IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  digitalpanel

Etiketlenen Kullanıcılar

7Beğeni(ler)
  • 3 Post By Zen
  • 1 Post By Zen
  • 1 Post By Zen
  • 1 Post By Zen
  • 1 Post By Zen

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 25 Mart 2012, 20:22   #1
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
''Tutunamayanlar'' Cemiyeti




Alıntı:
Bu başlık altında ki tüm paylaşımlar Oğuz Atay'ın ''Tutunamayanlar'' Kitabından alıntılanmıştır

Bu kıskanç korku gelinceye kadar, yaptıklarım bakımından değilse de, aklımdan geçenler bakımından aşağılık bir hayat yaşadım. Büyük ve güzel şeyler yerine, aşağılık şeyler düşündüm. Şimdi de durum düzelmiş değil; hiçbir şey düşünemiyorum. Çok bayağı bir olay. Neresinden tutulursa insanın elinde kalıyor: dağınık ve çürük bir örgü. Evet, haklıydı akrabalar. Ben, normal olmadığım için anormal olan bir çocuktum. Allah beni kahretsin ve ediyor da. Montaigne, kötü davranışlardan, istemediğiniz için kaçının, diyor, bece- remediğiniz için değil. Beni ne güzel açıklıyor. Ben de diyorum ki, Sayın Montaigne ve sizin gibiler! Canınız cehenneme. Sizin haklı olmanız bana hiçbir şey kazandırmıyor. Köşemde kıvrılıp ölüyorum işte. Siz de sevimli akrabalarım kadar yabancısınız bana. Adı Marki bilmem ne de olsa.. Tabii, siz gurur duyuyorsunuz düşüncelerinizden. Diyorsunuz ki, Selim Işık diye bir mesele olmamıştır. Olmayan bir mesele için, düşünce tarihinin insanı yücelten gelişimini bozamayız. Siz, kendini şövalye sanan Don Kişot gibi ilginç de değildiniz üstelik. Özür dileriz, bizi rahatsız etmeyiniz. Düşünecek meselelerimiz var. Her gün yüz binlerce insan ölüyor. Ancak, ilginç olaylarla uğraşabiliriz.
İyileşmek istemiyorum. Artık bu kadarını ümit etmiyorum. Göğsümde sıkışıp kalmış korkuyu atabilsem yeter bana. O zaman aklım ve bedenim, istediğim gibi uyuşmuş olacak: beni yıpratan bu çelişme sona erecek.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet sohbet
Alt 26 Mart 2012, 21:12   #2
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: ''Tutunamayanlar'' Cemiyeti




Bütün günümü bu düşünceler içerisinde geçiriyorum; gece için yine bir hazırlık yapmadım. Oysa, gecenin geçmek bilmeyeceğini seziyorum. Bu satırları sabaha karşı üçte yazıyorum. Saat bire kadar annemi karşımda oturttum. Nefes alamıyordum; koltukta iki büklüm oturuyordum. Annem karşımdaydı. Bir kelime söylemeye korkuyordu. Ben de konuşmuyordum. Enerjiden tasarruf ediyoruz ya. Birlikte geçirdiğimiz yıllar boyunca annemle o kadar az konuştuk ki. Şimdi nereden başlayabilirim. Beni kötü yetiştirmekle suçlayamam ya onu böyle bir durumda. Ne desem fark etmez: yorum yapmadan beni dinler sadece. Olmaz. Bir insanla karşılıklı konuşacak gücüm yok. Bir insan, bir karşılık bekler sizden. Konuşurken ve dinlerken hissedersiniz bunu. Güçlü kuvvetli olduğunuz zaman önemsemezsiniz. Günseli de bana bunu hissettiriyor. Bana yararlı olmak istiyor, oysa beni yoruyor. İlgileniyor, demek ki ilgi bekliyor. Hiç olmazsa ilgilendiğinin farkedilmesini bekliyor. Annem öyle değildir. Kendini karıştırmadan benimle birlikte olmasını bilir. Hem de kitaplarda okumadan: bir yerde duymadan, içinden öyle geliyor. Bütün anneler böyle değildir. Gidip yatmasını söylüyorum: itiraz etmeden gidiyor. Karşımda oturduğu zaman düşüncelerimi hafifletiyor. İşim bitince gönderiyorum. Biraz iyileştiğimi görünce, bana yaptığın iyiliğin karşılığı olarak onunla ilgilenmemi bekleyebilir, değil mi? Hayır. Seviniyor sadece.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 27 Mart 2012, 20:21   #3
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: ''Tutunamayanlar'' Cemiyeti




