20 Mayıs 2014, 22:54 | #1 | |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Tevhide Hanım TEVHİDE HANIM Doğum tarihi 1847. 1902′de Manisa’da öldü. Babası Turgutlulu Limoncuzade Fehim Efendi. Annesi, İzmirli Sinanzade Ahmet Efendi’nin kızı Tahire Hanım. Manisalı Veznedar Çakmak Hüsayin Efendi ile evlendi. Bir kızları oldu. Kızını ve ardından kocasını kaybetti. Mevlevi tarikatına girdi. Şiirini annesi, kızı ve kocasını art arda kaybetmenin acısı etkledi. Bir divanı var. 1881′de yazıldığı tahmin edilen bu divanda kendi yaşamından ve Manisa’dan izler bulunur. Tevhide Hanım’ın önemi yaşadığı çağın coğrafyasını, insanlarını, kültürü ve günlük alışkanlıklarını yansıtmasıdır. Divanı Gürol Pehlivan, Bülent Bayram ve Mehmet Veysi Dörtbudak hazırladı. Manisa Belediyesi’nin desteğiyle yayınlandı. ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER GAZEL Çeşmime göründü âh bir peri âlicenâb Dün gece verdi ziyâ ‘aleme ol âfitâb Âhir çeşmime ben de âh bin cân ile müştâk iken Setrine sây eyleyip rûyına çekmiş nikâb Piyâde gezmiş yorulmuş terlemiş ol meh-likâ Seyr eyledim rûyundaki damlayan sanki gül-âb ‘Ahdinde kılmaz vefâ va’dinde hiç durmaz imiş Teşbihi etdim meşrebin sanki bir dönme dolâb Zihnini topla Tevhîde olma o bahrin gavsi Pirâhenden girîbânın alıp geri çekil yab yab GAZEL Senin mecburunum hâlâ inanmaz mısın ey şûh Benim yandığım nâra ‘aceb yazmaz mısın ey şûh Dün gece ağyâr ile lâdest tutup aldanmışsın Kuluna nevbet gelince aceb aldanmaz mısın ey şûh Gidip gülzara da’im sen edersin zevk ‘alemle Gelip hatıra ismim bir gün anmaz mısın ey şûh Cevr cânına yetmiş câna yine bilmem aceb Çekerek cefasını usanmaz mısın ey şûh Dün gece Tevhîde-zârın rahm edip hâline sen Verdiğin ikrârdan ‘aceb dönmez misin ey şûh DESTÂN-I MAĞNİSA Takrîr edem dinle nedir hâli Mağnisa’nın Söyleyim bak nedir ahvâli Mağnisa’nın Düğünde bayramda atlas hâre giyerler Bozulmaz yeşili alı Mağnisa’nın Mağnisa’nın içinde evliyâsı çok Mescidi camisi medresesi çok Hâfızı mütedâ müderrisi çok Okur bülbül gibi dili Mağnisa’nın Etraf köyden şehirlerden gelirler Handa hânelerde misâfir olurlar Sultân Camisi’ne sâf sâf dururlar Altın kemerlidir beli Mağnisa’nın Sultân Nevrûz günü Mesir saçarlar Cem olup cümle halk avuç açarlar Mollalar imâretden çorba içerler Her şehre ulaşır eli Mağnisa’nın Âşıklar pîrine eyler niyâzı Dere Kahvesi’ne asarlar sazı Karşısında bülbül eyler avâzı Açılır baharda gülü Mağnisa’nın Ulu Cami’nin vurur çanlı sa’ati Herkes vaktini bilir bulur râhatı Tüccarların budur dâim adeti Elden ele gezer malı Mağnisa’nın Bahar vakti gelir bülbül sadâsı Vardır erenlerin anda du’âsı Kışın kar ile dolar dağı ovası Akar boz bulanık seli Mağnisa’nın Çölünde Karaca Ahmed Sultân hazırken Üstünde Saruhan Baba nâzırken Sağda Hâki Baba solda Kırtık Sultân vezirken Deftede kayd olmaz vebâli Mağnisa’nın Cümle eknâf çâr köşeden gelenler Her birisi bir işe memur olanlar Kazanıp kârında bereket bulanlar Gitmez gözünden hayâli Mağnisa’nın Beldemiz üstü dağ önü mesire Bahar gelince cümle çıkarlar seyre Gel bunca evliyâları ziyâret eyle Şimdi çimendiferdir yolu Mağnisa’nın Tevhîde sözünde hilâfın yokdur Tatlıdır kavunu karbuzu çokdur Karına kaymağına hiç sözüm yokdur Namdadır yağ ile balı Mağnisa’nın ŞARKI Sana ne diyem ne söyleyem âh sana Bir himmetin yok imiş eyvâh sana Ederim bir âh-ı cân-gâh sana Gayri bundan sonra âlem bir yana Eyledin sen beni kendine meftûn Cevrin etdi dîdemi âb-ı Ceyhûn Serim sevdâya saldın aklım Mecnûn Gayri bundan sonra âlem bir yana Hevâ-yı zülfün ile hâlim tebâh Kalmadı âşıklığıma iştibâh Bir onulmaz derde düşdüm vâh bana vâh Gayri bundan sonra âlem bir yana Tîg-i hicrin hiç vermedi arayı Sînemde açdı nice pin yarayı Yazık etdin Tevhîde-i bîçâreyi Gayri bundan sonra âlem bir yana ŞARKI O yâr bana kaşın çatdı Elemim var elemim Câh-ı mihnetde bıraktı Kederim var kederim Çehr ile dün yâr geçdi Kadehde kanımı içdi Ciğerde yâreler açdı Veremim var veremim Dün meclisde iken dildâr Beni geçmiş yâre ağyâr Kendi ruhsât eylemiş yâr Haberim var haberim Gül koklamam gül üstüne Kişi kıyar mı dostuna Lâkin ağyârın üstüne Seferim var seferim Tahammülüm yok ne çâre Yüz vermesin ağyâre Arz-ı hâl yazmağa yâre Kalemim var kalemim Tevhîde bu meylim hele Ben şöyle verdim dilbere Vaz gelmem tâ be mahşere Yeminim var yeminim | |
|
Etiketler |
hanım, tevhide |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Şeref hanım | Zen | Tarih | 0 | 20 Mayıs 2014 22:52 |
Corinne Hanım'a | Kalemzede | Atatürk Köşesi | 0 | 18 Eylül 2011 15:07 |
Bey ve Hanım | Düş | Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler | 0 | 06 Nisan 2011 18:51 |
Hanım hakkı | Bozkurt- | Genel İslami Konular | 0 | 14 Aralık 2010 22:02 |
Hanım Hanım Elbiseler.. | Dilara | Ah Kadınlar | 0 | 03 Eylül 2008 23:50 |