04 Mayıs 2013, 13:47 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Sivas'ın Yöresel Kelimeleri Sivas'ın Yöresel Kelimeleri Abrası olmak : Bir sıkıntının üstüne sıkıntı gelmek Ağartı : Süt, yoğurt gibi yiyecekler Ağlenmek : Araba için: durmak, eğlenmek Aleşmek : Bir yerde oturmak, yerleşmek, durmak Ahıldane : Herkese akıl veren, bilgiçlik satan Ahraz : Dilsiz Aktarmak : Sacın üzerinde yufkayı döndermek, pişirmek Alayı : Hepsi, tümü Al karısı : Lohusalara geldiğine inanılan efsanevi yaratık Anışdırmak : Anlaşılması için dolaylı yoldan hatırlatmak Arık : Zayıf Arlanmak : Utanmak Atlı : Edepsiz Avgun : Su taksimatının yapıldığı oyuk taş Avkalamak : Elleri ile sarsmak Avuz : Memeli hayvanın doğum sonrası ilk sütü Ayıtlamak : Ayıklamak Aynı gelmek : Mektubun cevabı gelmek Ayrıksı : Uyumsuz Azınsımak : Az bulmak, yeterli bulmamak Babalanmak : Zıkkımlanmak anlamında yemek Bacılık : Ahret kardeşliği Bad : İnce bulgurla yapılan etli dolma içi Bağdaş kurmak : Bacaklarını dizden bükerek altına alıp oturmak Batal : İri, büyük Bayah, bayahtan : Az önce, demin Bekitmek : Sağlamlaştırmak, tutturmak Beslek : Hizmetçi, besleme Bezirgân pilavı : İçine soğan, yağ, kıyma konularak yapılan bulgur pilavı Bezmek : Usanmak Belemek : Çocuğu kundaklamak Bıldır : Geçen yıl Bibi : Hala Bir cimcik : Bir fiske tuz için kullanılır. Çok ufak tefek insana da denir. Bir goşam : İki avuç dolusu Bişgel : Çabuk pişen yiyecek veya iyi pişmiş yemek Bişirim : Pişirim. Pişirmelik kadar olan, bir pişirim gibi Bun : Bunalma hali, sıkıntı Burunlamak : Kıymet vermemek Büngüldemek : Kaynamak Cambaz : Hayvan alıp satan kimse Camuz : Manda Can leğeni : İçinde ölü yemeği yapılan büyük leğen Cazı : Suratsız, geçimsiz ve kötülük yapan kadın Ceht : Bir şeyi yapmaya kararlı olma Cingan : çingene Ciyiş : Yakın akraba veya komşu yaşlı kadın Cıbır : Yoksul, parasız Culuk : Hindi Cücük : Civciv Çalınmak : Bir şeyi etrafta acele ile aramak Çeç : Savrulan samandan ayrılmış buğday yığını Çecik : Tülbenti başın etrafına sararak bağlama tarzı Çemkürmek :Azarlamak, saygısız konuşmak. Küçük köpeğin havlaması Çemrenmek : Paçaları sıvamak Çepük : Alkış Çelpeşük : Çalpak iş, karışık, dolaşık Çevrüntü : Elekte ortada toplanan ot tohumu, saman ve toprak Çığırmak : Çağırmak, türkü söylemek Çığrık : Çıkrık, eskiden yün eğirmek için kullanılan araç. Çıngı : Kıvılcım Çıtlatmak : Bir şeyi üstü kapalı anlatmaya çalışmak. Çimmek : Yıkanmak Çir : Ekşi kaysı kurusu Çor : Hastalık, dert Çöçelenmek : Konuşamamak, bir iş yapamamak Çöğlenmek : Bir tarafı eğilip devrilmek Çördük : Küçük yabani armut Çullu : Varlıklı Çulsuz : Fakir, berduş Dadanmak : Alışmak Dalamuk : İnce yapılı, narin Darazımak : Elbisenin dikiş yerinden eskiyerek incelmesi ve açılması Darıkmak : Darda kalmak Dartılmak : Kibirlenmek. Dartıla dartıla iş görmek: Yavaş ve salınarak iş görmek Dayak : Destek Deli depek : Dengesiz insan Dene : Dane, buğday Depme : Yünden dokunmuş büyük un çuvalı Devlik görmek : Kış hazırlığı yapmak Devrisi gün : Ertesi gün Dındıklamak : Fazla incelemek Dilmek : İnce doğramak Dinelmek : Ayakta durmak Dingildemek : Oynamak Dirliksiz : Geçimsiz Dolak : Başa veya dize dolanan uzun yün örgüsü. Donak : Giyim, kuşam, süs Donanmak : Giyinmek Döşürmek : Toplamak Döşürüksüz : Tertipsiz, iş bilmeyen kadın Dulda : Güneş ve rüzgâr etkisinden