IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  digitalpanel

Etiketlenen Kullanıcılar

1Beğeni(ler)
  • 1 Post By Zen

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 18 Mayıs 2013, 20:49   #1
Zen
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Aşkın gözü neden kördür?




İnsan sevince aklı ve kalbi arasında sıkışır kalır. Bir yandan dünyanın en güzel çaresizliğini yaşarken, bir yandan da hayallerinin gerçekleşmesi ihtimaliyle gülümser. Artık kişinin hayatı aldığı nefeslerin toplamı değil, nefesini kesen anların toplamıdır...




Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir.


Aşk deneyimini yaşamak, hiç kimsenin kaçamadığı ve hayatının bir bölümünde mutlaka karşılaşıp kendi olmaktan vazgeçtiği bir kaderdir, kederdir. Aşk uyarılma ile başlar. İnsan, kabuğuna çekilmiş kaplumbağa misali, dış bir etken olan yoğun duygular tarafından dürtülerek uyanır. Aslında çok derinlerinde hissedilen arzunun ve eksiklik hissinin karşılanma ihtiyacıyla, insan gelecek olanın aşk olduğunu bilemeden, bilinçsiz bir şekilde uyanmayı bekler. Bu nedenle aşk, insanın çocukluktan getirdiği bütünleşme ve bir olma ihtiyacının sonucu oluşan bir duygudur aslında.

Bu durumu âşıklar şöyle tarif ederler: 'Kalp dediğin atıyor zaten, marifet ritmi değiştirebilende sevgili, yani sende, sende olan bende, bende olan sende sevgili!' Türkiye Psikoterapi ve Psikoterapistler Derneği (Psikoder))terapistleri aşkın bütünleşme ve bir olma halinin dışa vurumu olduğunu söyledi ve aşk üzerine yeni bir basın açıklaması yaptı.

İşte çarpıcı başlıklar:

Aşkın gözü neden kördür?
Denizden, köpükler içinde, boynunda incilerden bir kolye ile doğan Venüs, aşkın sembolüdür ve birçok yerde, elinde bir ayna ile kendine bakarken resmedilir.

Bu tasvirde, deniz, ayrıştırılmamış yaşam enerjisini ve keşfedilmemiş derinlikleri temsil eder. Denizin içinde tüm yaşamlar aşk yanılsamasındaki gibi bir olur. Yüzyıllardır değerli süs maddeleri arasında yer alan ve bir canlı tarafından yaratılan tek mücevher incidir. Yumuşak ve tatlı pırıltılarıyla inci, hemen her dilde güzellik, aşk, saflık, masumiyet ve yüksek değerle eşanlamlı bir sözcük olarak kullanılır. İnci, başta istiridye, tarak ve bazı midye türlerinin içinde oluşur.

Bunlar denizlerde yaşayan yumuşakçalar sınıfından kabuklu canlılardır. İşte, bu canlılar yumuşak vücutları içine giren yabancı bir maddenin zararsız duruma getirilmesi için çevrelerinde kılıflar oluşmaya başlarlar. Böylece soyutlanan yabancı madde zamanla kalınlaşır ve çeşitli katmanlarla yuvarlak bir biçim alır. Daha çok istiridyenin içinde gelişen bu kat kat kılıflar sedef katmanlarıdır. İnci bu katmanların tümünün küresel bir biçimde oluşmasıdır. Aşkta aynı inci gibi katmaları gibi oluşur, bir başkası ve ona ait olan duygular yabancı bir madde gibi insanın ruhuna girer ve zamanla değerli ve vazgeçilmez olur. Âşıklar birbirlerinin gözlerinin aynasında kendilerini görürler, eksik parçalarını bulurlar, denizin ayrıştırılmamış yaşam gücü gibi, ayrışmış ruhlarını bütünleştirmek isterler, farklı bir dünyayı fark ederler. Bu fark ediş inci gibi bir parıltılıdır ve gözü kör eder.

Bu nedenle "Aşkın gözü kördür!" derler. İncinin renk ve parlaklığı alttaki katmanların ışığı yansıtma ve kırmasıyla oluşan ilginç bir olaydır. Nasıl ki bir incinin değeri göz alıcı doğal pırıltılarının yanı sıra kendine özgü değeriyle ölçülüyorsa, aşkın değeri de âşıkların kendi değerleriyle ve gözlerindeki parıltılarla ölçülür.

