17 Mayıs 2014, 16:17 | #1 | |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Enderun Öğrencileri Topkapı Sarayının 3.avlusunda bulunan ve bir devlet adamı yetiştirme akademisi hüviyetindeki öğrenciler Enderunlular olarak adlandırılırlardı ve buradan mezun olduklarında kızı ve erkeği ile devlet yönetiminde istihdam edilirlerdi. Bir İngiliz sefiri(elçisi) Enderun mektepleri hakkında şunları söylemektedir: “Osmanlılar, aldıkları esirlere hiç kötülük yapmıyor, kardeş gibi davranıyorlar. Hangi milletten, hangi dinden olursa olsun, küçük çocukların zekâlarını ölçüyorlar. Keskin zekâlı çocuklar, seçilerek saraydaki Enderun denilen mekteplerde, değerli öğretmenler tarafından okutuluyor, İslâm bilgileri, İslâm ahlâkı, fen, kültür dersleri verilerek, kuvvetli, başarılı Müslüman olarak yetiştiriliyorlar. Osmanlı ordularını zaferden zafere ulaştıran değerli kumandanlar, Sokullular ve Köprülüler gibi seçkin siyaset ve idare adamları, hep böyle yetiştirilen keskin zekâlı çocuklardı. Osmanlı akınlarını durdurmak için, bu Enderun mekteplerini ve bunların kolları olan medreseleri yıkmak, Osmanlıları fende geri bırakmak lâzımdır.” Burada bir konuyu özellikle belirtmemiz gerekiyor: Osmanlının temel amacı toplumda adaleti gerçekleştirmekti. Adaleti gölgeleyen faktörlerin başında da arkadaşlık, dostluk, akrabalık, kan bağı vb. yakınlıkların geldiği bilinen bir gerçektir. İnsan; arkadaş ve kan bağının bulunmadığı bir bölgede adaleti daha kolay tatbik edebilmektedir. İşte Osmanlılarda, en yüksek devlet görevlerinin devşirmelere verilmesinin temel sebebinin bu husus olduğu daha iyi anlaşılmaktadır. Yani onlar, toplumda kan bağı, akrabalık gibi kişiyi etkileyen faktörlerden uzak olduklarından adaleti daha rahat gerçekleştiriyorlardı. Birkaç hainin durumuna bakılıp ta, gerçekleri göz ardı etmek ilmî realiteyle asla bağdaşmaz. Enderun öğrencileri, gün doğmadan iki saat önceden kalkar, hamama gidip yıkandıktan sonra, toplu halde sabah namazını kılarlardı. Diğer bütün vakit namazları da cemaatle kılınırdı. Padişah İstanbul’da ise sabah namazları Ayasofya Camii’nde padişahla beraber kılınırdı. Yatış ve kalkışları güneşin doğuş ve yatsı namazının vaktine göre değişirdi. Çoğu zaman yatsı namazı kılındıktan sonra yatılırdı. Perşembe günleri yatsıdan sonra her odada, topluca padişahın sıhhat ve selameti için dua, din ve devlet düşmanlarının kahrı için topluca beddua edilirdi. Giyim ve kuşamları, bizzat padişah tarafından temin edilir ve mertebelerine göre farklılık gösterirdi. Elbiselerin düzenli ve temiz kullanılmasına özen gösterilirdi. Enderun öğrencilerinin faydalanması için Enderun Kütüphanesi vardı. Topkapı Sarayı’ndaki diğer kütüphanelerden de faydalanılırdı. Bütün eğitim öğretim masrafları bizzat padişah tarafından karşılanırdı. Temizlik ve nezaket kurallarına son derece dikkat edilirdi. Mesela yere tükürmek, öksürürken mendilini ağzını kapamamak, kirli elbise giymek cezayı gerektirirdi. Verilen cezalar katı ve sertti. Bu disiplin ve ceza anlayışı öğrencilerin sabırlı, dayanıklı, saygılı ve alçakgönüllü olmasını sağlıyordu. Askerlik, siyaset ve teknik konuların ağırlıklı olarak okutulduğu Enderun Mektebi’nin bir diğer özelliği, saray içinde bulunması ve bütün derslerin Türkçe okutulmasıdır. Fatih kanunnameleri ve Enderun Mektebinin durumu da gösteriyor ki, Osmanlı devrinde Türkçeye devlet dili olarak gereken önem verilmiştir Osmanlı devrinde Türkçenin devlet dili olarak hâkim olmasının bir başka sebebi de Enderun Mektebi’dir. Enderun, saray içinde bir okuldur. Sarayda, orduda ve hükümet işlerinde çalışacak memurları ve hizmetlileri yetiştirmek bu okulun görevi idi. Bu okulda okuyanlar, her bakımdan Türkçeyi en iyi şekliyle bilmek zorundaydı, bu nedenle de Türkçe derslerinin saatleri çoğaltılmıştır. Türkçe yazı çeşitlerini, güzel yazıyı, millî mu******zin usûl ve kaidelerini öğretmek de Türkleştirme siyasetini sağlayan ve millî kültürü kuvvetlendiren tedbirlerdendir. Enderun mektebinin açılmasından maksat Hıristiyan tebaadan alınan yetenekli çocukları, gerçek Müslüman iyi ve güvenilir bir devlet adamı ve asker yapmak, sanatkâr ruhlu olanların yeteneklerini geliştirmekti. Bu, bir anlamda “beyin göçü”ydü. Askeri temele dayalı Osmanlı Devleti’ne, yetenekli kumandan yetiştirmek gereği büyüktü. Üstelik bu gereklilik, devamlı büyüyen ülkenin farklı din, dil ve kültürlere mensup kitleleri idare edecek; çekip çevirecek kadrolara ulaşmak için ivedilikle sağlanmalıydı. Padişah, devlet erkini, ancak, kendisine mutlak şekilde bağlı, sadık, minnet duygularıyla dolu, aynı zamanda çok iyi yetişmiş ve yetenekli kişilere teslim edebilirdi. Enderun’un açılmasının esas temelinde bu düşünce vardı. Sadece devlet yönetimi ile ilgili düşünce ve tutumlarında değil, genel olarak insan anlayışlarında da tebaaya karşı tutumlarında asla bir zorlama vuku bulmamıştır. Enderun mektebine önceleri devşirme çocukları alınırken daha sonra İstanbul ve Anadolu’dan Müslüman çocukları da alınmaya başlandı. Esasen Kanuni Devrinden itibaren Türk çocukları da Enderun Mektebi’ne alınmıştır. Nitekim Osmanlı bürokrasisi sadece devşirmelerden ibaret değildir. Divan ve taşra teşkilatında da yükselme olup buralar genelde Türklerin hâkim oldukları kurumlardır. | |
|
Etiketler |
enderun, öğrencileri |
Konuyu Toplam 1 Üye okuyor. (0 Kayıtlı üye ve 1 Misafir) | |
| |
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Enderun Mektebi | Zen | Tarih | 0 | 17 Mayıs 2014 16:16 |
Enderun-i Hümayun nedir? | Zen | Tarih | 0 | 09 Mayıs 2014 23:06 |
Enderun | Violent | Tarih | 0 | 18 Mart 2014 21:40 |
If öğrencileri | Bozkurt- | Yalan Haber | 5 | 25 Kasım 2010 09:32 |
Enderun Mektebi | YapraK | Tarih | 0 | 13 Nisan 2009 20:58 |