06 Ocak 2012, 04:53 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Sizin Evreniniz Hangisi? Yazan A. Kerim Soley [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] Sizin Evreniniz Hangisi? Paralel evrenler kuramı, çağdaş kuantum düşüncesinin insan zihnine bir armağanıdır. Öncelikle onu alışılmışın dışında çalıştırmakta, daha sonra da insan aklının, zihninin, zekâsının, kısaca düşüncesinin sınırlarını zorlayarak yepyeni çözümlemelere ulaşmasını, ardından da olasılıklarla uğraşmasını sağlamaktadır. Paralel evren, görülebilir gözlemlenebilir fiziksel evrenin ötesinde bir başka boyutta başka evren veya evrenlerin de olabilirliğine dair paradokstur. Bir başka anlatımla, nasıl 14 milyar yıl önceki Büyük Patlama ile bizim evrenimiz oluşmaya başladıysa, boşlukta meydana gelen kuantum dalgalanmalarla başka evrenlerin de oluşmuş ve oluşmakta olabileceği düşüncesidir. Bu ve benzeri paradokslar eskiden sadece birer fantezi kabul edilirken, bugün en azından tartışılabilir durumdadır. Mesele üç boyutun ötesinin var olup olmamasıdır. Matematikçiler kavramsal olarak tanımlıyorlar da geriye kalanlarımız ne yapabilir? Einstein-Rosen Köprüleri Sürekli iki veya üç boyutlu düşünmeye alıştırılmış beynin durup dururken dördüncü boyutu düşünebilmesi ve kabullenebilmesi oldukça zordur. Einstein da başlangıç olarak üç boyutlu uzayın dördüncü bir boyuta daha uzandığından ve paralel evrenlerin birbirlerine köprülerle (Einstein-Rosen köprüsü) bağlanabildiğinden söz etmişti. Paralel ya da alternatif evrenlerin aynı uzayda, ancak dördüncü bir boyutta mevcut olup diğer evrenlerle karadelikler aracılığıyla bağlanabileceği öngörülmüştü. Arada da zaman duvarı vardı. Ancak bu köprüler kullanılabildiğinde evrenin çok uzak noktalarına kısa sürede ulaşmak mümkün olabilecekti. İçinde bulunduğumuz evrene dördüncü boyuttan bağlantılar demek olan Einstein-Rosen köprüleri veya tünelleri, sonsuza kadar uzanmazlar; ancak başka bir boyuta ve evrene geçişin yolu ve aynı zamanda ilişki ya da geçiş oluşturdukları her iki evrenin de parçalarıdırlar. Sorun karadeliklerin muazzam ve dayanılmaz çekimgücünden kaynaklanmakta, bu da fizik bedenler veya ne denli güçlendirilmiş olursa olsun bilinen ya da tasavvur edilebilen uzay araçlarıyla yapılması düşünülen bir yolculuğu bugün için imkansız hâle getirmektedir. Karadeliklerin uzayın bilinen standart yapısını, geometrisini bozup zamanın akışını da saptırıp bükerek değiştirdiği son derece açıktır. Einstein kuramları paralel evrenlerin ‘mümkün olabileceği’ni öngörmekle birlikte, klasik-materyalist düşünürler bunu ‘mümkün görmemekte’, diğer bir kısım kuantum düşünürleri ise mutlaka ‘olması gerektiği’ni ileri sürmektedirler. Onlara göre sorun, üç boyutlu düşünen insan beyninin böylesi bir kavramsal tasarımlamaya uygun ya da hazır olmamasından kaynaklanmaktadır. Steinhardt-Turok Modeli Çok sayıdaki evren kuramlarından son yıllarda en fazla taraftar bulanı ‘Steinhardt-Turok modeli’ olup bu kurama göre evren birbirini sürekli izleyen sonsuz sayıda ve sıralı olarak ‘genişleme’ (şişme) ve ‘büzüşme’ evrelerini yaşamaktadır. Böyle olunca zaten zamanın başlangıcı da sonu da anlamını yitiriyor, çünkü onlara gerek kalmıyor. Kaldı ki ‘başlangıçta ne vardı’ sorusu da gereksiz olduğundan, artık ‘sorulamaz’ hâle geliyor. Döngülerdeki ardışıklık esnasında oluşan entropiler (düzensizlikler), her sonraki evrensel oluşumda varoluş, aslî ve diğer yan unsurları gibi, bilinmeyen madde türlerinin de kaçınılmaz biçimde yenilenmesini sağlamaktadır. Steinhardt’ın Teorisi Evrendeki genişleme tezi son yıllardaki gözlemlerle zaten doğrulanmaktadır. Bu periyottaki geri dönüşümünse ne zaman başlayacağı henüz kestirilemiyor Sadece ana varoluş döneminin başlangıcından bugüne 14 – 14,5 milyar yıl geçmiş olduğu tahmin edilebiliyor; hepsi bu. Kuantum mekaniğine ve ‘sicim kuramı’na uygun olan Steinhardt’ın teorisi, bir bakıma sürekli oluşumu da evrenin kendisini durmaksızın yenilemesini de büyük ölçüde açıklayabiliyor. Ama nasıl ve nereden bakarsanız bakınız, büyük patlama sonsuz uzayın her neresinde meydana gelmiş olursa olsun, onun yanında-yöresinde veya ötesinde bir başka şeyler de vardır veya “olmuş – olmakta – olacak”tır. ‘Sıralı seyir’ ya da ‘ardışık varoluş’ esasına göre değerlendirirsek, paralel evrenlerden bir türü, bir önce bulunduğumuz yani ‘geldiğimiz’ yer; diğeri ‘şimdiki dünya’; bir sonraki ise bundan sonra ‘gideceğimiz yer’dir. Ama paralel evrenler bunlar değildir. O nedenledir ki tanımlanmaya çalışılan paralel evrenlerle karıştırmamak için, bize göre bunları ‘ardışık evrenler’ biçiminde adlandırmak daha doğru olacaktır. Bu evrenlerdeki yaşamlarımız her defasında fiziksel, mental ve diğer bedenlerin yeniden oluşumlarıyla veya vücut bulmalarıyla, yani reenkarnasyonlarla hiç durmaksızın sürüp gidecektir. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] | |
|
Etiketler |
evreniniz, hangisi, sizin |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Sizin böreğiniz hangisi? | huri | IF Ekstra | 9 | 03 Şubat 2020 22:20 |
Sizin ilişkiniz hangisi? | Sanem | Aşk ve İlişkiler | 1 | 11 Temmuz 2018 13:30 |
Sizin Erkeğiniz Hangisi ? | AnqeL | Ah Erkekler | 0 | 01 Kasım 2011 11:03 |
Sizin Ağacınız Hangisi | PizzA | Burçlar, Fallar ve Kehanetler | 2 | 12 Ekim 2011 16:37 |
Sizin ELi'niz Hangisi | aŁmiηa | Genel Paylaşım | 0 | 13 Şubat 2011 15:27 |