IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  reklamver

Etiketlenen Kullanıcılar

21Beğeni(ler)
  • 11 Post By Melodram
  • 1 Post By Run
  • 5 Post By Julide
  • 1 Post By Melodram
  • 2 Post By Enchanting
  • 1 Post By Siyah

Yeni Makale Ekle Cevapla
 
LinkBack Makale Seçenekleri Stil
  #1  
Alt
Çevrimdışı
Melodram
Melodram - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Standart Bu ''önyargıların'' bir anlamı olmalı.
Yazan; Melodram 15 Nisan 2015, 22:52


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bu fotoğrafı birçoğunuz biliyorsunuzdur, bundan birkaç ay önce '' Entel olcam kız tavlıcam diye kendini yırtan izban kekosu, terliklerine bayıldım. '' cümlesiyle, İzmirli bir kız tarafından sosyal medyaya salınmıştı. Aylar sonra da fotoğraftaki arkadaş yukarıdaki açıklamayı yaptı ve o açıklamayı okuduğumdan beri ben kendimi sorgulamaya başladım. Şimdi fotoğraftaki arkadaş demeyi bir kenara bırakıp, ismiyle hitap ettiğimiz birine dönüştü. Adını öğrenen herkes Ali Uçar'a destek olmak için yine ''sosyal medyadan'' kolları sıvadı, parmakları da olabilir. Şimdi gelelim konuya.

Evet Ali'ye ilk baktığımızda belki de yolda yürürken bizi rahatsız edeceğini düşündüğümüz, toplu taşıma araçlarında bakışlarıyla bizi süzerken aklından geçenleri okumamak için kafamızı başka tarafa çevirdiğimiz ve kısaca ''sapık'' diye nitelendirdiğimiz insanlardan biri olduğunu düşünebiliriz. Düşünebiliriz diyorum; çünkü bunlarla her gün, her yerde karşılaşıyor olmak, hem de altına sığındıkları hiçbir tahrik unsuruyla donanmamışken, bizi böyle düşünmeye itiyor. Buraya kadar düşünülen şeye hiçbir şey demem, halimiz ortada ama ne yazık ki burada sorun bir kadına dikilmiş bir çift göz değil, bir kitaba bakan bir çift göz. Burada fark var, tabii bizler için fark olmasının ''görüntü itibariyle'' hiçbir önemi yok. Fotoğrafı yayan kişinin kadın olmasından dolayı olaya önce öyle baktım ama bu önyargılar hepimizin başına gelmedi mi sanki? Annelerimiz günlere gittiğinde '' Ayşe'nin oğlu da o serseri tipiyle nasıl mühendislik okuyor. '' demediler mi? '' Fatma'nın kızı o garip saç rengi, o piercinglerle okulu birincilikle bitirmiş. '' demediler mi? Hadi bu kadar başarılı örneklerle de sınırlamayalım, '' Senin kızın da mini etekle dolanıyor, hiç sana çekmemiş. '' demediler mi? '' Ahmet senin oğlan da iş yok gibi duruyor ama bir deneyelim. '' demediler mi? Bunların hepsi insanların tamamen görüntünüze göre vardığı kanılardır. Biraz daha farklı giyiniyorsan marjinalsindir, çok kısa giyiniyorsan yollusundur, bir parkta bira içiyorsan serserisindir, eve geç geliyorsan haytasındır. Bir erkek pembe mi giydi? Gaydir. Bir kız çok mu siyah giyiniyor? Satanisttir. Yani bu önyargılar uzadıkça uzar ve bu önyargıların yıkılması gibi bir durum söz konusu değildir. Hatta bunları bizzat yaşıyor olmamız, bizim Ali gibi birini gördüğümüz de verdiğimiz tepkinin temelini oluşturmuştur, istesek de istemesek de. Yani birine önyargıyla yaklaşıyor olmamız, bizi ''insan kayıran'' yapmaz, ayrımcı da olmayız sadece öğrendiğimiz önyargılar ve çevremizde şahit olduklarımız bizi öyle düşünmeye iter. Tabii burada da aklına gelenleri ifade ediş ve düşüncelerini kontrol ediş kabiliyetimiz devreye giriyor.

