Yorumlar

Run · #1

Günümüzün en meşhur mesleği de diyebiliriz aslında yağcılık ve yalakalık için, toplumda ki bir çok kesimin şikayet ettiği bu durum maalesef çok hızlı yayılan bir hastalığa dönüştü. Şimdilerde bu hastalık adeta normal davranış biçimleri olarak algılanmaya başlandı.
Peki, burada daha da önemli olan ve araştırılması gereken şey bu hastalık (yalakalık) doğuştan gelen mi, yoksa sonradan kazanılan bir davranış biçimi midir? Cevap çok basit aslında hemen herkesin hemfikir olacağı gibi sonradan kazanılan bir davranış biçimi. Üzülerek belirtiyorum ki yalakalık, yağcılık, dalkavukluk toplumda hızla yaygınlık kazanıyor.
Çünkü; belirli bir makama erişmek için gerekli bilgi birikimine, deneyimine, donanıma sahip olmayan kişiler o makama erişmek için önünde kesin kurallar yoksa yalakalığın dozunu arttırarak istediğini elde etmeye çalışır.

Toplumda oluşturulan algı da bu yönde maalesef, birilerine yaranmak için göze girmek için gerçek olmayan övgüler, içten gelmeyerek yapılan saygı gösterileri artık o kadar alışılagelmiş bir olgu oldu ki, çevrede ki herkesten aynı tavırları sergilemelerini bekliyorlar. Karakterli insanlar ise hiç bir yerde hiç bir işte hiç bir platformda barınamıyor ne yazık ki.
Aziz Nesin'in Zübük hikayesinde olduğu gibi, bugünün yalakalarının , tutundukları dal kuruyunca ilk yapacakları şey, yeni bir güce sarılıp, ona yalakalık yapmak olacaktır.

Ben bu konuda daha da derine iniyorum ve şimdi toplumda ki en güzel meslek diyorum, öyle insanlar var ki bu işin okulunu okumuş gibi, sırf belirli süre zarfı içinde çıkar sağlamak için, saltanat sürebilmek için akla gelmeyecek onursuzca davranışlarda bulunanlar gülümseyin çekiyorum..

Yalakalık bir sanat dalıdır, yalaka ise bir sanatçı..

Melodram · 21 Mayıs 2015, 14:59

Bu durum okul çağında, hatta aile içinde de başlıyor olabilir, daha sonra toplumun şartlarına göre daha da güçlenerek ilerliyordur. Mesela küçük bir çocuk annesinden bir şey istediğinde ve annesi bunu reddettiğinde daha sonra çocuk kendince farklı yöntemlere başvurur, daha uslu olmaya çalışır, annesinin sözünü daha çok dinler böylelikle annesinin gözünde puanları bir bir toplamış olur ve o istediği neyse ona ulaşır. Bu çok masum duruyor ama böyle başlaması muhtemel veya okul çağında, okulun en popüler insanları ne yapıyorsa onu yapmaya çalışmak, onlar ne dediyse doğruymuş gibi kabul etmek diye de devam eder. Haliyle küçükken yalakalık olarak algılamadığımız şeyler, ileride alt yapımızdaki tecrübelerimizle birleşerek çok daha büyük, hatta insanı delirten yerlere ulaşıyor. Günümüzde de oldukça yaygın olması, ''dostunu yakın tut, düşmanını daha yakın.'' mottosuna atıfta bulunurcasına birbirini sevmese de çıkarları için her şeyi yapabilen insan toplulukları oluşturuyor. En güzel örneği de ülkeyi yönetenler değil midir? Hepsi her haltı yerken ve birbirlerinin ne halt yediklerini başka ortamlarda haykırırken, dışarıda kalan inşalara karşı beraber gözükme çabaları güzel bir yıkama yağlamadır. Elde edeceği gücü bir başkasından alan insanlar, elindeki o aslında kendine ait olmayan gücü yine bir başkaları yüzünden kaybeder. Böyle bir alışkanlıktan kurtulabilir miyiz, bilmiyorum ama şartlar insanları buna zorladıkça, gittikçe daha da geriler hale geliyoruz.
Sürekli dilimizde dolanan ama aslında çok derin bir şekilde tek tek içimize işlemiş bir konuyu ele aldığın için teşekkür ederim @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...], devamlı olmasını diliyorum.

w00t · 22 Mayıs 2015, 23:26

@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] yine güzel bir konuya değinmişsin, günümüz dünyasında her kesimde, her yerde olan bir durum. Yalakalar her alanı her platformu işgal ederken kendi bildiği doğruları söyleyip konuşanlar ise dışlanıyor, yazında da belirttiğin gibi günümüzün en güzel mesleklerinden.

