IRCForumları - IRC ve mIRC Kullanıcılarının Buluşma Noktası
  digitalpanel

Etiketlenen Kullanıcılar

1Beğeni(ler)
  • 1 Post By Lady

Yeni Konu aç Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 17 Ağustos 2012, 14:39   #1
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0)
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Eşler arasındaki 10 önemli iletişim hatası




1- Yıkıcı eleştiriler yapmak
Sorunlu çiftler genellikle birbirlerini suçlama ve eleştirme eğiliminde olan eşlerden oluşur. Burada eşler yalnızca birbirlerinin olumsuz yönlerine odaklanmakla yetinmemekte, ayrıca ilişkilerinde yaşadıkları olumsuzluklardan birbirlerini sorumlu tutmaktadır. Özetle, seçici bir algılama ile olumlular göz ardı edilmekte ve olumsuzlar yıkıcı ve tekrarlayıcı bir biçimde dile getirilmektedir. Örnek:

“Zaten bana ayıracak vaktin hiç olmadı ki. Hep işin vardır.”
“Seks ihtiyacı duyduğun zamanlar dışında bana yakınlaştığını görmedim.”
“Bana bir kez olsun ‘günün nasıl geçti?’ diye sormadın.”
“Sosyal ortamlarda ne zaman biriyle konuşsam hemen kıskanır ve kızarsın.”

Oysa yıkıcı eleştirilerin yapıcıya, olumsuzların ise olumluya dönüştürülerek ifade edilebilmesi mümkündür.

“Bana daha çok vakit ayırabilmeni isterdim.”
“Seks sırasında olduğu gibi seks dışındaki zamanlarda da yakın olmana ve şefkat göstermene ihtiyacım var.”
“Eve gelince bana daha çok zaman ayırabilmeni isterdim.”
“Bana daha çok güvenmeni ve sevgini kıskançlık dışı yollarla da gösterebilmeni isterdim” gibi ne istediğini dile getiren ifadeler, ne istenmediğini dile getirenlerden daha anlamlı olacaktır.




2- Genellemeler yapmak
Tüm genellemeler (bu genelleme dahil) yanlıştır. Olumsuz genellemeler umutsuzluk, çaresizlik yaşatır, çünkü olumsuzların hep tekrarladığı ve tekrarlayacağı varsayımı üzerine kuruludur.
Örnek: “Beni her fırsatta başkalarının yanında aşağılıyorsun.”
Oysa aynı cümle, “Geçen gün Ahmet’in yanında söylediklerin beni çok utandırdı” şeklinde de ifade edilebilir ve böyle bir ifadenin dinleyiciye ulaşma şansı daha fazladır.

Daha da kötü olanı, eşlerin bazı özgül davranışlar yerine, kişiliği hedef alan genellemeler yapmalarıdır. Örnek: “Sen zaten hep böyle bencilsin.”

Birbirlerine öfkeli eşler bazen hızlarını alamayıp eleştirilerini daha da ileriye götürmekte ve birbirlerini daha çok kırmak amacıyla aileleri de işin içine alan bir üslupla genelleme yapabilmektedir.
Örnek: “Sen hep böyle bencilsin ve biliyor musun, bu özelliğini annenden almışsın!” gibi.


3- Akıl okuma ve yıkıcı niyet getirmek
Burada eşler birbirlerinin söylediklerinden çok, söylemediklerini anlamaya çalışmakta ve söylenenlerin ya da yapılanların arkasında örtük bir olumsuz niyet aramaktadırlar. Bir terapi oturumunda eşler arasında geçen şu konuşma çok ilginçtir:

Erkek: “Şu anda aklından geçenleri biliyorum ve bu nedenle söylemek istediğim şeyleri söylemekten vazgeçtim.”
Kadın: “Yanılıyorsun. Senin aklımdan geçirdiğimi zannettiğin şeyler benim aklımdan geçenler değil. Asıl ben senin aklından neler geçtiğini biliyorum.”
Terapist: “Her ikinizin de birbirinizin aklından geçenleri okumak gibi özel bir yetenekle donatılmış olduğunu anlıyorum. Ancak lütfen bana yardım edip, daha açık olabilir misiniz çünkü benim böyle bir yeteneğim yok.”