Ben metroda böyle bir insanla karşılaşsam, terliklerine veya görüntüsüne bakmam, okuduğu kitabın adını görmeye çalışırım. Hatta sevdiğim bir kitap veya sevdiğim bir yazarsa bundan heyecan duyarım, mutlu olurum. Eğer ben önce terliklerine veya görünüşüne bakıp, kafamda belli önyargılar oluşturmuşsam ve iki dakika sonra bu insan eline o kitabı aldıysa, o zaman bir kitapla önyargılarımın bir kısmını parçalamış olurum ya da parçalayacak kadar becerikli değilsem, iki dakika önce neden böyle düşündüğümü sorgulayıp, kendimle bir hesaplaşma içine girerim ama bu kız neden böyle bir hesaplaşma yaşamadı diye de kınayamam. Sadece öfkelenebilirim neden mi? Karşında kafandaki önyargıları yok edecek biçimde kitap okuyan bir insan dururken, sen bu önyargılarından kurtulacağın en iyi fırsatı ele geçirmişken bunu karşıdakini hor görme şeklinde kullanmayı seçtiği için öfkelenirim ve böyle düşünen çok insan olduğu için öfkelenirim.

Şimdi gerçekçi olacaksak, bir kısım Ali'yi görünce gülüp geçecektir, bir kısım takdir edecektir, bir kısım da bu kızın yaptığı gibi terlik giymiş bir insanın ve ona göre hayalindeki erkek vücuduna sahip olmadığı, hayalindeki markalı ayakkabıyı giymediği için ve bu yan unsurlar olmamasına rağmen kitap okuduğu için bu durumu ''kızları etkilemeye çalışan keko'' olarak ortalığa yayacaktır. Muhtemelen Ali'yle metroda değil de, sosyal medyada karşılaşsaydı, Ali'yi hiç görmeseydi ve Ali okuduğu kitabın yanına Starbucks damgalı bir kahve ve Ray-Ban gözlükler koyup fotoğrafını çekseydi, aynı kız onu beğenerek, Ali hakkında yeni bir yargıya varacaktı. O zaman Ali ideal bir erkek olacaktı ve kitabı kızları etkileme aracı olarak kullanmayan, entel bir çocuk olacaktı. Burada benim yaptığımda bir nevi önyargı oluyor aslında; çünkü yine bunları da deneyimliyoruz, etrafımızda görüp tecrübe ettiğimiz her şey önyargı kabiliyetimizi arttırıyor, peki ya elimizde bunları yıkma fırsatı geçseydi? Çoğunuzun bu önyargıyı yıkabileceğini biliyorum ben. Saçın için, kaşın için, gözün için, boyun için, kilon için, giydiklerin için insanların kafasında oluşan bütün önyargılar için, ben biliyorum ki siz bunları yıkabilecek bir şeyler yaparsınız.

Önyargılarınızdan vazgeçin demiyorum, hiçbirimiz vazgeçemeyiz, hatta bazen bu önyargılar işimize bile yarayabilir ama ''tanımadan önce sana karşı çok önyargılıydım'' cümlesini hayatımın her evresinde duyan biri olarak, daha sonra karşımdakinin bu önyargılarını yıkmanın gururunu yaşadım ben ama bu gurur bir tek bana ait değildi, asıl önemli olan karşıdakinin bu önyargısını yıkıp, bana bunu itiraf edebilmesiydi. Olumsuz bir şeylerden, güzel yerlere varabiliriz diyorum kısaca. Diyorum ki, şu bize verilen cevize benzer organı ve 7 yaşımızdan beri öğretilmeye çalışılan kelimeleri Ali'yi ata baktırırken Ali'nin ne giyindiğini sorgulamak için değil de, Ali'nin ata bakarken nasıl gözlerinin içinin parladığını ifade etmek için kullanalım mesela. En azından deneyelim.


