27 Mart 2011, 17:00 | #1 | |
Çevrimdışı
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Sayısı: (0) | İngilizce şehir İsimlerinin Tarihçesi İngiltere’de ‘’York’’ adlı bir şehir vardır. İsmi herkese tanıdık gelir de hikayesine ve kendisine yolu düşen azdır. Bu şehrin Keltler zamanında adı Eboracum’du. Anglo Saksonlar bölgeye geldiğinde buranın adı biraz da ses benzerliğiyle Eoforwic’e (yaban domuzu kenti) evrilir. Vikinglerin bölgeyi işgal ettiği 866 yılından sonra bu söyleyiş de önce ‘İorvik’e sonrasında ‘’iork’’a dönüşür. ‘’York’’ olarak kaydedildiği ilk tarih 13’ncü yüzyıl. Ancak bu şekilde yazılması birkaç yüzyıl daha alır. New York’a geldiğimden beri son 10 yıldır birçok arkadaşımdan, ‘’eski York’a ne oldu?’’ şakası işitmişimdir. Şakaları çok ciddiye alan, onlara büyük bir özenle gülen bir insan olarak, bu ismin esprisine de cidden eğileyim dedim. Amerika, yerleşim birimi isimleriyle gerçekten de son derece renkli bir ülke. Ta, pazar sinemasında John Wayne maceraları seyrettikten sonra bahçede tahta sopalara atlayarak kovboylardan intikam almaya gittiğimiz çocukluğumdan beri ilgimi çeken isimler vardı. Teksas’ı bilmeyeniniz duymayanınız yoktur. Biz de çocukken atları oraya bağlardık zaten. Ohayo, Kolorado, Karolayna, Dakota, Kansas, Sinsinati, Vayoming, Misisipi, Nebraska, Şikago, Sen Luiz, Pensilvanya, Filadelfiya ve daha nicesi, televizyondan filmlerden haberlerden kafamıza yerleşti… ‘’Yani, sadetin ve insafın varsa, New York adını, Britanya adasındaki eski ‘York’tan alıyor’’ diyeceksiniz. Asabiyet yapmayacaksanız, tam da öyle değil diyecem. 1660’lı yıllarda eski York, dönemin İngiliz Kralı 2’nci Şarl’ın kardeşi James’e bağlıydı. Daha sonra İngiltere Kralı da olacak York Dükü James, 1763 yılında bugün New York’un parçası olan Long Island adasını satın aldı. Bir yıl sonra Hollandalıların elindeki ‘’New Amsterdam’’ olarak adlandırılan şehri ve etrafındaki bölgeyi ele geçiren İngilizler, York Dükünü onurlandırmak için, New Amsterdam’ın adını değiştirerek, ‘’New York’’ yaptılar. ‘Tarihin en meşhur şehrinin adının böyle şiirden yoksun böyle kepaze bir hikayesi var… New York’u asıl kuran Hollandılılardan geriye Brooklyn, Harlem, Gramercy, Yonkers, Staten, Bowery, Stuyvesant gibi isimler kaldı bir tek… Yer isimlerinin tarihi ve kaynağıyla uğraşan bilime toponomi deniyor. ‘Eski Yunanca, ‘topos (yer)’ kelimesinden geliyor. Bizim ‘tapu’ kelimesi de bu Yunan orijinli kelimeden geliyor. Bizim toprakla alakaları da belki tarihin çok derinliklerine gidiyordur bakmak lazım. New York, günümüzde aynı zamanda bağlı olduğu eyaletin de adı. Bugünkü New York eyaletinin başkenti Albany de adını, Gal ve Kelt dillerinde ‘’İskoçya’’ demek olan ‘’Alba’’dan alıyor… Arnavutluk ile alakası yok. New York doğrudan almasa da, Amerika kıtasında adını, Avrupalı göçmenlerin geldikleri yerlerin adından alan birçok yerleşim birimi var. Örneğin, İngiltere’de bir tane Manchester var ama ABD’de tam 