![]() |
![]() |
![]() | #1 | |
Çevrimdışı ![]() IF Ticaret Sayısı: (0) | Suikast Skeci Olay 90'lı yıllarda bir bahar günü 21.00 sularında başlar ve ertesi sabah sona erer. EFEKT (Televizyonda oynayan bir pembe dizinin diyalogları…) EFEKT (Telefon çalar.) ARZU Tam da sırasıydı yani.. Filmin en heyecanlı yerinde… (Telefonu açar.) Alo.. Merhaba Emin... Hıı? Yoo, televizyon seyrediyordum... Aman ne bileyim, o Brezilya dizilerinden biri işte, kaptırıp gitmişim... Nasıl? Yarın okulda konuşsak olmaz mı?... Çok mu önemli? Bak çok yorgunum... Peki, n'apalım, bir uğra da konuşalım... Levent, Tarım sokak 61 / 4. Zilin üstünde adım yazılı. Tamam, bekliyorum... (Telefonu kapatır.) Kumanda nerede yahu… Hah, şuradaymış. Biraz sesi açalım.. EFEKT (Televizyonun sesi açılır ve Pembe dizinin tanıdık müziği yükselir, zaman aşımı.. Işıklar eski hale döndükten az sonra zil çalar. Arzu da kalkıp kapıyı açar.) ARZU (Dışarıdan) Hoşgeldin Emin.. EMİN Kusura bakma Arzu, akşam akşam seni rahatsız ettim. ARZU Umarım bunun için iyi bir sebebin vardır. Ayakkabılarını çıkar. Evi daha yeni temizlettim. EMİN Tabii, tabii. ARZU Şurada bir terlik olacaktı, inşallah ayağına uyar. EMİN Hiç önemli değil.. ARZU Peki o zaman, hadi gir. (Girerler.) ARZU Geç şöyle otur. EMİN Sağol.. Evin pek hoşmuş.. ARZU İdare ediyor işte... Evet, hayırdır? EMİN Şey.. Ben aslında.. ARZU Allahaşkına sakın lafı uzatma da hemen ne diyeceksen de. Bütün gün haldır haldır koşturdum canım çıktı. Hemen yatıp uyumak istiyorum.. EMİN Şey, ben aslında babanla ilgili bir şey için gelmiştim.. ARZU Babamla ilgili mi? EMİN Evet. Onunla hemen görüşmem lazım. ARZU Babamı ne yapacaksın ki? EMİN Onunla konuşmam gereken önemli bir konu var.. ARZU Neymiş o önemli konu.. EMİN Dedim ya onunla konuşmam gerekiyor. Telefon numarasını verebilir misin? ARZU Babamın telefon numarasını almak için mi buraya kadar geldin yani.. EMİN Evet. ARZU Bana bak Emin, ne dolap çeviriyorsun bilmiyorum ama hikayen hiç de inandırıcı değil.. Babamın telefonu çalıştığı gazetenin her tarafında yazılı.. EMİN O numaraların hepsini aradım ama ona ulaşamadım. Bugün gazeteye gelmemiş. Ev adresini, telefon numarasını da söylemiyorlar. ARZU Özür dilerim ama ben de söyleyemem. EMİN Neden? ARZU Güvenlik gerekçesiyle bu yasak. EMİN Ama mutlaka öğrenmem lazım. İnan bana bu gerçekten çok önemli.. Aklının alamayacağı kadar önemli.. ARZU Peki. Yalnız sana numarayı veremem. Ben arayayım sen konuş. Olur mu.. EMİN Olmaz... ARZU Tadını kaçırdın ama.. Derdin ne senin.. EMİN Onunla ben konuşmayacağım. Arkadaşlarım konuşacak. ARZU Arkadaşların mı? Emin, derdin ne Allah aşkına? EMİN (Çok tedirgin.) Canım, bir kaç arkadaşım.. bir konser organize etmek edecekler de, sponsor bulmak konusunda babanla konuşmak istiyorlar. ARZU Sen konuş, randevu verirse arkadaşların gidip görüşürler.. EMİN Benim olayın içinde olduğumu bilmesini istemiyorum. ARZU Neden? Bunda ne var ki? EMİN Bunu biraz da senin yüzünden istemiyorum.. ARZU Benin yüzümden mi.. EMİN Evet.. Şimdi adama, ben kızınınzın fakülteden arkadaşıyım, bir sporsorluk meselesi vardı, bize