Not; Birkaç yazarın da Ali'yi kitaplarının imza gününe davet ettiğini, imzalı kitaplarını göndereceğini yazdığını da ekleyeyim, işte önyargıların yıkıldığı andır bu.


Ha bir de uzunmuş deyip-ki bence uzun değil ama olsun-, kesin okumak çok vaktimi alır önyargısına inat da bunu okuyup önyargıyı yıkmaya başlayan üyelere de teşekkürlerimi ve saygılarımı iletiyorum şimdiden.

__________________
If you can't measure it, it doesn't exist.
Alıntı ile Cevapla
Görüntüleme 1497 Yorumlar 6
Toplam Yorum 6

Yorumlar

Alt 15 Nisan 2015, 23:13   #2
Çevrimdışı
Run
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Bu ''önyargıların'' bir anlamı olmalı.




Çok güzel bir konu yine @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] eline, emeğine, yüreğine sağlık. Güzel örneklerle açıklamışsın keyifle okudum. Bu tür konularda her zaman söylediğim şeyi tekrar edeceğim, konuları açıyoruz güzel güzel yorumlar yapıyoruz, sanki bu eleştirdiğimiz insanlardan çok farklı davranıyormuş gibi sözler sarf ediyoruz, önce bireyler değişime kendilerinden başlamalı diyorum.

Umarım toplumun her kesimini ilgilendiren bu konuya yorumları ile katkı yapanlar olur, en azından estetik yaptırmış Çinli kız kadar değer görür bu güzel ve anlamlı makalen.

__________________
Hiçbir şey istediğim yok senden felek!
Ama yine de ucuz olsun ekmek
Ve pahalı olsun insan hayatı...
‘R.Hamzatov’
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 16 Nisan 2015, 05:00   #3
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Bu ''önyargıların'' bir anlamı olmalı.




Suanda boyle bir gundemin olmasi dahi bana o kadar ilginc geliyor ki ... Ali ucar kimdir? neden varlik sahama sokulmustur? ben Ali Ucar in terligi uzerinden neden dunya gorusumu beyan ediyorum hic bilmiyorum (: bir insanin terlik giymesi neden mesele haline getirilmis onu da bilmiyorum... O ulkede toplu tasima araclarinda insanlar neden birbirlerini bu denli suzuyor? onu da bilmiyorum.... dunyanin sosyal devlet acisindan, sosyo ekonomik parametler acisindan, insan haklari acisindan en zengin ikinci ulkesinde yasiyorum, geceleri uyurken bazen kapimi acik unutuyorum, bazen disari cikarken anahtarimi bulamadigim icin kapimi kilitlemeden cikiyorum ama disari ciktigimda pijama ile metroya binen insanlarla karsilasiyorum, hani kareli sevimli pijamalar, usenmis sabah giyinmek istememis olabiliyor veya ise degilde baska bir yere gidiyor olabilir kimse neden o sekilde bindigini dusunmuyor veya bakmiyor, terlik ve sortla apar topar disari ciktigimi biliyorum... ciplak ayakla bardan cikip yuksek sesle sarki soyledigimi biliyorum , gecenin onikisinde metrodaki zenci sarkicinin blues una eslik ettigimi biliyorum... aklima hic bir zaman karsimdaki adamin terliklerine bakmak gelmedi ve aklima birilerinin bana bakacagida gelmiyor.. biz burda sabahlari pespaye bir sekilde ise yetismeye calisiyoruz, cunku mesela ben, nerdeyse ise geciktigimde metro da hazirlaniyorum, is ayakkabilarimi metroda cantamdan cikarip giyiniyorum, elimde kahve, bir yandan da aynaya bakip yuzumu gozumu duzeltiyorum, ama bu normal, cunku kahvaltisini orda eden insanlar da var, misir gevregi ve kahvesi ile metroya binen insanlar, cunku sehirdeki heryere metroyla gidilir burda... metro butun sehrin altindadir... Caniniz istediginizde cikarip telefonla fotograf cekemezsiniz, ozellikle kucuk cocuklari.. yasaktir, uyarilirsiniz... karsinizda oturan adami fotograflama hakkina sahip degilsiniz size asil bu davranisinizda bakilir ve yapmamaniz konusunda uyarilirsiniz... Turkiye sosyal medya yuzunden bbg haline getirilmis durumda... uzerimde o kadar gozle yasayabilir miyim bilmiyorum... ve butun bunlari okudukca kendimi yalniz sanirken burada, aslinda ozgur oldugumu fark ediyorum... cunku benim ozledigim sosyal yasam, benim ozledigim istanbul oyle bir yer degil... imreniyorum bir yandan da, o kadar kaotik bir siyasal ortamin icersinde Ali Ucar gibi kahramanlar cikariyorsunuz, mesele terlik degil aslinda butun mesele terliksi bir "tek hucreli" olmakta galiba (:

ve butun bunlari yazarken, sadece disardan gorunenin bu oldugunu soylemekti amacim, maksadini asan bir yorum olmadigini temenni ediyorum...

__________________
You will naturally be submissive to a man that you trust to lead, even if you're a alpha female!
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 16 Nisan 2015, 11:51   #4
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Bu ''önyargıların'' bir anlamı olmalı.




@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] öyle güzel ifade etmişsin ki, 3 kez okudum ve söylediklerinin Türkiye'ye ne kadar yabancı olduğunu bir kez daha anlamış oldum. Burada bütün yaşam ''başkalarının ne düşündüğü'' ile sınırlı, kendi kendimize zaman içinde uydurduğumuz ''toplumsal ahlak'' ile sınırlı, yani ahlaksız olmak için saç renginin uçuk bir şey olması bile yetiyor ne yazık ki. Düşünecek bir sürü konu varken, aranacak birçok hak varken hiç tanımadığın bir insanı görünüşüne bakarak onu bir nevi fenomen haline getirmek daha kolay geliyor. Senin bahsettiğin şeyler aslında normal olması gereken yaşam şartlarıyken biz bunlara bu ülkede ''özgürlük'' diyoruz ve buna da ancak birileri izin verirse sahip olabiliyoruz, tabii özgür Türkiye diye bir şey yok ama bununla kandırılmamız da cabası. Sen şanslısın. Oradaki yaşantıyla burada bizim yaşadığımızı görebiliyor, ikisi arasındaki farkları hepimizden iyi ifade ediyorsun. Üniversitenin ilk yılında saç rengim biraz daha farklı diye soğuk, umursamaz, aykırı ve kötü gibi birçok etiket yapıştığını da biliyorum, bir keresinde sunuma geç kaldığımda metroda mecbur makyaj yaparken yanımdaki kadının yanındaki kadına ''hiç terbiye almamış'' dediğini de duydum ve tabii o an oradaki erkeklerin bana ne gözle baktığının da üzüle üzüle farkındaydım. Site içinde aciliyetten-çünkü anca ölüm kalımda pijamayla sokağa inersin- pijamayla markete giderken ''devir çok değişti, ahlak kalmadı bunlarda'' denildiğine de yine üzülerek şahit oldum, ayıcıklı bir pijama bir insanı bu kadar ahlaksızlaştırabilirdi. İnsanlar herkesin biletini çok kolay kesebiliyor, saç rengin bile senin iğrenç bir insan olmana yetiyor onların gözünde, garip. Metroda yemek yemek mi? Yani arada küçük çocuklara gofret verildiğini, tek tük yetişkinlerin bir parça simit yediğini görmüşümdür ama gizli gizli çaktırmamaya çalışarak. Çünkü bir yerde yazmamasına rağmen metroda bir şeyler yemenin yasak olduğunu atmışız ortaya, belki de o an sen simit yerken yanındaki insanın açlıktan kırılıyor olacağını düşünüp böyle bir yasak gibi bir şey getirmişlerdir, bilinmez. Bunların hepsinin konu olması bile garip haklısın ama gel gör ki, üzerimizde binlerce gözle yaşamaya çalışıyoruz. Bu teknolojiyi en pis haliyle kullanan ülkelerin başında da geliyor olabiliriz biz, insanları izinsiz çekebilecek kadar özgür(!) bir toplumuz aslında, ne ayıp bir de özgür değiliz diyoruz.
Teşekkür ediyorum güzel düşüncelerin için ve yaşadığın yerin bol bol tadını çıkarman dileğiyle.

