Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
IF Ticaret Yüzdesi:(%)
Kara Mustafa Paşa'nın Kişiliği
Tarihçiler Kara Mustafa Paşayı korkusuz, atak, kararlı, kendini beğenmiş, saplantılı, saltanat ve gösterişe düşkün bir devlet adamı olarak tanıtırlar. Onu bu özelliklerde biri olarak tanıtmakta, düşünce ve işbirliği içindedirler. Yabancı devletlerden gelen büyükelçilere karşı gösterdiği sert, itici davranışlarıyla ünlendirirler. Bazı tarihçilerimiz ise onu okumamış, kültürsüz, bilgisiz olarak tanıtmaya çalışmakta, acımasızca saldırmaktadır. Okumamış, bilgisiz, kültürsüz birisi olduğu düşünülemez; çünkü, Sadrazam Köprülü Mehmet Paşanın oğlu Fazıl Ahmet paşa ile birlikte eğitim gördüğü bu konuyla ilgili tüm kaynaklarda belirtilmektedir. Ayrıca estetiğe, sanata ve dinler tarihine karşı devasa bir ilgisi vardır. İnşa ettirdiği devasa kütüphane ve kervansaraylar, görev almış olduğu makam ve aile kayıtları da bunun bir kanıtıdır. Sertliği, kendini beğenmişliği, kişiliğinden ve mevkiinin getirdiği özellikler olarak düşünülmelidir. Ancak bu özellikleri hiçbir zaman devlet çıkarlarını kendi kişisel çıkarlarının altına düşürmemiştir. Dürüstlüğü ve cesareti ona "Kara" sıfatını kazandıran başlıca özellikleridir. Ailesinde kendisinden sonra birçok devlet adamının yer alması da bu karakterin bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Uğradığı tek ve son başarısızlık Viyana Kuşatması'nda aldığı yenilgidir. Bilindiği gibi Viyana'yı Kanuni Sultan Süleyman da kuşatmış ama alamamıştır. Kara Mustafa Paşa'nın böylesine zor ve güç bir işe girişimi bile alkışlanacak bir davranıştır. İşin sorumluluğunu yalnızca ona yüklemek ise acımasızlıktır. Savaş başarıyla sonuçlanıp Viyana alınsaydı Osmanlının gelmiş geçmiş en önemli Sadrazamı olarak tarihe geçmeyecek miydi? Kuşkusuz onunda pek çok devlet adamında olduğu gibi, kusurlu yönleri vardır. Şunu da belirtmek gerekir: Osmanlılar döneminde kırk kadar Sadrazam ölümle cezalandırılmış; ancak, hiçbiri hakkında Kara Mustafa Paşa konusunda olduğu kadar yazılmamış, tartışılmamış ve konuşulmamıştır. Saltanat düşkünlüğünü sarayındaki savurganlık ve gösterişli yaşantıyı tarihçilerin bazıları abartarak anlatmaktadır. Bununla beraber kibirliliği sayesinde Tatar Hanını dinlemeyip saldırıda geç davranması Osmanlının gerileme döneminin başlangıcı olarak bilinir. Bunun içindir ki ençok adından bahsedilen sadrazam olmuştur. Bunun haricinde padişahla yaraşır ve hatta yer yer onu aşan bir zenginliğinin olması, Avcı Mehmed'in, başından beri Sadrazam'ın düşmanı olan Tatar Hanı'nı dinleyerek Sadrazam'ı idam ettirmesine yol açan başlıca sebeplerden biridir.