para verecek birilerini bulabilir misiniz demek istemiyorum.. ARZU Niye ki? Ne var bunda? EMİN Canım, böyle bir şey olmasını istemiyorum işte.. ARZU Emin? EMİN Efendim? ARZU Bu hikaye de inandırıcı değil.. Derdin arkadaşlarına sponsor bulmak olsa bu işi pekala yarın da yapabilirsin.. EMİN Yarın çok geç olabilir. Bu işin bu gece bitmesi lazım.. ARZU Kusura bakma, yardımcı olamam. Neyse bu bahaneyle evimi öğrenmiş oldun.. EMİN Ne yani. Bütün bunları senin evini öğrenmek için mi yaptığımı sanıyorsun.. ARZU Olamaz mı? Öylesi en azından daha romantik olurdu.. EMİN Ne yani derdim zorla evine gelip sana tecavüz etmek mi? ARZU Bu söylediğin çok iğrenç olur ama deminki hikayelerinden daha inandırıcı olduğunu da itiraf etmeliyim. EMİN Anlamadım. ARZU Anlaşılmayacak bir şey yok bunda.. Gece yarısı babamın telefonunu ne yapacaksın. Hadi, gerçek mesele neyse onu söyle.. EMİN İnan bana babanın şu anda bulunduğu yerin telefonundan başka hiç bir şey istemiyorum. Hem de hemen şimdi. Telefon numarasını ver hemen gideyim.. ARZU Bu konuda bir şey yapamam.. EMİN Başka bir yol deneyelim o zaman. ARZU Neymiş o? EMİN Babanı ara ve "biri beni aradı, çok önemliymiş, telefon numaranı istiyor." de. Ama sakın tanıdığını belli etme.. ARZU Ay baydın ha.. EMİN Lütfen. İnan bana bu konu çok önemli.. ARZU Peki, peki.. Defterimi nereye koydum acaba.. EMİN Babanın telefonunu ezbere bilmiyor musun? ARZU Numarası her ay değişiyor. Ben de ezberlemekten vazgeçtim. Zaten ayda yılda bir arıyorum. Hah, işte buradaymış.. Bak, rontgencilik falan yok.. Güvenimi suistimal etme.. EMİN Tamam.. EFEKT (Telefen ahizesi kalkıyor ve ardından tuşların sesi.) ARZU Alo.. Merhaba anne. İyiyim, iyiyim.. Bir şey yok.. Babama bir şey soracaktım da.. Bunu daha sonra konuşamaz mıyız.. Anne! Babamı verir misin lütfen.. Tamam. Ben de öptüm.. Alo.. Merhaba baba.. İyiyim.. Okul, bilgisayar kursu koşuşturup duruyorum.. Hayır baba, param bitmedi.. Sırf o yüzden mi arıyorum.. Teessüf ederim baba.. Evet.. Tabii.. Bir hafta sonu uğrayacağım... Tabii.. Baba.. Dinle beni.. Az önce biri aradı.. Ben de tanımıyorum.. Dinler misin lütfen.. Adam senin numaranı istedi. Çok önemliymiş.. Tabii vermedim.. Benim numaramı mı nereden bulmuş? Ne bileyim, rehberden bulmuştur her halde.. Bilmiyorum dedim ya baba.. Birazdan yine arayacak, numaranı vereyim mi... Gazeteden aramış zaten, bugün gazeteye gitmemişsin... Efendim? Peki baba. Dediğin gibi yaparım. Tamam. Görüşürüz. Tamam. Tabii. Görüşürüz.. (Telefonu kapatır.) EMİN Ne dedi.. ARZU Cevabını gerçekten öğrenmek istiyor musun? EMİN Elbette.. ARZU Si**irsin oradan dedi.. EMİN (alçak sesle.) Allah kahretsin.. ARZU Hikayene inanmadım ama eğer doğruysa ben de çok üzüldüm.. EMİN Gideyim o zaman. Başka yerlerde şansımı deneyeyim.. ARZU Başka kızların babalarının telefonunu öğrenmeyi mi deneyeceksin.. EMİN Beni kırıyorsun ama.. ARZU Hiç de değil. Ayrıca bir kız telefon rehberi muammelesi görmektense tecavüz edilecek kadar çekici olmayı tercih edebilir. EMİN Ama benim hiç öyle bir niyetim yok. ARZU Olsa da şansın yok zaten.. EMİN Bunu ilerde