*


@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] sana da ayrı teşekkür ederim, açmış olduğum her konuyu okuma zahmetinde bulunup yorum yaptığın için. Eleştirdiğimiz insanlardan farklı davranmıyoruz evet, zaten bundan da bahsettim. Hepimiz bu önyargılar içinde çürüyoruz, sorun bu önyargıları yıkma fırsatımız olduğunda onu yıkmaya çalışmak yerine karşıdaki insanın kafamızdaki profile göre eksik olan yanını bularak, onu küçük düşürmeye çalışmamızdan ibaret. Toplum olarak temelimizde sıkıntı olması bize insanlar hakkında kolay hükümler verme hakkı tanıyor, bu hakkı nerden nasıl almışız bilinmiyor ama herkesin bir yorum hakkı var, birinin hayatına burnunu sokup kendi değer yargıları dışındaymış gibi düşünüp onu öteki ilan edebilme hakkı var ve bunu çok büyük topluluklar halinde yapıyoruz. Önyargıları yıkmak atomu parçalamaktan daha zor diye boşa dememiş Einstein. Zor olanı seçmemiz lazım bazen; kolay olan çünkü gördüğüne aldanıp kafanda bir yer belirlemektir kişilere. Ne diyelim, değişmemiz çok zor ama bir insan değişiyorsa bu bile bir şeydir.

__________________
If you can't measure it, it doesn't exist.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 17 Nisan 2015, 15:10   #5
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Bu ''önyargıların'' bir anlamı olmalı.




tartismasiz, forumda gordugum en iyi konu ve yine, uzerine en cok tartisilmasi gereken konu da bu. zira gercek yasam soyle dursun, bulundugumuz su forumda bile buyrun konulari hep birlikte inceleyelim, insanlarin birbirine karsi nasil onyargili olduklarini eminim benden baska gorenler de olacaktir. isin kotu tarafi, bir baskasini bu yaptigi icin ayiplarken; farkinda olarak veya olmayarak bunu bilemiyorum ama kesin olan birsey var ki, acimasizca karsimizdaki insana etiket yapistirabiliyoruz. insanlari yasama ve inanc bicimleri, bir konu hakkindaki dusunceleri, siyasete, hayata dair gorusleri, dahasi gorunusleri ve yine kendi dogru-yanlis kriterlerimize gore kendi zihnimizdeki profile oturtmaya calisarak elestiriyoruz. "benim gibi dusunuyorsun o halde bendensin"ciyiz yani. yok benim gibi dusunmuyorsan vay haline. iste insani boyle otekilestirmek, karalamak kadar kolay yapabildigimiz baska birsey daha yoktur eminim.

simdi onyargili insanlarin yapabildiklerini bir kenara birakalim, bununla ilgili her birimiz sayfalar dolusu seyler de yazsak yine bitiremeyecegiz, iyisi mi birazda sebepleri uzerine konusalim. yetistirilme tarzlari, yasadiklari cevre gibi dis etkenler tabii ki birer sebep ama en buyuk sebep nedir diye soracak olursaniz; cehalettir ve insan, bile isteye bu hale gelir. yukarida bahsettigim dogru-yanlislar da iste bu cehaletin ornegidir. zaten onyargili olmak, bir dusunceyi koru korune desteklemek, ayni zamanda insanin kendi fikirlerini tutsak etmesi demek degil midir? iste biz bunu yapiyoruz; bir insan veya bir dusunce hakkinda bilgi sahibi olmadan pesin hukumler veriyoruz, kati kararlar aliyoruz ve bu boyle gidiyor, kimse degistiremiyor ve isin kotusu, biz bunlarin tutsagi oldukca biz de degistiremiyoruz. iste bu noktadan sonra karsimizdaki kim olursa olsun, gorus ve dusunceleri bizim icin onemini yitiriyor, degersizlesiyor. kimin soyledigini su an hatirlamiyorum ama "cahillerle girdigim her tartismayi kaybetmisimdir." sozu eminim bu yuzden soylenmistir.