Feronia · 23 Mayıs 2015, 01:12

Is yerimdede boyle insanlar var- patrona karsi, ve malesef herkesden farkli seylere sahip oluyorlar- yeni is ciktiginda, ilk isi alanlar onlar oluyor, ilk firsatlari onlar kapiyor. karakter .. Karakteri bozuk olanlar kisa sure kazanc saglarlar, uzun donemdeyse kimligini kaybetmis, gurursuz.. Zavalli insan.

23 Mayıs 2015, 10:34

Kısacası
Bende yağ var yağcı arıyorum.
İyi yalıyanlara iş vercem
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Onların hiç bir zaman işi rast gitmez
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

Yalloşlar
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

the miskin · 27 Mayıs 2015, 05:32

-Sanki bir sisin icinde yuruyor gibiyiz. Sanki hepimiz transa gecmisiz. Etrafta zombiler gibi geziniyoruz. Olaylara karsi olan tepkimizin veya kendimizin bile farkinda oldugumuzu sanmiyorum. Butun gun bilincsiz makineler gibi dolaniyoruz ve bu arada butun bu ofke, tasa ve huzursuzluk icimizde buyudukce buyuyor. Belki de Wally, neler olup bittigini bilememe sebeplerimizden birisi de, partideyken rol yapmaya o kadar dalmamizdir. Grotowski'nin tiyatroyu birakma nedenlerinden birisi buydu. Insanlarin yasamlarinda o kadar mukemmel rol yaptiklarini dusunmus ki, tiyatroda rol yapmayi gereksiz ve igrenc bulmus. Oyle bir dunyada yasiyoruz ki, babalar, bekarlar ve sanatcilar; baba, bekar veya sanatci gorunus ve davranislarina ulasmaya calisiyorlar. Hepsi, heran nasil davranmasi gerektigini biliyormus gibi davraniyor ve hepsi de kendisinden emin gorunuyor. Tabii ozel olarak insanlar kendilerine karsi karisiklardir. Yasamlarinda ne yapmalari gerektigini bilmezler.
-Hepimizin sozde kariyerlerimize bildigimiz bu inanilmaz onem otomatikman algilanan gercekligin onemini cok dusuruyor. Cunku hayatini kariyerinde basarili olmanin etrafinda organize ettiysen, bu senin neyi algiladigina veya neyi tecrube ettigine etki etmiyor. Otomatik pilota devredebiliyorsun.
-Haklisin, zihnimiz butun bu gercek olmayan hedef ve planlara odaklanmis durumda.
-Dogru. Cunku insanlarin her anini aliskanlikla yasadiklari hayatlarindaki hedefleri konsantrasyonlari. Ve eger aliskanliklarla yasiyorsan, aslinda yasamiyorsun. Sanskritce "olmak" kelimesinin anlami "buyumek've buyutmek"le aynidir...

My dinner with Andre (1981) - Louis Malle.

Yukarida salt diyalog seklinde giden, genel gecer degerleri sorgulamayi hedef bilmis bir filmden konuyla alakali oldugunu dusundugum bir kesit paylastim. Yeri de gelmisken oneririm.
Biliriz, insan dogasinda en belirgin ozellik hayatta kalma gudusu. Bu minvalde her yol ve davranis bicimi mubah olur. Eskinin vahsi dogasinda, yirtici bir hayvanla karsilasan insan evladi, simdinin gelecegini banka hesabina yatacak maasla garanti altina almaya calisani.

Hırçın · 16 Haziran 2016, 10:43

Maalesef günümüz devri para, statü, torpil ile işleyen bir çark gibi olduğundan yağcılık ve yalakalık da kaçınılmaz oluyor. Bal tutan parmağını yalar hesabı.

En basiti sanal platformlarda bile ayyuka çıkmıştır bu. İşte kendinden statüce üst kişileri pohpohlayarak bir yarar sağlamayı amaçlar.
Üzgünüm ki önüne geçilemez bir durum teşkil ediyor bu. Çünkü yağcılık ve yalakalık ile daha az emek, torpille istediğine ulaşıyor şahıs.

Benzer Makaleler
Article	Author	Forum	Cevaplar	Son Mesaj
Bu da yalakalık geni!	Soul	Haber Arşivi	0	21 Nisan 2011 12:16

Şu anda bu makaleyi okuyan kişi sayısı: 1 (0 üye ve 1 ziyaretçi)

Etiketlenen Kullanıcılar
Etiketlemek istediğiniz kullanıcılar arasına virgül koyunuz. Örnek: nokta,sukunet,NucLear

Yorumlar

5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu gereğince sitemizde telif hakkı bulunan mp3,video v.b. eserlerin paylaşımı yasaktır. Yasal işlem olması halinde paylaşan kişi yada kişilerin bilgileri gerekli kuruma verilecektir.