bir panel yapıp tartışabiliriz. Ama şimdi sırası değil. ARZU Panel ha.. Fanzatilerin ne kadar zengin. EMİN "Buraya aslında sana asılmak için geldim, babanın telefen numarası falan da bahaneydi." böyle dememi mi isterdin? ARZU Dedim ya, böylesi en azından daha romantik olurdu.. EMİN Şu anda romantik olmayı becerebileceğimi sanmıyorum. ARZU Bundan eminim. EMİN Babamın telefon numarasını ister miydin? ARZU Emin. Defol. EMİN Gidiyorum zaten.. ARZU Şu konser, kimin konseriydi? EMİN Ne önemi var? Yapılmayacak bir konser işte. Yapılamayan bir sürü konserden biri.. ARZU Kimin konseriydi dedim.. EMİN (gizemli bir tonla) Kimin konseri olduğu da en az babanın evindeki telefonun numarası kadar gizli.. ARZU (güler.) Yahu, manyaksın falan amaderden neyse gerçekten çok önemli galiba.. Otursana, sana soğuk bir şeyler ikram edeyim. EMİN (tedirgin güler.) Vakit kaybetmekten korkuyorum ama yine de soğuk bir şeye hayır diyemem.. ARZU Ne içersin? EMİN Kola falan, ne varsa işte.. ARZU Votka kola mı, viski kola mı.. EMİN Sek kola.. ARZU Saçmalama Allahaşkına. Bildiğim kadarıyla onsekizini geçeli çok oldu. EMİN Peki. Viski o zaman. ARZU Viski kola.. EMİN Viski.. Kolasız.. ARZU Bol buzlu? EMİN Bol buzlu.. Lütfen.. (Arzu çıkar. Emin kütüphaneyi inceler.) Hep bunları mı okuyorsun? ARZU (dışarıdan.) Neleri? EMİN Bu pembe dizileri falan.. ARZU (dışarıdan) Çok rahatlatıcı sen de dene.. EMİN İnsanın beynini yıkamaktan başka bir halt ettikleri yok.. ARZU (dışarıdan) Sana öyle geliyor. (Arzu elinde tepsiyle döner, Tepsiyi masaya koyup içkileri hazırlar.) Hem insanların beyninin yıkanmasına ne gerek var ki. İnsanları beyni zaten tertemiz. EMİN Haklısın. Bu salak şeyleri okuya okuya millette beyin meyin kalmadı zaten.. ARZU Orada dur bakalım. Çünkü ben de o kitapları okuyorum. EMİN Canım, senin durumun diğerleriyle aynı mı.. ARZU Aynı.. Hem de tıpı tıpına.. Hem ne varmış bu kitaplarda.. Senin okuduğun kitaplardan ne farkı var ki.. EMİN Saçmalama Allah aşkına.. ARZU Niye saçma olsun? Okuduğun kitapları çok iyi biliyorum. Zaman zaman gözüme çarpıyor. Belki inanmayacaksın ama senin o ‘şahane’ kitaplarının çoğunu ben daha ortaokuldayken okumuştum. EMİN Ortaokuldayken mi? Atıyorsun.. ARZU Atmıyorum. İnsanın ülke çapında şöhret olmuş gazeteci bir babası varsa yazık ki başka seçeneği olmuyor. Düşünsene büyüdüğün evin her tarafı o koca koca, kalın kalın kitaplarla dolu. Baban ve herkesin gıpta ettiği şöhretli dostları insanlığın topyekün mutlu bir hayat sürmesinin formülünün o kitapların içinde olduğunu konuşup duruyorlar... Söyler misin bana, o senin okuduğun kitaplarla bu aşağıladığın kitapların arasında ne fark var? EMİN Ne alakası var, elmayla armut toplanır mı? ARZU Ne elması! Ne armudu! Bu kitapların hepsinde insanoğlunun mutlu yaşamasının formülleri var.. Aralarındaki tek fark kalın ve siyah kaplı olanları kimsenin anlamaması, ince ve pembe olanları benim gibi eblehlerin bile anlaması.. EMİN Estafurullah.. ARZU Estafurullahmış. Söylesene bana insanların hayattan ne beklediğini sanıyorsun? Mutlu, sağlıklı ve zengin olmak. Pırıl pırıl elbiseler