"Bir zamanlar.." Yazan; Aur 18 Kasım 2011, 11:26
Bir varmis, bir yokmus diye baslardi nenelerimizin ve analarimizin bize anlattiklari butun masallar. Konu Aur tarafından (18 Kasım 2011 Saat 11:49 ) değiştirilmiştir. |
Görüntüleme 463
Yorumlar 6
|
18 Kasım 2011, 11:35 | #2 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: "Bir zamanlar.." "sen çoçukken ağlamayı biliyor,ağlatmayı bilmiyordun .o yüzden güzeldin sen küçükken." Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Çok beğendim yazını, öpüyorum o pontiş yanaklarından Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. |
|
18 Kasım 2011, 13:27 | #3 |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: "Bir zamanlar.." Öncelikle merhaba, Mazi ile bugünü karıştırmamak gerekir. 20. yy da hangi dönemde dünyaya geldiysen o dönem gelecek kuşaklara göre uygarlıktan daha az nasibini almış gibidir ve bu yüzdendir belki insana en güzel yıllar gibi gelir. Hangi dönemde yaşanırsa yaşansın, en büyük hazine kalplerimiz aslında. |
|
18 Kasım 2011, 15:29 | #4 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: "Bir zamanlar.." Benim çocukluğumda soframıza kuşlar konar rüyalarımıza melekler uğrardı. Kapımızdan yoğurtçu bahçemizden ishakkuşu kalbimizden yeni çıkan şarkılar geçerdi. Kışın bir sobamız olurdu sobanın yanında kedimiz kedinin önünde yün yumağı bir Hayat Bilgisi fotoğrafı gibiydik. Yerli malı kullanan yurdun üç tarafı denizlerle çevrili kuruüzüm incir fındık tütün çay narenciye kavun-karpuz yetiştiren kuru üzüm ve inciri satan karşılığında çamaşır makinesi radyo ve otomobil alan bir toprağın fertleri... Biraz yoksul biraz mütevekkil biraz mahcup biraz kırılgan biraz naif ama hep umutlu... Özlerdik. Memleketteki halamızı ince doğranmış bir dilim pastırmayı yurttan sesler korosunu akşam komşuluklarını radyo tiyatrolarını sabah ezanını kalaycıyı bozacıyı münir nureddin şarkılarını orhan boran yarışmalarını kandil gecelerini duvar sarmaşıklarını bakkalımızın utana sıkıla veresiye hatırlatmalarını okul önü koz helvalarını akşam oturmalarını ve hayatı... Top oynardık ip atlar kedi kovalar taşlarla birbirimizin başını yarar mahalle savaşları çıkarır gece olunca da tutar babalarımızın elinden yazlık sinemalara gider Sadri Alışık Vahi Öz Belgin Doruk Cüneyt Arkın seyreder Olimpos gazozları içer güler eğlenir bağırır çağırır dönerken yıldızları sayardık. Biz sıkı çocuklardık. Hepimizin birer yıldızı vardı onlara isim takardık onlar da bize isim takardı pus ve dumandan önce bu şehrin geceleri gökırpan ve isimleri takılan yıldızları vardı. Benim yıldızıma Mehlika adını vermiştik biz kimseden yana değildik. Kimsenin de kendinden yana olmasını istediği birileri olmazdı Bir değirmendeydik öğütülen öğütülürken türküler söyleyen buğday başaklarına benziyorduk. Ben çorbalardan tarhanayı yemeklerden kurufasulyayı sigaralardan Harmanı belki bunun için çok sevdim. Yollar bozuk musluklar bozuk ziller bozuk paralar bozuk ama adamlar sağlam idi. Bu şehrin yıldızları vardı. Saçlarına kurdelalar takan çivitle yıkanmaktan aşınmış beyaz çoraplarına leke bulaşmasın diye su birikintilerinden sakınan gözleri önünde yürekleri ve beslenme çantaları ellerinde küçük çocukları vardı bu şehrin bu şehrin yıldızları vardı. Ben Fenerbahçeyi amcam Vefayı tutardı. Konya tahıl ambarı Mersin muz cennetiydi. Taksimden Fatihe troleybüs kalkar Şişhanede mutlak raydan çıkardı. Vallahi hayat zor ve fakat çok matraktı. Muammer Karacan’nın adına bir tiyatro binası yoktu bizzat kendisi vardı. Başımız ağrırdı komşumuz vardı gönlümüz daralırdı komşumuz vardı Çorbamızı umutlarımızı memleket kadar kalbimiz paylaştığımız komşularımız vardı. Geceleri bekçimiz gündüzleri sütçümüz bizim kadar zayıf da olsa nohuta ve makarnaya alışmış da olsa Sarman adında bir kedimiz ceplerimizde kırık misketlerimiz çamur bulaşığı ellerimiz ve gülümseyen bir yüzümüz kimseye göstermekten utanmayacağımız bir içimiz biraraya gelerek çektirebileceğimiz bir aile fotoğrafımız vardı. Bir sabah bütün iyi şeylerin Ayvansaray iskelesinden hayal ülkesine doğru demir alan bir şirket-i hayriyye vapuru gibi aramızdan ayrıldığını gördük Sonra Ayvansaray’ın sularının çekildiğini