26 tane… Hakeza Amerika’da 37 Berlin, 22 London, 28 Newport, 21 Roma (Rome), 19 da Viyana var. Kahire (Cairo), İskenderiye (Alexandria), Moskova (Moscow), İzmir (Smyrna) gibi birçok şehrin ABD’de isimdaşı var. Bunun yanı sıra Finns Point, Swedesboro, Germantown, Frenchville, Frenchtown, Russiaville, Spanish Fork gibi isimler verdi yerleşimciler kasabalara. Mitoloji sevdalısı göçmenler de olmuş… Athens, Utica, Syracuse, Troy, Ithaca, Phoenix (Anka kuşu) gibi birçok yerleşim biriminin ismi mitolojiden hatıra. Cincinnati de adını, MÖ 5’nci yüzyıl Romalı aristokrat düşünür Cincinnatus’a atfen kendilerini ‘’Cincinnati cemiyeti’’ diye çağıran gruptan alıyor. Tabii ki bir de Philadelphia var. Pennsylvania eyaletinin en büyük şehri. Üstad Mencken’e göre Philadelphia adını Bergama kralı Philadelphus’tan alıyor. Her halükarda şehrin adı antik Yunan tarihine gidiyor. Philadelphia şehrini kuran Quaker’ların lideri William Penn, eski Yunanca’da ‘’kardeş sevgisi (philos-adelphos)’’ ifadesinden esinlendi diye yazan kaynaklar çoğunlukta. Philadelphia’nın içinde yer aldığı Pensilvanya (Pennsylvania) eyaleti de adını kurucusu Penn’den alıyor. ‘’Sylvania’’ Latince orman demek. Bu her tarafı ormanlık bölgeye, İngiliz Kralı ‘’Penn Ormanı’’ adı verir. El Pueblo de Nuestra Senora la Reina de los Angeles del Rio de Porciuncula Yani, ‘’ Meleklerin Kraliçesi MeryemAna’nın Porciuncula Nehri kenarındaki şehri’’. Günümüzde kısaca Los Angeles diyorlar bu güzel isimli şehre. Yeni kıtanın öncü yerleşimcileri arasında dindarlar da vardı. Nazareth (Nasıra), Bethlehem (Beytülahim) gibi isimler verdiler kurdukları köylere… Bugünkü Los Angeles’ın Meryem Ana’yı ne kadar memnun edecek bir şehir olduğunu hiç konuşmadan Texas’ta Corpus Christi’ye(İsa’nın Bedeni) gidersek, Santa Cruz (Kutsal Haç) ya da Santa Fe (Kutsal İnanç) şehirlerinden geçeriz. ‘’İskandinav dillerinde ‘kilise’ demek olan ‘kirk’ de birçok isimde karşımıza çıkar. ABD’de bu kıtaya gelen ilk Avrupalılar olan İspanyollardan kalan isimlerin önemli bir kısmı Arapça kökenli. Bunun sebebi de İspanya’daki 800 yıllık Endülüs hakimiyeti. Bu kıtada ‘Al (el)’ ile başlayan bir yer adı gördüyseniz Arapça kökenden geldiğini bilin. Mesela, Alcantara, ‘köprü’ demek. Alcazar, Arapça ‘el kasr’ yani ‘saray’ demek. Alcadraz ise, Arapça deniz kartalı anlamına gelen ‘’al qadras’’ kelimesinden bakiye. İspanyollar pelikan için kullanıyor. Yine, ‘guad’ ile başlayan İspanyolca isimler de çoğunlukla Arapça kökenli. ‘Guad’ bizim ‘vadi’ dediğimiz, ‘dere yatağı’ anlamında Arapça ‘’wadi’’den başkası değil. Guadalajara, Guadalquivir, Guadalupe hep böylesi Arapça orijinli isimler. Amerika deyince birçoğumuzun aklına gelen renkli isimlerin çoğu ise Kızılderililer ait. Ülkenin 26 eyaletinin ve bazı önde gelen şehirlerinin, nehir, göl ve dağlarının çoğunun adı Kızılderili dillerinden geliyor. Mesela, Chicago, Algonquin yerlilerinin dilinden geliyor, “sarımsak