![]() |
![]() |
![]() | #1 | |
Çevrimdışı Tefeci'nin Kızı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Mutlu olmak için sevgili şart mı? Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Amerikalı yazar Daphne Merkin, enerjisini bekarlıktan çıkış yolu aramak için harcamaktansa tek başınayken de kendisiyle olmanın tadını çıkarmayı yeğliyor. Harika fikir! Bir akşamüstü dört çocuk annesi görümcemle yazlık evlerinin bahçesinde oturuyorum. Bir arkadaşı yakın zamanda yeniden evlenmiş, onu konuşuyoruz. Bizlerin artık yaşına uygun bir kadınla evlenmesini beklediğimiz, oysa havalı, genç sarışını seçen orta yaşı geçkin bir adamdan söz ediyoruz. Görümcem boşanmış veya dul, bekar ve yaşlı kadın arkadaşlarının artık flört etmediklerini anlatıyor. Ben de aslında partneri olmayan ve hiç kimseyle flört etmeyen o kadınlar gibiyim. Ancak bunu acınacak bir durum olarak değil, mühtiş bir özgürlük olarak görüyorum. Birçok kadın gibi ben de yetişkinlik hayatımın büyük kısmını erkeklerle ilişkilere “adadım”. Ve evlendim. 30’lu yaşlarımın sonunda boşandıktan sonraki 10 yıl ciddi ciddi yeniden evlenme hayalleri kuruyordum, hatta iki kere de evlenecek oldum. Ancak ikisinde de son adımı atamadım. Çift olmakla ilişkilendirdiğim klostrofobik duygudan korktum. Bazen, her sabah aynı yüze uyanma umudumun hiç olmadığını fark ediyorum. Bu durum herkeste bir parça huzursuzluk yaratsa da duygusal olarak hayatımızda epey yer etmiş. Samimi söylüyorum, sosyal çevrede çift olarak tanınmak bana her zaman kendimi bir parça tutsak hissettirmiştir. Bu bir anda kendinizi dışarıdan kilitlenmiş bir odanın içinde bulmaya benziyor. Stephen Grosz’un İncelenen Hayatlar kitabındaki hastalardan biri Michael D., “Bir ilişkinin içindeyken, ölmek ya da aklımı kaçırmak üzere gibi hissediyorum” demiş, sanırım onu anlıyorum. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. ÇİFT OLMAK “BİZ” OLMAK MI? Sahi, aramızda çiftlerin o kendini beğenmiş, boğucu “biz” dumunu tecrübe etmemiş olan var mı? Bir süre sonra şöyle olmaya başlar: “Biz Verdi’yi seviyoruz” veya “Biz henüz Hint mutfağını denemedik”. İlk aşamada çift olmak sizin için daha iyi biri olmadığını söylüyor. Topluma karşı koymak ve birey kalmayı sürdürmek için gerçekten kararlı olmalısınız. Örneğin: Adam gösterişli falan değil ama benim yaşlı anne-babama duygusal bir cömertlilik sergiliyor. Ya da: Kadın fasulye pişiremiyor ve kıyafetlere çok fazla para harcıyor ama katıldığı partilerin yıldızı. Çocuk sahibi olmak isteyen kadınlar söz konusu olduğunda biyolojik saat epey gürültülü ve ısrarcı. Bu durumda kadın “prezantabl” sperm donörünün beklentisine giriyor. Bu türden içsel gelgitlere dahil oldukları için kimse çiftleri suçlamıyor, ama kendi adıma (çiftlersiz) dünyanın romantiklerle dolu olduğunu söyleyebilirim. Çünkü bekarlar o mükemmel ve henüz tanışmadıkları “öteki”nin fantezisini yaşar. Özledikleri o diğer yarı gözden uzakta bir yerdedir. ANNE BABAYI “ÖRNEK” ALMAK Geçmişe dönüp şöyle bir baktığımda, huzursuzluğumun temelinde erken kurulmuş birliktelikler olduğunu görüyorum. Durum anne-babamla başladı. Annemin nasıl olup da soğuk ve asabi bir adam olan babamı kendine eş seçtiğini anlayamıyorum. Babamın kusurlarını anneme tek tek gösterebilirim. Zaman zaman kıvrak zekası ve sevgi dolu iğnelemeleri gibi bir-iki olumlu yanı da yok değil. Ama bunlar kadını oltaya getirmek için yeterli olmamalı. Babam 42 yaşına kadar yaşamını özel hizmetçisi olan bir