korunan yer Duluk : Yanak Düğülcek : Bulgurun en ince kısmı. Çorbası yapılır Düremeç : Ekmek arasına peynirvb. Konularak hazırlanan yiyecek Düve : Bir yaşındaki inek Düven : Döğen. Biçilmiş ekinleri sürmek için kullanılan altına çakmak taşları konulmuş ve öküzler tarafından çekilen tahta. Düzayak : Merdiveni olmayan, bir katlı ev. Eccük : Azıcık Eğin : Sırt Eke toka : Bilmiş, büyümüş Ekis nükte yapmak : Alaycı ve kırıcı konuşmak Eksük görmek : Evin ihtiyacını veya evlenecek kızın ihtiyacını almak Ekti oğlak : Anası ölen yavru başka bir hayvana alıştırılırsa bu yavruya denir. Elçim : Yün tararken, bir taramalık için ele alınan yün. Elleşmek : İlişmek Em : Merhem, ilaç Eme : Babanın kız kardeşi Emiceklik vermek : Umut vermek, güvendirmek Evme : Acele etmek Erinmek : Üşenmek Farfara : Çok konuşan, ağzı kalabalık Fing atmak : Ordan oraya durmadan gitmek Firik : Sapıyla yakılan Buğday başağının pişen daneleri Farımak : Yaşlanmak, kocamak Fetil : Taze yemek için yapılan kalın yufka ekmeği Gabala : Toptan Gadinge : Yenge. Amca, dayı veya yakınların eşleri Gamga : Odun parçası. Garametli : Talihsiz, kadersiz Geçmiş : ihtiyarlamış, kocamış. Helva için: fazla kavrulmuş Gelberi : Tandırdan kül çekmeye yarayan demirden alet Gejgere : İki kollu küçük sedye Gevşemek : Geviş getirmek Gicişmek : Kaşınmak Gıdik : Keçi yavrusu Gılik : Ortası delik ekmek Görümcağız : Küçük görümce Gursaklı : Kursaklı, izzet-i nefisli, gururlu Gübür : Çöp, pislik Gümen : Şüphe, bilinmeyen Gümenli : Hamile Güvermek : Otlar için: yeşermek. Bir yere çarpma sonucu vücudun morarması Güvertme : Ufak çocuklarda çıkan küçük çıban Harar : Yünden dokunmuş çuval Hasput : Kağnı tekeri Hasuda : Aside. Un, yağ, şeker ve su ile yapılan hafif bir tatlı Havflenmek : Korkmak Hayvah : Eyvah Hedik : Haşlanmış buğday. Diş hediği: Diş buğdayı Helki : Su kovası Herslenmek : Hırslanmak, kızmak Hırtlak : Gırtlak Hızan : Yoksul Horam : Bir elin kavrayacağı ot Hozan : Ekin biçildikten sonra tarlada kalan kısmı Ihmak : Çökmek Ismarıç : Başkası için alınacak şey, sipariş İki tek : Az İleğen : Leğen İndiriş etmemek : Tenezzül etmemek İskemi : Sandalye İşkillenmek : Şüphelenmek İşmar : Göz kırpma, işaret İt dirseği : Arpacık Ivga vermek : Kışkırtmak İyeşmek : Sürtüşmek, zıt gitmek Kanatlı : Evin iki yana açılan sokak kapısı Kanayak : Kadın Kanlı : Katil Karış : Beddua Karmak : Arkasından konuşmak Kârınsıma : Kâr sayma Katık : Ayran Kavramak : El ile ekin yolmak Kavum hısım : Akrabalar Kavurma herlesi : Unu yağda hafif kavurup, tuz ve su konularak yapılan çorba Kaygana : Koyuca yapılan yumurta herlesinin yağda kızartılmasıyla hazırlanan yiyecek Keçe delen : Çok kuvvetli ve devamlı yağan yağmur Kehle : Bit Kelecoş : Peskütan ile yapılan bir çeşit koyuca çorba Kelik : Eski ayakkabı Kemçük : Dişsiz Kenger : Sütünden sakız yapılan ot Kesek : Tarlada iri ve sert olan toprak parçası Kesmük : Savurma sırasında buğdayla karışık olan saman Keşik : Sıra Kete : İçine kavrulmuş un konularak yapılan yağlı börek Kıyımsız : Cimri Kızıllanmak : Kıskanmak Kızı olacağı : Üvey kızı Kivra : Kirve, sünnet babası Kor (Kör) : Çukur, mezar Kömbe : Eskiden külde pişirilen yağlı kalın çörek Köp : Kağnının, öküzlerin kuyruklarının altına gelen kısmı Köremez : Süt yoğurt karışımı bir yiyecek Kötülemek : Sağlığı bozulmak, hastalanmak Közlemek : Ateşte kızartmak Kurcalamak : Karıştırmak Kuşhana : Ağzı kapaklı, büyük bakır sahan Küflet : Ev halkı, külfet Kürük : Eşek yavrusu Mahana : Bahane Malamat : Etrafa rezil olmak Mısmıl : İyi, temiz Mundar : Murdar. Pis, temiz olmayan Mundar etmek : Bir şeyi ziyan etmek, bozmak Müzevir : Fitneci Nâlet : Lânet Natır : Kadınlar hamamında hizmet eden kadın görevli Nekes : Cimri Nemârek : Neyime gerek Nemrut : Asık suratlı, çehresiz Nörüyon : Ne (iş) görüyorsun? Ne yapıyorsun? Onmak : İyi gün görmek, mutlu ve zengin olmak. Ovmaç : Yufka ekmeğin parçalanmasıyla yapılan yağlı yemek Oynaş : Dost Öcbelemek : Israr etmek, üstüne düşmek Öndüç : Ödünç Özelemek : Yoğurdu karıştırarak ezmek Partalcı : Palavracı Pehli : Eti kızartılarak yapılan patlıcan yemeği Pepe : Kekeme Peskütan : Yoğurdun az un ile pişirilmesiyle hazırlanan kışlık yiyecek Pıskırık : Aksırık Pin : Kümes Puhari : Baca Rapata : Tandıra hamur yapıştırmaya yarayan tutacak Sâbi : Küçük çocuk Seğirtmek : Koşmak Seyip : Başıboş Sınamak : Denemek Sınıkçı : Kırık, çıkıkçı Sınmak : Kırmak Sille : Tokat Sitil : Kova Soharıç : Soğan, yağ ve kıymanın beraber kavrulmuş şekli Sohum : Lokma. ağza sokulan ekmek parçası Sokranmak : Söylenmek Sorutmak : Ayakta durmak Sünmek : Uzamak Süyem : Baş parmak ile, işaret parmağı arasındaki uzunluk Şeremet : Eline çabuk Şire : Şıra. Tatlılara ekilen şerbet Şişek : Yaşına değmiş dişi koyun Şişmek : Şımarmak Taze gelin : Yeni gelin Tirit : Yemeğin yağlı suyu Tohma : Karın şişiren, rahatsızlık veren yemek Tokaç : Yün, halı ve kilim yıkamak için kullanılan, bir ucu yassı tahta Toklu : Yaşına değmiş erkek koyun Tökezimek : Bir yere ayağı takılmak Tummak : Suya batmak Tutam : Bir elle tutulan kadar Tutmaç : Kesilmiş hamur, mercimek ve yoğurtla yapılan çorba Ucun ucun : Azar azar Uğmaç : Ekmek ovularak yapılan yiyecek Uğundurma tutturmak : Birini aç bırakmak Umma : Lohusaların göğüslerinin şişmesi Urum : Anadolu Uruplağ : Eski bir tahıl ölçüsü. (Arpa için yaklaşık 13 kg. Buğday için 16 kg Üğürlenmek : Kendi kendine söylenerek nazla sallanmak Üleş : Leş Ürümek : Havlamak Variyetli : Zengin, varlığı yerinde olan Vergili : Evlenmek üzere sözü verilmiş kız Yağarnı : Sırt Yahşi : İyi, güzel Yal : Köpek yiyeceği Yarımağız : isteksiz Yarımlağ : Yarım uruplağ Yaşmak çalmak : Ağzı örtecek şekilde baş bağlamak Yavan : Yağsız, tatsız, tuzsuz Yayan : Yürüyerek Yeğnik : Hafif Yekinmek : Birden kalkmak Yemeni : Deriden yapılan hafif ayakkabı Yeygü : Hayvan yiyeceği Yoğşumak : Hamurun açılacak kıvama gelmesi Yumak : Yıkamak Yumuş : Emir Yük kemeri : Yüklük. Yatak yorgan konan dolap Yüz yavuncusu : yüze gülen Zelve : Öküzün boyunduruğunun çıkmaması için takılan eğri deynek Zerze : Halkalı kapı demiri Zilingir : Uykusunu alamamış Zürriyet : Döl, soy | |
|
Etiketler |
kelimeleri, sivasın, yöresel |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Aşk kelimeleri yeni | PauL | Aşk ve Sevgi Köşesi | 0 | 02 Kasım 2011 15:38 |
Sivas kebabı (sivas) | Sır | Yöresel Yemekler | 0 | 24 Ocak 2011 21:06 |
Biz O Kelimeleri Eskitmeyelim | Lady | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 09 Aralık 2010 23:53 |
Burçların Kelimeleri.. | dreamy | Burçlar, Fallar ve Kehanetler | 3 | 26 Aralık 2009 18:00 |
Sivas Katliamı veya Sivas Madımak Olayı | Metin | Merak Ettikleriniz | 0 | 26 Kasım 2008 16:20 |