Nasıl ki bir incinin değeri ışığı yansıtmasının yanı sıra şeklinin düzlüğüyle ölçülüyorsa, aşkların değeri de âşıkların karakterlerinin düzgünlükleriyle ölçülür. Nasıl ki incinin rengi istiridyenin cinsine, suyun içirdiği tuzun niteliğine, suyun derinlik ve ısı derecesine bağlıysa, aşkların rengi de âşıkların derinliklerine bağlıdır. Nasıl ki inci genellikle beyaz, fildişi, pembe ya da açık gül renginde, mavimsi hatta siyah olabiliyorsa, aşkta rengârenktir ama en çok kırmızı ve türkuazdır. Nasıl ki, değerli inci için istiridyenin kabuğunun iç yüzeyini kaplayan sedef tabakasının parlak, düzgün ve temiz renkli olması gerekiyorsa, aşkın kalitesi için de âşıkların saf ve masum olması gerekiyor. Bu nedenle âşık olmanın dayanılmaz bir ağırlığı vardır.

Yalancı aşkları gerçek aşklardan ayırmak gerekiyor...
Mevlana'ya sormuşlar "Sevgili" nasıl olmalı?" diye; 'Sevilecek biri olmadığı zamanlarda bile seni sevmeli. Sarılacak biri olmadığı zamanlarda bile sana sarılmalı, Dayanılmaz olduğun zamanlarda bile sana dayanmalı" demiş...

Mevlana gerçek aşkı tarif etmiş. "Bu gece meltem gibi es yüreğime, ay ışığı vursun bensiz titreyen tenine, mehtap sarılırken çaresizce kadehime, sen de kana kana iç şerefime!" dedirten gerçek aşk, gerçek inci gibidir; "Seni seviyorum, kalbim sende emanet, ona iyi bak!" demektir.

Yalancı aşk ise kültür incisi gibidir. Japonlar 1800 yıllarda istiridyeden daha çok ve daha ucuz inci elde etmenin yollarını geliştirmeye giriştiler. Bugün tüketim toplumunun bir yansıması olarak kültür incisi üretimi Japonya'da büyük bir sanayi durumuna geldi. Kültür incisi elde etmek için ufak ve yuvarlak bir sedef parçası canlı istiridyenin içine yerleştiriliyor. Sonra bunlar dibe serili ağdan yataklar üzerine indirilerek orada 3-5 yıl süreyle bırakılıyor. Böylece istiridye içinde oluşan inciler hem sayı bakımından çok oluyor hem de kısa sürede oluşuyor ama gerçek inciler kadar değerli olmuyorlar ve bunların iyileri gerçek incilerden ancak deneyimli gözler tarafından ayırt edilebiliyor. Şimdiki aşklarda kültür incisi gibi olmaya başladı. Sanal âlemde, barlarda veya cafelerde başlayan yakınlaşmalar aşk olarak görülüyor ve yalancı aşklar dışarıdan gerçek aşk gibi görünebiliyor. Gerçek aşk gönül işiyken yalancı aşk akıl işidir. Şems-i Tebrizi bu durumu şöyle anlatır: 'Sanmayasın ki aşk akıl işidir, gül ki her gönlün mürşididir, kimini kokusuyla şad eder, kimini de dikeniyle irşad eder! Mevlana ise aşkın önce yüreğe düşmesi gerektiğini söyler ve Aşk-ı zikretmek için söz dudağa gelmeden önce cemre gibi yüreğe düşmelidir!'der. Bu nedenle gerçek aşkla yalancı aşkı birbirinden ayırmak gerekiyor.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet sohbet
Alt 18 Mayıs 2013, 21:51   #2
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Cevap: Aşkın gözü neden kördür?




Sevdiğin zaman karşındaki insana öyle bir gözle bakıyorsun seni kırsada, üzsede katlanıyorsun vazgeçemiyorsun. Taki ayrılıp aradan zaman geçince ben neler yapmışım diyorusun.

Aşk garip bir duygu.

 
Alıntı ile Cevapla

Cevapla

Etiketler
aşkın, gözü, kördür, neden


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Aşkın gözü kördür cLaS Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 0 11 Temmuz 2012 00:37
Aşkın gözü kördür.. мσяρнєυѕ Aşk ve Sevgi Köşesi 1 15 Aralık 2010 06:39
Aşkın Gözü Kördür Süslü Aşk ve Sevgi Köşesi 2 18 Nisan 2008 14:09
aŞkın Gözü Kördür..... ^^İremCe^^ Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler 0 28 Temmuz 2007 09:46