20 Nisan 2016, 10:18 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | Macarca (Dil Bilimi) - Macarca Dilbilgisi Hakkında Macarca, Ural Dillerinden, Macaristan ve çevre ülkelerde konuşulan bir dildir. Yaklaşık 14.5 milyon konuşanı vardır ve bunların 10 milyonu Macaristan'da yaşar. En büyük topluluk, 1.5 milyon konuşan ile komşu Romanya'daki Transilvanya bölgesindedir. Batı Sibirya ile Kuzey Norveç arasında yaşayan kavimlerin konuştukları dillere Fin-Ugor dilleri denir. Lapça, Fince (Fincenin bir lehçesi sayılabilecek Estçe), Mordvince, Çeremisçe, Züryence, Votyakça, Vogulca, Ostyakça ve Macarca bu dil ailesi içinde yer alırlar. Fin-Ugor dillerinin en yakın akrabası ise Kuzey Sibirya'da konuşulan Samoyetçedir. Fin-Ugor ile Samoyet dilleri Ural dillerini oluştururlar. Macarcanın Türkçe, Moğolca ve Mançu-Tunguzcanın içinde yer aldığı Altay dilleri ile de akrabalığı vardır. Macarlar İsa'dan yaklaşık 1000 yıl önce bağımsız bir kavim olarak yaşamaya başlamış ve İsa'nın doğumu sıralarında Ural dağlarının doğusuna ulaşmışlardır. İsa'dan sonra V. yüzyılda Macarlar İç-Asya'dan batıya doğru göç eden Türklere katılarak onlarla birlikte Kafkas bölgesine gelmişler ve kesintisiz 500 yıl boyunca da burada Türklerle birlikte yaşamışlardır. Macarlar önce Batı Türkleriyle (Ogur /Oğuz/, Onogur /Onoğuz/, Şarogur ve Bulgar Türkleri) daha sonra da Doğu Türkleriyle (Hun, Sabir, Avarlar, kısmen Bulgar Türkleri ve Hazarlar) sıkı bir ilişki kurmuşlar ve bu dönemde Macarcaya gerek Batı gerekse Doğu Türklerinden özellikle de hayvan yetiştiriciliği ve tarımla ilgili yaklaşık 250 kadar sözcük geçmiştir. Bunlara örnek olarak árpa (arpa), búza (buğday), borsó (burçak), gyümölcs (yemiş), szőlő (<sidleğ / üzüm), bor (şarap), bika (boğa), ökör (öküz), borjú (buzağı), barsony (<barçın / kadife), sátor (çadır), kapu (kapı), tenger (deniz), sárga (sarı), bélyeg (<bilig / pul), vb.. Batı Türkleri Macarların yazıyla tanışmasında önemli bir rol oynamışlardır: Günümüz Macarcasında kullanılan ve Macarcaya Batı Türkçesinden geçen ír (yazmak) ve betű (<betik / harf) sözcükleri bu etkiyi en açık biçimde göstermektedir. Macarlar kendi dillerine özgü bazı sesleri gösteren işaretleri de ekleyerek Orhon abecesindeki harflere çok benzeyen harflerden meydana gelen bir tür oyma yazısı kullanmışlardır. Hıristiyanlığı kabul ettikten sonra bu abece yerini Latin abecesine bırakmış olmakla birlikte bugünkü Romanya'nın Doğu Erdel bölgesinde oturan bir Macar boyu olan Székely'ler (Sekeller)tarafından yüzyıllar boyunca kullanılmıştır. Macarlar gerek bugünkü Kuzey Rusya'da, gerekse Karpatlar havzasında ilişkiye geçtikleri Kumanlar ve Peçeneklerden de birkaç Türkçe sözcük almışlardır [bicska (bıçak), boza (boza), koboz (kopuz)]. En son olarak da yaklaşık 150 yıl kadar süren Osmanlı egemenliği döneminde Türkçeden Macarcaya birkaç sözcük girmiştir [Örn: findzsa (fincan), dohány (<duhan / tütün), ibrik (ibrik), papucs (pabuç), csizma (çizme), vb..] Şimdiki yurtları olan Karpatlar havzasına 896 yılında yerleşen Macarlar, 1001 yılında Hıristiyanlığın kabulünden sonra bulundukları bölgenin etnik karakteri dolayısıyla eski kilise Slavcası, Sırp, Hırvat, Sloven, Çek, Slovak dillerinden de tarım, ekonomi, ev aletleri, din, devlet yönetimine ilişkin birçok sözcük almışlardır. Bunun dışında Macar diline Latinceden de özellikle Hıristiyanlık, devlet yönetimi, devletlerarası ilişkiler, eğitim ve hukuk alanlarında birçok sözcük girmiştir. Macarcaya en başta Almancadan olmak üzere, İtalyanca ve Fransızcadan da birtakım sözcükler girmiştir.
__________________ #MustafaKemaLAtatürkTorunuyum..ღ ❦ {22~02~`22..∞} {09~09~`22..ღ} | |
|
Etiketler |
macarca (dil bilimi) - macarca dilbilgisi hakkında |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Dilbilgisi Bakımından Anlatım Bozuklukları | Amelia | Türkçe | 0 | 18 Mayıs 2014 12:29 |
Türk Dilbilgisi ve Kuralları | Cry | Kültür ve Sanat | 37 | 14 Nisan 2009 14:19 |
Pamuk'un dilbilgisi ZAYIF | Collettivo | Kültür ve Sanat | 0 | 30 Temmuz 2008 12:06 |