IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  sohbet odaları

Etiketlenen Kullanıcılar

3Beğeni(ler)
  • 1 Post By Afrodit
  • 2 Post By Afrodit

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 13 Ocak 2013, 12:21   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Kamboçya Ve Tapınakları




ANGKOR WAT’DA GÜN DOĞUMU

Güneşin doğuşunu seyretmek için Angkor Wat’a gideceğiz. Onun için de sabahleyin erkenden, daha güneş doğmaya başlamadan, gece karanlığında telefonun sesi ile uyanıyoruz. Bir gün evvelinden resepsiyona tembih ettiğimiz için bizi uyandırıyorlar. Aşağıya indiğimizde tuktuk hazır bizi bekliyor. Tuktuk, bizi oraya götürecek, bekleyecek ve işimiz bittikten sonra bizi tekrar otele getirecek. Tuktuka kuruluyoruz. Sabahın erken saatleri olduğu için hava biraz serin. Ona göre giyindik. Tuktuk da açık olduğundan, bacaklarımızı örtmek için otelden battaniye de aldık. Yolumuza devam ediyoruz. Fotoğraf makinelerimiz ve üç ayağımız hazır. Bu görüntüleri fotoğraflamak istiyoruz.

Her zamanki gibi kral kapısından giriyoruz. Sabahın çok erken saatleri olduğu için çok kimse gelmez düşüncesi içerisindeyiz. Ancak meraklıları gelir diye düşünüyoruz, ama gördüğümüz kalabalık bizi şaşırtıyor. Sanki bütün turistler orada ve bunu fırsat bilen satıcılar da. Sıcacık çay yapmışlar. O kadar iyi geliyor ki, hayatımızda içtiğimiz en lezzetli çay gibi geliyor bize. Daha güneş doğmadığı için etraf karanlık. Angkor Wat, karanlıkların içerisinden çıkan mistik ve gizemli havası ile çekici.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Güneş, henüz doğmadı. Tapınağın önüne suni bir gölet yapmışlar. Gündüz geldiğimizde tapınağın göle vuran yansıması güzel bir görüntü veriyordu. Ancak güneş tapınağın tam arkasından doğacağı için bu seferki yansımanın son derece farklı olacağını düşünüyoruz. Güneşin doğuşu ile birlikte bu düşüncemizdeki haklılığımızı görüyoruz. Güneşin doğuşu ile başlayan renklerin dansı son derece güzel. Turuncu ile başlayan güzellik, koyulaşarak kızıllığın esrarengizliğine, morluğun cazibesine, sonunda da mavinin saflığına dönüyor. Bu geçen zaman içerisinde Angkor Wat’ın silüeti koyu bir renkte. Gölete vuran yansıması ile birlikte ortaya çıkan manzara insanı şaşırtacak kadar etkileyici. Sabahın erken saatlerinde uykudan fedakarlık ederek buraya gelmeye çok fazla değiyor.

Gelmeyenler çok şey kaçırıyor, ama gelenler çok güzel bir olaya tanık oluyor. Dünyada güneş her sabah bir yerden doğuyor, akşam da bir yerden batıyor. Ama güneşin en güzel doğduğu ve battığı yerler sayılı. Bu yerlerden birisi de Angkor Wat. Şu bir gerçek ki, güneş Angkor Wat’tan son derece güzel ve ihtişamlı bir şekilde doğuyor. Buraya kadar gelip de bu güzelliği kaçırmak yazık olur. Dün akşam tapınaklardan güneşin batışını, bu sabah da doğuşunu seyrediyoruz.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


BANTEAY SAMRE TAPINAĞI

Bana göre en iyi durumda olan tapınak. Tapınak giriş kapısının karşısında ormana doğru uzanan, geniş taşlardan yapılmış bir yol var. Tapınağın duvarları son derece iyi durumda görünüyorlar. Kapıdan içeri girdiğimizde kulesi ile tapınak karşımızda duruyor. Burada diğer tapınaklardan farklı olan şey, tapınakta tek bir kule olması. Her zaman olduğu gibi tapınağı koruyan arslanlar bizi karşılıyor.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Tapınak da bu güne son derece iyi durumda gelmiş ya da çok iyi restorasyon çalışması yapılmış. Buradaki kapı ve kapının üzerinde bulunan taçların taş oymacılığı son derece güzel. Her kapının üzerindeki taş oyması figürler farklı. Burada da hayattan kesitler sunulmuş. Odaları birbirine bağlayan koridorlardaki pencerelerin taştan yapılmış boğumlu süslemeleri son derece dikkat çekici. Diğer tapınaklara göre buradakiler daha da iyi durumdalar.