giymek. Çocuğunun okul taksidini düşünmeden kendine istediğini alabilmek. Yani kısaca para pul derdine düşmeden, birilerinin kapısına dayanıp canını almayacağından emin, uçakların tepelerine bombalar yağdırmayacağına inanarak uyumak. Dolu dolu yaşamak... Sevmek, sevilmek ve elbette ki sevişmek... İşte hepsi bu. İnsanlar başka ne ister ki... (sessizlik) Cevap versene.. Senin kitapların vaadettiği de böyle bir hayat değil mi... Eğer değilse o kitapların hepsini yak... EMİN Beni çok şaşırtıyorsun... ARZU Şaşıracak bir şey yok... Benim o minicik pembe kitaplarım senin kara ve kalın kitaplarının vaadettiği hayat gerçekleşince olacakları, olması umulanları anlatıyor.. Yani pembe kitaplar siyah kitaplardan bir adım daha önde.. Hayatın daha yaşanılabilir olduğunu anlamak için kalın kalın ciltler okumaya, sakal bırakmaya, fular takmaya, ortalıkta pislikten kokarak dolaşmaya, boktan tütünlerle pipo içmeye de hiç gerek yok... EMİN Haksızlık ediyorsun ama.. ARZU Kime? O kitapları yazanlara mı, okuyanlara mı.. EMİN En azından yazanlara.. ARZU Hayır.. Tam tersine, ben onları yüceltiyorum.. Kendine karşı bile dürüst olamayan, kendi kendiyle kavgalı bir sürü geri zekalının ciltler dolusu laf kalabalığı okumadan bir halt anlayamacağını farkedince, çaresiz cilt cilt yazmışlar.. Ne acıdır ki bu bile bir boka yaramıyor. Halbuki sıradan insan, kendiyle barışık, insan gibi yaşamaktan başka bir şey düşünmeyen insan, bir kaç satırda yaşanılır bir dünyanın nasıl olacağını çakıveriyor. EMİN Bir dakika. Bir dakika. Kafamı karmakarışık ettin. (Bundan sonraki diyalog müthiş bir hızla söylenir.) ARZU Niye ki.. EMİN Ben olayı bu açıdan hıç düşünmemiştim.. ARZU Senin düşünmene ne gerek var ki.. Başkaları nasılsa senin yerine düşünüyor.. EMİN O kadar da değil.. ARZU Babamın telefonunu ne yapacaksın? EMİN Ona şey demek istiyorum... (Hız kesilir.) ARZU Ne! EMİN Dedim ya.. Sponsorluk meselesi.. ARZU Senden bir şey söylemeni istiyorum.. Bu sponsorluk hikayesi gerçek mi, yoksa başka bir şeyin bahanesi mi? EMİN Sponsorluk hikayesi bahane. Ama gerçekten babanın numarasına ihtiyacım var.. ARZU Neden diye sormayacağım... Doğrusunu istersen umrumda da değil.. EMİN Bazan rastlantıyla bir şey öğrenirsin ve bunu mutlaka bilmesi gereken başka biri vardır. Bunu açık açık söylememen için gerekli her türlü tedbir alınmıştır sanki. Korkular.... ARZU Evet? EMİN Korkular. Korkular. Korkular. Bir şeyi yapmamak için sadece korkmak yeterli değil mi.. ARZU Bilmem.. Her halde yeterlidir. EMİN Çok hoşuna giden sınıf arkadaşlarından biri sınavda kopya çekerken hoca o tarafa doğru gittiğinde için pır pır eder. Kalbinin atışı hızlanır.. Hoşuna giden arkadaşın hocanın geldiğini çakamamıştır. Onu kurtarmanın bir yolu olmalıdır. Ama yine de için korku doludur. Yanlış yapıp işi iyice berbat etmekten korkarsın. Üstelik o yanlış durup dururken seni de yakabilir.. O anda öyle bir şey yapman gerekir ki, hem o çok hoşlandığın arkadaşın kurtulsun hem de sen ateşe atlama.. Böyle bir durumda ne yaparsın... Ciyak ciyak bağırıp hocanın dikkatini dağıtırsın. Öğrencilerin sınavda