20 Mayıs 2014, 22:52 | #1 | |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Şeref hanım ŞEREF HANIM 1809′da İstanbul’da doğdu, 1861′de yaşamını yitirdi. Yenikapı Mevlevihanesi kabristanına defnedildiği sanılıyor. Mehmed Nebil Bey’in kızı. Şairi bol ve kültürlü bir ailenin mensubu. Kadirî ve Mevlevî tarikatlarına girdiği biliniyor. Sıkıntılarla dolu bir yaşam sürdü. Padişah II. Mahmud ve Valide Sultan’a yazdığı şiirlerinde bu sıkıntıları anlatır. Geleneksel kalıplar içinde kalan şiirleri sadelikleri ve düzgün anlatımlarıyla dikkat çeker. İlk kez 1867′de Matbaa-i Âmirane’de basılmış bir divanı var. ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER KASİDE Kasîde-i Bahâriyye der Hakk-ı Müşâriin-ileyh - Berây-ı Âlî Paşa - Açıl ey gonce-i zîbâ açıl fasl-ı bahar oldı Hezârın hasret-i dîdâr ile derdi hezâr oldı Donandı her taraf üşkûfe-i elvan ile yer yer Yine sun’-ı Cenâb-ı Kird-gârı aşikâr oldı Takarrub edicek teşrifi sultân-ı gülin nâ-gâh Dikildi tûğ-ı şâhî bağ u sahra kânı-kâr oldı Bahar erdûsını sünbül-teber tebşire geldikde Kurup çadır çiçekle muntazır her kûh-sâr oldı Bu eyyâm-ı ferah-zâye tahassür çekmeden fulya Sarardı sureta bir âşık-ı zar u nizâr oldı Meğer neşv ü nema bulmuş şarâb-ı erguvan ile Anın’çün çeşm-i dilber gibi nergis pür-humâr oldı Görüp zülf-i arûsın ziynet ü dârâtını bî-şekk Civan perçem başa çıktıkda gayet dil-figâr oldı Benefşe çıkdı her-câyî deyu ifrât-ı ye’sinden Olup sünbül perişan lâle yek-ser dâğ-dâr oldı Eder şeb-bû ile ay-çiçeği gece safa, mehtâb Görince fûl-ı bahrî yollar üzre hep nisâr oldı Düzüp zerrin kadehle bezmini çark-ı felek güya Çekildi bir kenâre cümleden sâhib-vakâr oldı Sarıldı nahl-ı leylâk üzre güya bir çiçekli şal Bakup serv u sünûber bîd-i reşkiyle çinâr oldı Şakâyıkda görince revnak ü rengi kemâlinde Hasedle zenbakın hep akl u fikri târ u mâr oldı Bilür erbabı kadrin bak alur göz ile haşhaşa Ki attâr-ı felekden ehl-i keyfe ber-güzâr oldı Karanfil yâsemen aşkile sîne çak çak etdi Ya her dem tazeye meyi etmede bî-ihtiyâr oldı. Ne kabil misk-i Rûmî ıtr-ı şâhîyle ola hem-bû Girince araya şimşir bu da’vâ ber-karâr oldı Bütün ezhâre hâlât-ı hazânı etmeğe ifşa Gelüp kartopu güya tercemân-ı rûzigâr oldı Bahâriyye temam olduysa da ey hâme güya ol Gazel de söylemek şâirlere çünkim şiar oldı Yine ey gül-izâr-ı işve vakt-ı âh u zar oldı Bu da’vâya delîl ü şâhid istersen hezâr oldı Buyur geşt ü güzâr et cümle ezhârı çemen-zârın Kudûmın öpmeğe hep dîde dûz-ı intizâr oldı Görince bülbülün cûş u hürüsün fart-ı gayretle Benim de seyl-i eşkim ğıbta-bahş-ı cûy-bâr oldı Gelüp bâd-ı sabâ dedi Şeref geç bu hevâlardan Bu nazmın gerçi evrâk-ı sipihre yadigâr oldı Ne sarf etdin bahara cevher-i güftârını ancak Sebeb-i asayiş dünyâya bir âlî-tebâr oldı Edersin medh ol zât-ı şerifi et ki âlemde Senası mahz-ı farz u her sağar ü her kibar oldı Bu vasfa Hazret-i Alî Emîn Paşa sezadır kim Duây-ı devleti vird-i zeban ü her diyar oldı Makâm-ı âliyi teşrif edel’den zât-ı ülyâsı Umûr-ı hâriciyye nâzırıyle pür-vakâr oldı Huzurunda şükûfe şîşesi