Uyuyamıyorum. Uykuda değişeceğimden korkuyorum. Oswald gibi uyanmaktan korkuyorum. Kendimi yormamaya çalışarak bekliyorum yatakta. Oysa, asıl bu bekleyiş yoruyor beni. Terlemeye başladım. Şaşılacak derecede zayıfladım bu terlemeler yüzünden. Önce ellerim, sonra ayaklarım terliyor, sonra bacaklarım, sırtım. Ateşim biraz düşüyor bu terlemelerin sonunda. Tekrar ateşime bakmaya başladım. Yarım saatte bir derece koyuyorum. Annem, bazen dereceyi saklıyor. Terleme geçince yataktan kalkıyorum, çamaşır değiştiriyorum ve evde dolaşmaya başlıyorum. Annemin uyumadığını, yatakta endişe ile beni izlediğini seziyorum. Bazen dayanamıyor, çekingen bir sesle, nasıl olduğumu soruyor. Ona, en aksi bir sesle, anlaşılmaz ve homurtulu bir karşılık veriyorum. Koltukla uyukluyorum çoğu zaman. Ankara’daki evi görüyorum rüyamda. Ev büyüyor, büyüyor, insanlarla dolup taşıyor. Tanıdığım bütün insanlar sığıyor evin içine. Gözlerimle, en önemsiz köşelerine kadar dolaşıyorum evi: annemle babamın pirinç topuzlu karyolasını, tahta kenarlı koltuklarını görüyorum. İstanbul’a taşınırken hepsi satılmıştı. Kafamın içini temizlemek mümkün değil demek ki.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 29 Mart 2012, 21:06   #4
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: ''Tutunamayanlar'' Cemiyeti




"neden birlikte yaşıyoruz? bir anlam aramamalı. anlam kadar insanın hayatını zehir eden bir kavram yoktur. insan akıllı bir görünüşle, en saçma sözleri bırakabilir çevresindeki insanların yarattığı boşluğa. çok da fazla üzülmüyordu. duyuların zayıflıyor mu oğlum turgut? içindeki o tarifsiz, kuvvetli duygu, başka duyguları körleştiriyor mu? insanlar! neden kaybolup gitmeme seyirci kalıyorsunuz? benden ne kötülük gördünüz? insanlar, duygusuz bir telaşla kaçışıyordu. çok zayıfladım insanlar! belki de kaçmak istediğim bir işe farkına varmadan sürüklüyorsunuz beni. oysa ne kadar korkuyordum beni tutmanızdan. ne kadar tutucu görünüyordunuz. ne hileleriniz vardı. ne kadar zayıf bağlarla bir arada tutuyormuşsunuz toplumu. benim ayrılmama seyirci kalmanız ne kadar dehşet verici. sonra, durum artık saklanamayacak bir şiddet kazanınca, şaşırmış görüneceksiniz. sahte bir şaşkınlık göstereceksiniz. sizi hesaba katıp yola çıkanları büyük hayal kırıklığına uğratıyorsunuz. ne diyeyim? siz beni tanımıyorsanız, ben de sizi hiç bilmiyorum. buna da üzülmüyorsunuz. daha beter olun!"

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 01 Nisan 2012, 01:42   #5
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: ''Tutunamayanlar'' Cemiyeti




