IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  digitalpanel

Etiketlenen Kullanıcılar

1Beğeni(ler)
  • 1 Post By Ezgi

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 23 Aralık 2011, 17:11   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Kıskanç Bir Aşık mısınız?




Kıskançlık deyince aklınıza ne geliyor? Sanırım çoğumuz önce ve derhal kadın-erkek kıskançlığından dem vururuz. Öyle ya sevgilisinieşini moda deyimle partnerini kıskanmayan var mı?


Valla eğer sizin partneriniz “Ben kesinlikle kıskanmam”cılardansa derhal uzaklaşın ya da onu şöyle bir sarsın çimdikleyin de silkinip kendine gelsin. Narsistliğin lüzumu yok.

İnsan değil aşkını kedisini bile kıskanır (kedisi de onu kıskanır); konu her ne olursa olsun yaşam kıskançlık ve rekabet üstüne kurulmuştur. Üçüncü kişinin (kişilerin) gölgesi olmasa aşk hiç aşk olur muydu? “O benim” demeye bile gerek kalmazdı ki o zamandüşünmesi bile pek fena.

Şimdi bana “Kıskanç sen de” diyorsunuz biliyorum. Evet kıskancım! Var mı başka bir diyeceğiniz? Üstelik her insanın da kıskançlık yaşadığını iddia ediyorum. Çünkü kıskançlık insani bir duygu. Freud bile “Sevdiğim zaman sevgi dışında her şeyi dışlarım kıskanç olmak kurala uygundur kıskançlığı yadsımak (kusursuz olmak) yasayı çiğnemektir” itirafında bulunmuş.

Anlayacağınız benim gibi kıskançlığını önce kendisine sonra herkese itiraf ve ilan edenlerden partnerine bile –fazla- zarar gelmez (üç-beş sıyrıkla atlatır). Ama ya “Yok canım ne kıskançlığı zaten benimki kafasını çevirip kimseye bakmaz” diyenler? İşte onlardan korkacaksınız. “Hele bir kafanı çevir bak ne oluyor”cudur onlar kafanı çevirip baksan başına geleceği bilirsin.

Valla çevremde çok var. Eskiden daha çok erkeklerin kıskançlık krizlerine girdiğini sanırdım fakat şimdi görüyorum ki kadınlar da bu konuda saatli bomba gibiler.
Örneğin; kırk yılın başı adam arkadaşlarıyla buluşup iki bira içmeye gidecek olsa ya “Ben de geliyorum” yapıyorlar ya da on dakikada bir cep telefonundan arayıp ayrıntılı hesap soruyorlar. Sonra evlenip adamı bulunduğu çevreden uzaklaştıranlar mı istersiniz (eee tabii tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır) sağa baktın suç sola baktın sobe diyenler mi? Ayrıca bırakın adamın eski sevgililerine rastladığı yerde merhaba diyebilme özgürlüğünü eğer karşı cinsse çocukluk arkadaşıyla bile görüşmesini istemeyenler ayıptır söylemesi izin vermeyenler var.
Adamlar da bir garip yarısı kıskançlık bahanesiyle eşlerine hayatı zindan ediyor (artık neyin intikamını alıyorlarsa) öbür yarısı da kıskanılma bahanesiyle hayatın kendilerine zindan edilmesine izin veriyorlar (artık neyin bedelini ödüyorlarsa).
Sonuç ise sen sağ ben selamet olamıyor tabii çiftlerden biri mutsuzluk yaşıyorsa iki kişi birden mutsuzluktan nasibini alıyor o ilişki de artık sürekli mutsuzluk üretmeye başlıyor. Anlayacağınız “Alışmış kudurmuştan beterdir” sözü mutsuzluk kavramı için de geçerliliğini koruyor. Eğer siz mutsuz olmaya alışıksanız mutsuzluk yaşamadan duramıyorsunuz hatta bünyeniz mutlu olmayı bir türlü hazmedemiyor. (Bu konuyu bir başka yazıda ayrıntılarıyla tartışabiliriz.)

Üstelik kıskançlık hastası bu tipler kendileri ve partnerleri yetmiyormuş gibi çevrelerini de kompleksli tavırlarıyla diken üstünde tutuyorlar. Şahsen ben kıskançlık duygusunu önce kendi içinde sonra da ilişkisinin içinde halledememiş insanlardan çok sıkıldım. Hayır böyle çiftlerle (yani çiftlerden birinin ya da her ikisinin birden kıskanç olduğu durumlarda) arkadaşlığınızı bile sürdürmeniz mümkün olamıyor. Sizin de bir sevdiğinizin olması hatta evli barklı olmanız bile kıskançlık takıntılıları bağlamıyor yatıştırmıyor.

