23 Eylül 2011, 00:57 | #1 | |
Çevrimiçi
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Platon'un Mağara Benzetmesi Platon’un bütün yazıları içinde en ünlüsü Devlet’teki Mağara Söylencesi olarak bilinen bölümdür. Burada Platon insanlık durumuyla özellikle de insani bilgileriyle ilgili görüşünü ve bunların bir bütün olarak gerçeklikle ilişkisini sembolik bir biçimde anlatır. Güneş ışığının mağaraya sızmasını engelleyecek uzunlukta bir geçitle dış dünyaya bağlanan büyük bir mağara düşünün. Sadece kollarından ve bacaklarından değil başlarını çevirip birbirlerini hatta kendilerini bile göremeyecek biçimde boyunlarından da bağlanmış bir dizi mahkum arkaları mağaranın girişine dönük olarak karşıdaki duvara bakıyor olsunlar. Bütün görebildikleri karşılarındaki duvardır; ve bütün yaşamları boyunca bu durumda olsunlar hiçbir şey bilmesinler. Mağarada arkalarında parlak bir ateş yanıyor olsun. Ateşle kendileri arasında bir adam boyu duvar bulunsun ve bunu da bilmesinler. Bu duvarın öteki yanında başlarının üzerinde bir şeyler taşıyarak durmadan öteye beriye giden insanlar olsun. Bu nesnelerin gölgeleri ateş sayesinde mahkumların baktıkları duvarlara düşer ve onları taşıyan insanların sesleri bu duvardan yansıyarak mahkumların kulaklarına gelir. Şimdi diyor Platon mahkumların bütün algılayabildiği varlıklar bu gölgeler ve yankılardır. Hal böyleyken var olan bütün gerçekliğin bu gölgelerden ve yankılardan oluştuğunu varsayacaklardır. Bütün konuşmaları bu “gerçeklik” ve onunla ilgili deneyimleri üzerine olacaktır. Eğer mahkumlardan biri zincirlerinden kurtulabilirse yarı karanlık bu tuzakta geçirdikleri ömür yüzünden her yanı öylesine tutulmuş olacaktır ki acemi hareketlerle kafasını çevirirken bile acı duyacak ateş gözlerini kamaştıracaktır. Kafası allak bullak olacak ve yine gölgelerin bulunduğu duvara anladığı tek gerçekliğe dönecektir. Sürünerek mağaradan tamamen ayrılıp aydınlık gün ışığına çıkarsa sersemleyecek ve kör olacaktır; bir şeyler görebilmesi ya da anlayabilmesi uzun zaman alacaktır. Ama sonra yukarıdaki dünyada yaşamaya bir kere alıştığında mağaraya dönecek olursa yine bu kez karanlık yüzünden geçici olarak kör olacaktır. Yaşadıklarıyla ilgili diğer mahkumlara anlattığı her şey dillerinde yalnızca gölgeler ve yankılar bulunan insanlara anlaşılmaz gelecektir hoş karşılanmayacaktır. Çünkü esaret ve karanlık rahattır oysa gerçekleri görmek ve ışığa bakmak cesaret ister.. Bu eğretilemeyi anlamanın yolu biz insanları bedenlerine hapsolmuş birbirimizin hatta kendimizin bile gerçek benliğini fark edemeyen varlıklar olarak görmekten geçmektedir. Doğrudan yaşantıladığımız gerçeklik değil kafamızdaki şeylerdir. Her ne kadar güç ve acı da olsa yapmamız gereken cesaret edip ışığa yönelmektir. Gerçeği ancak bu şekilde görebiliriz. Alıntıdır ! | |
|
Etiketler |
benzetmesi, mağara, platonun |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Platon Felsefesine Göre Platon'un Yükseliş Dönemleri Nedir? Ne Değildir? | Kalemzede | Felsefe | 0 | 13 Haziran 2021 15:36 |
Platon Felsefesine Göre Platon'un Erken Dönemleri Nedir? Ne Değildir? | Kalemzede | Felsefe | 0 | 13 Haziran 2021 15:36 |
Platon’un Mağara Alegorisi: Özgür olmak ya da olmamak | Fragile | Felsefe | 0 | 10 Ocak 2020 00:55 |
Platon'un Mağara Mitosu | Afrodit | Felsefe | 0 | 03 Nisan 2011 12:14 |