bağırması adetten olmadığı için de bu bağırışa bir sebep bulman gerekir.. Birden kafanda bir şimşek çakar.. "Sırtım! Sırtım!" diye inlemek en iyisidir.. Hoca böbreklerinden birinin ağrımaya başladığını düşünür, seni hastaneye kaldırırlar. Böylece hem hoşlandığın arkadaşın kurtulur, hem de doktor sana bir - iki günlük rapor vereceği için sen sınav hakkını yitirmezsin... İşte korku insanı bazan böyle yaratıcı yapıyor... ARZU Baksana, geçen gün sınavda numaradan mı bağırıp çağırdın? EMİN Yoo, ben öyle bir şey mi ima ettim.. ARZU O hoşuna giden arkadaşın kimdi? EMİN Bir viski daha alabilir miyim? ARZU Tabii... (Arzu bardakları doldurur.) EMİN Viski böbreklerime iyi geliyor da.. ARZU Sana borçlandım.. EMİN O niye o? ARZU Yakalansaydım en az bir yıl kaybederdim... EMİN Hoşlandığım arkadaşımın sen olduğunu mu düşünüyorsun? ARZU Yoo, ben öyle bir şey mi ima ettim? Viskiniz... EMİN Teşekkür ederim. (içer.) Bak Arzu, evine böyle bir sebeple geldiğim için çok üzgünüm. Halbuki aklımdan kimbilir kaç kere telefon açıp, "Arzu, bana gelsene." Ya da "Duvar kağıtlarını çok merak ettim, gelip görebilir miyim?" demek geçmişti.. ARZU Niye yapmadın öyleyse? EMİN Cesaret edemedim.. ARZU Cesaret mi edemedin? EMİN Edemedim tabii. Ben, işte öyle hasbelkader yaşayıp giden biriyim. Oysa sen kopya mopya işi götüren iyi bir öğrencisin,ülkemizin en saygın gazetecilerinden birinin kızısın... Üstelik de çok güzelsin.. ARZU Güzel mi dedin? EMİN Öyle mi dedim? ARZU Demedin mi? EMİN Dedim mi? ARZU Demedin mi? EMİN Dedim mi? ARZU Demedin. EMİN Dedim. ARZU Bunu söylemek için biraz geç kalmadın mı? EMİN Durup dururken güzelsin denmez ki.. Hem sen güzel olduğunun farkında değil misin? ARZU I-ıh... EMİN Babanın telefonununu verecek misin.. ARZU Bana "Çok güzelsin." dersen bunu düşünürüm. EMİN Çok güzelsin... ARZU Ben çok güzel olduğumun farkında değil miyim sanıyorsun.. EMİN Çok alçağım değil mi.. ARZU Hem de çok... (gülerler.) EMİN Sen de... ARZU Ben de...Bana bak, birazdan buraya gerçekten babamın telefon numarasını almaya geldiğini düşünmeye başlayacağım ha.. EMİN Pek romantik olmayacak ama (kelimeleri tek tek söyler.) Buraya babanın telefon numarasını almaya geldim.. ARZU Ne yapacağına dair inandırıcı bir tek cümle söyle telefon numarasını vereceğim.. EMİN Allahın emri peygamberin kavliyle seni isteyeceğim.. ARZU Aferin sana! Bu cevapla telefon numarasını kaçırdın ama bir kadeh daha viski içmeye hak kazandın.. EMİN Buz bitmiş.. ARZU Gidip getireyim. (Arzu çıkar.) EMİN Bana yapacak hiç bir şey bırakmıyorsun.. ARZU (dışarıdan) İstersen gel buzları dolaptan sen çıkar.. EMİN Onu demek istememiştim... ARZU (Girer.) Hayatında bir kere olsun ne demek istediysen onu söyledin mi ki? EMİN Evet.. ARZU Ne zaman? EMİN Zaman zaman... Muntazaman... ARZU Kafiye bulmaktan on puan, zamana ve zemine göre konuşmaktan sıfır puan... EMİN Zamana ve zemine göre mi? ARZU (İçkileri doldurur.) Öyle ya, üç yıldır babasının toplum içindeki ağırlığından, babasıyla aynı soyadını taşıdığı için olur olmaz yerde saygı görmekten ve sorguya çekilmekten bunalmış, babasının