BANTEAY SREI TAPINAĞI


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Bu tapınak 10. yy’da yapılmış. Küçük bir tapınak. Angkor Wat ve diğer tapınakları gezdikten sonra bu tapınak, diğerlerinin büyüklüğü yanında minyatür bir tapınak gibi kalıyor. Tapınağın adı, Kadınlar Şehri ya da Güzellik Tapınağı manasına geliyor. Duvarlarda kitabeler var. Ayrıca kızıl kireçtaşları üzerine yapılmış taş kabartmaları diğer tapınaklardan çok daha gösterişli ve dikkat çekici.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Belli ki bu kabartmaları yapan sanatkar son derece ehil birisi imiş. Burada sütunlarda ve kulelerdeki tüm taşların üzerlerine kabartmalar yapılmış Gözlerimizi alamıyoruz. Bu tapınak, ismini hak edecek kadar güzel. Kadınların tapınağı olduğuna göre kadın eli değdiği belli oluyor. İnsanı büyüleyecek kadar güzel dekore edilmiş.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Sanatkarlar bu tapınakda ellerinden gelenin en iyisini yapmışlar ve müstesna bir sanat eseri meydana getirmişler. Çok ufak bir tapınak olduğu için kısa zamanda gezeriz diye düşünürken, oldukça uzun bir zaman alıyor. Çünkü birbirinden güzel bu kabartmaları görmeden geçmek istemiyoruz. Tapınakların önündeki maymun adam heykelleri yeni gibi duruyor. Sonradan kondukları belli oluyor. Kesinlikle kompleksin en güzel ve sanat açısından en gösterişli tapınağı. Bu tapınağı yapanlar, sevimliliği, iyi niyeti, güzelliği, mutluluğu, yani özetle pozitif havayı yaratmak istemişler. Bunda da son derece başarılı olmuşlar. Sımsıcak bir tapınak. Bu tapınağı çok sevdik.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Kamboçya’daki tapınaklar turumuz sona erdi. Tapınaklar bölgesinde tuktuk ve fillere binebilirsiniz. Daha evvel fillere binmemiş olanlar için enteresan gelecek ve keyif alınabilecek bir deneyim olacaktır.
Bugünün devamında yemeğimizi takiben yüzer köy Chong Kneos’u gezeceğiz. Yarın da erken saatlerde kara yolu ile Tayland’a gitmek için Kamboçya’dan ayrılacağız.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Angkor Tapınağı/Kamboyça

Hep görülmesi gereken yer listelerinin üst sıralarında yer alıyor Angkor. 1992’den beri UNESCO’nun dünya kültürel mirasları listesinde. Kamboçya’daki Angkor medeniyetinin izleri, aynı zamanda dünyanın harikaları arasında sayılıyor.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Tropik cangılın içinde saklı dev tapınaklar mistik ve esrarengiz havaları, görkemleriyle insana bambaşka deneyimler yaşatıyor. Bangkok’tan bir saatlik bir uçak yolculuğu sonucunda ulaşacağınız Siem Reap şehrinin yakınında bulunan Angkor Wat’ın etrafında 50 kadar tapınak var.

Onlar da ülkelerini kurdular, yerleştiler, geliştiler, sonra yıkıldılar ve arkalarında muhteşem izler bırakarak tarihin sonsuzluğuna gömüldüler. Uzun süre gizli kaldılar. Şimdi dünya, Khmer İmparatorluğu’nun izlerini görmek için Angkor’a akın ediyor.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Angkor, kutsal şehir anlamına gelen bir kelime. Khmerler ise modern ve eski dönem Kamboçya’nın ana etnik grubu. Bugünün Kamboçya’sının yanısıra Myanmar, Tayland, Vietnam, Laos’un önemli kısımlarını kapsayan ve 9-15. yüzyıllar arasında tarihe damgasını vuran bir imparatorluktu. Angkor, Khmerlerin başkentiydi. Khmerler parlak dönemlerinde barajlar, kanallar, olağanüstü tapınaklar yapmışlardı.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Siyamlıların saldırıları sonucu başkent 14. yüzyıl ortalarında Angkor’dan Phnom Penh’e taşındı. Görkemli tapınaklar tropik cangıl içinde kaybolmaya yüz tuttu. Angkor tam dört yüz yıl sürecek bir sessizliğe gömüldü. Ormanlarda, ağaçların arasına gizlenmiş bu görkemli tapınakları görebilenler, mesela etrafta yaşayan köylüler, bunların Tanrı veya devler tarafından inşa edildiklerine inanmışlardı.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Kayıp şehir Angkor’u yeniden keşfederek batı dünyasına tanıtan Fransız Henri Mouhot oldu. 1860’ta gördükleri karşısında büyük bir coşkuyla "Angkor görülmeden ölünmez" dediği rivayet edilen Mouhot, 1861’de öldü!