Gerçekten abartmıyorum. Yedi sene kadar önceydi çocukluk arkadaşımın düğününe gittim zavallı arkadaşım da birara beni dansa kaldırma gafletinde bulundu o gün bugündür adamın yüzünü gördüğüm yok onca yıllık arkadaşlık askıda! Oysa kendisini kardeşim gibi severim zaten beraber büyümüşüz falan. Arkadaşlığımız bir yana onun hayatı ne durumda artık siz tahmin edin.
Sonra bu kez üniversiteden bir başka erkek arkadaşımla aynı iş yerinde çalışıyoruz nişanlısı da bizim şirkette çalışıyor. Kız bir gün bizi cafede çay içerken görmüş “Vay sen benimle nişanlı olduğun halde neden hala kız arkadaşlarınla görüşüyorsun” diye kızılca kıyamet kopmasın mı? Hiçbir şey anlamadım adam benim on yıllık arkadaşım hayır ayarlamak istesem onca yıl bir kolayını bulurdum herhalde.
Allahtan evlenmediler de (ayrılmaları benim yüzümden değildi) hala arkadaşız hala görüşüyoruz.
Bu arada en yakın kız arkadaşım evlendi kocası kızkıza buluşmamızı bile hoş karşılamadı hep dörtlü görüşür olduk. Bu konu aralarında doğru dürüst konuşulup tartışılmadı bile sanki doğalı buymuş insanların yanında eşleri olmadan nefes bile almamalarıymış gibi.

Size böyle onlarca örnek verebilirim. Düşünebiliyor musunuz insanlar sevgili ediniyor ya da evleniyor ve eşleri (özellikle de evlilik akdi söz konusuysa) karşı cinsle arkadaşlıklarını sınırlandırmasını hatta yok saymasını istiyor. Bu gibi durumları ben sadece kıskançlık manyaklığı değil bir medeniyetsizlik göstergesi olarak da algılıyorum. Hatta insanlık dışı bir tutum.

Şimdi diyeceksiniz ki senin de bir dediğin diğer dediğini tutmuyor kıskançlık taraftarı mısın yoksa kıskançlık karşıtı mı?
Bakınız anlatayım. Ben partnerimi çok kıskanıyorum! Hatta ilk birlikte olduğumuz zamanlarda (güven ilişkisinin tam oluşmadığı zamanlar) herhangi bir nedenle kavga etsek derhal rüyamda onu bir başkasıyla görürdüm. Bilinççaltı korkunç değil mi? Yani “Sen bana kötü davrandın beni reddetttin beni sevmiyorsun öyleyse başka birini tercih edebilirsin.”
İşte rüyalar yani bilinçaltı yalan söylemez. Karşınızdakini ne kadar severseniz sevin o da sizi ne kadar severse sevsin herkesin her gün bir başkasını seçme özgürlüğü var. (Zaten sevgi tek başına hiçbir şeye yetmez hele bir ilişkiye asla!) Bunu kabul edin ya da etmeyin yaşam böyle. O yüzden kıskançlıktan çatlasak da patlasak da eğer adamın ya da kadının gideceği varsa gider. Siz ise kıskançlık krizlerinizle ancak gitmesini kolaylaştırırsınız. O kadar.

Eee peki ne yapacaksınız?
Kıskançlık duygusunu allayıp pullayıp öyle sunacaksınız sevdiğinize. Kıskançlık duygunuz onun ve ilişkinizin özgürlüğünü kısıtlamasına neden olmayacak tam tersi öyle güzel kıskanacaksınız ki özgür iradesiyle her gün yeniden sizi seçecek kendisine.
İşte kıskançlık bu öyle bir çırpıda ne yaşanabiliyor ne anlatılabiliyor ne de halledilebiliyor (problem haline geldiğinde).
En iyisi mi kıskançlığın nasıl dengede tutulacağını gelecek yazıda anlatayım. Bu zaman zarfında siz de önce taraf olun bakalımsadece kıskanç bir aşık mısınız yoksa kıskanç bir gardiyan mı?

__________________
You got me G-U-I-L-T-Y
모르게 너를 속여 전부를 뺏어 또 playing a game
재미로 해 둬 수백 가지 거짓말
 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet sohbet
Cevapla

Etiketler
aşık, bir, kıskanç, mısınız


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Aşık mısınız? :D GSANIL Forum Oyunları 1201 28 Mayıs 2024 14:31
Kıskanç Mısınız ? Sır IF Anketler 60 04 Mayıs 2024 23:07
Aşık Mısınız? Ein IF Anket Arşivi 21 15 Temmuz 2012 23:31
Takıntılı bir aşık mısınız? Sue Ruh Sağlığı 1 18 Mayıs 2012 21:29
Çok Fena Yoksa Siz De Kıskanç Mısınız? Ezgi Kişisel Gelişim 0 11 Kasım 2011 20:37