yazdığı her yazıya sanki kendi imza atmış gibi hesap vermek zorunda kalmaktan yılmış, bu yüzden de 21 yaşında, babasının parasıyla kendine ayrı ev açıp, iki yıldır yalnız yaşayan, üstelik de 'çok güzel' bir kızın evine geliyorsun ve iki lafından biri telefon numarası... EMİN Ne diyeyim? ARZU Dedim ya tecavüz etmeye kalkışsaydın bile bu çok daha romantik olurdu.. EMİN Sana bir şey sormak istiyorum.. ARZU Sor bakalım.. EMİN Bugün buraya gelinceye kadar hiç dikkatini çekmiş miydim.. ARZU Elbette.. Ama dikkatimi çeken tek kişi sen değilsin.. Ortalık dikkat çekici insanlarla dolu.. Ama yazık ki ben onların dikkatini çekemiyorum. EMİN Saçmalıyorsun ama.. ARZU Saçmalıyorum demek.. Sen saçmalamanın ne demek olduğunu biliyor musun? Saçmalamak bir insanı, sanki kendi kişiliği hiç yokmuş gibi bilmem kimin kızı diye nitelemektir... Saçmalamak, sıradan, 23 yaşında genç bir kıza 60 yaşındaki babası gibi anlamsız bir saygı duyup ona dokunmaktan bile korkmaktır... Saçmalamak, bir insana ismiyle hitap etmek yerine bilmem kimin kızı diye hitap etmektir... Hem biliyor musun, o gün sınavda boşu boşuna bağırıp çağırmışsın. Okulda hiç bir hoca beni kopya çekerken yakalayamaz. Babamın gazetesindeki köşesinden korkarlar. Babamın kızını kopya çekerken yakalamak işlerine gelmez. Çünkü eğer ben inkar edersem babam beni mutlaka kurtarır sanırlar. Babamın kızına iftira etmek, babama iftira etmek demektir! Babam da onların çanına ot tıkar sanırlar... (ağladı ağlayacak.) Soyadımdan nefret ediyorum. Çünkü insanlar soyadımı duyar duymaz en yapmacık şirin hallerini takınıp "Sen o gazetecinin kızısın, değil mi?" derler... Babanıza hürmetlerimi iletin küçük hanımefendi.." Yanında bir arkadaşınla bir yere de gidemezsin. Paparaziler peşindedir. "Beyefendinin kızı yanındaki yakışıklıyla a ga ni gi durumlardalar... Beyefendi kızının başını çok boş bıraktı... Bu gidişle kızınız ya davulcuya ya zurnacıya varacak beyefendi, bizden söylemesi!" (sessizlik.) Ve durup dururken günün birinde evime bir delikanlı geliyor, neredeyse bir şişe viskiyi hakladıktan sonra bana hala babamın telefonunu soruyor... Başlayacağım babamın telefonuna da gazetesine de dostlarına da... (ağlamaklı) Emin, ben Nasreddin Hoca'ın Karısı olmak istemiyorum. EMİN Nasreddin Hoca'nın karısı mı? ARZU Nasreddin Hoca'nın karısını bilirsin değil mi? EMİN Elbette.. ARZU Adı ne peki? EMİN Adı mı? Bilmem... ARZU Çok ünlüdür ama adı falan yoktur, Herkes ona Nasreddin Hoca'nın karısı der... EMİN Zaman ve zemin... İşte bütün mes'ele bu... Zaman mükemmel.. Ama zemin değil... Okulda seni ilk gördüğüm andan beri gözümü senden pek ayırmadım... Ama galiba haklısın... ARZU Nasreddin Hoca'nın karısına herkes güler ama onun adını bilmez... Hoca tutmayacağını bile bile göle maya çalar, bunu yapması da gölü kirletmekten başka bir şeye yapramaz üstelik.. Hoca her uyanmasa da.. Halbuki karısının da duyguları vardır, o da yer içer... Hıh, Allah bilir karısı olmasa hocanın fıkralarının yarısı olmazdı.. sabah bir fıkraya konu olmak için uyanır. Karısı uyansa da olur EMİN Bunu hiç düşünmedim... Bunu hakikaten