![]() |
![]() |
|
![]() | #1 | |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Trabzon yöresine ait Kelimeler & Anlamları Cağnımm memleketimi temsilen; -A- Abraş: İri yarı,biçimsiz. Aboskal: Bir işe ilk başlanılan yer. Acer: Pek yeni. Aftoz: Yar Afkurmak: Havlamak, boş konuşmak Ağu: Zehir. Ahan: İşte. Ahbin: Hayvan gübresi. Ahır: Hayvanların barındıkları yer. Ahlil: Hamsi kılçığı. Alaf: Hayvan yiyeceği. Alemira: Kendir yumağı. Alemit: Çıkrık. Anaç: Büyümüş, kemale ermiş Anaba: Fasulye,bakla. Ander: Uğursuz. Andon: Anlayışsız, kalın kafalı. Angona: Zararsız küçük yılan. Ankmak: Bahsetmek, anmak. Arahana: Örümcek. Arık: Zayıf,cılız. Arogop: Yeni büyüyen mısırın kurusu. Arkuri: Çapraz, yanlamasına tersine giden yol. Astos: Tembel. Aşana: Kiler. Ateşluk: Evin içindeki ocak. Avanak: Aptal,zavallı. Avlu: Evin kapı önü. Avuz (Ağuz): Yeni yavrulamış ineğin sütünden elde edilen madde. Ayan: Açık hava. -B- Bafficca: Kurutulmuş fasulyenin Bakraç: Küçük kalaylı kap. Bakuze: Buğday unu ile yapılan keşkül benzeri tatlı. Bali:İneğin ahırda bağlandığı kazık. Banfi: İneklerin bağlandığı yer. Banoforti:Yük taşırken sırta alınan örtü. Bardi: Çakal. Basal: Otlayan hayvanları yere bağlamak için yere çakılan kazık. Becit: Acele Bedila: Altı düz yassı sepet Bel: Tarlayı derin kazmak için kullanılan çift ayaklı alet. Bet: Kötü. Beydava: Bedava Beydua: Beddua Beygana: Nine, büyükana Bezergenaşi: Fasulye turşusunun mısır ekmeği ile karıştırılması. Biçkı: Hızar. Bile: Birlikte, beraber. Bilegi: Ekmek pişirmek için yapılan içi oyulmuş taş tepsi. Bilema: Az, bir damla. Bişe: Bir şey. Bolaki: Umarım, belki, bu olur ki. Bulama: Yeni doğmuş ineğin sütünden yapılan süt tatlısı. Buldur: Geçen yıl. Buli: Civciv. Buzak: İnek yavrusu. kabuğuyla yapılan yemek. -C-Ç- Cabula: Ayakkabı. Cağna: Yengeç. Cağra: Yün eğirme aleti. Cahavel: Çalı süpürgesi. Caleps: Başaklama. Cameş: Manda. Carambula: Ağustos böceği. Carcara: Corar böceği. Cavuklamak: Tırmalamak. Cazi: Cadı. Cazu: Cadı. Cel (celi-seli): Mısır sapı. Celeb: Hayvan satın alıp kesen, kasap. Ceryan: Elektrik. Cibur: Ufak ,tefek. Cicil: Toprak solucanı. Cifin: Çalı çiçeği. Ciniviz: Açıkgöz, cin gibi. Cirihta: Yağda kızartılan çörek. Cisa: Kuş Ciya: Kıvılcım. Cordak: Evde yiyeceklerin konduğu oda. Cubuş: Meyve koçanı, fındığın üzerindeki yeşil kabuk. Cuhna: Tutan yemeğin dibi. Cumuklamak: Cimdiklemek. Cumur (Sumur): Mısır ekmeği, tereyağı ile yapılan yemek. Curan: Diken. Çakraç: El kumandalı mikser. Çalakop: Orağın büyük ve ucu düz olanı. Çalımat: Toplanan bitkinin geri kalan kısmı. Çarık: Deriden yapılan ayakkabı. Çaynık: Demlik, çaydanlık. Çenge: Çene. Çeper: Tarlanın etrafındaki parmaklık. Çifte: Ev ile çatı arasındaki bölüm. Çivit: Çekirdek. Çiyan: Kertenkele. Çomber: Yazma, eşarp, çember. Çor: Zehir, zıkkım. -D- Dağar: Beşik lazımlığı. Dardağan: Dağınık. Delim (denim): Sefer, dönüm. Dink: Çay öğütme değirmeni. Direni: Tavan arası. Dolaylık: Bele sarılan önlük. -E- Ebisoy: Öbür türlü. Ehya: Koku, reyiha. Eniş: İniş. Entare: Elbise, fistan. Eslek: Uysal. Esse: Doğru, sahi, essah. Evlek: Su yolu, hendek. Evza: Kibrit. -F- Façiya: Ateş,kıvılcım. Fafatora (farfara): Kelebek. Fanila: İç giysi. Fecar: Çubuk sepeti. Feli: Kabağın kare,dikdörtgen şeklinde dilimlenmesi. Ferik: