24 Mayıs 2014, 22:39 | #1 | |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| İmparatorluğun İdaresi Osm. İmp. ‘nda reaya Müslüman ve Hıristiyan olarak 2’ye ayrılmıştı. Mülki idare reayanın rahatını sağlayacak şekilde hazırlanmıştı. Bilginler de reayaya adil davranılması gereğini belirtmekteydiler. Reayanın vereceği vergiler kanunlar ile belliydi. İdarenin adil ve düzenli olması halkın huzur içinde ve zengin olmasına sebep olmaktaydı. Fakat XVII.asırdan itibaren Osm. mülki idaresinde bozulmalar olmuştu. Zaten İmp. mülki bakımdan fakir düşmüş ve bazı paşalar İstanbul ile bağlarını bir süre kesmişti. Bu durumun düzelmesi için idare makamlarında kudretli ve adil insanlara yer verilmeliydi. Ayrıca rüşvet oldukça yaygınlaşmıştı. Vezirler gittikleri yerde uzun kalmaz, sık sık tayinleri çıkardı. Her kazada bulunan ayanlar da halk tarafından seçilmez olmuş, ayin ile görev yapmaya başlamışlardı. Halka eziyet eden vezir ve ayanların zulmüne ulemalar engel olabilirdi. Ulemalar hak ve adaletin sağlanması gibi önemli bir işle görevli olmalarına karşın fazla bilgili değillerdi. Adli memurlar Rumeli ve Anadolu’daki görev yerlerine maaşla cahil vekiller yollarlar, kendileri İstanbul ‘da yaşardı. Cahil vekiller ise şeriat hükümlerini istedikleri gibi uygulayıp halka zulüm edip, halkı soyardı. Sonunda yapılan toplantılar ile valilerin sık sık azledilmemesine, ayanların halk tarafından seçilmesine, kadıların şeri mazereti olmadığı sürece görev yerlerine gitmelerine, naiplerin namuslu kişiler olmalarına dikkat edilmesine karar verildi. Kararlar Rumeli ve Anadolu’daki halka duyuruldu. Osm. İmp.’nu 28 eyalete böldüler ve vezirler eyaletlere göre belirlendi. Kararların tatbiki ile vezirlerin nizam edilmesi daha kolay olacaktı. Bu nedenle vezirler arasında bir tasfiye yapıldı. Vezirlerin devletin itimadını kazanmış, taşrada çalışmış, dindar kimseler olmasına dikkat edilmeye başlandı. Bu konuda görevli padişah ve sadrazamdır. Bu konuda birbirlerini uyarabilmektedirler. Vezirler görev yerlerinde 3-5 yıl kalacaktır. Toprak yönetimi ile ilgili kanunname çıkarılmıştır. Osmanlı’da toprak devlete aitti, toprağı işleyen, işleten ise reaya idi. Osm. toprakları gelir değerlerine göre has, tımar ve zeamet olarak 3’e ayrılırdı. Has hanedan üyelerine ait olan, tımar ve zeamet ise savaşta yararlılık gösterene verilen toprak idi. Tımar ve zeamet sahipleri asker yetiştirmekle de yükümlüydü. Bu nedenle sistemdeki bir usulsüzlük mülki olduğu kadar askeri alanda da zarara sebep olurdu. Zamanla tımar sistemi de bozulmuş, tımar sahipleri toprağın başında oturmayıp, yetenekli asker yetiştirmez olmuştu.Selim III tımar ve zeamet kanunnamesi hazırlattı.Buna göre; artık alaybeyleri dürüst, sadık, tecrübeli insanlar arasından seçilecekti. Alaybeyleri kusurları kanıtlanırsa idam edileceklerdi. Eyalet askerleri bundan böyle sadece emir ile ordudan ayrılabileceklerdi. Yapılan yoklamada olmayan alaybeyleri azledileceklerdi. Tımar ve zeamet kanunnameleri tatbik edilememiştir.”Selim III devrinde iç idarenin anarşili bir hal almasına sebep olmuştur” | |
|
Etiketler |
İdaresi, İmparatorluğun |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
İstanbul ‘un İdaresi | Zen | Tarih | 0 | 24 Mayıs 2014 22:38 |
300: Bir İmparatorluğun Yükselişi 3D|ABD|Vizyona giriş tarihi: 07 Mart 2014|Aksiyon | Violent | Sinema Dünyası | 1 | 08 Mart 2014 20:40 |
Osmanlı İmparatorluğun Kronolojisi | xena | Tarih | 0 | 25 Mart 2013 16:31 |