Biz kadınların ruhu neden bu kadar acı çekme ihtiyacındadır? Hayatımıza giren ve bizi üzen adamlara aşık olmak için, beynimizin hangi bölgesinden emir alıyoruz?
Neden sorunlu, sıkıntılı, ruhsal dengesi yerinde olmayan, bizi iten, üzen, ağlatan, hatta şiddet uygulayan adamların uğruna yanıp tutuşuyoruz? Aşık olduğumuz yetmiyor gibi, peşlerinden sürüklenip, bazen bir ömrü bile uğruna feda ediyoruz!
Bunlar saplantılı ve sağlıksız ilişkiler. Yaşamın koca hikayesini, yazmadan çöpe atıyoruz. Hiç aklımıza neden böyle bir adamı sevdiğimiz sorusu gelmiyor. Öylesine gömülüyoruz ki ilişkinin içine, zaman geçtikçe aynada bile gördüğümüz o bezgin yüzümüzü yabancılamıyoruz.
Bir gün tarihe bir bakıyoruz ki, uzun yıllar geçmiş! O dengesiz adam hayatımızdan çok önce çıkıp gitmiş olsa bile, artıklarını kalbimizde bırakmış. Ruhumuz kirlenmiş, kalbimiz zedelenmiş, aklımız dengesini bozmuş. Kendi yıkıntılarımızın altında kalmışız.
Böyle de bitmez masalın sonu üstelik çünkü hayat devam eder. Karşımıza düzgün insanlar çıkar. Onları da, kendi karanlığımız yüzünden kaybederiz. Artık kimseye güvenemiyor, sevemiyor, teslim olmuyoruzdur. Artık biz de, başkaları için sorunlu hale gelmişizdir.
Geçmişin izleri hep aklımızda kazılıyken, biraz şüpheci ve paranoyak davranmaya başlarız. Hak etmeyenlere de, geçmiştekiler gibi davranırız. Aklımız başka türlüsünü almaz. Biz ilişkileri hep o kötü yanıyla hatırlarız. O yüzden hep mutsuz oluruz ve yine elimize geçen başka sorunlu adamlar olur. Böylece girdiğimiz çarkın içinde, kendimize çarpar dururuz.
Hayatınızın kontrolü bir kere başkasının eline geçmişse, bir daha o düzeni bozmak zordur. Bu yüzden, öncelikle neden hep sorunlu adamlara aşık olduğumuzu çözmemiz gerekir. Neden onu değiştirebileceğimize inanırız. Bugüne kadar başkalarının yapamadığını yaparak, egomuzu nasıl besleyeceğimizin hevesiyle mi yola çıkıyoruz? Biz öyle mükemmel kadınlarız ki, onlarca kadını geçip sonunda bizde durulacak, öyle mi? Bu yanılgı, bir ömrün üstüne çizgi çekmek demektir!
Sorunlu adamlarla birlikte olan kadınların düşünmesi gereken, kendilerindeki sorunun ne olduğudur! Bizler, kendimizle barışık olamadığımız için, kendimizde hiç sevmediğimiz yanları düzeltemediğimiz için, belki bedenimizle, belki çocukluktan kalma anılarımızla baş edemediğimiz için, bulduğumuz ilk rahatsız ve bize acı verecek adama aşık oluruz. Çünkü onu değiştirdiğimizde, kendimizi de düzeltmiş olacağımızı zannederiz.
Kendi yaralarını sarmanın yolu maalesef buradan geçmez. Bu yol sizi, daha fazla acının içine çeker. Cehennem gibi geçecek bir dönemin sözleşmesini imzalarsınız ellerinizle. Üstelik tıpkı bir girdap gibi, çırpındıkça daha çok batarsınız.
Gün gelir, o sevdiğinizi sandığınız adamlar tarafından terk edilirsiniz; sonra yıllarımı verdim diye ağlarsınız. Ancak iş işten geçmiştir! Sorunlu erkekleri düzeltemezsiniz, boşuna uğraşmayın. Zaten bu sizin becerebileceğiniz bir şey değildir. Psikolojinin ve psikiyatrinin ilgi alanına girer.
Sürekli yanlış adamlara rastladığını düşünen ve kendini şanssız olarak nitelendirenlerdenseniz, kendinizle acil olarak bir yüzleşme yapmanız gerekir. Söylenen her yalana inanarak, yapılan tüm hareketleri sineye çekerek, yanlış insanla bir ilişkiyi devam ettirmek hususunda ısrar ederek, bütün olayı kendinizin başlattığını anlamalısınız. Tanıştığınızda da sorunlu olan bu adamlar, size aşık olup son nefeslerine kadar ellerinizi tutarak yaşamayacaklar. Bu yanlış inançtan kurtulun. Yoksa, bir gün elinizde tuttuğunuz tek şey, kötü anılarınız olacaktır…