"...insanların yalan söylemesi için bir gerekçe görmediğinden, onlara inanmakta güçlük çekmiyordu. insanlara inanmadan onlarla birlikte olmanın mümkün olmadığını sanıyordu. insanlara inanmadığı zaman onlardan kaçıyordu. söylenenlere inanmadığı zaman, inanır görünmenin, insanlara ihanet etmek olduğunu düşünüyordu ve bu ihanetinin anlaşılmaması için, ortalıkta görünmemeyi tercih ediyordu. insanları, metin gibi bayağı bulduğu zaman kendinde de aynı bayağılığın bulunduğunu, başka türlü o insanlarla birlikte olamayacağını hissediyordu. metin de, yalanlarına bu kadar kolay inanan bir insan olduğu için, selim'i küçümsüyordu. selim'in ilerde baş kaldırmasını önlemek için, onun kişiliğini göstermek istediği anlarda cesaretini kırarak gelişmesini engelliyordu. selim, kendisi gibi yalanlar bulup söyleyemiyordu. bu nedenle metin, selim'le birlikte bulunmaktan çok hoşlanmıyordu. selim, insanın yaratıcı hayal gücünü öldürüyordu. kambu duruşu, dağınık saçları ve ütüsüz elbisesiyle selim, insanı can sıkıntısı ve ümitsizliğe sürüklüyordu. insan ona bakınca, geçici bir süre kendinden memnun oluyordu; fakat sonunda canı sıkılıyordu.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 16 Mayıs 2012, 22:50   #6
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: ''Tutunamayanlar'' Cemiyeti




selim de can sıkıcı ve hayal kırıcı görünüşünün, insana yeni heyecanlar ilham etmeyen pısırıklığının farkındaydı. her gece yatakta bu durumdan kurtulmak için allah'a yalvarıyordu: omuzları biraz daha genişleyemez miydi? gittiği partilerde bir kenarda oturup surat asmamak için acaba ona dans öğretilemez miydi? allah, selim'e dans öğretmeye pek niyetli görünmüyordu. her şeye kadir olduğu halde böyle küçük işlerde bile kullarına yardım etmiyordu. üstelik bu işlerde metin'i memur ediyordu ve metin de selim'in beceriksizliğiyle alay ediyordu: selim'in hiçbir şey öğrenemeyeceğini söyleyerek gülüyordu. selim ise, kendini metin'e beğendirmek için çırpınıyordu. bir yandan da allah'a başvurmayı ihmal etmiyordu: çok zayıftı, biraz daha kuvvetlenemez miydi? metin, izci kampında trampet çalıyordu, selim de trampet bölüğüne alınamaz mıydı? allah susuyordu..."

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 18 Mayıs 2012, 22:34   #7
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: ''Tutunamayanlar'' Cemiyeti




"çıkarlarını düşünmeyenler unutulacaktır.. her olayda bir kenara çekilenler gerçekten de bir kenarda kalacaklardır.. yaptıkları işlerin gizli kalmasını isteyenler,bunda başarıya ulaşacaklardır.. kimse onların varlığıyla tedirgin olmayacaktır.. bir gün öldükleri zaman; arkalarında küçük bir iz,bir anı,bir gözyaşı,bir eser bırakmadan yok olacaklardır.. gazetedeki ölüm ilanı bile,yedinci sayfada bir kenarda kalacak,kimsenin gözüne çarpmayacaktır.. hayattan çıkarı olmayanların ölümden de çıkarı olmayacaktır.. ölüm bile onların adlarını duyurmaya yetmeyecektir.. herkesin mezarında güller ve menkeşeler büyürken,onların mezarlarını otlar bürüyecektir.. mezarları bir kenarda kalmasa bile,büyük ve muhteşem anıtların arasına sıkışıp kaybolacaktır.. cennetteki muhallebicide de garson onlarla ilgilenmeyecektir.. ağız tadıyla bir keşkül yiyemeden masadan kalkacaklardır.. hayattan çıkarı olmayanların hayatları çıkmaza sürüklenecektir.. kendini beğenmişliğincezasını daha bu dünyadan çekmeye başlayacaklardır.. sıkıntılarını kimseyle paylaşmasını bilmedikleri için,yalnız başlarına ıstırap çekeceklerdir.. duygu alışverişinden nasipleri olmayacaktır.. duygusuz,hareketsiz,tatsız bir hayat yaşadıkları sanılacaktır.. çektikleri acılarla,yüzlerinin buruşmasına,saçlarının beyazlaşmasına izin verilemeyecektir..güldükleri zaman sevinçli,ağladıkları zaman kederli oldukları sanılacaktır.. hayattan çıkarları olmadığı da asla kabul edilmeyecektir.. böyle bir yanlışlığa düşülmeyecektir.. aslında hayattan çıkarları olduğu ıspat edilecektir,çıkarlarını korumak için canları çıktığı halde bunu beceremedikleri için; çıkarlarıyokmuşdabirşeylerbeklemiyormuşçasınagille rden göründükleri yüzlerine vurulacaktır.. onlar da bu saldırılara bir karşılık bulamayacaklardır.. kendilerini yokladıkları zaman,bütün ileri sürülenlerin gerçek olduğunu, hayatlarını boş yere harcadıklarını,ne yazık ki artık çok geç kaldıklarını onlar da açık ve seçik olarak göreceklerdir.. işte o anda dahi; delice bir harekette bulunmalarına,anlamsız bir hayatı anlamlı bir şekilde bitirmelerine göz yumulmayacaktır.. kendilerini öldüremeyeceklerdir.. onlara anlatılacaktır ki,böyle bir davranış bütün yaşamlarıyla çelişki içindedir,gerçekle ilgisi yoktur: kendilerini öldürürlerse,onlar hakkında verilen isabetli yargıları çürütmek için gene boş bir çaba göstermiş olurlar..bu hiç bir şeyi değiştirmez.. onlar bu rezilliğe de katlanarak sürünmeye devam edeceklerdir.. hayatlarıyla yanlış olanların ölümleriyle doğru olmalarına imkan var mıdır?.. hayattan çıkarı olmamak hem tanrının hem insanların gözlerinde affedilmez bir suçtur; gelişip yayılmması için gerekli her türlü tedbir alınacaktır.. bütün tarih,bütün iktisat,bütün sosyoloji,bütün psikoloji kısaca bütün lojiler hayatın çıkarcılığa dayandığını göstermek için yırtınacaklardır,yırtınmalıdırlar.. "ben çıkarıma bakarım" diyeceksiniz,bunun için "babamı bile tanımam" diyeceksiniz.. kimseyi tanımayacaksınız; hele hayattan çıkarı olmayanları hiç!..."