tarlası” demek. Connecticut, “yükselip çekilen nehir” demek. Kentucky, Iroquoi dilinde “mera” demek. Texas, “ahbap” anlamına gelirken, Iowa, yerli dilinde “yiğidin harman olduğu yer” anlamına geliyor. “Güney rüzgarlarının halkı” anlamındaki Kansas’tan, “Yüksek tepelerin orası” anlamındaki Massachusetts’e, “gök renkli su” anlamındaki Minnesota’dan, “sulak yer” anlamındaki Nebraska’ya, “suların berisindeki yer” anlamındaki Manhattan’dan, “dağların halkı” anlamındaki Utah’a, kayalığın sakinleri anlamındaki Omaha’dan, ‘’tüm suların anası’’ anlamındaki Mississippi’ye, maalesef gerçek anlamını bilenin olmadığı Tennessee’den düşman anlamındaki ‘Idaho’ya ve daha birçok eyalet ve şehir adına kadar hep kıtanın asıl sahiplerinin dillerinden günümüze ulaşmış isimler. Bazı Kızılderili isimler ise zamanla bugünkü hallerine evrilmiş. Mesela Uygurca kökenli ‘’yaygara’’ ya da Angara dilindeki ‘’niye gara’’ deyişinden geldiği gerçeğini henüz keşfedemeyen bilime ‘hay bin kunduz’ çektiğim şelale… Tamamen kazara kavuştuğu bugünkü ‘Niagara’ adından önce 1700’lerin sonuna kadar, ‘’Uneaukara, Ohniagero, Onyagara, Onyagro, Onjagora, Oniagara, Jagera, Yagerah gibi envai şekilde yazılmış kayıtlarda. Hakeza, Potowanmeac Potomac’a, Reckawackes Rockaway’e, Mauwauwaming Wyoming’e, Machihiganing Michigan’a evrilmiş benzeri şekilde. Bir de bana oldukça şiirsel gelen Kızılderili isimleri var: Florida’nın başkenti Tallahassee mesela… ‘’Eski tarla, eski şehir’’ demek olduğunu söylüyor kaynaklar. Ama bazı Kızılderili Müslümanlar, ‘’Allah’’ ile irtibatlı bir isim olduğunda ısrarlı. Doğrusunu arıyorum, bulunca paylaşırım. Nehrine, cennet vadisine hasta olduğum Susquehanna var mesela… İnsanı derin tefekküre davet eden vahşiliğine, ‘Sus ki anla’ derim ben. Akılda en çok kalan yerlerden bazıları ise sanıldığı gibi Kızılderili dillerine değil İspanyolca’ya ait. Bunlardan biri, İspanyolca ‘kırmızı’ demek olan Colorado. Diğeri ise yine yine İspanyolca ‘çiçekli yer’ anlamındaki (La) Florida. Ve elbette İspanyolca, ‘düzlükler’ anlamında Las Vegas. İnsanoğlu, yerleştiği yerlere en öncelikli olarak o yerleşim birimine damga vuran coğrafya özelliğini seçmiştir. Karacadağ, Bozova, Aksu, Kocatepe gibi… Anglo Saksonlarda da esasen bu çok yaygındır. Ancak İngilizce ve Britanya, Kelt dillerinden, sonrasında Anglo ve Saksonlar gibi Cermen kavimlerinden, sonrasında Vikinglerden, Normanlardan, Latinceden etkilerle tarih içinde önemli şekillenmeler ve işgaller yaşadıkça bu yer isimleri de bu çeşitli kaynaklar gibi çeşitli şablonlara sahip oldu. Yolu Anglo Sakson memleketlere düşmüş ya da birgün düşebilecek mektup arkadaşlarıma faydası olur diye bazı şablonlara dikkat çekmeyi sanki üstüme vazifeymiş sayıyorum. Bu gruplamayı tamamen kendi mantığıma göre yaptım. Bilimsel bir gruplama değil. Yerleşim biriminin ahali ve mesken fonksiyonuna çeken isimler Bu tür yer isimlerinin her halde en yaygını, ‘ham’ ya da ‘ton-tun’ eki alanlar. ‘Ham’ ev demek. Birmingham