yazdı gazeteler. Süheyla hanımın Raci beyin Melahat mehveş ablanın Niko’nun Ercüment efendinin çekildiğini ise yazmadılar nedense. Ama yok ama yoklar. Ne Harman sigarası kaldı geriye ne Olimpus gazozu ne Sadri Alışık. Kalan bir tortuydu belki. Belki kırık bir rüya denizi belki suya düşürdüğümüz suretimizin cep aynamıza nüktedan bir yansımaydı herşey. Herşey Maltepe sigarasının hep arandığında her bakkalda bulunabilmesi ile büyüsünü kaybetmişdi belki de . belki de biz bir rüya mı görmüştük? Hadi hepsi yalandı. Hadi hepsi hayaldi. Hadi hepsini ben uydurmuştum. Ama rüyalarımızın melekleri ve soframızın daim konukları kuşlar? Ya onlar? Onları siz de görmediniz mi? Sizin de sofranıza konup rüyalarınıza uğramadılar mı? Onlar da mı yalandı? İbrahim Sadri |
|
18 Kasım 2011, 16:37 | #5 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: "Bir zamanlar.." "Büyüdük aniden, küçüldü dünyamız(rüyalarımız,düşlerimiz).." Çok güzel bir yazı olmuş Handecim; düşüncelerine,kalemine sağlık.. Malesef günden güne artan bizim işimize yarayan ama hayatlarımızı robot misali tek düzeliğe koyan bu teknoloji gene malesef ki beyinlerimizdeki sevgiyi,cıvıl cıvıl yaşamayı da öldürüyor.. Eskiler her zaman tatlıdır.Keşke o günlere dönüp çocuk olabilseydik.. En azından insanlar bu kadar nankör olmazlardı.Çünkü 80-90'lı yıllarda insanlara insan oldukları için önem vardı.Para elbette o zamanlar daha kıymetliydi ama dostluk,sevgi,saygı hep yanındaydı kişinin benliğinde.. |
|
23 Kasım 2011, 22:48 | #6 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: "Bir zamanlar.." Ben de sadece 21 yaşımda olmama rağmen, özlüyorum o günleri. Bizim Çılgın Bediş'imiz vardı daha bugün aklıma geldi ve izledim ilk bölümünü. Penceresinden dışarı bakan saf Sıdıka'mız vardı, ilk sihiri öğrendiğimiz Ruhsar'ımız vardı. Ay Savaşçısı'ndan karakter seçip sokakta deli gibi oynadığımız günler vardı, Şirine neden tek başına bende şirine olmak istiyorum dediğim günler vardı. Oyuncaklardan çok arkadaşlarımıza değer verirdik. Bizim için daha değerliydi onlar, herhangi bir metal parçasından veya plastik parçasından daha değerliydi. Tam da dediğin gibi, zaman değişti ve para satın aldı tüm masumiyetimizi. Artık sokakta sadece Messi'nin formasını giyip futbol oynayan veletler var, yine o da formayı göstermek için. Çocuklar artık bilgisayar başında savaş oyunları oynuyor. Bizim gibi yerden yüksek oynarken ebelenme korkuları yok, onların hırsları var daha çok insan öldürme hırsları. Zaman geçiyor geçmesine ama anılar hiç unutulmuyor. Şimdi yazını okudum da, gerçekten o günlere gitmek istedim. Masumiyetin izini kaybetmediğimiz günlere. Kalemine sağlık canım.
__________________ If you can't measure it, it doesn't exist. |
|
23 Kasım 2011, 23:09 | #7 |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: "Bir zamanlar.." @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]'cım Çılgın Bediş'i bende çok izlerdim... Yıllar ilerledikçe dünyada insanlar da çok değişiyor.. Aldı başını gidiyor sevgisizlik ve samimiyetsizlik.. Oysa biz ''Bizimkiler'' dizisiyle komşuluğun önemini ''Süper Baba''yla babamıza saygıyı ve sevgiyi öğrendik.. Eskiden sokağımızda kimler otururdu ederdi bilirdik şimdi karşı komşumuzu tanmayan insanlar oluverdik.. Eskiden çocuklar en ufak şeylerden kendilerine oyun çıkarırken şimdi bir çizgi filmin oyuncakları olmadan mutlu olmuyorlar... Ben ufakken uçurtmayı çok severdim o uçtumu gökteki süzülüşleri beni anımsatırdı o kadar özgürdüm ve o kadar rahattım.. Çocukluğumu özledim. Hele ki leblebi tozunu.. Ağzıma hepsini dökerdim ve boğulmam an meselesi Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. |
|
Etiketler |
bir zamanlar |
Şu anda bu makaleyi okuyan kişi sayısı: 1 (0 üye ve 1 ziyaretçi) | |
| |
Benzer Makaleler | ||||
Article | Author | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Bir zamanlar " med1kal " röportajı | AnsweR | IRC NOSTALJI | 4 | 11 Ocak 2023 19:53 |
Bir zamanlar Evet-Hayır "Erkan Yolaç" vardı | Dedecan61 | Antikacı | 4 | 21 Şubat 2022 22:01 |
Bir zamanlar Canımın attığı "sen"canımı yakıyor artık.." | Sır | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 19 Mayıs 2011 08:53 |