Genç tavuk. Fermane: İşlemeli kadın yeleği. Firahtı: Tarlaların etrafındaki basit parmaklık, çit. Firfilika: Yemekleri karıştırıcı, fırıldak. Firildak: Firfilo: Hafif rüzgar. Fistan: Kadın elbisesi. Fitra: Mısırın küçüğü. Fodiya: Gaz lambası. Fodul: Fitne. Fol: Kümes hayvanlarının yumurtladığı yer. Folil (folit): Kabak ocağı. Folos: Çürük.Ekini çapalama. Foman: Sepetin yapıldığı fındık çubukları. Forotika: Kendirin işlenmiş hali, İnce şeffaf bez. Foter: Büyük şapka. Fuçi: Fındığın yeşil dış kabuğu. Fuduş: İneğin sütünden kesilmesi. Fufut: Vücutta oluşan sivilceler. Furno: Kurbağa. Fuska: Böğürtlen.Patlamış mısır. Fuşki: Pislik. Fuştul: Telaş. Futuş: Fındığın yeşil dış kabuğu. -G- Gaban: Yamaç. Gadak: Manda yavrusu. Gağar: Baykuş. Galadiza: Taze mısır. Gavut: Buğday , arpa ve çivitten elde edilen kavrulmuş un. Gaybana: Menfur şey. Gazel: Yaprak Gazel: Yaprak. Gebre: Gübre. Gerdel: İneklerin yemlendiği tahtadan yapılan kova. Gobel: Yaramaz haylaz çocuk, fırlama. Golit: Sümüklü böcek. Gorbagor: Uğursuz (kadınlar için) Gordil: Düğüm. Gorgot: Mısır tanelerinin parçalanmışı. Gosva: Kara tavuk. Govit: Kaya balığı Gudal: Ucu çatallı çorba çırpıcı. Guduk: Uc ,gaga. Gugara: Meyve fındık dalı eğmeğe yarayan ucu eğri odun. Gugu: Öten bir kuş. Gugul: Otların toplanmış hali. Gugula: Fes külah. Guguvaga: Mantar. Gumuş: Dikenli kestane kozası. Guyusma: Feryat etmek,bağırmak. Ğarğarizma: Feryat etmek, bağırmak. Ğezep: Yaramaz baş belası, bela, gazap Ğuliya: Lahana yemeği. -H- Hacabur: Yemek . Haçan: Madem ki, ne zaman ki. Hafis: Ham meyva. Hakket: Hakikaten. Halaz: Dolu. Halt Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. ayburt’un Haldizen yaylasından olan. Hamarat: Çalışkan. Hamayil: Muska. Hamucara: Çilek (dağ çileği). Handoşer: Kirpi. Hanega: Eski evlerde, yayla evlerinde kiler. Hanecik. Hapşikol: Bir çeşit hamsili mısır ekmeği. Hars: Fasulye salatalık yetiştirmekte kullanılan sırık. Hartama: İnce çatı tahtası. Has: İyi. Haşıl: Kavrulmuş buğday unundan bir tür tatlı. Haşimdi: Hemen. Hatal: Eski. Hatika: Tahta balkon. Hatofolluk: Çöplük. Havan: Sarmİsak döveceği. Haviz: Mısır unu ile yapılan bir yemek. Hayat: Evin salonu. Hela: Tuvalet. Hemençe: Bir çeşit çanta (yöresel). Herek: Fasulye salatalık yetiştirmekte kullanılan sırık. Hers: Öfke, hİrs. Hılıca: Pişmemiş, taze mısır. Hızan: Kötü, çirkin. Hirli: Arlı uslu. Hohol: Toz,böcek. Hohor: Baykuş Holovşera: Kertenkele. Hoşot: Mısırın dış kabuğu. Hubuç: Fındığın yeşil kabuğu. Hurtul: Pırtlak. -İ- İbrik: Su kabı (kulplu). İdare Lambası: Gaz lambası. İfteri: Eğrelti otu. İğriz: Araziyi çabalamak derin kazmak. İskele: Merdiven. İstemli: Büyük gügüm. İşkebit: Eşek arısı. İşkilo: Köpek. -K- Kafeka: Küçük güğüm. Kaful: Bitki ya da ağaç demeti. Kâhan: Mısırlar büyüdükden sonra yapılan ayıklama, çapalama. Kalander: Ocak ayı. Kalega: Küçük dana. Kalif: Küçük kulûbe. Kambol: Kaburka kemiği. Kapisal: Değirmenin küçük kanalı. Kapot: Palto. Karaymiş: Kara yemiş. Karnes: Bir çeşit ot. Kartol: Patates. Kaşıkçı: Kuyruklu kurbağa yavrusu. Katma: İplik. Katoful: Eşik, dış kapı eşiği (kadefor). Kaviya: Odunların üst üste dizilmesi. Kavran: Yağ, peynir saklamak için tahtadan yapılan kap. Kayde vurmak: Besteli söz söylemek, birini kaale almamak. Kayde: Şarkınİn