Söylenen ya da yapılanların arkasında örtük neden aramayla ilgili olarak şu örnekler yine bir terapi oturumundan:

Erkek: “Bunu benim iyiliğim için söylediğini belirtiyorsun ama senin esas niyetin beni aşağılamak!”
Kadın: “Bunları Dr. Mehmet Bey söylediği için yapıyorsun. O anlamasa da, ben senin bu davranışlarını sahte olduğunu ve hiçbirini içinden gelerek yapmadığını gayet iyi anlıyorum."


4- Geçmişi getirmek
Sorunlu evliliklerde eşler geçmişte yaşadıkları olumsuzlukları geride bırakmakta güçlük çekerler. Bu durum çoğu kez olumsuzlukların yalnızca geçmişte değil, halen yaşanıyor olmasından kaynaklanır. Bazen de içinde bulunulan zaman diliminde bir sorun yoktur, ancak eşlerden biri geçmişte yaşananların değersizleştirilmesi, önemsizleştirilmesi veya üzerinde yeterince konuşulmamış olmasından rahatsızlık duyuyordur. Çünkü kendisine göre haksızlığa uğramıştır, ancak kimse bu yaşantısını önemsememiştir.

Örnek: “Evliliğimizin ilk yıllarında ailenin bana yaptığı eziyete kayıtsız kalmanı asla affetmedim ve affetmeyeceğim” gibi ya da, “On beş yıldır aynı şeyleri söyleyip duruyorum, hala aynı şeyleri yapmakta ısrar ediyorsun” gibi.



5- İşi yokuşa süren ifadeler kullanmak
Sorunlu evliliklerde de olumlu değişiklikler gözlenebilir. Ancak olumlu değişiklikler yeterince önemsenmemekte, hatta gözardı edilmekte, eleştiri olumlu değişikliklere rağmen ısrarla devam etmektedir. Uzun zamandır arzuladığı davranışları nihayet sergilemeye başlayan eşine; “Şimdi çaba gösteriyorsun, ama artık çok geç, bunları on yıl önce yapmalıydın” demek işi yokuşa sürmekten öteye ne sağlayabilir ki?

Oysa olumlu değişiklikleri küçük de olsa fark edip altını çizebilmek, bu tür davranışların oluşma sıklığını artıracaktır. Ancak geçmişe yönelik öfke ve geçmişi dile getirme yönündeki ısrarcılık, bunun yapılmasına engel olur. Eğer geçmişi getirmeden bugüne odaklanmak sana çok zor gelirse, o zaman aynı mesajı şöyle de verebilirsin.

“On yıldır yapmadığın şeyleri şimdi yapıyor olduğunu görmek beni umutlandırıyor.” Böyle bir mesaj bir yandan memnuniyeti dile getirirken, diğer yandan da işi yokuşa sürmeden geçmiş sıkıntıların dile getirilmesini sağlayabilir.



6- Kendini tamamen haklı, eşini tamamen haksız konuma sokan söylemlerde bulunmak
Sorunlu evliliklerde eşler aynı tarafta ya da aynı takımda olmayı beceremediklerinden, oluşan sorunlarla ilgili birbirlerini suçlama eğilimindedirler.

Örnek: “Tüm evliliğimiz boyunca hiçbir kavgayı ben başlatmadım.”
Ya da: “Evliliğimizdeki tüm kavgaların nedeni sensin” gibi ifadeler sorunu daha da büyüten ve sorumluluk içermeyen ifadelerdir. Oysa kavga olabilmesi için en azından iki kişi olması gerekir. Karşınızdaki kişi kavga etmek istese bile siz kavgada yer almadığınız müddetçe kavga gerçekleşmeyecektir.




7- Anlamak yerine çözüm bulmaya ve çözüm önermeye yönelik girişimler
İş yerinde sıkıntılar yaşayan ve bunu eşi ile paylaşmak isteyen bir kadının, paylaşım yerine öğüt alması bana en güzel örnektir. “Sana zamanında söylemiştim, benim dediğim gibi davransaydın başına bunlar gelmezdi” ya da “Sen merak etme ben yarın gider sana bu sıkıntıyı yaşatan kişinin ifadesini alırım” şeklinde maço tutumların amaca uygun olduğunu söylemek zordur.

İletişimde amacın dinlemek, anlamak ve paylaşmak olduğu hatırlanacak olursa bu tür tutumların pek de yararlı olmayacağı kolaylıkla anlaşılabilir. Bazen insanlar çözüm bulmak için değil, yalnızca dinlenilmek ve desteklenmek için kendilerini açarlar.


