Çevrimdışı

In the mornings
I was anxious
It's better just to stay in bed
Didn't want to fail myself again
Sabahları endişeliydim
Yatakta kalmak çok daha iyi
Kendimi tekrar başarısız kılmak istemiyorum

Running through all the options
And the endings
Were rolling out in front of me
But I couldn't choose a thread to begin
Bütün seçeneklerin üzerinden koşmak
Ve sonların
Önümde sergileniyorlardı
ama ben başlamak için bir konu seçemedim

And I could not love
Coz I could not love myself
Never good enough, no
That was all I'd tell myself
And I was not well
But I could not help myself
I was giving up on living
Ve sevemedim
Çünkü kendimi sevemedim
Asla yeterince iyi değil, hayır
Kendimi anlatmak istediğimin hepsi buydu
Ve iyi değildim
fakat kendime yardımcı olamadım
Vazgeçiyordum yaşamdan

In the morning
You were leaving
Travelling south again
And you said you were not unprepared
Sabah ayrılıyordun
Yolculuk etmek tekrar güneye
Ve hazırlıksız olmadığını söyledin

And all the dead ends
And disappointments
Were fading from your memory
Ready for that lonely life to end
Ve bütün çıkmazlar
Ve hayalkırıklıkları
hafızandan siliniyor
Bu yalnız hayatın sonuna yaklaşmak için hazır

And you gave me love
When I could not love myself
And you made me turn
From the way I saw myself
And you're patient, love
And you help me help myself
And you save me
And you save me
Yeah you save me
Ve sen bana bir aşk verdin
Ben kendimi sevemezken
Ve beni döndürdün
kendimi gördüğüm şekilden
Ve sen sabırlısın , aşk
Ve bana yardım et, kendime
Ve beni kurtar
Ve beni kurtar
Ve beni kurtar

__________________

Bu kez pek bir afili yalnızlık, ağlatan bir kadın kadar düşman. Ağzı bozuk üstelik bırakmıyor acıtmadan.