hiç düşünmemiştim. Ama şimdi düşünüyorum da, iki yıldır ben de seni sen diye görmeyi becerebildim mi acaba.. Yoksa sen benim için de babanın kızı mıydın acaba... Öyle olmalı.. Öyle olmasaydı şu anda belki her şey farklı olurdu.. Amma matrak ha.. İki yıldır baban yüzünden sana ulaşamıyordum, şimdi de senin yüzünden babana ulaşamıyorum... (hüzünle güler) İnanır mısın babanın telefon numarasını bulmam, ona ulaşmam gerçekten hayati bir mes'ele... Belki o kadar da önemli değil... ARZU Evime gelen genç delikanlı ve babamın telefon numarasını isteyen geri zekalı.. Bunların ikisi de sensin.. Arzu! Herkes gibi 46 kromozomu olan, herkes gibi sıcakta terleyen, soğukta üşüyen, herkes gibi sevmeyi, sevilmeyi becerebilecek, herkes gibi sevmeyi ve sevilmeyi isteyen, herkes gibi, bir insan.. Ünlü gazetecinin kızıysa bir hayal kahramanı! Ulaşılmaz, dokunulmaz, saygı duyulan, çekinilen bir hayal kahramanı! Bunların ikisi de be miyim... EFEKT Küçük bir defterin yere düşmesi. ARZU Al İşte babamın telefon numarası bu defterin içinde yazılı.. Hadisene… Adını biliyorsun nasılsa. (Üzerindeki gömleği çıkarır.) Bu gömleğin içindeyse sadece ben varım.. Babamın o hanım hanımcık kızı değil. Dokunulmaya korkulan hayal kahramanı değil.. Dokunulmak isteyen sıradan bir insan.. Sıradan bir insan.. Bir insan.. Gazetecinin kızı değil.. (tamamen nötr.) Hadi, gel yanıma, dokun bana… Bu benim işte.. Arzu... Arzu.. MÜZİK (Zaman aşımı-Sabah.) ARZU (Uyanırken mırıldanır) Saat dokuz olmuş.. Emin de gitmiş.. Aptal çocuk.. Şu televizyonun kumandası nerede acaba? Hah, şurada… (televizyon açılır.) SPİKER (Filtre) ...Olayla ilgili açıklama yapan Emniyet Müdürü arabaya konan ve kontağın çalışmasıyla patlayacak olan bombanın parça tesirli olduğunu ve ünlü gazetecinin suikastten kurtulmasının bir mucize olduğunu söyledi.. ARZU Baba! SPİKER ...Emniyet Müdürü sabaha karşı ünlü gazetecinin özel telefonunu arayan ve düzgün bir türkçeyle suikasti ihbar eden genç adamın büyük bir faciayı önlediğini, sözü edilen genç adamın suikasti düzenleyen örgüte mensup olup son anda pişmanlık duyduğunun sanıldığını belirtilirken gazetecinin gizli tutulan ve sadece bir kaç kişinin bildiği telefon numarasını nereden bulduğunun araştırıldığını ve soruşturmanın çok yönlü olarak sürdürüldüğünü bildirdi.... ARZU Emin... Toplam 17.752 vuruş (Characters) | |
| ![]() |
![]() |
Etiketler |
skeci, suikast |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
![]() | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
TikTok'u sallayan taksici skeci! Videonun sonundaki replik hepsinden bomba | CORDON BLEU | Güncel ve Son Dakika Haberler | 1 | 12 Aralık 2022 18:12 |
Güldür Güldür'ün son bölümüne "Muhalefet" skeci damga vurdu! Salon gülme krizine girdi | CORDON BLEU | Magazin Haberleri | 0 | 27 Kasım 2022 15:24 |
FOX Spikeri Selçuk Tepeli'nin canlı yayında bardak fırlatmasının ardından Şahan'ın reytingleri tavan yaptırdığı skeci | CORDON BLEU | Yaşam ve Detay | 1 | 21 Mayıs 2022 06:16 |
Rap skeci izleyenleri kahkahaya boğdu | Fragile | Televizyon Dünyası | 4 | 17 Ekim 2019 21:01 |