bestesi. Kaygana: Un ve hamsiden yapılan çörek. Kele (koyle): Bit. Kemre: Sığır gübresi. Kenef: Tuvalet. Kerenti: Tırpan. Kertel: İneğin yalak kabı. Keşan: Başa omuzlara örtülen yöresel atkı. Kıraça: İstavrit balığının incesi. Kıran: Karşı tepe. Kırga (virga): Bir tür çapa. Kıylı:Tepsi. Kiremül: Ocak zinciri (askısı). Kirika: Oyuncak. Kitipiyoz: Cimri. Kofi: Lahana sapı. Kofin: Kuru yaprak taşıma sepeti. Koğlil: Salyankoz,kokle. Kokla: Dantel yumağı. Kokoca: Böcek. Kolendar: Bağırsak. Koliva: Suda pişirilmiş taze mısır. Kolof: Buğday unundan yapılan küçük ev ekmeği . Kolof: Pidenin biraz kalını. Kom: Mezra,dağ evi. Komri: İskemle. Kopça: Düğme. Korkoç: Mısır tanesi. Korop: Küçük kulûbe. Koruk: Orman. Korz: Tahtadan yapılan oturak. Kosi: Kuluçkaya yatmak. Kot: 5 kiloluk ölçü. Kotol: Küt. Kovelik: Salyangoz. Kösre: Bilevi aracı. Kuba: Bardak. Kubli: Asma kilİt. Kuful: Meyvelerin çekirdeklerinin bulunduğu kısım. Kufur: Kalın odun parçası. Kukar: Ucu eğri dal eğmeye yarar. Kukul: Yığın tepesi. Kumul: Bir araya getirip toplamak, toprak yığını. Kumuş: Dikenli kestane kabuğu. Kunuba: Küçük sinek. Kurum: Kibir gösteriş. Kurun: Peynir kabı (tahtadan). Kurut: Yoğurtla yapılmış sert peynir. Kusina: Fırınlı soba. Kutliga: Hıçkırık. Kutur: Mısırın ufalandıktan sonraki odunsu kısmı. Kuymak: Yemek, mİsİr unu, peynir ve yağla yapİlan yöresel yemek. Kuyus: Bağırma. Kuyutça (kuvitça): Küçük el sepeti. Küfür: Kötü söz. Külfet: Ev halkı. Küspe: Sığır yemi. -L- Lahmi: Köpeğin yediği kab Lahre: Sini altı Lahtura: Gevşek insan Laluş: Lal olan Lapa: Mısır unundan yemek Lavuz: Mısır Layinka: Salıncak Lazut: Mısır Leğen: Çamaşır yıkanılan tekne Lenger: Büyük kap Libas : Elbise Ligarba: Ormanda yetişen bir çeşit meyve Lobiya: Fasulye Lodor: Ucuna torba bağlanıp meyve toplamaya yarar. Lori: Kabağın dikine bölünmesi -M- Maçot: Beceriksiz , sakat Makoç: Mekik Malez: Sütten yapılan kabak yemeği Mamula: Diken meyvesi Mança: Çorba Maneya: Is, kül Maraz: Hastalık Martin: Tüfek Maşraba: Plastik su kabı Mayhoş: Ekşi Mazudal: Yabani ifteri Merek: Otların konulduğu yer Mertek: Çit Mezere: Yayla, küçük ev, köyden yukarıda ikinci ev. Mıh: Çivi Mıhlama: Peynir, yağ,un yemeği Mile: Misket, bilye Mintan: Gömlek Minzi: Taze peynir, çökelek Mirmiga: Karınca Miyanci: Görücü Mizmilak: Diken Momol: Küçük böcek, toz Morodiya: Hamsi, pazı, pırasa, patates, soğandan kiremit ve tepside yapılan yemek Mucurum: Felçli, beceriksiz Munzur: Ağız burun bölgesi Musubet: Baş belası Muşi: Hayvanların ayakları Muşmul: Yeni dünya meyvesi Muşmula: Zerdali, yeni dünya Muzur: Meraklı, yaramaz, maraz çıkaran. -N- Naçak: Küçük balta Nahır: Sürü Namazgah: Seccade Nanay: Akılsız Nemrut: Hain Nife: Gelin Nuzul: Felç -O- Ocak: Şömine Oflan: Raf Ofurmak: Üflemek
__________________ kar havası gibisin dışarda, içimde elmanın dişlenişi. | |
| ![]() |
![]() |
Etiketler |
kelimeler, trabzon, yöre |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Türkçe kelimeler ve anlamları [P] | Zen | Sözlük | 0 | 05 Aralık 2012 19:59 |
Türkçe kelimeler ve anlamları [O-Ö] | Zen | Sözlük | 0 | 05 Aralık 2012 19:58 |
Türkçe kelimeler ve anlamları [Ç] | Zen | Sözlük | 0 | 05 Aralık 2012 19:37 |
Kelimeler ve bilinmeyen anlamları. | Zeynep | IF Ekstra | 2 | 01 Aralık 2010 00:13 |