Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
İki kere iki; Alırsam beş verirsem üç eder
Nerden nereye geldi ülke son yirmi senede.
1990′dan düşüne düşüne bir gel 2011’e
İnternet, doğalgaz, raylı sistem, cep telefonu, gökdelenler vesaire
Toplasan hepsi hepsi 20 senede…
Peki Türkiye’de yirmi senede kaç büyük şirket, holding oldu???
Üç beş mi, beş, on, otuz, elli…??? yok işte.
Peki biz nerde yanlış yapıyoruz da büyüyemiyoruz bir türlü?
Gidin bakın “kardeşli şirketlere” biraz palazlanınca %80′i bölünmüştür, daha da büyük olmak yerine.
Atıyorum; bir babanın üç oğluna bıraktığı bir şirket olsun adı da “Tuğla Ticaret” (tamamen salladım ha).
Bu baba öldüğü gün, olmadı senesinde bizim üç kardeş hemen ayrılır…
Tuğla Ticaret, Öz Tuğla Ticaret, Has Tuğla Ticaret olmak üzere ama üçü de nispet yapar gibi Anadolu’da aynı şehrin aynı ilçenin aynı bölgenin içinde hem de karşı karşıya…
Üçü birleşip “Tuğla Holding” yapmaz, ufak olsun benim olsun der. Bir taraftan da “bir gün elime düşecekler” sözünü dillerinden eksik etmeyip, daha güçlü olmak adına hırslandıklarından, verir kredinin gözüne verir kredinnz gözüne, sonrası ya intihar ya iflas ya da bilmem ne…
Hani bizde bir söz vardır:
“Akrabanın akrabaya kimse etmez ettiğini, Akrabanın akrabaya kimse bilmez nettiğini.”
Biz duygusal ve amatör olduğumuz için oluyor bunlar, profesyonel olamadığımız için.
Bütün akraba şirketlerine bakın çoğunun akıbetini aynı görürsünüz.
İsim isim de yazarım ama ayıp olur, siz çevrenize bakın görürsünüz.
Mobilyadan otomotive kimler var hem de!!!
Ülke bu kadar büyürken, ülkenin insanı bu kadar büyürken, bunun aksine dünya da bu kadar küçülürken,
Niye benim ülkemin, binlerce şirketi holding olmasın, bu kadar işsize istihdam oluşturmasın.
Niye profesyonel yöneticilerle ve “tek adam sözüyle” değil “ yönetim kurulu” sözüyle kararlar alınmasın bu şirketlerde…
Hata nerde başlıyor biliyor musunuz?
“Dükkan senin abi istediğini al götür, senden para isteyen mi var” sözünde,
“Aramızda sözleşme mi olur, biz kardeşiz”. “Ööyle bir durumda ceketimi alıp giderim” denildiği yerde…
Bugün sen anlaşsan da yarın senin eşin ve çocukların anlaşamaz.
Biri yemeyi gezmeyi bilir, öbürü bilmez. Bilmeyenin eşi çocuğu da “sefasını onlar sürüyo, cefasını biz çekiyoruz, oh iyi vallaa” klasiği ile ortalığa düşerler yarın demedi deme…
Sözün özü;
Öz kardeşinle de masaya otursan, evladınla da otursan, düşmanınla masaya oturur gibi otur ve öyle yap anlaşmanı, öyle yaz sözleşmeni, şartları en ağırından koy ortaya…
Herkesin sorumluluk ve yetki alanı belli olsun, biraz palazlanınca kimsenin gıkı çıkamasın orda.
Yarın kafanı duvara vuracağına, bugün masaya vur olsun bitsin…
Bu ülkenin doğmamış çocuklarının sende hakkı var unutma…