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


O zamandan bugüne, savaşlardan fırsat bulundukça Angkor otlardan, ormanların esaretinden kurtarılmaya çalışılıyor. Ama Ta Phrohm gibi, kendileri de tarihi eser sayılabilecek dev ağaç kökleri aynen korunuyor.

GÜLÜMSEYEN DEV HEYKELLER


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.





Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Angkor Thom, Khmer İmparatorluğu’nun büyük gücünün simgesi, en son başkenti, dünyanın en büyük ören alanlarından biri. Onu çevreleyen duvarlar üç kilometre uzunluğunda, sekiz metre yükseklikte. Birkaç girişi var. Zafer kapısı, etkileyici bir giriş. Geniş bir su yolu üzerinde taştan bir köprü. Kenarlarında sağlı sollu 54’er heykel var; bir yanda iyiliği simgeleyen güler yüzlü heykeller, melekler, diğer yanda ise kötülüğün temsilcisi asık suratlı çirkin heykeller, şeytanlar. İşte bu taş köprüden geçerek ulaşılıyor Zafer Kapısı’na.

Ancak hangi kapıdan girerseniz girin, tüm yollar Bayon’a gidiyor.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Bayon, 12. yüzyılın sonunda Kral 7. Jayavarman tarafından inşa edilen Angkor Wat’tan sonra en meşhur tapınak. Uzakdoğu’ya her gittiğimde gözüme çarpan en belirgin özellik insanların gülümseyen yüzleri. İşte Bayon’daki taştan kulelerin üzerinde yer alan dev insan yüzlerinin ortak özelliği de bu: Hepsi gülümsüyor. Bu yüzlerin kimleri temsil ettikleri tartışmalı olmakla beraber, ağırlıkla Kral 7. Jayavarman’la Buda’yi resmettikleri düşünülüyor.

Angkor Wat ise bir ülkenin bayrağına girmeyi hak kazanmış bir tapınak; Kamboçya bayrağını süslüyor. Görsel, mimari ve sanatsal olarak nefes kesici. Kral 2. Sarayavarman döneminde inşa edilmeye başlanmış. Onun ölümünden bir süre sonra tamamlanmış. Yaklaşık otuz yılda yapılmış. Kullanılan taş miktarının Keops piramidinde kullanılanla eşdeğer olduğu söyleniyor. Çift amaçlı olarak inşa edilmiş; hem 2. Sarayavarman’in mozolesi, hem Tanrı Vishnu’ya adanmış bir Hindu tapınağı. Etrafında suni bir göl, köprüler, 3.5 kilometrelik bir duvar var. Üçüncü katında lotus çiçeği benzeri beş kulenin ortasında dev bir kule bulunuyor. Duvarlarındaki oymalar, ünlü Hint destanları Mahabharata ve Ramayana’dan sahneleri anlatıyor.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


KADINLARDAN MİNYON TAPINAK

Banteay Srei’ye ise yaklaşık 30 kilometrelik, böbrek taşlarını düşürmek için birebir olan bir yoldan ulaşılıyor. Rehbere göre çok da uzak olmayan bir zaman öncesinde bu yol daha da bozuk, üstelik tehlikeliymiş. Bölgede cirit atan Kızıl Khmerler ve mayınlardan dolayı.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Bir diğer adı Kadınlar Tapınağı. Böyle anılmasının nedeni, diğer devasa yapıların aksine minyon ve zarif olması, pembe taşlardaki oymaların ancak kadınlar tarafından yapılmış olabileceğinin düşünülmesi.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Phnom Bakheng ise Khmer İmparatorluğu’nun başkentinin Angkor’a taşındığı 10. yüzyılın başlarında Bakheng tepesinde kurulmuş. Buraya ulaşmakta zorlananlar için fil taksiler var. Etraftaki devliğe uyum sağlayan kocaman filler sizi uysal ve kararlı adımlarıyla tepeye taşıyorlar.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


67. metrede olan zirveye zorlu tırmanışın ödülü ise muhteşem bir güneş batımında, cangıl içindeki Angkor Wat kulelerini seyretmek..