dediğinizde ‘Bearm halkının evi’ demiş oluyorsunuz. İngilizce yer isimlerindeki ‘ing’ eki, ‘ahali’ anlamı veriyor. Nott-ing-ham dediğinizde, ‘Nott ahalisi memleketi’ demiş oluyorsunuz. Reading, ‘Readalılar’ demek, Hastings ise ‘Haesta’lılar’’ demek. Küçük köy mezra demek olan ‘hamlet’ de ‘ham’ kelimesinden geliyor, ‘home’ kelimesi de… Ham’ın Almanca’daki karşılığı ise ‘heim’. ‘’Mannheim’’ dediğinizde, akla ‘insan evi’ geliyor ama kayıtlar ‘Manno evi’ demiş, Manno her kimse… Son olarak bizim Farsça’dan aldığımız ‘hane’ kelimesi ile ‘ham’ kelimesi de aynı kökten geliyor deyip pimi çekip bombayı orta yere bırakıp geçeyim. Diğer popüler yerleşim eki ‘tun’ ya da ‘ton’. Özellikle Eski İngilizce dönemindeki en popüler yerleşim yeri ismi eki olan bu kelime, ‘arazi, mülk, memleket’ gibi anlamlara geliyor. ‘town’ kelimesi de aynı kök. St Botolph’s town zamanla Boston olmuş. Brighton’lar meşhurdur. Hakeza ‘ham’ ve ‘ton’u birleştiren ‘hampton’lar. Lex ahalisinin yaşadığı Lexington’u ve ‘’Bingham kent’’ anlamındaki Binghamton’u da unutmayalım. Rahipler şehri Preston da ikramiyesi… Ahali demişken, doğrudan ahliye gönderme yapan yerleşim yeri isimleri de var. mesela, Suffolk, ‘south folk’ yani ‘güney ahalisi’ demek. Northfolk ya da norfolk’u anlamışınızdır zaten. Sudbury güney kale, Sutton (güneyşehir) demek. Yer, pozisyon anlamına gelen ‘stead’ ya da ‘sted’ eki almış isimleri de unutmayalım. İlk aklıma gelen Hampstead’i açıklamaya gerek var mı bilmiyorum. Hakeza ‘Farmstead’i… ‘Settlers (yerleşimci)’ de sık sık isimlerde ‘set’ şeklinde karşımıza çıkar. Summerset diye bir isim görürseniz, ‘’Yaz Yerleşimcilerinin mekanı’ aklınıza gelsin. Bir de ‘Es***, Wes***’ gibi isimler var. Bunlar, her yerde, ‘’West Saxsons (Batı Saksonya)’’ ve ‘’East Saxsons’’ kelimelerinin kısalmışıdır. Yerleşim biriminin askeri ve idari fonksiyonuna çeken isimler Bu tür yerler genelde, ‘’caster, caster, chester, cester, ceter, burg, borough, boro, bury, ville’’ gibi ekler alır. Latince, karakol köylere ‘castellum’ denirdi. Bir de Latince Castrum var. Arapçadaki ‘kasr’a da kaynaklık etmiş. ‘’caster, caster, chester, cester, ceter’’ ile bütün isimleri sonu ‘kale’ ya da ‘hisar’ ile biten isim gibi okuyabilirsiniz. Manchester şehrini ‘Mançkale’ diye Türkçe’ye çevirebiliriz. ‘’Mancunium’’ Roma döneminde Britanya’daki bir kalenin adıydı. Westchester’a ‘batıkale’, ‘rock’ ile aynı kökten gelen Rochester’a ise ‘taşkale’ diyorum elimde olmadan… Eski İngilizce’de etrafı surla çevrili kale şehir, köylere ya da sığınaklara ‘burg’ denirdi. Eski Cermen dilinde de tepelik yüksek yerlerdeki yerleşim birimlerine ‘berg’ denirdi. ‘’Burg, borough, boro, bury, bergen, bourg’’ son ekleri hep bu kökten gelir. Middlesbrough’yu ‘Ortahisar’ diye çevirmekten utanmıyorum. Strasbourg’u ise işlevine de nazire olsun ‘yollu köy’ diye adlandırdım… Stras, İngilizce’de Street’e evrilen Latince ‘’strata (yol)’’ kelimesinden geliyor. Edinburgh, Edwin