26 Mayıs 2014, 17:49 | #1 | |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Osmanlının Çöküşünden Alınacak Dersler Osmanlı’nın güçlü olduğu dönemlerde idarecilerin en belirgin özelliği, devlete sadakatti. Çöküş döneminde ise, karar verici mekanizmalarda, liyakat ve devlete sadakat yerine, Batı’ya itaat kültürünün hâkim olmaya başladı. Bunun belki de en önemli örneği, Reşit Paşa’dır.İmparatorlukta Batılılaşmanın sembolü ve çöküşün ilk mimarı olan Mustafa Reşit Paşa, yetersiz bir eğitim ve milli şuurdan yoksun olarak yurt dışına gitmiş, Fransızların ve İngilizlerin tesirinde kalmıştı. 1836’da Londra Büyükelçisi iken, mason locasına girmiş ve İngilizlerin desteği ile altı kez sadrazam olmuştu. 1820’de sanayi devrimini tamamlayan İngiltere’de, sanayi birikimleri ortaya çıkmaya başlamıştı. Buhar gücü ve makinelerin üretim sürecine katılmasıyla maliyetler düşmüş, verimlilik artmış ve üretim fazlası mallar için yeni pazar ihtiyacı ortaya çıkmıştı. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. Osmanlı Devleti’nin ise, bu dönemde gelirleri daha ziyade fetih ganimetleri, savaş tazminatları, vergiler, tımar sistemi (ziraat) idi. Sanayi üretimi ise Ahilik müessesesi ile sınırlı idi. Diğer devletler, İngiliz mallarına karşı korumacı bir tutum içine girerken, Osmanlı Devleti, kapılarını çok ciddî avantajlarla İngilizlere açmış ve kendi tüccarının rekabet gücünü kırmıştı. Diğer devletler, sanayi devriminin etkilerinden kendini korumak için önlemler aldılar. Almanlar, çok ağır vergiler koyarak İngiliz mallarının girişini imkansız hâle getirdi. Avusturya bazı malların girişini tamamen yasakladı, önemli kısmına da çok ağır vergiler koydu. Rusya ise 300 kalem malın ithalini yasaklamıştı. Avrupa ülkeleri korumacı tedbir alınca İngilizler uzaklara açıldılar. 1820’den 1840’lara kadar, Latin Amerika’dan Çin’e kadar pek çok bölgede ya uzlaşmak suretiyle ya da silah zoruyla pek çok ticaret anlaşması imzaladılar. Bu süreç globalizasyonun ilk adımıydı. ****** Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa isyan etmiş ve kuvvetleriyle Kütahya’ya kadar ilerlemişti. Fransa Mısır’ı desteklerken, İngilizler, çekimser kaldı. Osmanlı Devleti kendi gücüyle isyanı bastıramayınca, İngilizler devreye girdi ve Mısır’a karşı Osmanlı’yı destekleme karşılığında, Osmanlı-İngiliz Ticaret Sözleşmesi’ni imzaladılar. (1833’ten beri İngiliz hariciye nazırı Polmerston ticaret sözleşmesi için uğraşıyordu.) 16 Ağustos 1838’de, Mustafa Reşit Paşa’nın Baltalimanı’ndaki yalısında, imzalanan sözleşme ile İngilizlere çok önemli ticari imtiyazlar verildi. (Sıfır borçla masaya oturan Osmanlı Devleti bu imza ile Sevr’e giden yolu açacaktı.) Yapılan anlaşma uyarınca; • Yed-i vahid kaldırıldı. (Herhangi bir bölgede belirli malların ihraç ve ithali belirli kişilerin tekelinde olması -tekel düzeni- kaldırıldı. Bu düzen İngiltere’nin Osmanlı’yı rahatça sömürmesini engelliyordu.) • Savaş döneminde uygulanan olağanüstü vergiler kaldırıldı. • Gümrük resimleri, % 12’den % 3’e indirildi. • İhracat vergileri % 3’ten % 12’ye çıkartıldı. • İthalat vergileri % 5 olarak kabul edildi. • İngiliz mallarına limitsiz ithalat izni verildi ve iç gümrük vergileri kaldırıldı. (Yabancılara vergi kaldırılırken yerli tüccarlar vergi ödemeye devam ettiler.) Gümrüksüz gelen İngilizlerin gelişmiş makine ürünü malları, Osmanlı’nın korumasız el tezgâhı endüstrisini kısa zamanda ezdi. Yerli üretimin rekabet gücünün kırılmasıyla birlikte Avrupa mallarının işgali başladı. Devlet tekelinin yerini artık yabancı tekeller almıştı. O dönemin hazin tablosunu özetleyen İngiliz Edward Michelson: «Türk sanayiinin birçok kolu şimdi tamamen yok olmuştur. Bunlar arasında pamuk sanayii başta gelir ki, bunlar tamamıyla, İngiliz sanayii tarafından sağlanmaktadır. Şam’ın çelik bıçakları, Kıbrıs’ın şekeri, İznik’in çini, Teselya’nın iplik boya sanayii hep yok olmuştur.» diyor. Anlaşmadan sonraki ilk 6 yıl içinde, ihracat üç katına çıkmış, ithalat ise beş kat artmıştı. (Altın ve gümüş para stoku ilk 6 yılda bittiği için, bu