05 Mart 2012, 17:04 | #1 | |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Burada Adı Suya Yazılmış Olan Biri Yatmaktadır / John Keats John Keats ŞAİR BİR PARÇA Nerededir Şair? Gösterin onu! Gösterin, Dokuzuna ilhamdır! Ben de onu bir yerden bilebilirim! Bu kişi bir diğeriyle Eşittir, o kişi bir kralsa da Dilenciler kavminde en fakir de olsa Şaşılası bir başka şey olsa ya da. Bir insan maymunla Eflatun arasında kalabilir pekala; Bu kişi bir kuşla, Çalıkuşu yahut Şahin, çıkabilir tüm içgüdüleri bulmaya; duymuştur hali hazırda Aslanın kükrediğini ve anlatabilir Coşkun gırtlağının söylemek istediklerini, Onun için Kaplanın haykırışı Açık seçiktir ve üşüşür Kulağına anadil misali. İNSAN MEVSİMLERİ Dört mevsim bir senenin ölçütüdür İnsan aklında dört mevsim vardır Dinç ilkbaharında hayalgücüdür, Dört bir yana tüm güzelliği yayılır. Yaz boyu olanca ihtişamıyla İlkbaharın ballanmış ergen düşüncelerinin sevilir dolanıp durması; ve böylesi yüce düşlerle cenneti en yakın kılandır: koyların sakinliği. Sonbahara gelindiğinde ruhu kanatlarını, İçine kıvırır; ataletin sisi ardında Görünmekten hoşnutmuşçasına; mühim hususlarını kapı eşiği gibi aldırmadan geçmek adına. Kışı vardır tabii bir de, solgun bir çehreyle Öbür türlü veda ederdi çoktan fani tıynetine. Çeviren: Kübra YENİ Keats, J., düzenleyen H. Buxton Forman, The Complete Poetical Works of John Keats, Posthumous and Fugitive Poems, sayfa 297, BiblioLife, 2009 The Poet A FRAGMENT WHERE’S the Poet? show him! show him, Muses nine! that I may know him! ‘Tis the man who with a man Is an equal, be he King, Or poorest of the beggar-clan, Or any other wondrous thing A man may be ‘twixt ape and Plato; ‘Tis the man who with a bird, Wren or Eagle, finds his way to All its instincts; he hath heard The Lion’s roaring, and can tell What his horny throat expresseth, And to him the Tiger’s yell Comes articulate and presseth On his ear like mother-tongue. The Human Seasons FOUR Seasons fill the measure of the year; There are four seasons in the mind of man: He has his lusty Spring, when fancy clear Takes in all beauty with an easy span: He has his Summer, when luxuriously Spring’s honey’d cud of youthful thought he loves To ruminate, and by such dreaming high Is nearest unto heaven: quiet coves His soul has in its Autumn, when his wings He furleth close; contented so to look On mists in idleness – to let fair things Pass by unheeded as a threshold brook. He has his Winter too of pale misfeature, Or else he would forego his mortal nature. Edebiyatın Arka planı ve Dirilişi (1795-1817) John Keats 31 Ekim 1975’te Londra yakınlarındaki Finsbury şehrinde doğdu. Biri kız üç erkek kardeşi olan Joan Keats bir bekçinin ilk oğlu olarak dünyaya geldi. Kardeşlerin biri doğum sırasında hayatını kaybetti. Joan sekiz yaşındayken babasını bir kazada kaybetti. Aynı yıl annesi başka bir adamla evlendi ama bir süre sonra kocasında ayrıldı ve çocuklarını da alarak annesinin yanına yerleşti. Joan iyi bir okula kaydoldu edebiyat tarihini ve modern edebiyatı burada örgendi. 