-

@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'ye not: sana -siz demedim, kesin kabayim.- imrenmedim degil, senin bahsettigin hayati biz burada yalnizca fimlerle gorebiliyoruz. e ne diyeyim, senin icin devamliligini diliyorum.

@[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'a not: daha once konusmustuk; bkz. cekip gitmeyen cekip gitme istegi.

benimle ilgili: bende okudugum gazete yuzunden metroda kotu bakislarla linc edilemeye calisildim.

tavsiyeler: insanlari, fikirleri ve en onemlisi kendimizi bir kaliba sokmaya calismayalim, yok illa sokacaksak bu kalip onyargilardan uzak olsun, gercekten olsun ama. kendimizi kandirmayalim.

kapanis: dusuncelerini paylasip, okuma sabrini gosteren herkese ve tabii ki konu icin sevgili @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'a tesekkurler.

__________________
everything. everyone. everywhere. ends.
 
Alıntı ile Cevapla

Alt 16 Haziran 2016, 10:55   #6
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Bu ''önyargıların'' bir anlamı olmalı.




Aslında üzücü ama bir o kadar da gerçek, capcanlı bir hadise bu. Özellikle yeni nesil jenerasyonlarda -bilhassa kadınlarda- kılık kıyafet, şekil, imaj vs gibi etkenlere takılma çok oluyor. Markalı elbiseler, iphone telefonlar, şık ve pahalı arabalar, lüks restoranlarda akşam yemekleri gibi pek çok şeyi önemseyerek yaşayan bir nesil var. En az nike, adidas giyinen bir nesil var.
Haliyle bu da bu tarz olayları berbaerinde sürüklüyor. Tipini, giydiğini, yediğini, içtiğini beğenmeyip burun kıvıranlar çok oluyor.
Bu önyargıdan çok daha vahim bir durum bence.
İnsanın kalbi acıyor bu tarz durumlarda. Günümüzde zenginlik fakirlik o kadar büyük bir sınıf ayrımına yol açmış ki. Durum ortada. Para, markalı giysiler, lüks arabalar ve tarz bir imajdan evvel insanlara bicdan lazım. Bu kadar katı yüreklilik olamaz. Herkes senin gibi iyi şartlarda dünyaya gelmiyor.

Sen kitabı entel görünüm vermek için okursun, başkası da bana bir şeyler katsın diye.

Tek kelimeyle çok kötüsün tikky kız!

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 21 Nisan 2019, 03:22   #7
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Bu ''önyargıların'' bir anlamı olmalı.




Ben bu kadina ( @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] ) bayılıyorum. Döktürmüş yine. Helal.
Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


SM-N920C cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
anlamı, bîr, bu, olmalı, önyargıların


Şu anda bu makaleyi okuyan kişi sayısı: 1 (0 üye ve 1 ziyaretçi)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Makaleler
Article Author Forum Cevaplar Son Mesaj
biri olmalı... MoHaC Aşk ve Sevgi Köşesi 0 10 Kasım 2011 21:12
Aşk hak edenin olmalı Feronia Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 0 20 Ekim 2009 20:25
Bu bir şaka olmalı Ocean Windows 3 02 Ekim 2008 20:20
Aşk Sen, Sen Ben Olmalı... ? PeRiLiCe Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 3 16 Kasım 2007 17:48