ağustos mevsimi gibi yaşamak Yazan; Aybarss 23 Ağustos 2024, 16:26
Şöyle bir akşam üstü oturmalı bir denizin kumsalına, dalga sesleri vururken kıyıya.. Ayakların ıslanmalı gök yüzünün hafif karartısında.. Gün batımı düşmeli gözlerinin bebeğine , nefesini denizin iyotlu havasıyla doldurmalısın , saatler geçmeli yıldızlar çıkmalı.Tek tek süzmelisin onları hele şu ayın parlaklığı ve ışıltısına ne demeli, tam da denizin üzerine vuran ışığı yansıyor avuçlarında .. Maziden gelen bir gök kuşağı gibi perde perde renkler, ağustos böceklerinin yan ormandan gelen sesleri gecede yankılanan seslerden biri ,bir diğeri ise dalga sesleri.Biraz için üşümeli , hayatından geçenlerin soğukluğu gibi içine üşütmeli ..Ufka baktığında ise geleceğin gibi görünmez bir karanlık ,kızıllık gitmiş artık sanki gün batmış çoktan.Sabahını beklerken gecenin aymaz renginin ılık rüzgarlarını seher yelinde karşılamalı, yüzüne vuran gerçeklikler gibi sert sert okşamalı saçlarını, ansızın gelen güzellikler öncesinde. Sonra tekrar gün ışımalı bir devir daimin simgesi gibi 24 saatte bir doğan güneşin sıcaklığı sarmalı her yerini, şimdi tekrar ayağa kalkıp uzaklaşmalı kumsaldan.İlerdeki yürüyüş yoluna paralel denizin kıyı şeridinde, ama yalnız yürümeli yolda denk gelişlere dikkat etmeli, Her elini uzatana vermemelisin elini. nasıl ki gün doğdu batacak yine sahilde imbat.. Ah binsem bir yelkenliye açılsam uzaklara derken gözün kesmiyor artık dalgalarla boğuşmaya ..
Dalgalarla boğuşmak olur da yanında durmalı mürettebat, geminin tek kaptanı olur gerisi mürettebat , kalbin tek sahibi olur gerisi teferruat.. ne teferruat kaldı ne mürettebat, kalırsın yalnız sek bir su gibi sade ve sadece sen.. Öyle değil mi zaten özeti hayatın ; Tek geldin tek gideceksin işte.. |