1810’da annesi ölünce kardeşleriyle birlikte anneannesini yanına yerleştiler. Nineleri öksüz kalan çocuklar için yüklü miktarda para vererek iki tane bakıcı tuttu. Bakıcılar Joan’ı okuldan aldılar ve bir doktorun yanına çırak olarak verdiler. 1814’de çıraklığı tamamlamadan Londra’da tıp öğrenimine başladı. Arkadaşı Cewden Clarke’nin de yönlendirmesiyle hayatının geri kalan kısmını edebiyata adadı. 1817’de karıyerini bir kenara bırakarak tam anlamıyla edebiyat yolculuğuna başladı. Sonra edebiyatta ün salmış Leigh Hunt, Percy B. Shelley ve Benjamin Robert Haydon gibi insanlarla tanıştı. 1816 yılının Mayıs ayında Leigh Hunt’un yardımıyla ilk şiir kitabını yayınlattı. Bir yıl kadar sonra ise Keats içinde otuz kadar şiirin bulunduğu ‘Şiirler’ kitabını yayımladı. Verimli Yıllar (1817-1821) Keats Yayımladığı kitaplardan istediği geri dönüşü alamadığı için 1817 yılının baharında tek başına Wight adasına seyahat etti. Yazın adada tanıştığı arkadaşı Benjamin Bailey ile beraber Oxford’a gitti. Aynı senenin kışında ise George Keats kardeşi Tom’u Joan’a emanet ederek evlendi ve Amerika’ya göçtü. Bundan sonra Keats en önemli çalışmalarından olan ‘Endymion’ adlı şiiri üzerinde çalışmaya başladı. Bu şiiri yayımlanmadan hemen önce arkadaşı Charles Brown’la gezmek için turla birlikte İskoçya ve İrlanda’ya gitti. Ama ölümcül hastalığının ilk belirtileri onu geri dönmeye zorladı. Döndüğü zaman kardeşi Tom’da ciddi şekilde hastaydı. Ayrıca şiirleri de acımasızca eleştirilmişti. Aralık 1818’de kardeşi Tom Keats öldü. Kardeşinin ölümünden sonra John arkadaşı Charles Brown evine, Hampstead Heath’e taşındı. Arkadaşı Brown, Keats ile İskoçya’da iken evini Bayan Brawne ile onun 16 yaşındaki kızı Fanny’e kiralamıştı. Kadınla kızı Londra’da yaşıyordu bu sayede arkadaşı Brown John‘u güzel bir kız olan Fanny ile tanıştırdı. John Fanny’e aşık olmuştu. Bir süre sonra aşkın da verdiği ilhamla tekrar şiir yazmaya başladı. Ama yazdıklarından istediği verimi alamayınca 1819’un sonbaharında yeni başladığı işle beraber edebiyattan uzaklaşmayı denedi. Rahatsızlığı ve Ölümü (1820-1821) Gelgelelim Şubat 1820’de veremin şaşmaz belirtileri geleceğe dair yaptığı bütün planları bozdu ve bu hayatının “ölümden sonraki yaşam” olarak nitelediği kısmının başlangıcına işaret etti. “Lamia, Isabella &c.” adlı en beğenilen lirik şiirlerinin de yer aldığı yapıtının olumlu yankılarının tadını bu sebepten ötürü çıkaramadı. 1820’nin yaz sonlarında doktorları Keats’e İngiliz kışından uzak durması ve İtalya’ya taşınması gerektiğini tembihlediler. Arkadaşı Joseph Severn eşliğinde önce Napoli’ye ardından Roma’ya gitti. Sağlığı bir an için düzelse de neticede tamamıyla güçten düştü. Keats 1821 yılında 23 Şubat günü, Roma’da vefat etti. Protestan Mezarlığı’nda Caius Cestius’un mezarının yanına gömüldü. Arzu ettiği üzere, mezar taşına şu sözler yazıldı: “Burada adı suya yazılmış olan biri yatmaktadır.”* *”Here lies one whose name was writ in water.” Çeviren: Ali Haydar HARMANKAYA & Kübra YENİ Dipnot Mesajı: Burada adı suya yazılmış olan biri yatmaktadır. Arkadaşı Joseph Severn eşliğinde önce Napoli’ye ardından Roma’ya gitti. Sağlığı bir an için düzelse de neticede tamamıyla güçten düştü. Keats 1821 yılında 23 Şubat günü (25 YAŞINDA), Roma’da vefat etti. Protestan Mezarlığı’nda Caius Cestius’un mezarının yanına gömüldü. Arzu ettiği üzere, mezar taşına şu sözler yazıldı: “Burada adı suya yazılmış olan biri yatmaktadır.”