dönemde kâğıt para kullanılmaya başladı.) Ekonomisini döndüremeyen Osmanlı Devleti, ilk kez borç alma yoluna gitmiş, bununla birlikte, bağımlılık devri de başlamıştı. İhracatın çok üstünde ithalat harcamaları yapılmış, bu durum savaşlarla da birleşince, devasa finansman açıkları ortaya çıkmıştı. (1854 Kırım Savaşı ile dış borca başlayan Osmanlı Devleti, 1875 yılında moratoryum ilan etti. 1876’da ödemeler durduruldu ve 1881 Muharrem Kararnamesi’ne kadar sürdü.) Açığı kapatmak için borç alan Osmanlı devletinin işini kolaylaştırmak için Avrupa bankaları liman kentlerine gelmeye başladı. Dış borçlanma süreci, Osmanlı Devleti’nin yıkılışına kadar devam etti. (TÜRKİYE’NİN 1987-1995 YILLARI ARASINDA YILLIK DIŞ TİCARET AÇIĞI ORTALAMA: 7.6 MİLYAR DOLAR. GÜMRÜK BİRLİĞİ’NE GİRDİKTEN SONRA 1996-2004 YILLARI ARASINDA YILLIK ORTALAMA: 19.7 MİLYAR DOLAR. 2006 YILINDAKİ DIŞ TİCARET AÇIĞININ İSE, 50 MİLYAR DOLARI BULACAĞI TAHMİN EDİLİYOR.) 1856 yılında merkezi Londra’da bulunan Ottoman Bank (Osmanlı Bankası) kuruldu. Ve Galata Bankerleri dönemi başladı. Kurulan çok sayıda bankanın amacı kredi ve yatırım değildi. Avrupa’dan düşük faizle temin ettikleri paralarla, Osmanlı Devleti’nin çıkardığı yüksek faizli tahvilleri satın alıyor ya da pazarlıyorlardı. 41 kez yapılan borçlanmanın dördü ile demiryolu, biri ile sulama yapıldı. Diğer borçlanmaların hepsi borç ötelemek içindi. (1854-1874 yılları arasında 15 kez dış borç alındı. 238.7 milyon Osmanlı Lirası borçlanıldı. Ancak, komisyon ve diğer giderler düştükten sonra 127.1 milyon Osmanlı Lirası ele geçti.) O dönemde kişi başına borç 1000 dolar civarındaydı. Bugün kişi başına borç 4.000 dolar. Kişi başına millî gelir Avrupa’da Osmanlı’dan 4 kat fazlaydı. (170 dolar/44 dolar) Bugün AB ülkelerinin ortalama kişi başı geliri Türkiye’nin 7 katı. 1839 yılında Tanzimat Fermanı ilan edildi. Hariciye Nazırı Mustafa Reşit Paşa, Avrupalılar ile mutabakat sağlayarak hazırladığı fermanı, yabancı elçi, gayrı müslim cemaat liderleri, devletin ileri gelenleri ve halkın önünde okudu. Osmanlı Devleti, kendi dokusuna uygun olmayan bu fermanla Avrupa’nın istediği değişiklikleri yapmıştı. Bu forumdaki linkleri ve resimleri görebilmek için en az 25 mesajınız olması gerekir. • Padişahın mutlak hâkimiyeti sınırlandırılmış, • Askerlik süresi belirlenmiş, • Müslümanlarla gayrı müslimler eşitlenmiş, • Mahkemelerin şeffaf olması karara bağlanmış, • Rüşvetle mücadele, can ve mal emniyeti, yeni vergi esasları belirlenmişti. Tüm Osmanlı tebaasını kapsayan bu fermanla, çağdaşlaşma amaçlanmıştı. 1856 yılında daha ziyade gayrı müslim tebaa için hazırlanan Islahat Fermanı ile de; • Gayrı müslim cemaatlerin idaresinin, ruhban sınıfı ve halkı arasından seçilmiş meclis tarafından yapılması, • Her cemaatin kendi okulunu açabilmesi, •Gayrı müslimler arasındaki soy dâvâlarına istendiği takdirde, cemaat meclisleri tarafından bakılabilmesi, • Gayrı müslimlerin devlet memuru olabilmesi, • Ceza ve ticaret kanunları çıkarılması, •Hapishanelerin ıslah edilmesi, işkence ve dayağın kaldırılması, • Gayrı müslimlerin isterse bedelli askerlik yapabilmesi, • Eyalet ve vilayet meclislerine inanca göre Müslüman ve müslüman olmayan âzâların seçilmesi, • Yabancılara gayrı menkul satılabilmesi, • Para basımı ve maliye işlerinde yenilikler yapılması, yine, Avrupa’nın isteği ile karara bağlanmıştı. Fermanın yayınlanmasının mükafatı olarak 1856’da Paris Anlaşması imzalandı ve Osmanlı Devleti Avrupalı bir devlet olarak kabul edildi. | |
|
Etiketler |
alınacak, Çöküşünden, dersler, osmanlının |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Osmanlının Çeteleri | Zen | Tarih | 0 | 14 Mayıs 2014 17:13 |
Hucurat 14. ayet ve alınacak çok önemli dersler. | halukgta | Genel İslami Konular | 1 | 31 Ekim 2012 13:55 |
Furkan suresi 30. ayetten alınacak dersler. | halukgta | Genel İslami Konular | 0 | 18 Aralık 2011 11:36 |
Osmanlının çöküş döneminde din | YapraK | Tarih | 0 | 27 Mart 2009 04:02 |
Osmanlının Che Guevaraları | YapraK | Tarih | 0 | 24 Mart 2009 23:47 |