarının bu yaşadıkları travma gözetilerek bir an önce tahliye edilmesi ve tedavilerinin devlet tarafından sağlanması için Bakanlığa çağrıda bulunuyor ancak Bakanlıktan henüz bir ses yok.