* *”Here lies one whose name was writ in water.” 25 yıllık kısacık bir yaşama büyük romantik bir aşk sığdırdı John Keats. Şairin, Fanny Brawne ile yaşadığı aşk BRIGHT STAR (parlak Yıldız) filminin konusunu oluşturuyor. Keats erken yaşta, 1821 yılında öldükten sonra bu aşkın diğer öznesine ( Fanny Brawne) ne oldu diye merak ediyor insan ister istemez. Fanny, John Keats öldükten 13 yıl sonra (1834) evleniyor, bu evlilikten 3 çocuğu oluyor ve 65 yaşında vefat ediyor. Hayat devam ediyor... Bright Star Bright star, would I were steadfast as thou art — Not in lone splendour hung aloft the night And watching, with eternal lids apart, Like Nature's patient, sleepless Eremite, The moving waters at their priestlike task Of pure ablution round earth's human shores, Or gazing on the new soft-fallen mask Of snow upon the mountains and the moors — No — yet still stedfast, still unchangeable, Pillow'd upon my fair love's ripening breast, To feel for ever its soft swell and fall, Awake for ever in a sweet unrest, Still, still to hear her tender-taken breath, And so live ever — or else swoon to death. John Keats Parlak Yıldız Parlak yıldız, keşke ben de senin gibi sabit (kararlı /değişmez) olsaydım, yalnız ihtişam içinde değil, geceleyin havada asılı ve izleseydim, sonsuz göz kapakları ile doğa'nın dayanıklı- uykusuz Eremite'i gibi (münzevi) Hareketli sular, onların saf abdest (takdis) ile görevli papazı gibi dünyanın insan kıylarının etrafını sarar ya da yeni düşmüş-yumuşak maskesine bakar dağlar ve kırlar üzerindeki karın Hayır -hala sadık (sabit) ve hala değişmez benim sadık aşkımın olgunlaşan memesinin üzerindeki yastık sonsuza dek yumuşakça şişmesi ve düşmesini hissetmek için tatlı bir huzursuzluk içinde uyanık yine de hala onun yumuşak nefes alışını duymak ve böylece yaşamak- yoksa (ya da) ölmeye bayılmak (yatmak) Adları Suya Yazılı Şairler: Samuel Taylor Coleridge ve John Keats İngiliz Romantik şairlerinden onlar. Biri akımın öncüsü, diğeri en küçüğü. Biri 25 yaşında başladı şiir yazmaya, diğeri o yaşta öldü. Yüzyıllar ise onları daha da genişletti, büyüttü. (...) Keats’in mezarı, Roma’daki Protestan Mezarlığı’nda, arkadaşı ve çağdaşı Shelley’ye yakın bir yerde. Şöyle yazar mezar taşında: “Burada, adı bir zamanlar suya yazılmış biri yatmaktadır.” Ondan bir yıl sonra da, ardından ona ithafen “Adonais” adlı bir mersiye yazan Shelley gömülür buraya: “Adonais için ağlıyorum – öldü o!” THE CURE, IRON MAIDEN… Coleridge ve Keats, her türden sanatın yanı sıra çağdaş müziği de etkiledi. Örneğin, İngiliz punk-sonrası rock grubu The Cure’un “A Foolish Arrangement” adlı parçası Coleridge’in “Christabel” adlı şiirinden, yine aynı -----ün B tarafındaki “Adonais” adlı parça ise Shelley’nin John Keats için yazdığı mersiyeden esinlenmiştir. Coleridge’in yazdığı “Yaşlı Gemici” adlı şiir de, İngiliz heavy metal grubu Iron Maiden’ın, Steve Harris’in neredeyse hiç susmayan basıyla taçlanan ve 13:15’lik süresiyle en uzun parçası olan “The