bekar gibi sürdürdü. Annem sabah kıyafetlerini hazırlar, akşamları kendisine çay ve kek ikram ederdi. Karşılığında ne elde etti hiç bilmiyorum. Anne-babamın tiyatro ve sinema merakı, çevrelerindeki herkese alaycı yaklaşımlarının yanı sıra Alman-Yahudi genlerine dayalı belli bakış açıları da vardı. Ama bunların babamın kaybolmuş kalemden tutun da gözden kaçmış telefon mesajına kadar pek çok şey için öfke nöbeti geçirmesiyle veya daima karşısında el pençe divan durulması beklentisiyle ne alakası vardı, anlamıyorum. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Sayelerinde şu sonuca vardım: Romantik bir nikah ve yaşam haline sahip annem zaman içinde soğukkanlı bir pazarlığa sürüklenmişti (30 yaşında evlenmişti ki bu, Ortodoks Yahudi kadın için 50’ye eş değerdir). Paranın sağlayabileceği lükse ilgisini sürekli inkar etmesine rağmen, bana öyle geldi ki böyle şeyler annemi babama daha çok bağlıyordu. Babamın Wall Street’teki kazancı onun aşçı, temizlikçi ve biz çocuklara bakan çalışanlara sahip, altı çocuk annesi özgür bir kadın olmasını sağladı. Annemi hiçbir zaman ütü yaparken, soğan doğrarken veya sabahları bizi erken kaldırırken görmedim. Babamın ceketinin düğmelerini ilikler ve hava soğuksa bir atkıyı ceketinin içine yerleştirirdi. Onu evden uğurladıktan sonra zamanını istediği gibi değerlendirmekte özgürdü. Bana gelince, erkeklerin cazibesine hiç kapılmadığımı da söyleyemem. Bilakis, karşı cinse ilgi duymaya başladığım andan beri aşkta saplantılıyım. İlişki yaşadığım kimseden işler yolunda gitmese bile kolaylıkla çekip gitmesini bilemedim. 20’li yaşlarımın ortasında hayatımda çok aşık olduğum, mizah duygusu gelişmiş bir avukat vardı. Yatakta ateşli anlar yaşasak da bu, ilişkinin devam etmesine yetmedi. Bir cumartesi akşamı onu duyarsız olmakla suçlamıştım. Akşam yemeği için İkinci Cadde’de ilerlerken birden beni arabasından indirmek isteyecek noktaya geldi. En travmatik olaylarla ilişkilendirebileceğim bir tür acı hissettiğimi hatırlıyorum. Bazı geceler onu üst üste arıyor, bir kelime etmeden Linda Ronstadt’in “Heart Like a Wheel” şarkısını dinletiyordum. Sonunda erkek kardeşlerimden birini ayartıp telefon açtırdım. Ona benim aslında harikulade bir kız olduğumu, duygularımı ifade edemediğimi falan söyledi. Fazla söze ne hacet, kardeşimin söylediklerini kibarca dinledi ama ikna olmadı. Nihayet 34 yaşında birine bağlandığımda bunu biraz da baskı altında yapmıştım. Altı yıl evli kaldığım bu adamla, kimseyle olmadığı kadar samimi bir ilişki yaşasak da onun benim için yaratıldığı gibi bir hisse asla kapılmadım. İlişkilerde yaşadıklarım bana kendi zevkime güvenmemeyi ve iş partner seçmeye geldi mi dikkati elden bırakmamayı öğretti. Bir psikiyatristimin söylediği üzere, ben sanki çok doğalmış gibi “yaralı güvercinlere” -kayıp, üzgün, kızgın, henüz yeşermemiş adamlara- gönül veriyordum ki koca adayım bu tanıma uyuyordu zun lafın kısası o adamla nişanlandım, sonra nişanı bozdum ve ara verdim, ardından evlenmek üzere olduğum adamla değil de psikiyatristim ve annemle ortak görüşmeden çok ama çok kısa süre sonra kendimi yine evlilik aşamasında buldum. Bir kasım akşamı anne-babamın oturma odasında toplanan 70 kişi, Kleinfeld’den seçtiğim, bedenime oturan ve arkasında yakışıksız bir tavşan ponponu olan beyaz gelinlikle merdivenlerden hissiz şekilde inişime tanıklık ediyordu. Muhtemelen benim hızlı evlilik kararımı av tüfeğiyle vurulmaya benzetmişlerdir. Alıntıdır..
