Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
1913 Bükreş Antlaşması
MAKEDONYA ELİMİZDEN KAYIP GİDİYOR…
Sandanski 1200 kişilik silahlı gücüyle Harekât Ordusu’ndaki Miralay Hasan İzzet Bey’in komutasına girdi; İstanbul’a geldi. Ayaklanmayı bastırmaya yardım etti ama örgütü içindeki isyana engel olamamıştı. Makedonlar gittikçe Bulgarlara yaklaşıyorlardı. Muhtariyetten ziyade de Bulgaristan’a bağlanma arzusu hâkimdi. Bulgar çetelerinin Osmanlı topraklarına saldırıları, Makedonya'da yaşayan Bulgarların isyan yanlısı tutumları ve genel bir isyana hazırlık yaptıklarının her hallerinden anlaşılmaktaydı. Bulgaristan'ın tatbikat yapmak bahanesiyle sınırlara askerî birliklerini sevk etmesi, 1910'da Üsküp ve Cuma yörelerinde yerleşik Bulgar köylerinde ele geçirilen tüfekler söz konusu isyan hazırlıkları hakkında daha net bilgiler veriyordu. İsyancı Komitelere bu fırsatı Birinci Balkan Savaşı vermişti. Nihayet 8 Ekim 1912'de Karadağ,Sırbistan, Bulgaristan ve Yunanistan'ın Osmanlı Devleti'ne saldırılarıyla Birinci Balkan savaşı çıkmıştı. Savaşın sonunda Osmanlı Devleti tarihinin en ağır yenilgilerinden birini almış savaşın sonunda imzalanan 1913 Bükreş Antlaşması ile Makedonya toprakları elden çıkarak üç kısma ayrılmıştı. Bulgaristan Prin Makedonyası'nı denetim altına almış. Vardar Makedonyası olarak adlandırılan bölge Sırbistan tarafından işgal edilmiş Ve bu bölge Güney Sırbistan olarak isimlendirilmişti. Yunanistan ise Ege Makedonya’sı olarak isimlendirilen bölgeyi almıştı… VMRO başta olmak üzere Rum, Sırp, Bulgar ve Makedon terör örgütlerinin hazırladığı ortam işgal hareketlerini kolay hale getirmişti… Makedonya avucumuzun içinden kayıp gitti…
TARİH’TEN GELECEĞE HABERLER
Bu olaylardan yaklaşık 100 yıl sonra Osmanlı’nın hüküm sürdüğü Anadolu da şimdi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak bizler yaşıyoruz ve şu sıralar VMRO’nun Balkan coğrafyasının insanlarına yaptığının aynısını PKK bu ülkenin yurttaşlarına yapmakta. Yine gözyaşı yine kan ve yine şehitler…
Nasıl ki VMRO ilk eyleminde (1895) Ropcoz Kazası’nın Yanıklı Köyünü basarak 262 evi ateşe vermiş ve 125 Türkü katletmişse PKK da ilk eyleminde 1984 de Eruh ve Şırnak Baskınları ile Mehmetçikleri şehit etmişti.
Nasıl ki VMRO’yu Bulgar Ordusunun Subayları eğitmişse, ilk etapta PKK’yı da Filistin Halk Kurtuluş Örgütü lideri Ahmet Cibril eğitmişti…
Nasıl ki VMRO her başı sıkıştığında Avusturya-Macaristan ve Rusya’nın konsoloslarının kapısını çalmışsa PKK da A.B.D ve Avrupalı Devletlerin kapısını çaldı ve çalıyor.