8- Mantığı silah olarak kullanmak
İnsanlar boşanma oranlarının yüksekliğini biliyorlar. Ancak hem yüzde 50 fire veren bir kuruma yatırım yapıyorlar hem de bu yatırımları çok mantıklıymış gibi evliliklerinde beklentilerini mantık üzerine kuruyorlar.

“Bu isteğin için mantıklı bir neden göster”, “Ya benim söylediklerimi çürütmelisin ya da benim söylemimi kabul etmelisin” gibi ifadeler sık duyulan oldukça zorlayıcı, rahatsız edici ve duygudan yoksun söylemler oluyor. Evlilik yaşamı, iş yaşamından farklı olarak mantıksız olanı da isteyebilmek hakkını verebilmeli.

“Şu isteğin için mantıklı bir neden göster” yerine “Söylediklerin aklıma yatmasa da, çok istiyorsan bunu senin için seve seve yaparım” daha insani ve sıcak bir ifade olmaz mıydı? Eşi ile uzun zamandır romantik bir akşamın özlemini çeken ve bu amaçla güzel bir restoranda iki kişilik rezervasyon yaptıran kadına, kocasının söylediği şu sözler oldukça manidar değil mi? “Eğer önemli olan birlikte yemek yiyebilmek ise niçin yemek yemek için dışarı çıkmamızı istiyorsun? Evde yiyelim. Böylelikle tasarruf da yapmış oluruz.”


9- Sergilenen davranışlarla ilgili sorumluluk alınmadığını gösteren ifadelerde bulunmak
Sık sık eşine şiddet gösteren bir erkek danışanımın karısına söylediği şu sözü hiç unutamam: “Ben aslında sakin bir adamım. Beni kızdıran, çıldırtan, öfkelendiren sensin. Beni öfkelendirdiğin için sana saldırgan oluyorum.”

Bu örnekteki erkek hem eşine şiddet göstermekte hem de bunun sorumlusu olarak eşini görmekteydi. Oysa temel sorun kendi öfkesini kontrol edememesiydi. Kendisine, onu öfkelendiren başka ne tür yaşantılar olduğu sorulduğunda; zaman zaman trafikte de öfkelendiği, hatta bazen güçlerine bile öfkelendiğini dile getirdi. Ancak trafikte her öfkelendiğinde kavga çıkaramadığı ya da öfkelendiği polislerle kavga etmediği hatırlatıldığında öfke ile ilgili daha gerçekçi bir algı geliştirmesi kolaylaştı. “Birçok ortamda öfkemi kontrol edebildiğim halde eşime öfkelendiğimde böyle bir zahmet içine girmiyor ve şiddet gösteriyorum."



10- Eşlerden birinin öğretmen ya da terapist rolüne soyunduğunu gösteren ifadeler kullanmak
Eşlerden birinin öğretmen ya da terapist rolüne soyunması diğerini en çok rahatsız eden tutumlardan biridir. Böyle bir tutumun sempati ile karşılanmayacağı açıktır. Eşler arasında eğitim ya da deneyim farkı olduğunda daha da belirginleşen bu tutum, karşı tarafın küçümsenmesi anlamına gelir. “Senin rahatsızlığının farkındayım. Tedaviye gitmesi gereken sensin”, “Parası neyse ödeyeyim, siz onu tedavi edin Dr. Bey” ya da, “Sizin şimdi bizlere söylediğinizin aynısını ben karıma yıllardır söylüyorum” veya, “Onun sizin söylediklerinizi anladığını sanmıyorum. Ama ben buradan çıkınca onun anlaması için gereğini yapacağım” şeklindeki ifadeler kötü bir öğretmen ya da ehil olmayan bir terapist rolüne soyunmaktan öteye gitmeyecek ve dirençle karşılaşacaktır.

 
Alıntı ile Cevapla

IRCForumlari.NET Reklamlar
sohbet odaları eglen sohbet sohbet
Cevapla

Etiketler
önemli


Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir)
 

Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Eşler arasındaki kıskançlık ne ölçüde olmalıdır? NerqiS Aşk ve İlişkiler 0 29 Haziran 2019 12:54
Eşler Arasındaki Güvensizliğin Nedenleri Sanem Sağlık Köşesi 1 31 Mart 2018 14:56
Eşler Arasındaki Yemek Kültürü Farklılığı Liaaa Aile Evlilik ve Çocuklar 0 16 Şubat 2012 15:51
Ailedeki en önemli iletişim eşler arasındaki iletişimdir! pyracantha Aile Evlilik ve Çocuklar 0 14 Kasım 2011 21:30