hisar ve Pittsburgh’u Pitt hisar olarak çevirsem kime zararım olacak… Bir de ismin önüne ‘fort’ kelimesi alan yerler var. Latince ‘muhkem’ anlamına gelen ‘fortis’ten geliyor. Hisar olarak da kullanılıyor. Fort Lauderdale dediğinizde, ‘’Lauderdale Karahisar’’ demiş oluyoruz bir nevi… ‘Ville’ eki ile biten yerler var bir de… Bu da İngilizce’ye Normanların ve Fransızcanın hediyesi. ‘’Ville’’ eski Fransızca’da küçük kasaba, köy demek. Ancak onlar da Latince ‘villa’dan almış. Dünya ne kadar küçük değil mi? Evet, Latinler, böyle bahçeli büyük köy evlerine ‘villa’ derlermiş. Köyde yaşamanın nakıse olmadığı çağlarda… Sonu ‘by’ ile biten yer isimleri ise Viking etkisi döneminden kalmadır. Danimarka ve Viking dillerinde ‘by’ köy demek. Şimdi yazınca köy ve by arasındaki ses benzerliğini farkettim ürperdim. Mesela Derby şehrinin adı, ‘’Deer-by’’ yani ‘geyik köy’ demek. Ya geyik avcılığı çok yaygın ya da bunun geyiği… O kısmı bizi ilgilendirmiyor. Mesela Grimsby, Grim’in köyü demek. Grim, yaygın bir Viking adı. Vikinglerin bir başka isim etkisi ise sonu ‘thorp’ ile biten yerlerde görülür. ‘Thorp’ mezra(hamlet) ya da bazen yaylalık demek. Almancadaki karşılığı da ‘dorf’. Mesela Dusseldorf dediğinizde, ‘Dussel mezrası’ demek. Dussel, Ren nehrine dökülen küçük derelerden biri. ‘Thorp’un Anglo Sakson karşılığı ise genellikle aynı anlamdaki ‘stoke’ ekli isimler oluyor. ‘Mesken, muhit, oba’ gibi anlamlara gelen ‘’wick, wich, wych, wyke’’ son ekleri de yaygındır isimlerde. Norwich (Norveç) mesela ‘kuzey muhiti’ demek. Aslında wick ve wich daha derinlerde Latince köy demek olan vicus’tan gelir. Bu durumda Greenwich Village, ‘yeşilköy köyü’ demek oluyor ki, ‘sağlıklı sıhhatli’ bir adlandırma. Havadan sudan yerleşim birimi isimleri İnsanoğlu bir vakitler havanın suyun kıymetini bilirdi. Britanya ahalisi de suyun akışına göre yerleşim biriminin mevkisiyle isimler verdi. Mesela ‘Aber’ ve ‘inver’ ile başlayan isimler. İskoçya dilinde, nehir ağzı ya da iki derenin birleştiği yer demek. Aberdeen, İnverness ilk akla gelen isimler. Britanya’daki nehirlerin çoğunun isminde ‘avon’ vardır. ‘Avon’ Kelt dilinde nehir ve bazen de su demek. Kürt ve Farısi mektup arkadaşlarımın eli hemen ‘acil durum butonuna gidecek, ‘av’ diyecekler, ‘ab’ diyecekler. Avening şehri, Avon nehri kıyısında yaşayan ahali demek. Hakeza, köprü teknolojisinin olmadığı bir çağda ulaşımda önem atfeden derelerdeki sığ geçiş yerlerine ‘ford’ deniyor. Haliyle böyle yerler popüler yerleşim birimleriydi. Bradford, ‘geniş geçiş’ demek. Hartford, ‘’geyik geçişi’’ demek. Geyik geçerse insan da geçer deyip şehri kurmuşlar muhtemelen. Akarsu için kullanılan eski bir kelime olan ‘fleet’e çok sayıda isme rastlamak mümkün. ‘Mouth’ dere ağzı ve deltalara diyorlar. Plymouth, Portsmouth vs… ‘’Mere’’ ya da ‘’more’’, gölet demek. ‘Swanmore’ ‘kuğugölü’ demek. Grasmere, Cromere vs… ‘’Pool’’ hem koy demek hem de su… Liverpool, ‘’bulanık su’’ demek. Blackpool için karasu ya da karakoy diyebiliriz. Yine Hollandaca küçük dere demek olan ‘kill’’ kelimesi özellikle Amerika’da birçok isme kaynaklık ediyor. Catskill, Fishkill vs. ‘’Kill’in Amerikan İngilizcesinde karşılığı ise ‘’creek’’. Tepeden ağaçtan taştan isimler ‘’Ly’’ , ‘’ley’’ , ‘’leigh’’ ile biten isimler ‘orman içi patika’ anlamında. Barnsley, Leigh vb… ‘’Wood’’ , ‘’shaw’’ , ‘’cott’’ , ‘’keth’’ ile biten isimler de ‘ormanlık ya da koruluk’ gibi anlamlara geliyor. ‘Hurst’ ormanla kaplı tepe demek. Bensonhurst, Benson’un ormantepesi demek. İçinde ‘’ac, acc, ock’’ ekleri geçen isimler, genellikle ‘meşe ağacına (oak)’’ atfen bu ismi kazanmışlardır. Mesela, Accrington, Acton, Matlock… ‘’Ash’’ ile başlayan isimler ise genelde ‘’dişbudak ağacı(ash tree)’’ kaynaklı… VADİ EKLERİNİN EN ÜNLÜSÜ Britanya’da Fransızca etkisinin sürdüğü yüzyıllarda birçok dağlık ve tepelik yerin adına dağ/tepe anlamındaki ‘’mont’’ ya da ‘’mond’’ girdi. Beaumont, güzeltepe demek. Richmond, ‘’güçlü tepe’’ demek. ABD’nin en sevdiğim eyaletlerinden biri olan Vermont, Fransızca ‘’Yeşildağ’’ demek. Ancak tamamen ters yazılmış. Fransızca’ya göre, doğrusu ‘mont vert’ olmalıydı. Tabii ki bir de vadiler var. ‘’Dean’’, ‘don’ , ‘’dene’’ ve ‘hope’ son ekleri hep vadi demek. Ama vadi eklerinin en ünlüsü, ‘dale’. Glendale, ‘’dar küçük vadi’’ demek. Zira, ‘glen’ de dar vadi demek ve birçok yer isminde kendisi de sonek. Riverdale, nehir yatağı demek. Bir de ‘’stan’’ ‘’stone’’ ‘’stony’’ ekli isimler var. Taşlı demek. Stamford, taşlı nehir geçişi demek. Stonybrook, taşlıdere demek. ‘Field’ ise tarla demek. Midwest gibi tarla tarımı meşhur coğrafyalarda her 10 köy kasabadan 6-7’sinin adının ‘’field’ ile bitmesi bundan… ‘’Kardeş, nefes nefese kaldın dinlen biraz. Hem ‘bak şu dünyanın ismine’ demiştin, Amerika ve Britanya’nın dışına da çıkamadın. Yazık oldu. ’’ derseniz hakkınız var.
__________________ Eğer "dokuz" CanLı oLsaydın biLe En fazLa "sekiz" kez kaçabiLirdin öLümden.. BiLki "yedi" düveLe suLtan oLsan dahi Yerin "aLtı" mekan oLacak sana En fazLa "beş" metre kumaş götürebileceksin Kapatacaksın "dört" açsanda gözünü.. Bu dünya "üç" günLük dünya , AzraiLin yanında "iki" kat oLup yaLvarsanda nafiLe ELbet "bir" gün öLeceksin İşte o gün herşey "sıfır"dan başLayacak..! | |
|
Etiketler |
tarihcesi, şehir |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Eğer bir şehir olabilseydin, hangi şehir olurdun ve neden? | Ayışığı | IF Soruyor | 2 | 24 Haziran 2024 13:51 |
Trump, Biden'ı dalga konusu yaptı! Şehir şehir gezip herkese izletiyor | CORDON BLEU | Dünyadan Haberler | 0 | 10 Kasım 2022 19:57 |
Sağlıklı bir şehir nasıl olmalı? Yaşadığınız şehir size kilo aldırıyor olabilir mi? | Sanem | Sağlık Köşesi | 0 | 24 Ekim 2018 16:12 |
Marka İsimlerinin Tarihçesi | Letisya | Düşünen Beyinler | 0 | 30 Kasım 2013 21:05 |
Şehir İsimlerinin Anlamları Nereden Geliyor? | Sır | Merak Ettikleriniz | 1 | 25 Şubat 2011 00:01 |