 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet reklamver
Alt 22 Ocak 2013, 22:18   #2
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Kamboçya Ve Tapınakları




Tapınakların en popüleri Ta Prohm Tapınağı ile en sevimlisi Bayon Tapınağı’ndan söz edeceğim. Ancak Phnom Bakheng Tapınağı da bu yazımda yer alacak. Kamboçya‘da gezilip görülecek çok yer var. Bunları sizlere aktarabilmem için hemen konuya girmem gerekiyor. Ben de öyle yapıyor ve kaldığım yerden devam ediyorum.

BAYON TAPINAĞI


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Bu tapınağın yapımına 12. yy’ın sonlarında başlanmış ve 13. yy’ın sonlarına doğru tamamlanmış. Tapınağın içerisine girmeden evvel tapınağı koruyan arslanlar var. Sağlı sollu duvarlarda da kabartmalar mevcut. O kadar güzel resmetmişler ki, kabartmalara bakarak ne anlatmak istediklerini anlıyoruz. Birilerinin anlatmasına bile gerek yok. Yalnız burada kabartmaları yapan ustanın sanıyorum espri tarafı çok kuvvetli ki, insanı güldüren figürler yapmış. Burada da gerçek hayattan alıntılar var. Konular genelde aynı, ama hikayeler farklı. Örneğin burada nehirde yapılan savaşlar resmedilmiş. Teknelerle nehirde yapılan savaşlar konu edilmiş. Denize düşen bir askerin kendisine saldıran timsahtan kaçmak için tekrar tekneye tırmanırken timsahın dişlerini pantolona geçirip aşağıya doğru çekmesi esprili bir şekilde anlatılmış.

Ayrıca başındaki sepette meyve taşıyan kadının sepetinden ağaçtaki maymunun meyveyi çalması çok eğlenceli bir şekilde resmedilmiş. Hatta savaşa giden bir kıtada öndeki savaşçının arkasında gelen kadının elindeki kaplumbağaya askeri ısıttırması son derece güzel. Ayrıca birbirlerinin bitlerini temizleyen kadınlar, Çinliler ile Kamboçyalılar arasındaki horoz döğüşleri, domuz güreşi figürleri bunların içerisinden verilebilecek birkaç örnek.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Kapılardan geçtikten sonra tapınağın kendisine ulaşıyoruz. Odaları birbirlerine bağlayan koridorlar var. Çevre kulelerde taşlara yüzler oyularak yapılmış. Orijinalinde 49 kule varken bu gün 37 kule ayakta kalabilmiş. Bu kulelerin dört tarafında birer, yani toplamda dört yüz varken, bugün bazısında üç ve bazısında iki yüz kalmış. Bu yüzlerin tamamı gülen yüz. Üçüncü kattaki terasta ise taşlara oyulmuş çok daha fazla gülen yüz var. Gerçekten görülmeye değer. Aşağıda girişte espri dolu kabartmalar ve tapınakta birçok gülen yüz. Bunlar etrafa olumluluk katıyor. Tüm bunlar da tapınağa ayrı bir hava veriyor ve diğerlerinden farklılık yaratıyor. Benim en çok beğendiğim tapınaklardan birisi.

FİLLER TERASI


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Filler Terası, Bayon Tapınağı'nın yanındaki törenlerin yapıldığı Kraliyet Meydanı’na bakan 300 metre uzunluğunda bir teras. Duvarın meydana bakan yüzündeki fil kabartmalarından dolayı bu ad verilmiş. Bu kabartmalar, fillerle yapılan bir avı canlandırmak için yapılmış. Beş başlı at figürü ise görülmeye değer. Bu figürlere ilaveten arslan başlı insan ve polo oyunları kabartmaları da duvarı süslüyor.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