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 07 Haziran 2012, 23:04   #8
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: ''Tutunamayanlar'' Cemiyeti




tarih bir tahriften ibarettir. tarih, geçmişten geleceğe uzanan ve bugün gördüğümüz bir rüyadır. Bütün rüyalar gibi tarih de yorumlanabilir; ama görülürken değil.
Devlet otoritesinin korunması bakımından asık surat gereklidir. Senli benli olmak, bu otoriteyi zayıflatır; devletin yüksek çıkarlarını tehlikeye sokar.
…bir an kendini unutup Allah’a isyan eden günahkâr bir kulun çöküntüsü…
Sonu gelmez şövalye romanları gibidir bu yaşantı: en zor anlarda daima açık bir kapı bulunur girip saklanacak. Ne gördün bütün kapıların birer birer kapandığı bu dünyada? Hangi kusurunu düzeltmene fırsat verdiler? Son durağa gelmeden yolculuğun bitmek üzere olduğunu haber verdiler mi sana? Birdenbire: “Buraya kadar!” dediler. Oysa, bilseydin nasıl dikkatle bakardın istasyonlara; pencerede görünen hiçbir ağacı, hiç bir gökyüzü parçasını kaçırmazdın. Bütün sularda gölgeni seyrederdin.
Yaşamın anlamını bilmek için, ölümün anlamının karanlıkta kalmasını istemiyorum.
Ne yapabilirim? Kitap okumakla, manavın beni aldatmasına engel olamıyorum bir türlü.
Yaşamak, ölmek gibi değil. Bazı zorlukları var bir kere. Daha çok tehlike karşısında insan.
Aşk bir zayıflıktı ve insanın başka güzellikleri görmesine engel oluyordu.
Bütün gün kemanı gıcırdatır, evde herkesin canını sıkardı. Oysa, Metin, kendinde büyük yetenekler görüyordu.
“Yaşamak her gün girilen bir imtihan olursa buna kimse dayanamaz”
Düşünmek, hayatı ne karmaşık bir duruma sokuyor.
…dönerken yolda, uzun uzun arabasının özellliklerinden bahsetti: Bir düğmeye basınca camlar yıkanıyor, bir düğmeye basınca kuruyor, bir düğmeye basınca pencereler iniyor… Bir düğmeye… bir düğmeye… ne söylediğini izleyemiyordum. Düğmeler bitmiyordu. Bütün bu aşağılık durumlara, düğmelere sahip olmak için katlanıyor. Bana çocuklarının resmini gösteriyor. Oysa ben güzel bir metresi olduğunu biliyorum. Kötü bir şaka yapıyorum, metresi olduğunu ima ediyorum: gülüyor. Erkeklik üzerine bir şeyler söylüyor. Onu duymuyorum. Gülümsüyorum…
Montaigne, kötü davranışlardan, istemediğiniz için kaçının, diyor: beceremediğiniz için değil.
Dostoyevski, benim inancım dua eden saf bir çocuğun inancına benzemez, diyor
Hürriyet, ölümden kaçmak değildir. Belki de yalnız ölüme giderken hür olabilir insan. Ancak ölüm-kalım anında hürriyetin gerçek anlamını kavrayabilir.