__________________ ''Zamanın Eli Değdi Bize Artık Aynı Değiliz İkimiz de'' Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. | |
| ![]() |
![]() | #2 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Mutlu olmak için sevgili şart mı? Mutlulugun tanimi onemli ilk olarak. Sevgilinin verdigi mutlulugu baska hic bir seyde bulamayacagini dusunen insan icin sart olabilir belki ama bana gore sart degil. Bazen insanlar birini sever mutlu olur bazen bir hayvana sefkat gosterir mutlu olur, ciceklerinin actigini gorur mutlu olur, isini severek yapar mutlu olur bir iyilik yapar mutlu olur evladina sarilir mutlu olur... Mutlu olmak icin o kadar cok sebep vardir ki bunu illa birisi ile bagdastirmak bana gore yanlis. Bazen insan, kendinden daha kotu durumda olanlari gorunce bile mutlu olabilir.
__________________ Eski bir kadınım ben, Siyah-Beyaz fotoğrafları, 45'lik plakları özlüyorum... Yine bir gül nihal alıyor gönlümü eteklerim uçuşarak vals yapıyorum.. Beyoğlu'nda gezerken Pera'yı düşlüyorum Yelpaze ile serinlemek, Naif birkaç sözcükle ısınmak istiyorum. Yüzüne bakmaya utandığım, elimi tutmaya kıyamayan, Aşklar hayal ediyorum... Eski bir kadınım ben, İnce bir dantel gibi işlemeden hayatı, Ölmek istemiyorum... |
| ![]() |
![]() | #4 |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (1) | Cevap: Mutlu olmak için sevgili şart mı? Yaş ilerledikçe mutluluk veren bazı şeyler artık mutluluk vermiyor bence. Sevgili şart değil tabi ama tamamen güven duyduğun bir sevgili omzunun mutluluğu ayrıdır tabi(eskilere dayanarak söylüyorum-yenilik istemiyorum-). Mutlu olduğunuz şeyleri yapın. Her insanın yapmak, gitmek, görmek vb. icra edip gülümsediği bir şeyler vardır illa ki. Sahte gülüşler kısa süre de yüzünü bir burukluğa bırakır sonuçta.(; SM-J730F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
__________________ - Yükmüşüm ya da yokmuşum gibi hissettiren hayatlardan sessizce çıktım. - Her zaman gemiler batmaz, bu sefer sular çekildi. |
| ![]() |
![]() | #5 |
Çevrimdışı Tefeci'nin Kızı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Cevap: Mutlu olmak için sevgili şart mı? Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.
__________________ ''Zamanın Eli Değdi Bize Artık Aynı Değiliz İkimiz de'' Kullanıcı imzalarındaki bağlantı ve resimleri görebilmek için en az 20 mesaja sahip olmanız gerekir ya da üye girişi yapmanız gerekir. |
| ![]() |
![]() |
Etiketler |
aşk, mutluluk sevgiliylemi olur, sevgi, yalınızlık |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Zengin olmak, mutlu olmak için yeterli midir | Sır | Serbest Kürsü | 17 | 02 Haziran 2021 20:55 |
Her gün mutlu olmak için tavsiyeler | Sanem | Aşk ve İlişkiler | 0 | 14 Kasım 2018 19:49 |
İyi bir sevgili olmak için 10 kural | Hesna | Aşk ve İlişkiler | 2 | 29 Eylül 2018 23:16 |
Mutlu olmak için | Tufan | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 08 Ekim 2014 19:49 |