Nasıl ki VMRO Sandansky, Damyan Gruev, Boris Sarafov gibi acımasız liderlere sahipti PKK da Abdullah Öcalan, Cemil Bayık, Duran Kalkan, Selahattin Çelik Mahsum Korkmaz gibi liderlere…
Nasıl ki Osmanlı terör belasına milyonlarca liralık zarar ödemişse Türkiye hala ödemekte…
Nasıl ki VMRO ve diğer ayrılıkçı Makedon-Bulgar örgütleri İlinden, Kruşova, Kresna, Cuma-ı Bala gibi ayaklanmaları organize etmişse PKK da Şırnak ve benzeri olayları…
Nasıl ki VMRO isyan bölgesi olarak coğrafyası zor Kruşova,Kresna gibi bölgeleri seçmişse PKK da ‘’Botan’’olarak belirttiği coğrafyası zor üçgeni…
Nasıl ki VMRO yaptığı zulümleri, işkenceleri, baskıları, yağmaları,’’insan hakları’’,’’eşitlik’’gibi perdelerin arkasına gizlemişse, PKK da demokrasi, insan halkları, halkların kardeşliği, eşitlik, Kürtlerin sosyal hakları gibi perdelerin arkasına saklanmakta…
Nasıl ki VMRO Mebusan Meclisi kurulduktan sonra Meclise siyasi kanadını sokmayı başarmış ve taleplerini bir şekilde orada gündeme taşımışsa, PKK da aynı şeyi yapıyor…
Nasıl ki VMRO son tahlilde bazı liderleri ile özerkliği talep etmiş ve federasyon talebinde bulunmuşsa PKK da aynı çizgiye geldi…
Nasıl ki VMRO ve diğer örgütler yaptıkları terör faaliyetleri ile yüzlerce yıldır bir arada yaşayan insanları, toplulukları birbirilerine düşman etmiş ve bu işi Balkan halkları için yaptığını iddia etmişse PKK da Kürt Halkı için(!) tüm Türkiye’yi germeye, nifak tohumları ekmeye devam ediyor…
Osmanlı teröristte, terörist muamelesi yapmayıp siyasi af vermenin, Özgür Mahkemelerinin Örgüt Liderleri hakkında verdiği idam kararlarını bozmanın, Avrupa’nın baskılarına boyun eğmenin, her sıkıştığında konuyu enine boyuna tahlil etmek yerine ‘’açılım’’yapmanın bedelini bölünme ve işgal ile ödemişti…
Osmanlı terörle mücadele de gevşek davranıp sonucunu acı ödemişti ve aynı hataları maalesef biz yaşıyoruz…
OZAN ARİF BODUR
KAYNAKLAR: Fikret Adanır, Makedonya Sorunu, Tarih Vakfı Yurt Yayınları,1996,Aykut Kansu,1908 Devrimi, İletişim Yayınları, Tarık Zafer Tunaya, Türkiye de Siyasal Partiler, c:1,İletişim Yayınları, Meltem Begüm Saatçi,’’19 YY. da Makedonya Sorunu Ve Makedonya da Kurulan Örgütler’’,Meltem Begüm Saatçi,’’20.YY. Başlarında Makedonya Bölgesinde Devlete Karşı Ayaklanmalar Kresna’dan Kruşova’ya Örnekler, Ahmet Altıntaş,’’ Makedonya Sorunu Ve Çete Faaliyetleri’’,İsmanil Hami Danişmend, İzahlı Osmanlı Kronolojisi, c:4,Türkiye Yayınevi, Enver Ziya Karal, Osmanlı TARİHİ, C:8,TTK Yayınları, Şevket Süreyya Aydemir, Enver Paşa, c:1Remzi Kitapevi, Erik Jan Zürcher, Modernleşen Türkiye, İletişim Yayınları, Gül Togay, Makedonya Meselesi, Afa Yayınları, Fahir Armaoğlu, Siyasi Tarih(1789–1960)İş Bankası Yayınları, Hudai Şentürk, Osmanlı Devletinde Bulgar Meselesi, TTK Yayınları,’’Makedonya Meselesi ‘’İslam Ans.... C:27,Diyanet Vakfı Yayınları, Erdoğan Tokmakçıoğlu, Osmanlı İmparatorluğunda İsyanlar, Geçit Kitapevi, Misha Glenny, Balkanlar, Sabah Kitapları. Soner Yalçın,’’Osmanlı’nın Öcalan’ı Kim?’