olmak ümidiyle Ne rütbe şimdi çeşm-i bülbüle bak i’tibâr oldı Nesîm-i lutfı ğâlibdir bahara ehl-i hâcâtın Nihâl-i maksad u amali hep pür berg ü bâr oldı Nisâr olmakda gerçi cümleye nakd ü inâyâtın Senin hakkında ise şad hezâr u bî-şümâr oldı Düşüp ümmîd-i afv ile der-i ihsanına gönlüm Bilür cürm ü kusûrın pây-mâl-i i’tizâr oldı Kerem-kârâ şeref-sadrâ sipihr-i devlete bed-râ Eğerçi bunda ıtrâ’-ı makâla ibtidâr oldı Vesîle-cûy idim neşr etdim işte bu bahaneyle Bütün ezhâr bûy-i midhatinden hisse-dâr oldı Kıyâs olsa yanında bir içim su gibidir nîsân Ki cûd u şefkatin baranı bahr-ı bî-kenâr oldı Umûrında muvaffaksın o rütbe zanneder herkes Ya Zât-ı Hızr yâ tevfik-i Bari müsteşar oldı Bekây-ı ömr ü ikbâlindir elbet matlabı halkın Vücûdın mutlaka dünyâya lutf-ı Gird-gâr oldı. Penâh eden hücûm-ı ceyş-i gamdan olur asude Der-i Devlet-meâbın bir hısâr-ı üstüvâr oldı Değil fahriyye yazmak gerçi haddim kendi hakkımda Bana Zât-ı Şerifin lîk mahz-ı iftihar oldı Ederken âh ü feryâd endelib efsâne dinlemez Şeref, başla du’âya gayrı vakt-ı İhtisar oldı. Akîb-i cemrede her sal meymûn fal dendikce Cihâna feyz-i nevrûzın yeter pertev-nisâr oldı Riyâz-ı ömr ü câhı haşre-dek her dem bahar olsun Denildikçe yine vakt-ı safay-ı gül-izâr oldı. (Mefaîlün mefaîlün mefaîlün mefâîlün) GAZEL Dildeki dag-i füruzanım ile eğlenirim Geceler kendi çerağınım ile eğlenirim Ederim züver-i aguse-i hayalim yâri Daima hidmet-i mihmanım ile eğlenirim Söyletip çektiğini şuh-i cefakarından Sergüzeşt-i dil-i nalanım ile eğlenirim Komaz avare vü tenha beni manend-i safa Yine derd-ü gam-i cananım ile eğlenirim Dest-i ahım dokunup saz-i derunun teline Nağme-i nale vü efganım ile eğlenirim Söyleyip serd-i mihmetle nice taze gazal Şeref eş’ar-i perişanım ile eğlenirim GAZEL Dili şuride hayfa yâre, yâr ağyare maildir Bilinmez hikmeti bülbül güle, gül hare maildir Olursun pür gadab ben arzıhal etdikçe sen emma Cefakârım, mizacın çare ne ağyare maildir Şikâyet sanma rencü zahmi aşk eyler isem izhar Tabibe haste elbet derdini iş’are maildir Kaçınmaz şulei didarı yâre can atar daim Benim mürgi dilim pervane âsa nare maildir İder tahsin nazmı dilküşasın eylesen tanzir Şeref tab’ı selisim böyle hoş küftare maildir KITALAR Bir vech ile kabil değil icrayı teşekkür Şâdoldu şeref zar iki yüzden agâh Eüdi beni teltif reis oldu efendim Hem kıldı iki yüz kuruş ita bana her mah … Keramet tâ ezelden dadı Hakmış zatına bildim Benim keşfeyledin arzetmeden hali perişanım İkişer yüz kuruş mahiye ihsan eyledin hakka Şeref bir akçeye şayan değilken ey keremkânım … Kemalü ömrünü lûtfundan efzun eylesün Mevlâ Cihan durdukça dur sadrında sen ey himmeti Âli Şeref zatın maaş tahsisi ile şimdi sayende Değildi habbeye malik pür oldu ceybi amali | |
|
Etiketler |
hanım, Şeref |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Şeref, sizin bayan. | Sue | Aşk ve Sevgi Köşesi | 0 | 11 Ağustos 2012 15:19 |
Şeref Taşovalı | Düş | Halk Ozanlarımız | 0 | 02 Mayıs 2011 16:02 |
Hanım Hanım Elbiseler.. | Dilara | Ah Kadınlar | 0 | 03 Eylül 2008 23:50 |