Rime of the Ancient Mariner”ın esin kaynağı oldu. İrlandalı The Cranberries grubunun, “Ode to My Family” parçasında, Keats’in meşhur “ode” yani kasidelerinden etkilendiği besbelli. Akımın öncüsü Coleridge ve en genci Keats… Alıştığımız üzere, yaşarken büyüklükleri anlaşılmadı belki. Ama aradan geçen zaman, Coleridge’i gelmiş geçmiş en büyük ve etkili edebiyat kuramcılarından biri yaptı; Keats’i de en iyi şairlerden… John Keats, yalnızca 25 yıl süren yaşamı boyunca üç kitap yayımladı: Poems (1925), Endymion ((1818), Lamia, Isabella, The Eve of St. Agnes, and Other Poems (1820). Romantizm, şiir ve gencecik bir ölüm -ALPER TURGUT “Parlak Yıldız” (Bright Star), becerikli ve duyarlı yönetmen Jane Campion’ın, çeyrek asırlık yaşamına üç unutulmaz şiir kitabı sığdırmayı başaran İngiliz şair John Keats’in (katili veremdir), son birkaç yılını dillendiren bir yapım. Keats’ın, moda öğrencisi Fanny Brawne’la yaşadığı aşk ile harmanlanan ‘Parlak Yıldız’, şüphesiz başarılı ve incelikli bir biyografi, özellikle dönem filmlerini sevenler, şiir tutkunları ve sevi öykülerine koşulsuz inananlar, mutlaka izlesinler. Bright Star Bright star, would I were steadfast as thou art — Not in lone splendour hung aloft the night And watching, with eternal lids apart, Like Nature's patient, sleepless Eremite, The moving waters at their priestlike task Of pure ablution round earth's human shores, Or gazing on the new soft-fallen mask Of snow upon the mountains and the moors — No — yet still stedfast, still unchangeable, Pillow'd upon my fair love's ripening breast, To feel for ever its soft swell and fall, Awake for ever in a sweet unrest, Still, still to hear her tender-taken breath, And so live ever — or else swoon to death. John Keats Parlak Yıldız Parlak yıldız, keşke ben de senin gibi sabit (kararlı /değişmez) olsaydım, yalnız ihtişam içinde değil, geceleyin havada asılı ve izleseydim, sonsuz göz kapakları ile doğa'nın dayanıklı- uykusuz Eremite'i gibi (münzevi) Hareketli sular, onların saf abdest (takdis) ile görevli papazı gibi dünyanın insan kıylarının etrafını sarar ya da yeni düşmüş-yumuşak maskesine bakar dağlar ve kırlar üzerindeki karın Hayır -hala sadık (sabit) ve hala değişmez benim sadık aşkımın olgunlaşan memesinin üzerindeki yastık sonsuza dek yumuşakça şişmesi ve düşmesini hissetmek için tatlı bir huzursuzluk içinde uyanık yine de hala onun yumuşak nefes alışını duymak ve böylece yaşamak- yoksa (ya da) ölmeye bayılmak (yatmak) | |
|
Etiketler |
adı, biri, burada, john, keats, olan, suya, yatmaktadır, yazılmış |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Dünya'da Yazılmış Olan İlk Kitap | Sarya | Merak Ettikleriniz | 1 | 20 Ocak 2022 14:01 |
Ağaç kabuklarına yazılmış olan ilk orjinal Kur'an nüshaları günümüze ulaşmamış mıdır? | Lcia | Tarih | 0 | 16 Mart 2015 17:48 |
Suya Yazılmış Mektuplar – İsmail SARIGENE* | Vesaire | Şairler ve Şiirleri | 0 | 05 Aralık 2014 11:12 |
Çiçeğin suya olan aşkı | Tufan | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 10 Kasım 2014 09:16 |
Alt Alta Yazılmış Olan Satırları Yanyana Dizme | djiNn | mIRC Scripting Hazır Kodlar | 0 | 01 Mart 2007 23:59 |