 
Alıntı ile Cevapla

Alt 12 Haziran 2012, 16:54   #9
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: ''Tutunamayanlar'' Cemiyeti




Hayat düşünceleri tutan bir hapishanedir.
Bir cümle kaldı yalnız aklında: “Güzel bir gün ve ben yaşıyorum.”
Özellikle, en yakınınız, sizi aptalca bir yarışma duygusuna sürükler.
Evlerinin yanındaki boş arsada top oynayan çocukların arasına, yaşınının verdiği teklifsizlikle sokulmaya çalışınca, beş yaşında kocaman bir sokak serserisinden ilk yumruğu yedi gözüne. Hidrostatik kanununu bulur bulmaz hamamdan fırlayan Arşimidis’in hızıyla geriye döndü ve annesine şikâyete koştu. Annesinden yediği dayak, ona ikinci hayat kanununu keşfettirdi: ‘… ve şikayet etmeyesin.’
Vermesini bilmeyenler alamayacaklardır.
Bir insanı, diğerinden ayıran hususuiyet nedir? Dış şartları mı? Olamaz. Nedir o halde? Kazanç ve kayıp hakkındaki telakkisidir.
Bu duygu, muhakkak, bedenî açlıktan öte, tanımadığım bir şeydi. Evet! Bu, maddi bir açlık olamazdı; çünkü maddeler dünyasının elemanlarıyla tatmin olmuyordu. Peki, ama neydi? Basit bir ‘olmayana ergi’ metoduyla, bunun manevi açlık olduğu neticesine vardım. Evet! Bu, manevi bir açlıktı; bu, ilim açlığıydı. Bu açlık, beni bir hafiye gibi takip eden yüksek düşüncelerimin, tatmin edilemeyen ilmi emellerimin verdiği açlıktı.
Bütün çocuklar gibi, kötülüğünü, anlamını bilmeden küfür etmeyi öğrendim ve sebebini bilmeden dövüşmeye başladım.
Bir de vatan denen bir şey vardı ki, çok iyi korunması gerekiyordu. Bizler, her sabah hep bir ağızdan onu özümüzden çok sevdiğimizi, ant denilen bir şey içerek haykırıyorduk. Bir de bazı çatık kaşlı adam resimleri vardı ki, babam onlara, gazetedeki amcalara yaptığım gibi, sakal bıyık takmamı şiddetle yasak etmişti.
Çok gelişmiş milletler, kötülükten de bir şeyler çıkarıp, onu az gelişmiş milletlere ihraç etmek yolunu bilmektedirler. Kötülüğü rasyonalize edip, ya da sanat eserlerinde dondurup, hayata ait bir canlılık bulmaktadırlar kötülükte.
Sınıfta tahtaya kalktığım zaman, gene, şiirleri ben okuyordum; çünkü öğrenmiştim en çok bağıranın en iyi şiir okumuş sayıldığını.
Bir de ne görsün: hayatta, bilmediği çeşitten acılar da var!

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
cemiyeti, tutunamayanlar


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
tutunamayanlar (dizi) Hesna IF Sözlük 2 12 Şubat 2020 15:38
Tutunamayanlar bb IF Sözlük 5 17 Eylül 2019 16:36
Oğuz Atay - Tutunamayanlar Burce Kitap Tanıtımları 5 04 Kasım 2017 18:35
Tutunamayanlar - Bütün Eserleri - 1 Burce Kitap Tanıtımları 0 24 Nisan 2014 16:40