TA PROHM TAPINAĞI

Tapınağın inşası 12. yy'ın sonlarından 13. yy'a kadar devam etmiş. Tapınaklar içerisinde en enteresan olanı bu tapınak. Çok özel bir tapınak. Bu tapınağın diğer tapınaklardan maksat, mimari ve sanatsal olarak hiçbir farkı yok. Tek farklı buradaki ağaçlar. Bu da tapınağı çok özel kılıyor.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Ağaçlar bu tapınağa mistik ve gizemli bir hava vermişler. Tapınağa girer girmez, tapınaktaki ağaçları görünce emin olun şaşkınlığımızdan ağzımız bir karış açık, gözlerimiz de yuvalarından fırlayacak gibi bakakalıyoruz. Ağzımızdan hayret nidasından başka bir şey çıkmıyor. Benim bildiğim ağaçlar toprakta yetişir ve toprağa kök salarlar. Buradaki ağaçlar, hiç böyle değil. Binaların üzerinde yetişmişler ve aşağıya doğru kök salmışlar. Bunlar çalı gibi ağaç değiller, bunlar çok ama çok büyükler ve iriler. Kökleri ise başka bir alem. Öyle salkım saçak değiller. Devasa kökler bunlar.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Ağaçların kökleri binaları bir oya gibi işlemişler. Muhteşem görüntü veriyorlar. Nerede bir çatlak bulmuşlarsa girmişler, nerede bir çatlak varsa çıkmışlar. Aynı bir iğne işi ve nakış gibi. Eskiden kasnaklar üzerine nakış yapılırdı. Burada da binalar kasnak, kökler ve ağaçlar bu nakışa şekil ve hayat veren iplikler. Burada doğadan daha büyük bir sanatkar olmadığını bir kere daha görüyoruz.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Bölgede iki çeşit bitki örtüsü var. Birisi, iri ve yüksek olan ağaçlar ki bunlara ipek pamuğu ağacı deniyor. Diğeri ise daha küçük ve duvarlara tutunarak yükselen yeşil yapraklı ve gri renkli kökleri olan bir çeşit incir ağacı. Yeşil, gri ve kahverenginin olağanüstü beraberliği görülmeye değer. Bu manzaranın bizi hayrete düşürecek kadar güzel olmasının yanında, ne kadar çok yazara ve film yapımcısına ilham verdiğini de düşünüyoruz. Burası, insanı tuvali ile gelip resim yapmaya teşvik eden bir yer. Çoğu çizgi filmlerde gördüğümüz ve ancak hayallerde olabilir diye düşünebileceğimiz bir tapınak. Gerçeğini görünce şoka giriyoruz. Tabii ki bu şok, öldürücü değil. Keyif verici.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Şoktan çıkıp da, kendimize gelip etrafa daha iyi bakmaya başlayınca; ağaçların, bu yüzlerce yıllık tapınak duvarlarına kökleri ile destek oldukları; aynı zamanda çatlakları kökleri ile genişlettikleri için duvarların yıkılmasına neden olabilecekleri yorumunu yapıyoruz. Bazı ağaçların da fırtınalar nedeni ile binaların üzerlerine düşüp zarar verebileceklerini, bu durumdaki bazı manzaraları görerek anlıyoruz. Bu ağaçların görüntüsü yalnızca bu tapınakta var, diğer tapınaklarda rastlamadık. Aynı bölgede ve sık bir ormanın içerisinde bulunan bu tapınakların tamamında da aynı ağaçların, aynı şekilde yetişmesi gerektiğini düşünüyoruz.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.



Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Sonunda diğer tapınaklardaki ağaçların tapınaklara zarar vermemesi için temizlendiklerini, yalnızca bir örnek olsun diye bu tapınakta bırakıldıklarını öğreniyoruz. Çok da iyi olmuş. Asırlardır, savaşlara, talanlara, tahrip ve yıkılmalara karşı koyan bu eserler, tabiatın yağmur, sel, fırtına ve ağaçlarının verdiği zararlara da karşı koyarak bu güne gelebilmişler. Ne mutlu ki gelebilmişler. Yoksa insanlık, insanlığın yaptığı bu muhteşem eseri göremeyecekti. Biz de, bunları görebilmekle çok şanslıyız.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


PHNOM BAKHENG TAPINAĞI

Tapınak, tepede kurulmuş. Buraya tuktuklarla ya da yürüyerek gidebilirsiniz. Biz yürümeyi tercih ediyoruz. Ağaçlıklı güzel bir yoldan yukarıya, tepeye doğru yürüyoruz. Çok uzak mesafe değil. Tapınak, 9. yy’ın sonlarında inşa edilmeye başlanmış ve 10. yy’da bitirilmiş. Burada bulunan en eski tapınak olması özelliğine sahip. Eski olması nedeni ile diğer tapınaklar ile mukayese edildiğinde pek bir şey kalmamış. Yalnızca terası duruyor. Terasa dar ve dik merdivenlerden çıkıyoruz. Sanmayın ki düzgün merdivenler. Katiyetle değil, hatta bazı basamakları olmadığından adım koyacak yer bulamıyoruz. Çıkışı kadar bunun inişi de var. Neyse herşeye rağmen yukarı çıkıyoruz.

Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Buraya kadar gelip de aşağıda kalan görmedim. Ben böyle yazınca yukarıda çok kişi olmayacağını tahmin edersiniz. Hiç de değil. Oldukça kalabalık. Burasının özelliği, son derece stratejik bir nokta olması. Çünkü tüm Angkor Thom'u görmek mümkün. Özellikle Angkor Wat'ın ağaçlıklar arasındaki görüntüsü son derece güzel. Sık ormanlık ve yemyeşil bir alan ve mavi bir gökyüzü. Orman içerisinde sanki yukarıdan birisi savurmuş gibi birçok tapınak ağaçlar arasından görünüyor. Buraya güneş batımına yok yakın geliyoruz. Çünkü güneşin batışını seyredeceğiz. Buradan güneşin batışını seyrederken tabiatın güzelliği ile insanoğlunun yarattıklarının oluşturduğu orkestranın çaldığı senfoniyi dinlerken kendimizden geçiyoruz. Sonunda o da bitiyor. Dik merdivenleri iki tarafındaki aslan heykeli kalıntılarını selamlayarak iniyoruz.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


APSARA GÖSTERİSİ

Bu günlük gezimiz bitti. Yarın bittiği yerden yeniden başlayacağız. Bu nedenle otelimize geri dönüyoruz. Bu akşam Amazon Angkor Tiyatrosu'na gideceğiz. Burası aynı zamanda geleneksel krallık ve kırsal kesim Kamboçya müzik ve danslarının yanında kendisine özel Kamboçya yiyeceklerini sunan güzel bir yer. Son derece geniş bir alan, ancak iyi organize olmuşlar. Yerlerimize oturuyoruz ve beklemeksizin yiyeceklerimizi alıp içkilerimizi sipariş ediyoruz. Çok geçmeden de gösteri başlıyor.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Sahne, herkesin gösteriyi rahat izleyebileceği kadar yüksekte ve geniş. Bu sahnede yaklaşık 40 kadar dansçı, müzisyen ve şarkıcı krallık ve kırsal kesime ait geleneksel danslarını yapıyorlar ve şarkılarını söylüyorlar. Rengarenk giysileri içerisinde günlük yaşamdan kesitler veren bu dans ve müzik gösterisi, zaman zaman son derece hızlı ve zaman zaman da çok yavaş. Ama en güzeli bence, Kamboçya dilinde Pinpeat denilen orkestranın eşliğinde apsaraların yaptığı dans.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Kendilerini tapınaklardaki kabartmalarda gördüğümüz ve danslarını hayal ettiğimiz, geleneksel kıyafetleri içerisindeki apsaraları karşımızda dans ederken görmekten son derece keyif alıyoruz. Hem kulağımıza ve hem de gözümüze hoş gelen görsel bir şölen bu. Lezzetli yiyecekleri de unutmamak gerek. Özellikle meyveler. Dünyada hiçbir yerde bu kadar çeşitli ve lezzetli meyve görmedim desem doğrudur.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Yarın sabah erken kalkıp, güneşin doğuşunu Angkor Wat Tapınağı'ndan seyredeceğiz. Onun için uykumuzu almamız lazım.

Bir sonraki yazımızda Kamboçya’yı anlatmaya devam etmek üzere hepinize saygılarımı sunarak hoşça kalın diyorum.


Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
kamboçya, tapınakları, ve


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Kamboçya ve Kamboçya Coğrafyası Ezgi Genel Coğrafya 0 04 Temmuz 2012 13:26
En etkileyici Hindu Tapınakları YapraK Dünya üzerindeki yerler ve tarihi mekanlar 0 21 Haziran 2012 16:10
Eski Mısır’ın en etkileyici tapınakları YapraK Dünya üzerindeki yerler ve tarihi mekanlar 0 21 Haziran 2012 15:44
Maltese Tapınakları InTheDarK Dünya üzerindeki yerler ve tarihi mekanlar 0 06 Nisan 2012 16:14
Angkor Tapınakları Afrodit Dünya üzerindeki yerler ve tarihi mekanlar 0 28 Şubat 2011 01:19